
Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu, aylık kulturel aile dergisi Moral Dunyası dergisinin aralık ayı sayısının kapak konusu olarak işlediği "Kız cocuğu nasıl yetiştirilir?" konusunda dergide yer alan yazısında onemli acıklamalarda bulundu.
Cocukluk doneminin hayatın daha sonraki evresine hazırlık donemi olduğunu vurgulayan Civelekoğlu, "Dolayısıyla cocukluk doneminde var olan duygular cocukların hayatlarının daha sonraki evrelerinde ihtiyac duyacakları duyguların oncu nuveleridir. Diğer bir deyişle tohumlarıdır. O tohumlar genetik olarak cocuğun icerisine ekilmiştir, var edilmiştir. Anne-babaya duşen o tohumları sulayarak, onların bakımını yaparak, tohumların sağlıklı bir şekilde gelişmesini, diğer bir deyişle duygunun cocuğun icerisinde sağlıklı bir şekilde filizlenmesini sağlamaktır." dedi.
Allah'ın kadınları yaratırken onlara "eş" ve "anne"lik gorevlerini verdiğini ifade eden Civelekoğlu, şunları soyledi: "Ancak Mevla'nın cocuklar icin bicmiş olduğu misyon ile anne ve babaların cocukları icin ongorduğu misyon ozellikle de 21. yuzyılda birbirinden cok ciddi anlamda farklılaşmış vaziyette. Anne ve babalar cocuklarını ozellikle de kız cocuklarını hayata hazırlarken onun asli vazifesi olan 'annelik ve eşlik' vazifesine gore hazırlamıyorlar. Anne ve babalar cocuklarını daha farklı bir hayata hazırlıyorlar. Erkeklerle rekabet edecekleri iş hayatına, ekonomik ozgurluğunu elde etme, işini, mesleğini eline almak icin -ki bunu cocuklarına faydalı olmak duşuncesiyle yapıyorlar-hazırlıyorlar kız cocuklarını... İşin asli unsurunu, annelik ve eşlik unsurunu ihmal ediyorlar."
Allah'ın kız cocuklarına annelik ve eşlik vazifesi verirken onları buna uygun duygularla donattığını kaydeden Civelekoğlu, bu duyguların başında ise şefkat, sadakat, bağlılık ve sevgi gibi duyguların geldiğini soyledi. Bu duyguların Allah tarafından kızlara verilen annelik ve eşlik gorevlerini layıkıyla yerine getirebilmesi icin gerekli olan duygular olduğunu belirten Civelekoğlu, sozlerini şoyle surdurdu: "Fakat gunumuz hayatında iş hayatındaki bir kadında bu duyguların baskın olması toplum tarafından onaylanan bir şey değil, tam tersine bir eksiklik olarak goruluyor. Boyle bir kadın fazlasıyla duygusal bulunuyor. Bir bankada calışan bir kadında şefkat duygusu onun işini yapmasına mani olabilir. İnsan kaynakları bolumunde calışan bir kadının şefkat duygusu onun işini guzel yapmasına mani olur. Sadakat duyması rekabetine mani olur. Dolayısıyla bunlar toplumsal hayatta ozellikle de iş hayatında revacta olan duygular değil. Firmalar mallarını alırken bu duyguların varlığını değil, aksine yokluğunu istiyorlar. Durum boyle olunca Mevla'nın kız cocuklarına vermiş olduğu fıtrat ile toplumun onlardan beklemiş olduğu kişilik birbiriyle catışıyor."
FITRATLA CATIŞINCA OLUMSUZLUKLAR ORTAYA CIKIYOR
Civelekoğlu, dergideki makalesinde konuyla ilgili şu goruşlere yer veriyor:
"Anneler ve babalar cocuklarını hayata hazırlarken, ne yazık ki Mevla'nın onlara vermiş olduğu, hayatlarının daha sonrasında onlara cizmiş olduğu yaşam planını gercekleştirmek icin ihtiyac duydukları fıtratı temel almıyorlar. Aksine iş hayatının belirlemiş olduğu modeli esas alıyorlar. Daha rekabetci, daha yırtıcı, tuttuğunu kopartan kız cocukları toplum tarafından kabul goruyor. Bu durum ise kız cocuğunun belli bir erişkinliğe ulaştığında annelik ve eşlik vazifelerini yapmasına mani oluyor. Evlenemiyorlar. Evlenseler bile cocuklarına annelik yapamıyorlar. En fazla bir cocuk sahibi oluyorlar. Halbuki kadın fıtratında cok cocuk sahibi olma isteği vardır. Kadındaki şefkat ve sevgi iki cocuğa, uc cocuğa, dort cocuğa yetecek kadardır. Bu duygular kadının icinde olsa o anne doğumdan uc ay sonra cocuğunu goturup kreşe bırakıp iş hayatına devam edemez. O duygu onun icerisinde olmadığı icin korleştirildiği, torpulendiği icin bir anne bunu yapabiliyor. Gunumuzde kreş sayısının artması kadınlarımızda şefkat eksikliğinin bir gostergesidir. Mevla tarafından icinde fıtri olarak şefkat duygusu yerleştirilen bir anne, uc aylık cocuğunu, altı aylık cocuğunu yabancı bir bakıcının eline terk edemez. Eğer yapabiliyorsa fıtri duyguları torpulenmiş, anneliğe, eş olmaya hazırlanmamış demektir."
BOŞANMALARIN SEBEBİ
"Gunumuzde boşanmaların bu kadar cok olmasının sebebi kız cocuklarının aileleri tarafından iyi bir anne ve iyi bir eş olmaya hazırlanmamasından kaynaklanmaktadır. Kız cocukları; "calışsın, ekonomik ozgurluğunu elde etsin, ayakları uzerinde dursun, kendisine yetebilsin" duşuncesiyle dershanelere, kurslara gonderiliyor. Fıtratında sevgi, şefkat, sadakat, merhamet, bağlılık gibi duygular olan kadının bu duyguları, erkek egemen bir hayatta erkeklerle rekabette geri duşuren duygular olarak değerlendiriliyor.
Kız cocuklarının fıtratına yerleştirilen duyguları oteleyici şekilde yetiştirmenin, anne-babaya bakan boyutları da vardır. Burada aynı zamanda trajikomik bir durum ortaya cıkmakta. Fıtri olarak şefkat duygusuna sahip olan bir kadın hicbir zaman anne veya babasını bakım evine terk edemez. Ama o duygu belli bir eşiğin altında ise yeterince zenginleşmemişse, anne ve baba cocukluk doneminde o duyguyu beslememişse, buyutmemişse kadın yeri ve zamanı geldiğinde annesini ve babasını da terk edebiliyor.
Fıtratı bozulmuş bir annenin yetiştireceği cocuklarda ise cinsel sapma problemi gorulme ihtimali cok yuksektir. Cunku cocuk, annesi ile babasını birbirinden ayırt edemez. Dolayısıyla kadın ve erkeğin birbiriyle benzeşmesi cocuğun cinsel kimliğini oluşturma surecinde cok ciddi anlamda sıkıntılar yaşamasına neden olur. Cocuk olumsuz cevresel faktorlerle de karşılaşırsa kimlik boyutunda cinsel sapmalar olma ihtimali cok yuksektir.
Kız cocuklarına, fıtratlarına uygun olan şefkat, merhamet, sevgi, sadakat gibi duyguları verilmediği, tam tersine acımasızlık, sadakatsizlik, merhametsizlik, hırs, rekabet duyguları verildiği zaman erkeksileşiyorlar. Fakat ne kadın olmayı başarabiliyorlar, ne de erkek olmayı başarabiliyorlar. Ucuncu bir tur haline donuşuyorlar ve bu ucuncu tur kadın olmanın ve erkek olmanın da gereklerini yerine getiremiyor. İki arada bir derede kalıyor. Bu toplumu ciddi anlamda tehdit ediyor. Bugun Batı toplumunun ahlakî anlamda yaşamış olduğu sorunların temelinde kız cocuklarının fıtratına uygun olarak yetiştirilmemesi vardır.Samanyolu Haber
__________________