Fenerbahce Dergisi’nin 146 no’lu Nisan 2015 sayısında yer alan roportajın tam metni aşağıdaki gibidir. Mahmut Uslu: “Fenerbahce’ye minnettar olmaları lazım” Dededen toruna Fenerbahcelilik vardır ya hani, işte oylesi bir gururu yaşayandır… Anaların bile susturamadığı bebekler icin bir formul geliştirebilirsiniz belki yarınlarda ama susturulamayacak insanlar da vardır, ve O işte oyle biridir. Havası Lacivert, suyu Sarı’dır… Kelimeleri sıralayıp, cumleleri oluşturup, Fenerbahcesi’ni savunup, cezalara maruz kalandır… Yorgunluk bilmeyen, hedeflerini şampiyonluk olarak belirleyen, bu yolda taraftarı ile yuruyendir… Konuşurken sinirli, anlatırken erdemli, dinlerken anlayandır… “Soz var gelir gecer, soz var deler gecer” deyiminin delen gecenidir… Fenerbahcemizin ve Başkanı’nın yılmaz savunucusu, sporcuların ağabeyi, yonetimin sesi, taraftarın nefesidir… Kazanınca engin, kaybedince dingin olandır… Ay - yıldızlı bayrağa, Mustafa Kemal Ataturk’e olan bağlılığı damarlarındaki asil kandan gelmektedir… Saygının ve sevginin hocasıdır… Fazla soze ne hacet, kendileri de 25 milyon gibi Fenerbahce’dir. Fenerbahce Spor Kulubu Yonetim Kurulu Uyesi, Genel Sekreterimiz ve Basın Sozcumuz Sayın Mahmut Uslu, Fenerbahce Dergimize roportaj verdi. Sayın Mahmut Uslu, gecmişten gunumuze dek yaşanan onemli sureclerle ilgili son derece acıklayıcı, bazen huzun veren, bazen sevindiren acıklamalarda bulundu. -Sayın Uslu, bize Fenerbahce’yi ve Fenerbahceliliğinizi anlatır mısınız? Ben Fenerbahce Yonetimine 14 sene once girdim. Sonrasında 3 sene ara verdim. Geldiğimde secme ve secilme hakkı boyle değildi. Yani, eskiden oy kullanabilmek icin 2 sene bekliyordunuz. Ben Yonetime girdiğimde 1 senelik uyeydim ve oy kullanma hakkım yoktu. Bu arada benimde 2-3 kere uyelik talebim reddedildi. İlki Ali Şen Başkan doneminde diğeri tesadufen Aziz Başkanımızın doneminde. Cunku uye olmak o donemlerde kısıtlıydı, kulup tam olarak oturmamıştı. Son 16 yılda her bakımdan kurumsal olarak cok iyi yerlere getirildi. O zamanlar gruplar vardı, kontenjan limitli olduğundan herkesi uye yapmıyorlardı, biz de dışarıdan biri olduğumuzdan kabul gormedik. Oysa ben o sırada Basketbol Federasyonu 2. başkanıydım. Basketbol Milli Takım antrenoruydum. Herkes de biliyordu ki, cok iyi bir Fenerbahceliydim ama dışarıda bir Fenerbahceliydim. BİZ DEDEDEN FENERBAHCELİYİZ Bizim Fenerbahceliliğimiz, rahmetli Yaşar Kemal’in dediği gibi; “Ben senin babanı tanıyorum, ben solcu, o sağcıydı ama bir tane takım varmış Sarı- Lacivert Toros Spor diye, biz Toros Spor’dan beri Fenerbahceliyiz.” İşte, biz de hakikaten dededen Fenerbahceliyiz. İlklerdeniz ama biz uye değildik. Adanalıyız biz. Ancak, Aziz Yıldırım Başkanın 2. doneminde uye oldum Kulubume. İŞTE BU YUZDEN 1 MİLYON UYE PROJESİ ONEMLİ Hedef 1 Milyon Uye Projesi’nin onemini vurgulamak icin yukarıdaki bilgileri verdim size. 2 kez uyeliğim reddedildi. Yani uye olamıyordunuz. Ekonomik durumlar iyi olsa bile kuluplere uye olunamıyordu halen bazı kuluplerde olduğu gibi... Ama Fenerbahce bunu aştı, bu projeyi acarak herkese o şansı verdi. “Ben Fenerbahceliyim” diyen herkese o şansı verdi. Şimdi sistem her gecen gun oturuyor. Bazı aksaklıklar var ama onumuzdeki Genel Kurul’da o aksaklıklar da duzelir. Hedef 1 Milyon Uye Projesi, şu anda rayına girmiş vaziyette inşallah daha da onemli yerlere gelecektir. AYAKTA KALAN TEK KURUM FENERBAHCE -Sayın Mahmut Uslu, kongre uyeliği 10 bin lira iken, temsilci uyelik icin neden 5’te biri bir bedel olan 2 bin lira talep edildi? Bunun nedeni şu: Biz halkın takımıyız. Buradaki en onemli konulardan bir tanesi, son yıllarda Turkiye’de cok onemli gelişmeler oldu. Bu konularda cok rahat konuşabiliyorum. Son 17-25 Aralık olayları, oncesindeki gelişmeler. Geriye donup bakıldığında Tubitak gibi teknik bir kurum, Askeriye, Universiteler de dahil kurumlar ayakta kalamadı. Cok zedelendiler. Bir tane kurum ayakta kaldı; o da Fenerbahce Spor Kulubu. Bu Milli Mucadele ruhudur. Fenerbahcelilerde de bu fazlasıyla mevcut. Yoksa 500 bin kişi Bağdat Caddesi’nde yurumez, yoksa 1 milyon 200 bin kişi Anıtkabir’e gelmez. Sadece onlar değil, rakip olduğumuz kulupler, sempati duyan duymayan butun kulupler formalarıyla insanlar geldi. Bir tane ortak nokta vardı: Turk bayrağı. Evet, Fenerbahce bu ruhla ayakta kaldı. Butun bunlara rağmen, 3 Temmuz surecinde ve sonrasında her sene yine zirveye oynadık. 16 yıldır biz yoneticiyiz, arada 3 sene bolsek de, 16 yıldır her sene zirveye oynamak herkesin harcı değil. Bugun Bayern Munih bile 16 senede 3 ya da 4 kere zirveye oynayamadı. Biz sadece son yıllarda 2008-2009 sezonunda 4. olduk, Aragones donemi. O da ligin sonuna doğru. Bu işler cok kolay olmuyor. Burada gerek yonetici, gerek antrenorler, gerek oyuncular hepsinin buyuk payı var. Bence en buyuk pay 12. Adamın ve taraftarımızın ve bu yonetimin arkasında duran Yuksek Divan Kurulu Uyeleri ve Kongre Uyelerimizindir. DEMOKRATİK BİR KULUP OLDUK Sorunuza gelirsek, Fenerbahce Kongre uyeliğini ne kadar cok tabana yayabilirsek o kadar guclu olacağımızı anladık. Bu proje 8-9 sene evvel ben yonetimdeyken konuşuluyordu. Bugun cıkmadı. 2000 TL olmasının nedeni de buydu. Yani insanların ekonomik gucu yok. Bugun cok insan işsiz. Turkiye’de cok problemler var. Problemsiz bir gun yaşamıyoruz. Dolayısı ile Kulup uyeliğini 5’te 1’e indirelim, demokratik bir kulup olduğumuzu da ispat edelim istedik. Normal nasıl delegasyon sistemi var. Onlar kendi aralarında yonetim kurullarını secsinler, bu yonetim kuruluna girenler secme ve secilme haklarına sahip olsunlar istedik. TEMSİLCİ UYELİĞİN AVANTAJLARI Butun temsilci uyelerimizin secilme hakkı var. Secme hakları da 200’de 1 var. Dolayısıyla her secimde demokratik olarak secsinler, delege belirlesinler o da gelsin oyunu kullansın. Bir avantajı daha var bu 2000 TL’lik uyeliğin; ileride belli bir parası olduğu zaman, 8 bin TL daha odediğinde otomatikman kongre uyesi oluyor. Yani ileride biz bu 10000 TL’yi, misal olarak soyluyorum, tabi cok iddialı bir şey bilmiyorum ona genel kurul karar verir ama 2 sene sonra kongre uyeliğini 15000 TL yaptığımızı duşunelim, 2 bin TL’ye uye olan temsilci uyelerin o zaman yine 10000 TL’den uye olma hakları da olabilir. Bu cok onemli. Temsilci uye konularında da cok hassasız. Yani butun bunları ne icin yapıyoruz? İleride tabanı cok geniş olan, 1 milyon uyesi olan, yani bizim hedefimiz inşallah 1 yıl icinde 100 bin uye. Bunun tahminimiz % 30 veya 25’i kongre uyesi, % 70 veya 80’i de temsilci uye olacak gibi gozukuyor. SABIKA KAYDI İLE UYE OLABİLİYORSUNUZ -Sayın Genel Sekreter, kongre uyeliği ve temsilci uyeliklerde istenilen rakamlara ulaşmak ne demek? İstenilen rakamlara ulaşmak şu demek: 3 sene sonraki genel kurulda yaklaşık olarak 50-60 bin kişiyle, belki de 70bin-100 bin kişiyle kongre yapılacak demek. Bu cok ama cok buyuk bir olay. Turkiye’nin en buyuk sivil toplumu olan, politikaların ustunde olan, en başta ifade ettiğim gibi; Milli mucadele ruhu taşıyan bir kulubun ve insanlarının fakiri, zengini, engellisi, spor yapabileni, kadını, erkeği, genci ve yaşlısı ile boyle buyuk bir camia burası. Her goruşten insan var. Ve hepsi de uye olabilir, yonetime girebilir. Hic kısıtlama yok. Sabıka kaydıyla Kulube uye olabiliyorsunuz. Burada kimseye kapıyı kapatmıyoruz. 2000 TL olmasının başka bir nedeni ise insanlar taraftarken cok konuşuyor. Yonetimlere girmek istiyorlar, konuşuyorlar, eleştiriyorlar. Hepsi doğrudur. Cunku yonetimlerde yapılan her şey doğru olmayabilir. Her şey insanların duşunduğu gibi de olamaz. Ama o yonetimin icine, o kongrenin icine girdikleri zaman, o havayı kokladıkları zaman gorecekler ki yapılabilenler var, yapılamayacaklar var. Oyle kolay işler değil. TOPARLANMAYI AZİZ YILDIRIM YAPTI Bunu da başlatan Aziz Yıldırım’dır. Başkanımız bu kulubu derleyen toplayan bir insandır. Tabiî ki daha evvelki başkanlarımız, rahmetli olanlar, şu anda sağ olanlar, hepsinden Allah razı olsun. Cok emek vermişlerdir, cok onemli işler yapmışlardır. Ama Aziz Yıldırım butun bu yapılanların uzerine cok cok onemli katkılar sağlamış ve toparlamıştır. Yalnız tesisleşmeden bahsediliyor. Yalnız tesisleşme değil. Gercekleştirdiği birlik ve beraberlik sayesinde camiamız Hedef 1Milyon Uye Projesi’ne musaade etmiştir. Şu anda butun kongre uyeleri, divan kongre uyeleri, % 99’u bu projeyi destekliyor. Cunku insanlar anlamışlardır ki; Tabanda ne kadar cok butunleşme sağlanırsa, o kadar guclu oluruz. Once manevi ve maddi olarak guclu oluruz. Sportif başarılar ondan sonraki gelişmeler. 3 TEMMUZ NELER KAYBETTİRDİ? -Sayın Mahmut Uslu, kulubumuz son derece ağır bir kumpasa maruz kaldı. 3 Temmuz sureci manevi olarak tum Fenerbahcelileri yaraladı, uzdu, peki maddi olarak ve sportif başarı olarak neleri aldı goturdu? Bizim onumuz cok acımasızca kesildi. Ben yonetimde değildim o donem, dışarıdan bakan gozle cok rahat soyluyorum; cok muazzam bir takım kurulmuştu. Santoslu, Nianglı, Luganolu. Alex’le ilgili problem falan da yoktu. Stoperleri ile, sağ bek ve sol bek bunların hepsi hazır ve cok onemli bir takım oluşmuştu. Aziz Yıldırım bunu başarmıştı. Ondan 2 sene evvel biliyorsunuz Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e girmiş bir takımdı. Bu takımın uzerine takviyeler yapılacak ve cok onemli yerlere gelebilecekti. Nerelere gelecekti? Belki ilk 4’e girecekti, belki final oynayacaktı, belki de şampiyon olacaktı. Ama bunlar da onemli değil. Muhim olan; Avrupa’da her zaman ilk 8’e, ilk 4’e girebilecek takımımızın olmasıydı. Bunu da yakalamıştık. 3 Temmuz butun bu aşkı, butun bu hayallerin hepsini bitirdi. Hani var ya kışlaları dağıttılar, silahın topunu aldılar, aynı o hale getirdiler Fenerbahce’yi. Bazı oyuncular satıldı. Oyuncular gitmek istememelerine rağmen mecburen gittiler. Cunku kapıda 400 milyon borc var ama onun karşılığında Şampiyonlar Ligi vs. gelecek gelirleri var. Bunların hepsi kesildi. BU KULUP BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE YONETİLİR Fenerbahce’de başkanlık yapmak cok zor, idarecilik kolaydır. Ben yonetime girmeden evvel de aynı şeyi soyluyordum. Fenerbahce’de başkanlık sistemi vardır. Şimdi diyorlar ya başkanlık sistemi. Evet, bu kulup başkanlık sistemiyle yonetilir. Başkanlık sisteminde demokrasi vardır. Yonetim kurulunda herkes fikrini acık acık soyler ama sonunda başkan ne derse o olur. Sistem budur. Cunku başkanlık sisteminde genel kurul uyeleriniz başkanı seciyor. Tabii ki yoneticiler, bizler cok onemliyiz. Tabii ki bizimde onemli fonksiyonlarımız var ama başkan onemlidir. Siz başkanı hapse atmışsınız. Kulup ‘Tığ teber’ kalmış. Allah razı olsun o zamanki Nihat Ozdemir gibi, Ali Koc gibi ve diğer yonetici arkadaşlarımız gibi butun yonetim kurulu uyeleri darbe uzerine darbe yiyen kulubu ayağa kaldırmışlardır ve başkanın hapiste olmasına rağmen hic olmazsa belli yerlere getirmişlerdir. SPONSORLUK MUESSESİNİ FENERBAHCE BAŞLATTI Bakın o donemlerde takımı dağılmış, her turlu kotuluk yapılmış bir kulupte yine zirveye oynamışız. Kız voleybolunda daha evvel dunya şampiyonu olmuştuk, yine aynı başarıyı elde etmişiz. Erkeklerde cok onemli başarıları gercekleştirmişler. Şimdi herkes hor gordu. Eskiden Turkiye de kimse Avrupa şampiyonluğu değil, finaline cıkamazdı. Fenerbahce’nin gelmesiyle bu makus talih değişti, buyudu. Fenerbahce’nin gelmesiyle şu anda reklamlarını yapan Eczacıbaşı, Vakıfbank, Halkbank -ki bunlar hep devlet yani kamu takımları- bunların hepsinin Fenerbahce’ye minnettar olmaları lazım. Cunku Fenerbahce buyuttu bu olayı. Fenerbahce verdi bu imajı. Daha evvel biliyorsunuz sponsorluk yoktu. Fenerbahce sponsorluk muessesesini getirdi. Sponsorlarımız oldu. Ulker Grubu erkek takımızın sponsoru. Artık sponsor olmazsa amator branşlarda hicbir şey yapamayız veya devlet yardım edecek. Cunku olay oraya gidiyor. Futbol takımından ne bir para verebilirsiniz ne bir para alabilirsiniz, şirketleşmiş cunku. Gelirlerin hepsini halka actığınız zaman onların uzerine vermişsiniz. Durum boyle. KİMSEYE MUHTAC OLMAYAN BİR KULUP OLACAĞIZ Buradan tekrar Hedef 1 Milyon Uye Projesi’ne geliyorum, cok onemli bir proje. Biz yoneticiler olarak bunu cok onemsiyoruz. Biz tabiî ki şampiyon olmak icin uğraşıyoruz. Bizim icin 1 Milyon Uye hedefe ulaşırsa, biz bunları gorursek 5-6 yıl sonra en buyuk mutluluğu biz paylaşacağız. Cunku o zaman ne borcu, ne harcı olan. Yalnızca uyelerin aidatıyla 50 milyon gibi bir paraya sahip olan, amatorleri de hic kimseye muhtac olmadan yoneten bir kulup haline gelecek burası ve nereden baksanız 8-10 tane şehirde kendi tesisleri olan, sosyal dayanışması olan bir sistem kurulacak. Yatırımlar yapılacak. Dolayısıyla bu kadar onemli bir olaydır… Fenerbahce’nin 3 Temmuz olayında yaşadığı ağır travmaların yaraları sarılıyor. Onun icin boyle gunluk yenildik, yenilmedik, uzulduk gibi olaylarda kulup dimdik ayakta. Fenerbahce artık bunları bitirdi. Artık boyle şeyler yok. Eskiden 2 kotu sonuc olunca ortalık karışırdı, yonetimler giderdi. Bu tabii Genel Kurulun takdiri. MALİYE BAKANLARINA ONERİ GETİRDİK -Sayın Uslu, amator sporlarla ilgili Başkanımızın da onemli cağrıları ve talepleri oldu. Gelinen noktada adım atılmadığını gozlemliyoruz, bu konuda neler soylersiniz? Amatorle ilgili şoyle bir şey soyleyeceğim; ben Basketbol Federasyonu Başkan vekili olduğum donemde Maliye Bakanlarına bir oneri getirdik. O zaman Fenerbahce, Galatasaray ve Beşiktaş hicbir zaman şampiyonluğa oynayamıyordu. O zaman Tofaş vardı, Eczacıbaşı vardı. Bunları zorlayabilen tek biz vardık. Zaman zaman Galatasaray geliyordu. Belki cok az da Beşiktaş zorlayabiliyordu. Cunku sponsorluk tam oturmamıştı ve paramız yoktu. Bir tanesinin butcesi orneğin eski parayla 100 milyon TL. Hic abartmıyorum bizim butcemiz 8-10 milyon arasıydı cunku biz Federasyon’dan bakıyorduk. Biz o zaman şunu soyledik; Fenerbahce, Beşiktaş, Galatasaray gibi kulupler futbol takımlarından elde ettikleri gelir nedeniyle vergi oduyorlar. Bu vergileri odemesinler. Siz sporu nasıl teşvik edeceksiniz? Olimpiyatlara talip oluyoruz. Olimpiyata soyunsak kac tane oyuncumuz var? Yok, olanlar zaten belediye sporlarından geliyor ya da Fenerbahce’den geliyor. Başka yerden gelen yok. DEVLETE, YONETENLERE SESLENİYORUM Onerimiz şuydu; Dersiniz ki yıl sonu itibari ile odeyeceğiniz vergiden Amatorlere harcadığınız parayı mahsup edin, gerisini odeyin. Bu kadar basit. O zaman ben daha cok yatırım yapabilirim. Getirdiği şampiyonluklar nispetinde de branşlaştırır, her şehre, her kulube bir gorev verirsiniz. Birine gureş, ikisine yuzme. Başkasına kayak vs. Bu şekilde sporcu da yetiştirme imkanı yaratılacak. Peki bunu suistimal eden olmaz mı? Her teşvikte suistimal eden olabilir ama % 10 olur, % 5 olur. Fakat şunu duşuneceksiniz; bu spor kuluplerinden aldığın para cok buyuk bir para mı? Turkiye’nin buyumuş butcesinde cok az bir para. Sen bu aldığın parayı spora doğru durust yaratabiliyor musun? Yapmıyorsun. Yapsan zaten sporcu yetişir. Şu an yine sesleniyorum; Sporu seven Sayın Cumhurbaşkanına, Başbakan, Maliye bakanı, Spor bakanı kim varsa. Federasyon’dan sonra Fenerbahce’ye geldiğimde, aynı şeyleri Aziz Yıldırım defalarca, ben defalarca anlattım. Cunku ben amator branşlardan, basketboldan gelen, milli takım seviyesinde antrenorluk yapmış, genc milli oyuncusu olan bir insan olarak bunları goruyorum. Fenerbahce, Galatasaray, Beşiktaş gibi kuluplere bu imkanları sağlamalısın. Bakın bugun komunizm oldu. Komunizm doneminde devlet yoluyla oyuncu yetiştiriliyordu. Bugun Turkiye’de hala o zihniyet var. Bu zihniyetlerin değişmesi lazım. Bunları spor kuluplerine vermeniz lazım. AMATORLERE HARCAYALIM; VERGİDEN DUŞULSUN -Mahmut Bey, Fenerbahce ve diğer kulupler Amatorler’den cekilirse tam olarak ne olur? Ulke cok şey kaybeder. Eğer radikal tedbirler almazsanız bu amator sporlar olur. Fenerbahce’de 10 sene evvel rahmetli Ozhan Canaydın Galatasaray, Serdar Bilgili Beşiktaş başkanlığı doneminde bırakılıyordu amator sporlar. Tek futbol kulubu kalacaktı. Bitiyordu bu işler. Bittiği zaman insanlar daha iyi anlayabilirdi ama biz direndik. Biz bırakırsak bu sporlar biter. Bu kadar amatorler icin yapılan tesisler var. Biliyorsunuz, her branş icin salonumuz var. Bakın; 20 milyonluk İstanbul’da 3 tane tartan pist var. 1 tanesi bizde. O atlet cocuklar o pistlerde yetişiyor. Şimdi yabancı sporcular da geliyor. Masa Tenisi’nde Avrupa’da 4. kez final oynuyoruz. Butcesi 10 Bin Liraydı, şimdi 1 Milyon TL oldu. Bunu nasıl finanse edeceğiz biz? Bu taraftan da ben 90 Milyon TL vergi veriyorum. Ticari olanları ayır. Biz demiyoruz ki Fenerium cok para kazandı vergisini iade edelim ama kulubun verdiği vergi var. Bu vergileri en azından şu amatorlere mahsup edelim. O zaman sen devlet olarak benden hesap sor. “Amatorler icin ben sana 20 Milyon TL para harcadım. 10 yılda 200 Milyon TL harcadım. Fenerbahce, Galatasaray, Beşiktaş, sen ne yaptın amator branşlarda atlet mi yetiştirdin, yuzucu mu yetiştirdin, niye Olimpiyatlarda yokuz?” diye hesap sor bana. Bizim devlete soylediğimiz şu; futboldan vergini alıyorsan ve biz bu kadar cebimizden, krediden bu ahalinin emeğiyle oluşan gelirlerle, kulupten, iyi kotu hic olmazsa % 40 civarında olimpiyatlara oyuncu yetiştiriyorsam, sen bana ne veriyorsun diye. Hicbir şey vermiyorsun. Ben şimdi goğus reklamı alacağım, reklamın % 25’ini istiyor, yan kollara alırsam % 7’sini istiyor. Senin bunlara ihtiyacın mı var devlet? Gunah değil mi Fenerbahce, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi kuluplere. Bugune kadar almıyorlardı, 5 sene sonra zaman aşımına uğruyordu. Şimdi mahkeme kararı ile takır takır alıyorlar. Kim odeyecek bunları, nasıl odeyeceğiz? Bunların hepsinin değişmesi lazım diyoruz. Spor Bakanı da dahil “Haklısınız” diyor. Genel Mudur ile 10 kere konuştuk; “Haklısınız” diyor. O halde bunları hukumete, devletimizi yonetenlere aktarmanız gerekiyor. İnanıyoruz ki; cok kısa surede talimatları doğrultusunda bu sorunlar aşılacaktır. Ulke sporu icin buyuk bir teveccuh ile “Evet” diyeceklerdir. Bu sorun 3-5 ayda cozulur. Sadece bir talimata ve duzenlenecek bir torba kanunun icine koyarsınız halledilir. Tabii ki maliyeci bunun vergilerini her zaman almak isteyecek ama bunun yolu var. Siz sporu teşvik etmek istiyorsanız boyle teşvik edebilirsiniz. Ben demiyorum ki “Siz bana parayı verin ben yapayım.” Biz vereceğimiz vergileri vermeyelim ama onun oranına da siz karar verin. Bir de bu Genclik Spor Mudurluğu kesintileri var. Avrupa’da yok boyle kuruluşlar. Komunist donemlerde vardı. Munih’e gidin, bakın. Şaşırırsınız. Orada amator branşlar, amator sporcular var. Nasıl yapıyorlar oğrenin… BANA LAF YETİŞTİRME, DESTEK VER Bakın hep anlatıyorlar; Belediye Spor A.Ş’den bir arkadaş “Fenerbahce bizim spordan cekilmemizi istiyor” demiş. Senin cekilmeni kimse istemiyor. Sen Amerika’daki gibi, Avrupa’daki gibi spor yaptır. Mahallende yaptır, gencliğe yaptır. Belediye olarak senin gorevin bu. Sen yarışmacı olma. Bizim anlattığımız o. Kanunda var. Yarışmacı olma sen. Yarışmacı olduğun zaman işin şekli değişiyor. Benim vergilerimle sen bana rakip oluyorsun. Bunu anlamıyorlar. Başkanımız Aziz Yıldırım’a oradan laf gonderiyor. Arkadaşlar, sizlerin yaşı kadar, babalarınızın, dedelerinizin yaşı kadar bu kulup spora hizmet vermiş. Belediyeler yoktu o zaman. Sen gucunu kamu yararına kullan. Onlara mesaj veriyorum. Net. Bakın Amerika’da YMC’ler var. Bunlar belediyelerin spor kuruluşları. Salonları var. Git, bir tanesinin salonlarında seyirci yoktur, acık hava spor salonları vardır, futbol sahaları vardır. Amerikan futbol sahaları vardır, basketbol sahaları vardır. Belediye bu hizmeti verir, oraların bakımını yapar, temizliğini yapar ve vatandaşların mahalle aralarında, ilceler arasında yarışmalarını sağlar. Profesyonel değil amatordur. İşte budur belediyenin spora hizmeti. Ama sen bana rakip oluyorsun destek olacağına, bir de “Kapatmayı duşunuyorlarmış” diye laf gonderiyorsun, buna hakkın yok senin. Sen kamu gorevlisisin. Benim vergimle sen bunları yapıyorsun. Yarışmacı olamazsın. BELEDİYELER BİZE SPONSOR OLSUN Bir tane takımlarına saygı duyarız. O da; İETT. Eski Erkek Voleybol Takımı. Onlara biz diyor muyuz “Sen karate yaptırıyorsun, gencliğe hizmet veriyorsun” kimsenin bunu dediği yok. Ben onlara şunu teklif ediyorum. İstanbul Belediyesi gerekirse Fenerbahce’ye, Galatasaray’a, Beşiktaş’a, Kasımpaşa’ya, ornek veriyorum 1., 2. ve 3. Lig takımlarına toplam bir butce belirlesin ve dağıtsın. Butun belediyeler dunyada boyle yapıyor. Bakın Amerika en buyuk kapitalist ulke. Amerika’daki belediye ne yapıyor biliyor musunuz? O basketbol takımları, futbol takımları var ya, onlar bir şirket ama ne yapıyor belediye? AMATOR SPORLARDA KAYNAĞA DONERİZ “Gel takımını bana getir sana 100 bin kişilik stat yapacağım”, “35 bin kişilik kapalı salon vereceğim senin emrine” diyor. Belediye bunu yapıyor. Bunları yap, bana laf yetiştirme. Bizim felsefemizi anla once. Bu felsefeyi anlamadan ne amatorlerde yukselme olur, ne biz Avrupa’da başarı gosteririz. Biz “Sorunlar devam ederde duzeltilmezse, amatorleri kapatırsak” dedik ki biz bunu istemeyiz. Cunku Fenerbahce Kulubu’nun ozu, divan kurulu uyeleri, kongre uyelerinin coğu eski sporcularımızdır. Onlar bizim ağabeylerimiz, babalarımız, kardeşlerimizdir. Onlar kolay kolay bunlara “Evet” demez ama ne yaparız? Kaynağına doneriz. Kaynağına donersek amatorlere hicbir şekilde fazla para harcamayız, tamamen maddi olarak futbol takımına yoneliriz. Belki de hayırlısı da bu olur. Ama biz, Aziz Yıldırım başkanlığındaki yonetim her zaman amatorlere destek vermiştir, destek vermeye de devam edecektir. Biz devlete tekrar soyluyoruz, belediyelere bir daha soyluyoruz, butun kamuya tekrar rica ediyoruz, her konuya nasıl ciddi bakıyorlarsa bu spor olayına da boyle bakmaları lazım. “SIRITMA” DEMEK KUFUR MU? -Sayın Mahmut Uslu, siz kulubun Genel Sekreteri ve Basın sozcususunuz ancak Fenerbahce’nin haklarını korumak icin yaptığınız konuşmalar sonucunda hak mahrumiyeti cezaları alıyorsunuz. Bu trajikomik değil mi? Trajikomik tabii ki, onlar şunu istiyor, konuşmayın, susun oturun. Bu hale gelmemizi istiyorlar. Biz bu hale gelmeyiz. Ama onemli olan bu değil. Bizim konuşmamızda suc unsuru varsa ceza ver. Bakın gecen sene ben yonetime yeni geldim, adımımı attım, Sivas’ta bir maca gittik. Meşhur 2-1 yenildiğimiz mac. Sivas’ta adam resmen voleybolda smac yapar gibi topa elle vurdu, penaltımız verilmedi. Diğer ikinci konuda adam bizim stadımızdaki macta Gokhan Gonul’e faul yaptı, hakem oyunu durdurup faul vereceğine avantaj verdi. Birinci devre tam tersine avantaj vermesi gerekirken vermedi. O hakemin ismini vermeyeceğim. Ben de aşağıda bizim soyunma odasına inerken, solda hakemlerin sağda ise bizim soyunma odamız var. Kimseyi rencide etmek icin gelmedik. Biz oraya kendi cocuklarımıza, “Rahat olun, hoca yanlış gormuştur ama bu işleri cozersiniz siz” demek icin indik. Fakat hakem gulerek karşımıza cıktı. “Hem penaltıyı vermiyorsun hem de sırıtıyorsun” dedim. 30 gun ceza aldım. “Sırıtma” demek, kufur mu? Hakaret mi? Gormeme ihtimali olmayan penaltıyı vermiyorsun, hem kendisi hem de 5. hakem acısından. Sonunda ne olduğunu bilemem. Bir sene 3-5 ay onu oylesine onu dinlendirdiler falan. Cok da iyi insan olduğunu biliyorum hakemin. Penaltıyı vereceksin, veremiyorsan bir idareci de karşına cıkar takımının hakkını arar. Biz kole miyiz? Kole Isaura mı bizim adımız. Bizim adımız Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu. SERT KONUŞURUM, LAY LAY LOM YAPMAM Gecen Trabzonspor macından sonraki demecimde “12tane adam defans yaptı. Buna rağmen yenmemiz gerekirdi, cok gol kacırdık” dedim ve 45 gun hak mahrumiyeti cezası aldım. Hicbir hakaret yok. Evet, ben sert konuşurum. Gulerek mi, lay lay lom mu konuşayım. Berabere kalmışım tabii ki sert konuşacağım. Biz bir emek veriyoruz. Kotu oynadığımız da “Kotu oynadık” diyoruz. Genclerbirliği macında kotu oynadık. Ama burada hakkınız yeniyor. Galatasaray macında Allah’tan yendik. Bu ne kadar hatadır, ne kadar ayıp şeylerdir bunlar. Şimdi bunları soylesem gazetede yine ceza verirler. Ama, rakiplerimizden birinin idarecisi mactan sonra verdiği demecte şunu soyluyor: “Hakemler bizi doğramaya gelmiş” yani gelecek demiyor, gelmiş diyor. Bu arkadaşa 20 gun ceza. Şimdi bu reva mı? Bu ayıp değil mi? Ben size 2 tane ornek veriyorum. Kardeşim penaltı vermiyorsun bir de sırıtıyorsun. Yaş olarak ondan buyuğum, “Saygısızlık etme bana” diyorum. Ben de spor adamıyım. Hayatımızın 30-40 senesini antrenorluğe, sporculuğa vermişiz. Milli takımlarda gorev yapmışız, biz de sporcuyuz. Sende bana saygı gostereceksin, en azından sırıtmayacaksın. AZİZ YILDIRIM’IN KATKISI BUYUK -Sayın Genel Sekreter, Kulupler Birliği ile Futbol Federasyonu yayın ihalesinin 2017’de ele alınacağını mevcut şartların devam edeceğini acıkladı. Bu konudaki goruşleriniz nelerdir? Yayın ihalesi gelirleri, 5 yıl evvel Başkanımız Aziz Yıldırım’ın Kulupler Birliği Başkanı iken dile getirdiği ‘’Gelirler 400 milyon dolar’ olmalı sozunden sonra arttı ve nitekim başkanımızın girişimleri ile o donemde gelirler 400 milyon dolara yukseldi. Şimdi Kulupler Birliği “İhaleyi biz yapacağız’’ diyor, Federasyon destekliyor ama 2017’ye kadar sozleşmemiz var ve altı doldurulmalı şeklinde goruş bildiriyor. Yani bu projenin altını dolduracaklarmış, bunun altı 2-3 ayda doldurulur. 2017’ye kadar beklemeye ne gerek var. Digiturk biliyorsunuz artık devletin. TRT’den bir farkı yok. Ayrıca neyin altı dolu ki, mesela sen Passolig’i niye altını doldurmadan cıkarttın? Bin tane aksaklık var. Vatandaş ne umit ediyordu Passolig’ten? O kameraları koyduk, orada kufur edenleri, terbiyesizlik yapanları tespit edecek. Onları alacak 6 ay, 3 ay ceza. Masuma bir şey olmayacak. 12 bin kişi arasında bin kişi, 300 kişi 500 kişi kac kişiyse, babalar bakıyorlar; kufur var, kac dakika. Tak yazıyorlar. Hepsine ceza. Ustelik bir dahaki maca da gelemiyor taraftar, oradaki 10 bin kişi. 9 bin kişi masum. Boyle adaletsizlik olmaz. Sonra benim locam var, kartlarım var, kombinelerim var. Ben sorumlu değilim, ben satın almışım kulube hizmet vermek icin. Adam “Kullanamazsın” diyor. Benim aldığım kombinelerin gecerli olması lazım. Kim alırsa alsın sorumluluğu da ona verilmesi lazım. Bunların yeniden tartışılıp duzeltilmesi lazım. Yonetmelik mi değişir ne yapılacaksa yapılması lazım. Şimdi stadı hizmete girdiği zaman Beşiktaş’ta aynı problemlerle karşılaşacak. Galatasaray’da aynı problem var. Her zaman seyirci azalacak. Bize gunah değil mi? Bize karşı bunlar, sizin yolunuzu biz keseriz diye uğraşmaya calışıyorlar. İşte bunun icin de Hedef 1 Milyon Uye Projesi cok cok onemli. BASKETBOL TAKIMLARIMIZLA GURURLUYUZ -Mahmut Bey, Fenerbahce Ulker erkek basketbol takımımız Euroleague’de muhteşem bir performans sergiliyor, beklentiniz nelerdir? Basketbolda cok iyi gidiyoruz, başarıları ile gurur duyuyoruz. Yıllardır ozlemini cektiğimiz Fenerbahce Ulker’in buyuk şansı var. Kadın takımımız da zaten Final Four’a yukseldi. Bu zorlu mucadelelere girdiği icinde ligde mağlubiyetler aldılar, duşuşe gectiler. İnşallah toparlanacaklar. Erkek takımımız Fenerbahce Ulker’de inşallah Final Four’a girecek. Grubu ilk sırada tamamlama şansımız yuksek. Grubu ilk sırada tamamlarsak diğer grubu 4. sırada tamamlayan takımla karşılaşacağız, tabii ne olacağı belli olmaz. Final Four’a girersek herkes kadar bizim de şampiyonluk icin şansımız var. Şampiyon olabilecek 4-5 takım var, biz hepsini gruplarda yendik. Yenmediğimiz takım kalmadı. Ozellikle Olimpiakos macı bir donum noktasıydı. Antrenorumuz ve oyuncularımız ozellikle bu maclara cok konsantre oluyorlar. Ligde ise hem erkek hem bayan takımımız hep heyecanlı maclar oynuyorlar. Gecen haftalarda uzatmalarda bir tanesini yenebildik. Bunlar da olabiliyor ama Play-Off’lara burada da birinci olarak gidiyoruz. Fenerbahce erkek takımının bu başarısında etkenlerden biri de basketbol seyircimizin oluşması, sağ olsunlar hic yalnız bırakmıyorlar takımlarımızı. KOMBİNE SATIŞLARI COK ONEMLİ -Sayın Uslu, basketboldaki seyirci potansiyelini bu sezon futbolda cok goremedik, sebeplerini acıklar mısınız? Sebebi belli, devamlı tribunler kapatılıyor, Passolig’te problem bitmiyor. Bin tane problem yaşadık. Kombine sahipleri gelmiyor, kombine sahipleri gelse stat dolacak zaten. Kimse bunlara dikkat etmiyor; Biz zaten 5-6 binden fazla hicbir maca bilet satmamışız kombine dışında. Derbileri veya cok kritik bir macı soylemiyorum, genel hatlarıyla ortalama 5-6 bin bilet satmışız. Demek ki bizim kombineleri arttırmamız lazım, bu cok onemli. Bu butun takımlar icin gecerli, herkesin kombinesini arttırması lazım. Avrupa’da statlar full oluyor, cunku kombine sayısı yuzde yuz. Yuzde 5 falan bilet var. Yani bizim 2 bin tane bilet satmamız lazım. Kongre uyelerimiz arttığı zaman zaten oncelik kongre uyelerine. Temsilci uyelerin de avantajları var. Oncelik onlara verilecek. AZİZ YILDIRIM COK EMEK VERDİ -Peki Mahmut Bey nasıl cozulecek bu sorunlar? Şunu yapmaları lazım. En son Beşiktaş macında ben Avrupa’daydım. Donuşte Beşiktaş taraftarları, “Abi ne olacak Passolig? Biz lig maclarına gelemiyoruz, eskiden bir kombine kart alıyorduk, abim kullanıyordu, ben gidiyordum, kız kardeşimi gonderiyordum, komşumu yoluyordum.” diyor. Bizim Fenerbahcelilerde Almanya’dan geliyor, misafirini getiriyor, maca sokmak icin binbir eziyet, yok oturma musaadesi, yok şu, yok bu. Yapmayın bunları kardeşim. Buradaki macları yalnız İstanbul’daki insanlar seyretmiyor. Adana’nın macını yalnız Adana’daki insan seyretmiyor. İstanbul’da da Adana’nın taraftarı var. Adama kombine bileti verince o hakkı ver. Değiştirebilsin, dunyanın hicbir yerinde boyle bir şey yok. Alsın sorumluluğu, muhim olan sen orada disiplini sağla, o kart sahibini doğru durust kendi yerine oturttur. Bunun mucadelesini kim verdi? Hep Başkanımız Aziz Yıldırım emek verdi. Tribunlere cıktı, insanların yerine oturmasını sağladı, kufru onledi. Başka kim mucadele veriyor. Hangi spor kulubu başkanı veriyor? Kufurle ilgili de, sizin yaşınız gelmiş 50’ye, kiminin yaşı gelmiş 35’e, benim yaşım gelmiş 60’a, sen bu insanlara ve kuluplerine verdiğin ceza ile bunları terbiye mi edeceksin? Bırakın bunları. Bırakın insanları. E BİLET’TE ALMANYA’YI ORNEK ALSINLAR Siz, kameralardan tespit edin sucu işleyene yani kişiye ceza verin. Passolig’in esprisi bu, kim kufrediyorsa al onu cek, gotur cezasını ver kardeşim. Kulubun ne gunahı var. Tribunun o insanların o kadar para harcamışlar. Adamın elinde kombinesi var, maca gelemiyor, Gunah değil mi? Bunları cozmek lazım. Cozmek icin de guzel guzel konuşmakla olmaz, oturup calışmak lazım, calışmak calışmak ve yola devam etmek gerek. Calışmadan yola devam edilmez. Lastik patlar. E bilet cıkışı normaldir. Bunu isteyenlerden birisi bizdik. Yıllardır biz bunları istedik ama biz boyle istemedik. Bunu duzeltin, duzeltilmesi lazım. Duzeltilmezse devamlı seyirci kaybederiz. Almanya’daki sistem neyse biz onu istiyoruz. Madem herkes Almanya’yı ornek veriyor. Kimlik numarasını kağıdın uzerine yazıp veriyorsun, bitti. Bu ne ya fotoğraflar resimler o gecti bu gecmedi. Muhim olan o kişiyi oraya oturttur. Amerika’da eğer siz B ust tribundesiniz. A’ya gecemezsiniz. Biz de geciyorlar. Gecirmeyeceksin, cezasını verip iptal edeceksin. Bu insanların anlayabileceği tek şey seyirci olarak, maddi kişisel cezadır. O da kombinesini iptal edersin. Adamı kufrederken tespit edip cezasını verirsin. Bunun esprisi bu. HER ŞEY BUYUK TARAFTARIMIZ İCİN Bu sorunların giderilmesi icin daha ilkokuldan başlayarak eğitmek ve bunların yarışma olduğunu, kavga dovuş olmadığını aşılamak lazım, bu gorev de Milli Eğitim Bakanlığına duşuyor. Gercek bu. MEB, ailelerden başlayan bir surectir. Etraftan mahalleden başlıyor. Siz bunları yapmayın, en kısa yol olan toplu ceza verin. Gunah değil mi Fenerbahce Spor Kulubu’ne. Gunah değil mi diğer kuluplere? Bu paraları nasıl toplayacağız biz. Ondan sonra da “Yanlış transfer yapıyorsunuz, paranız yok, batırıyorsunuz” eleştirileri. Olmaz. Bir taraftan biz ovguyu hak ediyoruz, butun bu kulupler. Biz ciddi işler yapıyoruz. Cıkıyor bir tanesi diyor ki, “Bu yoneticiler bilmem ne yapıyor?” Ben 16 sene emek verdim. Herkes burada yedek uyesi dahil, kurullar, tum yoneticiler emek veriyor. Ben başka kulupleri bilemem. Fenerbahce Kulubu’ndeki her yonetici buyuk emek veriyor. Severek, fedakarca, candan, kalpten, dişiyle tırnağıyla emek veriyor. Neden, taraftarını memnun etmek icin. Gece, gunduz dinlemiyor. Hedef 1 Milyon Uye Projesi icin ozellikle Başkanımız ve yonetim kurulu uyelerimiz il, il geziyor, ilcelere gidiyor, koylere dahi gidiliyor. Kulubunun yarınları icin mucadele ediyor, etmeye de devam edecek. Her şey Fenerbahcemiz icin, bu buyuk taraftarımız icin… -Sayın Mahmut Uslu son olarak sormak isterim: Ozellikle 3 Temmuz surecinde Kulubumuze karşı son derece acımasızca saldırılar olmuştu. Ancak, Galatasaray’ın yeni başkanı sık sık “Barış ve Dostluğu” yeniden tesis etmek yonunde soylemlerde bulunuyor. Bu konudaki goruşlerinizi alabilir miyiz? Biz butun kuluplere aynı mesafedeyiz. Allah’a şukur kimsenin aleyhine de bugune kadar tek bir adımımız olmamıştır. Gecmişe bakarsanız 15- 20 yıldır Fenerbahce camiası, Başkanı ve yoneticileri olarak; Faruk Suren, Mehmet Cansun, Ozhan Ağabeyi, Alp Ağabeyi ile cok iyi ilişkiler icindeydik. Ağabeylerimiz, arkadaşlarımız ile diyaloglarımız cok iyiydi. Elbette rekabet buyuktu ancak mucadelemiz sahalarda surdu ve bu rekabet hicbir zaman eksik olmadı. Fakat, 3 Temmuz kumpası surecinde yapılan birkac bildiri, ozellikle “Bu yangın ufleyerek sonmez” soylemleri ve ardından bizim varlığımızı, geleneklerimizi anlatan “Olu evinde duğun olmaz” atasozumuzu bilmeyenler bu ilişkileri bitirdi. Şu anda da zaten 3 Temmuz surecinin nasıl bir kumpas olduğu art arda gelen itiraflarla ortaya cıkıyor. Ayrıca stadımızda oynanan Super Final oncesinde yenen yemekte, kupa toreninin yapılmaması yonunde mutabakata varılmasına rağmen, sonradan ısrarla kupanın sahada verilmesiyle ilgili girişimler, bunun sonucunda cıkan olaylar, ve de cocuklarımızın, kadınlarımızın, taraftarlarımızın gaza ve sert mudahalelere maruz kalması dostlukları bitirdi. Elbette, bu yaşananları ve yaşatanları ne Fenerbahce camiası ne de Kulubumuz unutmuyor. Hicbir zaman da unutmayacak. Ancak yeni Başkan Yarsuvat’ın bu tur gerginliklerin bitmesi yonunde gosterdiği gayret son derece sevindirici. Elbette rekabet halinde olan iki kulubun 100 yılı aşan dostluğu bir başkan doneminde bitmez. Cunku dertlerimiz, problemlerimiz ortak. Umarız bu olumlu yaklaşımlar devam eder. Roportaj: Orhan Zeki Ak Fotoğraflar: Tolga Ovalı __________________