Neml Suresi 15-22.Ayetler

Allah(c.c.)'ın Selamı Rahmeti ve Bereketi Tum Muslumanların Uzerine Olsun...


Hz. DAVUD Hz. SULEYMAN VE İLİM


Bu bolumde İsrailoğullarının hakkında ihtilaf ettikleri bircok konu anlatılmaktadır. Bilindiği gibi Hz. Musa, Hz. Davud ve Hz. Suleyman Peygamberler, İsrailoğullarının en buyuk peygamberlerindendir. Allahu TeÂlÂ, yukarıdaki ayetlerde Musa’ya verilen mucizeleri dile getirdikten sonra, Davud ve Suleyman (a.s.)’ın peygamberliklerine işaretle, ozellikle Suleyman’ın cok ilginc ve mucizevi hayatından bazı detaylar veriyor.

“Davud’a ve Suleyman’a da ilim vermiştik. Onlar da:

-Bizi, mu’min kullarından coğuna ustun kılan Allah’a hamdolsun, demişlerdi.


Suleyman, Davud’a mirascı olmuş ve:


-Ey insanlar, Bize kuşların dili oğretildi ve bize her şey verildi, demişti. İşte bu apacık bir lutuftur.


Suleyman’ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan ordusu boluk boluk topladı.


Karınca Vadisine geldikleri zaman, bir karınca!

-Ey karıncalar, yuvalarınıza girin, Suleyman ve askerleri farkına varmadan sizi ezmesinler dedi. Suleyman, karıncanın bu sozune gulerek tebessum edip:

-Rabbim bana, anama ve babama verdiğin nimetine şukretmemi ve hoşnut olacağın işi yapmamı bana kolay kıl, beni rahmetinle iyi kulların arasına kat.” (ayet: 15-19)

Hz. Suleyman’a ilim verilmiş, kuşların dili oğretilmiş, karıncaların dilinden anlar hale getirilmişti. Onun bu ozelliği, kendi tecrubeleri ve araştırmalarının bir sonucu muydu; yoksa, Allah’ın ihsanı mıydı? Oncelikle şunu bilmek gerekir ki, Allah Hz. Suleyman’a, diğer insanlara vermediği bir saltanat, bir kabiliyet ve anlayış vermişti. Bu, başlı başına bir ayrıcalıktı. Modernist yaklaşımın bir zorlaması olarak, On’a bahşedilen bu ustunluklerin mucize olmadığını, teknik bazı izahlar getirmeye calışarak iddia etmek pek tatmin edici gorunmuyor. Bugun, teknik gelişmelerle bazı konular yorumlanabilse bile, bunu milattan binlerce yıl oncenin teknik imkan ve birikimi ile yorumlamanın imkanı olmasa gerek. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in bu ayetleri kendilerine okuduğu Arapların da, bugunku modernistlerin anlayışına uygun bir anlayışta olduklarını iddia etmekte guc gorunuyor.


Biz, tekrar konumuza donerek, Suleyman’ın kuşlarla olan diyaloguna ve hudhudun marifetlerine bakalım. Hz. Suleyman, cinler, kuşlar ve insanlardan oluşan ordusunu yola cıkarmış ve karıncalar vadisini gecmişti. Bu arada kuşları denetledi.

“Kuşları gozden gecirdi ve:

-Hudhudu neden goremiyorum? dedi. Yoksa, kayıplara mı karıştı? Ya bana apacık bir belge getirecek, ya da onu şiddetli bir cezaya carptıracağım veya keseceğim. Cok gecmeden hudhud geldi ve:

-Senin bilmediğin bir şeyi oğrendim ve sana Sebe’den gercek bir haber getirdim dedi.” (ayet: 20-22)

Burada Hz. Suleyman’ın ordunun intizamında ne kadar titiz davrandığını, koskoca ordu da bir hudhud kuşunun eksikliğini tespit ettiğini goruyoruz.

Dua ile...


__________________