Eşler, hayat arkadaşının hayalini haramdan korumalı

Hassas konulardan biri “hayali, haramdan koruma tedbiri”dir. İslam aile kulturunde oldukca onemli bir yer işgal ettiğinden dolayıdır ki, hanımın nikahlısına karşı suslenmesi sevaptır, denmektedir ilmihallerde..
Neden sevaptır?..
Cunku kendini bakımlı tutarak beyine karşı cazibesini koruyan hanım, beyinin hayalini harama kaymaktan koruyan hanım demektir.
İslam kulturunde hayali haramlardan koruma başarısı, harama kaymayı onleme ibadeti sayılmış, hayırlı hanım ve hayırlı bey tarifi de bu başarıya gore yapılmıştır. Nitekim Peygamber terbiyesiyle buyumuş olan Hazret-i Fatıma validemiz, “Hayırlı hanım nasıl olur?” sorusuna verdiği cevabında:
- Hayırlı hanım, hayaliyle de olsa haramlarda gezmeyen, beyini de haramlarda gezdirmeyen hanımdır! demiştir. Demek kendisi hayalen de olsa haramlarda gezmediği gibi, beyini de gezdirmeyen hanım hayırlı hanım!
Aynı soruyu Hazret-i Ali efendimize de sormuşlar:
-Hayırlı bey nasıl olur? demişler. Aynı kaynaktan terbiyesini almış olan o yuce insan da kendi nefsine ait kontrolunu şoyle ifade etmiştir:
-Hayırlı Bey hayaliyle de olsa haramlarda gezmeyen, hanımını da gezdirmeyen beydir!..
İslam aile kulturunde hayallerle de olsa haramlarda gezmeme! ve de gezdirmeme! anlayışı, iki taraf icin de cok onemlidir. Cunku her turlu haramlar once hayallerle başlar. Oyle ise sonunda harama donuşecek olan hayale baştan hakim olmalı, harama donuşmesine fırsat vermeyecek tedbiri taraflar onceden almalılar... Bu ne ile mumkun olur?
Hanımla beyin karşılıklı cazibeli davranış ve goruntulerine dikkat etmeleriyle mumkun olur!..
Beyine karşı bakımlı ve cekici tutumuyla etkisini hissettiren bir hanım, beyinin hayalini haramlara itme değil, haramlardan cekme başarısı gostermiş olur... Kendisi hayalleriyle haramlarda gezmediği gibi, beyini de gezdirmeme ibadetinin sahibi sayılır!
Hatta bu konuda daha da derinleşerek denebilir ki, haramların her tarafı işgal ettiği devrede bey de, hanım da karşılıklı cekiciliklerini geliştirmeye ciddi şekilde onem vermeli, tepki doğuracak itici davranış ve goruntulerden de kacınmaya ozel bir gayret gostermeliler... Daha derin bir ifadeyle taraflar, karşılıklı tatmin olma ve tatmin etmeyi dini birer mukellefiyet ve mecburiyetleri olarak da gormeliler!..
Şunu da unutmamalılar ki, tepkisel davranışlarla aileyi koruyacağını zanneden taraf, kendi kalesine gol atan futbolcuya cok benzer. Kazanma adına kaybetme durumu soz konusu olabilir. Cunku bir gonulde sevgi tahtı kurmak tepkiyle değil etkiyle olur. İticilikle değil cekicilikle mumkun olur!..
Oyle ise ozellikle dış gorunuşuyle cekiciliğini koruyan hanımefendi, sabırlı, hoşgorulu ve sadakatli tutumuyla da etkisini genişletip hakimiyetini her koldan geliştirmesini bilmelidir.
Tek kelimeyle aile icinde taraflar, mıknatıs olmalı, birbirlerini itme değil cekme ozelliğine ozen gostermeliler.

__________________