Muhammed Suresi 31 Ayetinde gecen "hatta na’lem" ifadesini Allah’ın sonsuz ve ezeli ilmiyle nasıl bağdaşabiliriz? Yani buradaki “Biz bilene kadar sizi imtihanda gecireceğiz” ifadesini nasıl anlamak lazım? Allah her şeyi onceden bilir neden "bilene kadar" cumlesi kullanılıyor?
- “Andolsun, icinizden cihad edenleri, sabır ve sebat gosterenleri belirleyinceye/ortaya cıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz/imtihan edeceğiz” (Muhammed, 47/31) mealindeki ayet ve benzerlerinde kullanılan “...belirleyinceye kadar..” ifadesi, Allah’ın onceden ne olacağını bilmediği anlamına gelmez. Butun tefsir kaynaklarında bu tur ifadelerin “bizzat fiili olarak ortaya cıkması” anlamına gelir.
Orneğin; Muhammed suresindeki ayetin acıklaması şu merkezde olabilir: “Andolsun ki, -biz sizin neler yapıp neler yapmayacağınızı cok iyi biliriz. Bununla beraber- imtihandaki adaletin tahakkuk etmesi icin, her şeyi kuşatan sonsuz ve ezeli ilmimizi değil, fiilen ve bir eylem olarak sizin ortaya koyacağınız performansınızı esas alacağız. Bu sebeple, icinizden cihad edenlerin, sabır ve sebat gosterenlerin eylem olarak ortaya koyacağı cabaların sonucunu gorunceye kadar sizi denemeye devam edeceğiz”.
- Bazı alimler, bu konuyu “ilm-i gayb” ve “ilm-i şahadet” kavramlarıyla acıklamışlardır. (bk. Razi, ilgili ayetin tefsiri)
Bunun anlamı şudur: Allah her şeyi onceden bir “Allamu’l-guyub” (butun gaybleri bilen biri) olarak, olmuş, olmakta olan ve olacak olan her şeyi biliyor. Ancak, Allah, -adaletin bir gereği olarak- insanların cennet ve cehennemi netice verecek olan imtihanlarında bu her şeyi kuşatan ilmiyle değil, “ilm-i şahadet” denilen ve bizzat (ortaya cıkacak bir durumu değil) ortaya cıkmış bir durumun bilinmesiyle ilgili olan ilmiyle değerlendirme yapar ve objektif bir cizgiyi takip eder. Bu, sonsuz adaletinin bir gereğidir.
- Kur’an’da defalarca: “Allah her şeyi hakkıyla bilir”, “Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmıştır” manasına gelen ifadeler Allah’ın ilminin dışında kalan hic bir şeyin olmadığını gostermektedir. Ucsuz-bucaksız bu kÂinatın yaratıcısı olarak duşunduğumuz zaman da boyle her şeyi kuşatan bir ilmin varlığını kabul etmek zorunda olduğumuzu idrak edebiliyoruz.
Am bunun yanında, Kur’an’da yine defalarca ifade edilen “hic kimseye haksızlık yapılmayacağına” dair Allah’ın beyanı ortada iken, onun sadece onceden bildiğine gore hareket edeceğini, kimsenin gercek performansını goz onunde bulundurmayacağını soylemek sağlam bir imanla bağdaşmaz.
- Şunu da ifade etmek gerekir: Kader ilim nev’indendir. İlim ise daima ma’lûma tÂbidir. Yani bir şey nasılsa ve nasıl olacaksa oyle bilinir. Yoksa, ma’lûm ilme tÂbi değildir. Durum boyle olunca, bizim ne yapacağımızı, iradelerimizi nasıl kullanacağımızı CenÂb-ı Hakk biliyor ve takdirini de bildiği istikamette yapıyor. O’nun ilmi muhittir, her şeyi kuşatmıştır.(Detaylı bilgi icin tıklayın.)
CenÂb-ı Hakk’ın ilmi, olmuş ve olacak butun eşyaya bir anda ve bir noktaya baktığı gibi bakar. O’nun ilminde, sebep-netice, illet-ma’lûl, başlangıc ve sonuc ic icedir ve hepsi tek noktanın icine sıkıştırılmıştır. O’nun icin orada evvel-Âhir, once ve sonra diye bir şey yoktur. Yani CenÂb-ı Hakk’ın ilmi her şeyi, butun yonleriyle kuşatmıştır. Takdirini de bu ilmiyle yapmaktadır. Oyleyse bu takdir, iradî fiillerde, irade devre dışı tutularak yapılmamıştır.
Ozetle, Allah ezeli ilmiyle her şeyi onceden bilir. İnsanların imtihanını ise, onların başarılı olup olmamalarına gore değerlendirir.
__________________
“Biz bilene kadar sizi imtihan edeceğiz” Ayetinin Manası
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- “Biz bilene kadar sizi imtihan edeceğiz” Ayetinin Manası