Başkan Aziz Yıldırım, merak edilenleri Ercan Guven'e anlattı. İşte Fenerbahce Başkanı'nın acıklamaları: Galatasaray dostumuz değil demiştiniz. Elinize de boyle bir fırsat gecmiş dostunuz olmayanlara karşı. Bir macta iki sene mahvedecektiniz. Nasıl kacırdınız bu fırsatı. Futbolculara, hocaya kızmadınız mı? - “Ne yapmam lazım. Ben saat altıda gittim oraya. Yedide ordaydım. Gittim, futbolcularla konuştum. ‘Bakın bu macın onemini biliyorsunuz’ dedim. ‘Başka bir şey soylemeye gerek yok’ dedim. O kadar. Ne diyeyim başka. İyi değillerdi de ben ne yapayım başka. Ben uzulmuyor muyum sanki. Deseler ki kupayı almak icin cebinden beş milyon lira ver; vermez miydim? Olmadı ne yapayım.” Bir de hakeme soyledikleriniz var. İnip uyarmışsınız. - “İnmedim... Bakın inmedim. Hakemin soyunma odasının neresi olduğunu bilmem ya... Ben bizim soyunma odasına gittim. Cocuklara moral vermek icin gittim. ‘Aman cocuklar’ dedim, ‘daha 45 dakika var’ dedim. Soylediğim bu cocuklara. Giderken devre olmuş hakem geliyordu. ‘Hoca dedim. Bak ben cıktım erkek gibi dedim ki, Mete Kalkavan, Ali Palabıyık bunlar genc hakemler, bunlar hata yapar, onemli değil dedim. Senin onunde adam tekme atıyor, sedye cağırıyorsun, kart gostermiyorsun dedim. Nasıl olacak bu iş… Akşam da televizyonda bak bunları konuşacağım, dinle’ dedim... Soylediğim aynen bu. Ne soyunma odasına gittim adamın, ne bişey. Bizim soyunma odasının yanından geciyordu zaten. Herkesin icinde gorduğumu soyledim. Boyle boyle dedim. Ben bir taraftan para harcıyorum, herkes bana saldırıyor, hakem istediğini yapıyor. Bakın ilk devre Antep’e gittik… Elle gol attılar 2-2 bitti mac. Uc puan yerine bir puan aldık. Sonra Beşiktaş’a gittik. Beşiktaş’ta bir tane ofsayt... Alves’i cekip golu attılar, o da var. Ondan sonra Ersan Gulum diye bir oyuncu bizim Markovic’i orta sahadan gole giderken tekmeledi, Markovic altı ay top oynamadı. Bir kart bile gostermediler. Kırmızı kart. Mac orda biterdi. Uc puan daha Beşiktaş hanesine yazdı. Tam tersi olacaktı, biz yazacaktık. Geldik İBB macına... Aradakilere bir şey soylemiyorum, bunlar cok bariz. Birinci devre Fırat Aydınus penaltı vermedi. Ondan sonra yedik iki gol arkadan hic olmayacak bir penaltı caldı. Herkes diyor ki hicbir şey soylemeyin kardeşim. Herkes kendine gore organize etsin. Kufur iftira bitecekse hic konuşmayayım ben.” Baştan yapsana Benim hakemle ilgili acıklamanızda katılmadığım yer, tamam soylemişsiniz hakem de duzeltmiş ikinci devre. Bunun televizyonda altını ciziyorsunuz. Ben uyardım, duzeldi diyorsunuz. Hadi bana ceza verin gibi olmuyor mu? - “Bana niye ceza verecek. Ben uyardım. Adama ikinci devre şahane mac yonetti diyorum. Orda TFF’nin gozlemcileri yok mu. Ben konuşmamı yapınca onlar da hakeme demediler mi kardeşim sen ne yapıyorsun diye. İnanıyorum ki dediler.” Boyle bir guc varsa ve hakemi duzeltiyorsa, her şey sizin elinizde gibi olmuyor mu? İnsanlar urperiyor o zaman... - “Yahu benim elimde ne var?.. Benim elimde bir şey olsa Fenerbahce’nin butun maclarına Mete Kalkavan’ı verdirmem yahu. Her maca Ali Palabıyık veya Mete Kalkavan veriyorlar. Tek kelime bile soylemiyoruz yanlış olmasın diye. İkinci devre duzeltebiliyorsan, o zaman kardeşim baştan yapsana bunu. Herkes diyor ki, hicbir şey soyleme… Olur mu ya, soyleyeceğiz. Federasyona soyluyoruz ceza. Onbeş bin kişi anama kufrediyor. Şike yapsana diyor. Ee mahkemeler ortada. Obur tarafta onları yaptıkları (Galatasaray) ortada. Belgeleriyle ortada yani. Adam diyor ki bana araba verdi. Benim davamda bir tane Allah’ın kulu diyebiliyor mu Aziz Yıldırım bize para verdi diye? İnsaf yani ya... Ben soyleyince hakem duzeliyorsa benim her gun soylemem lazım.” Herkes konuşsun O zaman da bir ust guc oluyorsunuz futbolda... - “Guc olsa benim hakkımı yemezler Ercan bey ya... Bu sene bak bizim hakkımızı yediler, Trabzon’un hakkını yediler, Sivas’ın hakkını yediler. Kume duşenlerin hepsinin hakkını yediler. Kasımpaşa’nın hakkını yediler. Kasımpaşa başkanı diyor ki, ben takımımı kuculteceğim diyor. Bunlara yazık değil mi? Bunlara birinin cevap vermesi lazım. ‘Evet bizim hakemler hata yaptılar, şoyle oldu boyle oldu’ demeleri lazım. Herkes kafayı devekuşu gibi sokmuş. Bir tek ben soyluyorsam gunahı bana mı ya?... Herkes soyleyecek. Doğrunun bir yerinde herkes buluşacak. Olması lazım. Herkes konuşsun.” Bize şevk lazım Sizi biraz bezgin goruyorum... - “Bezgin değil... Herkes zannediyor ki Fenerbahce yenilince ben mutlu oluyorum... İnsanların biraz şevk vermesi lazım bize de. Yarın bir oyuncu getirirsin on gun gazeteler yazar. Uc gun sonra da aleyhine yazmaya başlarlar. Boyle bir toplum.” Sizi kaybedecek galiba Fenerbahce? - “Yok, yok. Fenerbahce beni her zaman bulur. Bunlar problem değil. Fenerbahce bunları aşar...” Bugunlerde yıldızınız dondu. Herkes sizi eleştiriyor... - “Olabilir, eleştirsinler...” Biraz saygı gosterecekler Gercekten Fenerbahce parasal acıdan zor durumda mı? - “Herkes zor durumda. Geldiğim gunku Fenerbahce olsa, butun parayı futbola harcar gecer giderdim. Oyle mi şimdi Fenerbahce? Yatırımlar ortada. Branşlar belli. Universite bile halloluyor. Milli eğitimden Meclis’e gitmiş... Bakın ben havuzdan otuz milyon dolar alıyorum. Serbest bıraksalar yuz milyon dolar alırım. Para sorunumuz da kalmaz. Ama hicbir kulup bana katılmıyor. Razılar otuza. Galatasaray sesini bile cıkarmıyor. Bakın butce calışması yaptık. Kur artışı yuzde on koymuş arkadaşlar. Yuzde 28 kaybettik. Hicbir şey yapmasan yuzde onbeş kaybediyorsun. Altı milyona anlaş futbolcuyla, sene sonu altı milyon altıyuzbin oduyorsun. Gelirler YTL. Odeme doviz uzerinden.” Bunları anlatmıyorsunuz kamuoyuna... - “Benim kendimi savunacak halim yok. Neden?... Onsekiz senedir başkanlık yaptım. Ben ne yaptığımı iyi bilen adamım. Başımızdan darbeler gecti. İhtilal oldu yani ihtilal... Biz hepimiz devrildik. Buna rağmen Fenerbahce dimdik ayaktaysa bunun icin insanların bir kere teşekkur etmesi lazım once. Fenerbahce dışında başka bir yer, yerle bir olurdu. İnsanlar bunu gorecekler biraz. Biraz saygı gosterecekler. Beklentim şu; Yargıtay...” Bırakacak mısınız o zaman? - “Bakacağız. Kongre kararı alacağım hemen. Goreceğiz...” Şampiyon yapmadan bırakamazsınız... - “Yok yok artık icimizde şey yok yani. Bu kadar nankorluk olmaz. Ozellikle basın nankor. Kendi kendine yazıyor. Kendi kendine konuşuyor. İnsanları yanlış yonlendiriyor. Bir sorsunlar bize... Fenerbahce, Beşiktaş, Galatasaray nasıl yapacak? UEFA kriterleri var, yazmakla olmuyor. Sorsalar ya, nasıl yapacaksın, neye gore butcenizi yapıyorsunuz diye. Ben de otuz tane isim yazarım. Yazık yani. Bizim de bir sinirimiz var, bir sabır olcumuz var.” Ben zaten hayret ederim hep, herşeyiniz var bu dertlerle niye uğraşıyorsunuz diye... - “Başıma gelenleri gormedin mi Ercan Bey. 2011’den beri uğraşıyorum ya... Ben 2012’de bırakacaktım aslında. Benim planım oydu. Ailemle de konuşmuştum, arkadaşlarımla da. Geldik bu gunlere. Bir tarafta hÂl Yargıtay’da dava devam ediyor. Neyin ne olacağı belli değil. Bitti demeyin. Burası Turkiye belli olmaz.” Basket takımını Cinliler istiyor! Para yok diyorsunuz ama milyonlar gidiyor diğer branşlara. Gurur da duyuyorsunuz... - “Basketbolda 26 milyon euro butce. Bunun 10 milyonunun karşılığı var 15 milyonunun karşılığı yok. Herkes diyor ki bu paranın karşılığını niye alamadık. Antrenorse işte en buyuğu Obradovic. Daha buyuğu var mı? Olmayınca olmadı. Ne yapayım şımdi. Uzulmedik mi? O kupayı kaldırmalarını istemez miydim o cocukların. Kız voleybolda final-four’a kalıyoruz. Kız baskete bakıyorsun Fenerbahce var. Erkek basketbola bakıyorsun, final oynuyorsun. Diyorlar ki bugun yedibucuk milyon kişi Cin’de Fenerbahce’yi takip etmiş. Euroleague, Fenerbahce’yi Cin’e gondermek istiyor, popularitesi nedeniyle. Uc mac yapmak icin gondermek istiyor. Bunlar guzel de hepsinin bedeli var yani. Fenerbahce sadece futbol takımı değil. Sadece futbol olsa, bak o zaman neler yapıyorum seyret. Yuzmede, masa tenisinde, kurekte, boksta olimpiyata gidecek sporculara bakıyorsun yuzde ellisi Fenerbahce’den. Daha ne yapayım yani. İnsanlar biraz da gercekleri gorsunler yani. Bir bilet almakla, bir forma almakla bu işler olmuyor. Cebinden de veremiyorsun.” Vurun ama dinleyin! “Bakın ********im, cocuklarımın olusunu opeyim; hicbir konuşmamı gundem değiştirmek icin yapmadım. Bak hicbir tanesini... O andaki duşunduklerimi soylemek icin yaptım. Gundem değiştirsem ne olacak. Yarın gundem aynı olacak. Soylediklerimin bir tanesinde yalan yanlış var mı onu soyleyin.” Sayın başkan kupa macının ardından soyledikleriniz “gundemi değiştirmek” amaclı olarak algılandı. Gercekten gundemi değiştirmek mi istediniz? - “Ne ilgisi var… 15 bin kişi anamıza kufrediyor. ‘Şike yapsana’ diye bağırıyor. Benim soylediğim; anamıza avradımıza kufur ediyorlar, oyuncular sahaya cıkıyorlar merasim icin, onlara da kufur ediyorlar. Geri donuyorlar. Ben sordum; ‘Gokhan niye geri dondunuz’ dedim. ‘Kafayı uzattık kufur ediyorlar’ dedi. ‘Onun icin cıkmak istemiyoruz’ dedi. Ben ‘geri gidin, cıkın mı’ diyeyim. ‘O zaman cıkmayın’ dedim. Ne yapayım. Bunları soyledim. Ben tespit yaptım, gundemi değiştirme girişimi değil. Aslında o şartlarda federasyonun kupayı vermemesi lazım. Kim olursa olsun, kufur eden biz de olursak bize de vermemeleri lazım. Arkasından Abdi İpekci’de olanları gordunuz. Bir yerden birileri buna tepki koymazsa surer gider bu iş. Tamam Fenerbahce seyircisi yapmıyor. Neden peki?.. Once medeni bir stadı biz yaptık. Sonra salonu yaptık. İnsanlar fazla para veriyor ama aileleriyle geliyorlar. Kufuru onledik boylelikle. Yuzde yuz mu onledik, hayır. Ama belli bir seviyeye cektik yani. Ee, ben bunları dile getirdim. Gundemin nesini değiştireceğim ben. Bakın ********im, cocuklarımın olusunu opeyim; hicbir konuşmamı gundem değiştirmek icin yapmadım. Bak hicbir tanesini... O andaki duşunduklerimi soylemek icin yaptım. Gundem değiştirsem ne olacak. Yarın gundem aynı olacak. Soylediklerimin bir tanesinde yalan yanlış var mı onu soyleyin.” Sizin ustalığınızdan yola cıkıp oyle yorumluyorlar... - “Bakın ustalık falan değil. Ne dedim 15 bin kişi kufur ediyor dedim... Etmedi mi? Oyuncular sahadan geri donduler dedim; var mı bunda yanlışlık? Yok.” İşin icine Galatasaray ve şike yaptığını da kattınız ama... - “Evet ben sana ispat ediyorum. İnşallah Antalya’daki savcı beni mahkemeye verir de mahkemede delilleri getirir koyarım. Delilleri ben yazmadım, siz basın yazdınız. Adam diyor ki para aldım, araba aldım. Ee adamlar bana diyor ki şike yaptın... Ne şikesi... Benim başıma neler geldiğini kamuoyu bilmiyor mu artık. Beni iceri atanlar savcısı, hakimi, polisi nerede?” Fenerbahce’de 5 Şubat 1998’den beri gorev yapan Aziz Yıldırım, 6 şampiyonluk kazandı. 2 kez de Turkiye Kupası goren Yıldırım, UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final ve Şampiyonlar Ligi’nde ceyrek finale cıkarak Avrupa’da en başarılı başkan oldu. Aziz Yıldırım, Ulker Stadyumu ve Ulker Sports Arena gibi cok onemli iki eseri Turk sporuna kazandırdı. Kupa finali sonrası sert acıklamalarda bulunan Başkan Yıldırım, bu cıkışının nedenlerini bir bir anlatırken, bugune kadar takıma kesinlikle mudahale etmediğinin de altını cizdi. PEREIRA'YI DEĞİŞTİRSEM NE OLACAK? “Hocayı değiştirince diyorlar ki devamlı hoca değiştiriyor. Ayrıca değiştirince ne olacak, ne değişecek. Mourinho’yu kovdular ya. Yeni getireceğiniz adamın garantisi var mı? Pereira’yı gondersem seneye kim gelse bu giden daha iyi diyeceksiniz. Garantiyi verin bana imzalayın, demiyeceğiz diye, değiştireyim.” Hocayla devam diyorsunuz... - “Ne yapayım. Hocayı değiştirince diyorlar ki devamlı hoca değiştiriyor.” Yok başkanım. Bunda kimse demez yani. Bir senede ancak takımı tanıdı, ligi tanıdı. Futbolun tarzı hucum diye başladı, defansif yaptı tekrar hucum oynatmaya calıştı. Cok enteresan bir adam cıktı. - “Ne yapayım yani...” Para yuzunden mi değiştirmiyorsunuz? - “Yo yani... Değiştirince ne olacak, ne değişecek. Yeni getireceğiniz adamın garantisi var mı? Mourinho’yu kovdular ya... Garantisi olsa yaparım.” Aynı şartlar ve aynı adamla Fenerbahce taraftarını onumuzdeki sezon coşturamazsınız sayın başkanım... - “Şartlar değişecek...” Futbolcular mı değişecek? - “Futbolcu değil. İhtiyac varsa transfer yaparız, o başka. Pereira ile oturup konuşacağız yani. ‘Ne duşunuyorsun sen’ diye soracağız. ‘Ne yapmayı istiyorsun’ diye soracağız. ‘Neler olacak’ diye soracağız adama. Karşı karşıya yaptığı hataları, doğrularını yanlışlarını karşılıklı konuşacağız. Ercan bey başka ne yapayım.” Butun Turk hocalarla yolu kapattığınız icin Pereira’yı değiştiremiyorsunuz diyorlar. - “Kimmiş o Turk hocalar...” Aykut Kocaman mesela... - “Yahu Aykut kendisi ayrıldı gitti ya... Ben mi gonderdim onu? Kendisi kalktı gitti.” Ersun Yanal? - “Onu da niye gonderdiğimi biliyorsunuz. Kampa kadın getirdi. Ben ne yapayım yani? Bunların ne olduğunu neden gittiklerini hepsini kamuoyuna anlattım.” İsmail Kartal bile bu adamdan daha iyiydi Başkanım... - “Ya bırak İsmail Kartal’ı... İyi değildi Allah aşkına. Pereira’yı gondersem kim gelse bu giden daha iyi diyeceksiniz seneye. Garantiyi verin bana imzalayın, demiyeceğiz diye, değiştireyim. Yahu Obradovic dunyanın en buyuk antrenoru değil mi? Galatasaray macını kaybettik işte. Kimse hep kazanmıyor yani. Kaybettiği de oluyor.” Tamam da Pereira’nın işi biraz goz gore gore oldu... - “Tamam da Ercan Bey antrenore karışsam diyorsunuz ki karıştı... Karışmasam adam kotu diyorsunuz. Eee ben ne yapayım ya... Konuşsam, niye konuştun... Soyunma odasına gitsem niye gittin. Kupa macında ben kimler oynuyordu onu bilmiyordum. Yedide ordaydım. Ben olsam Gokhan’ı da oynatırdım. Niye oynatırdım?. Yahu basın toplantısında televizyona cıkarmışsın adamı. Niye oynatmıyorsun. Ben ne yapayım şimdi?. Ben mi oynattırmadım Gokhan’ı? Adama desen ki bu boyle değil, şoyle olacak; adam diyecek ki gel sen yap... Gonderdik diyelim Pereira’yı. Yarın yazmaya başlarlar bir antrenor daha gonderdi diye.” Ben Ozan’ı oynatırım Buna pek kimse birşey demez Başkanım... - “Derler ya... Sen bana İsmail’i soruyosun şimdi. Aslında Turkiye gerceği ile sporun gerceği celişiyor. Şimdi Avrupa’da baktığın zaman adam ligde ikinci olmuş, kupada final oynamış... Avrupalı gozuyle bu adam başarılı. Turkiye’de değil ama. Pereira şimdi Fenerbahce’de değil de Avrupa’da bir yerde olsa, derdik ki aman bunu alalım. Adama ben mudahil olsam Ozan’ı muhakkak oynatırım mesela. Oynatmıyor ben ne yapayım şimdi. Birkac defa anlayacağı şekilde anlattık. Dedik ki, ‘bak gencleri oynat, bunları kazanalım’ dedik. Acık kapı bırakarak anlattık. Oynat diyemezsin ki...” Yataktan cıkmadım Turk yardımcı duşunuyor musunuz, madem hoca kalacak? - “Valla bilemiyorum. Turk yardımcıyı dinler mi dinlemez mi... Bu sefer de orada problem cıkar. Ya ben istemez miyim şampiyon olmasını? Benden daha fazla isteyen adam var mı acaba? Mactan sonra bir gun boyunca yataktan cıkmadım Ercan Bey… Her zaman aynı şeyi yaşıyorum. Herkes zannediyor ki, rahatız.” İyi cocuk, hoş cocuk da... “Gokhan’a 2 milyon euro garanti, 20 bin euro mac başı ucret onerdik. O 2.750 milyon net artı mac başı istiyor. Geliyor 3.5 milyona... Ben 3.5 milyona adam bulamaz mıyım yani...” Başkanım iki kanat bekiniz Turkiye’nin en iyisiydi. Caner gitti, Gokhan yolda... - “Gokhan gitti diye bir şey yok. Ben hafta sonu kongrede UEFA’yı anlatacağım herkese. Bundan once ucyuz-beşyuz fazla verirdik o kalsın, bu kalsın, ben de kaldı diye sevineyim diye. Ama şimdi yaparsam Fenerbahce’ye kotuluk yaparım. Aslında bu sene de cok onemli değil. Ama bir dahaki sene hesabı tutturamayız. Herkes bilsin ona gore konuşsun yani. Butceyi anlatacağım. Oyle atmak tutmakla olmuyor bu işler. Herkes gelir, nedir gider, ne yaparız, ne yapamayız, UEFA kriterleri nedir bunların hepsini anlatacağım. Şu andaki kritere gore hicbir transfer yapamazsın. Bir tek biz değil, kimse yapamaz. Gazeteler isimler yazıyor. Goreceğiz herkesi. Soylemek ayrı, yapabilmek ayrı. Bakın ben Fenerbahceyi duşunmesem başka turlu hareket ederim. Gokhan’ı da imzalarım, Mehmet’i de imzalarım Ahmet’i de... Cağırırım yuksek yuksek veririm, imzalar gecerim.” Gokhan-Caner gidince yerine aynı paraya aynı kalitede adam koyabilecek misiniz, yoksa kaliteden mi odun vereceksiniz? - “Bi dakka… Sana bişey soyleyeceğim. Gokhan bu sene 34 haftada 22 mac oynadı. Ne alıyor. 1 milyon yediyuz bin euro artı mac başı 20 bin euro. Toplamı 2,5 milyon euro etti mi?... Biz ona ne teklif ettik. 1 milyon yediyuzbin euroyu 2 milyon yapalım dedik. Ucyuz bin euro arttırdık. Mac başı aynı kalsın. Yani 2,8 milyon net verdik. O ne istedi? 2,750 milyon net, artı 800 bin de mac başı... Yani 3,5 milyon ediyor. Ben 3,5 milyona adam bulamaz mıyım yani? O zaman ne yani. Dokuz senedir Fenerbahce’de oynuyor. Bu dokuz senede Fenerbahce iki defa şampiyon olmuş. Bir de niye boyle bakmıyorsunuz. Tamam Gokhan iyi cocuk, hoş cocuk… Ama icraat da bu…” Caner ile cok konuştum Caner’le ilgili neler oldu? - “Biz Galatasaray macına giderken yanlışlar oldu...” Ailevi sorunları oldu galiba... - “Ben ona demiştim ki, ‘bak Caner mutluysan cok guzel. Ama mutlu değilsen bak biz de eşimizden ayrıldık’ dedim. ‘Bunları kafana takma’ dedim. ‘Mutluysan kimseyi dinleme’ dedim. ‘Cocuğun var, bunu da dikkate al’ dedim. Herkes beni başka turlu duşunuyor sanıyor ama benim dediğim bu, ‘mutluysan kimseye aldırma’ dedim. Mersin’de mactan sonra ucakta yanıma cağırdım. Yine magazinde yazılar falan vardı. Orada soyledim yine. ‘Biz senin her iki kararına da saygılıyız’ dedim.” Kulubu basınla idare etmedim Niye medya ile aranızde buzlar var surekli? En ufak bir şeyinizi abartmaları bu yuzden belki... - “Ben geldiğimden beri kulubu basınla idare etmedim. Ben ve yonetimdeki arkadaşlarımla idare ettim. İlk bir iki yıl haric kimseyle oturup sohbet etmedim, yemek yemedim, şunu alalım mı, bunu almayalım mı diye sormadım. Kimseyle konuşmadım. Hicbir zaman basına gidip benim lehime şoyle yazın demedim. Kimse hakkında şunu da yazsanız demedim.” Bıraktıktan sonra takdir edileceksiniz. Turkiye oyledir... - “Bunlar onemli değil. Benim davranışım, duruşum, karakterim hepsi ortada. Ben en kotu gunde bile doğru neyse onu soylerim. Hicbir zaman geri adım atmadım. Kimseden menfaat istemedim. Zengin olacakken olmadım. Bunları yaptım. Bunlardan dolayı ben tu kaka adamsam bundan şeref duyarım. Ben kimse beni ovsun demiyorum. Ben sadece doğruları soyluyorum. Onu soyluyorum.” Başkan Yıldırım, Teknik Direktor Pereira ile masaya oturacaklarını, artı-eksi her şeyi konuşacaklarını belirtti. Yıldırım, Gokhan Gonul konusunun henuz kapanmadığını da soyledi. Gunluk Gazeteler
__________________