İş Adamı Karakteri

Cahiliye toplumunda calışan erkekler, iş kadınlarından cok daha farklı bir ruh hali icerisindedirler. Cunku onların calışmaktaki asıl amacları uzerlerine aldıkları hayati yukumlulukleri yerine getirebilmektir. İş adamları genellikle evlerinin maddi sorumluluğunu ustlenmiş kimselerdir. Dolayısıyla asıl hedefleri kendilerini ispatlamaktan cok para kazanmaktır. Bu nedenle iş adamı karakterinde maddi cıkarlar psikolojik cıkarlardan daha once gelir.

Bu yapıdaki kişiler, kendilerini Kuran'ın pek cok ayetinde bildirildiği gibi dunya hayatının meşgalelerine kaptırmışlardır. Tum dunyaları işleri, en buyuk amacları ise işlerinde başarı elde etmek olmuştur. İş dışındaki hayatlarına bile yine bu para kazanma tutkusu hakimdir. Aileleri başta olmak uzere cevrelerindeki insanlarla konuştukları konular cok sınırlıdır. Ya işten bahseder ya da hic konuşmaz saatlerce oturup duşunur, kafalarında daha cok para kazanmanın hesabını yaparlar. Kafaları işle o denli meşguldur ki, genellikle beraber oldukları insanlara karşı olan manevi yukumluluklerini dahi unuturlar.

Her konuyu hep iş merkezli duşunurler. Toplumsal ilişkileri cıkara dayalıdır. Dostluklarını hatta evliliklerini bile bu anlayış uzerine kurarlar. Kendilerine menfaat sağlayabileceğine inandıkları kimselerle ilişkilerini guclendirirken, kendilerine fayda sağlamayacağına inandıkları kimselerle goruşmeyi de vakit kaybı olarak değerlendirirler.


İş yerinde ve evde genel olarak gergin ve stresli bir karakter sergilerler. İşlerinin iyi gitmediği gunlerde "dokunsalar patlayacak" şeklinde ifade edilen bir yapıya burunurler. Bu tip durumlarda son derece tahammulsuz olurlar. Bu hallerine anlayışsızlık gosterildiğinde ise daha da tersleşir ve sinirlenirler. Ozellikle de eşlerinin iş hayatını kavrayamadıklarından dolayı anlayışsız olduklarını duşunur ve yakınırlar.

Genellikle hemen her konuda kendilerinden cok emindirler, akıllarını cok beğenir ve kimsenin sozune itibar etmezler. Yılların tecrubesini uzerlerinde barındırdıklarını ve dolayısıyla da herşeyin en iyisini ve en doğrusunu kendilerinin bildiğini iddia ederler. Bu nedenle onları inandıkları birşeyin aksine ikna etmek mumkun olmaz. Hata yaptıklarını ya da yanlış duşunduklerini fark etseler bile sozlerini geri almak ve hata yaptıklarını kabul etmek cok ağırlarına gittiği icin buna yanaşmazlar. Onları boyle bir karaktere yonelten asıl etken ise başta da belirtildiği gibi "dunya hırsı"dır. Bu hırs nedeniyle pek cok insani yonlerini kaybetmiş, maddi cıkarlar dışında birşey duşunmez olmuşlardır.

Burada belirtmek gerekir ki, bir insanın para kazanmak istemesi, işinde başarı elde etmek icin calışması veya işini geliştirmeye yonelik planlar yapması son derece doğaldır. Ancak bu istekleri dunyaya yonelik tutkulu bir şehvete donuşturmek, ahireti unutarak hırsa kapılmak hatalıdır. Yoksa bir insan buyuk bir zenginliğe ve mulke sahip olup, bunları Allah'ın razı olacağı şekilde harcamak isteyebilir veya salih bir niyetle başarı elde etmeye calışabilir.

Cahiliyedeki iş adamı karakterinde ise boyle salih bir niyet değil, aksine dunyaya karşı tutkulu bir bağlılık vardır. Oysa karakterlerine bu denli hakim olan para, dunya hayatının gecici bir yararıdır. Dunyanın en zengin insanı ya da en başarılı iş adamı da olsalar bir gun mutlaka olecek ve tum kazandıklarını dunyada bırakacaklardır.

Kendileri ise kazandıkları paranın hicbir faydasını goremeyecekler, bedenleri de toprağın altında curuyup gidecektir. Ardından ise dunyada yaptıkları işlerden hesaba cekileceklerdir. Bu hesap gununde kendilerine para kazanmak icin ne kadar caba harcadıkları ya da ne kadar biriktirebildikleri sorulmayacaktır. Allah icin ne yaptıkları, Allah'ın rızasını kazanıp kazanmadıkları sorulacaktır. Bu nedenle dunyaya yonelik olarak gosterdikleri tum bu cabalar boşunadır.

Kuran'da onların boşa cıkacak olan bu cabalarından şoyle bahsedilmiştir:

De ki: "Davranış (ameller) bakımından en cok husrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?" Onların, dunya hayatındaki butun cabaları boşa gitmişken, kendilerini gercekte guzel iş yapmakta sanıyorlar. İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa cıkmıştır, kıyamet gununde onlar icin bir tartı tutmayacağız. (Kehf Suresi, 103-105)

__________________