Şampiyonlar ligi eleme macları oncesi ve ligin başlamasına uc gun kala, kime sorarsanız sorun, bırakın boyle ciddi bir rakiple mac oynamayı, kendi altyapı takımlarınız ile antrenman macı yapmaktan bile kacınırsınız. Hem bizim her şeyi cok iyi bilen federasyonumuz hem de her iki buyuk kulubumuzun usta(!) yoneticileri bu macı bu tarihte oynamayı kabul ettiler. Bakmayın siz maca iki gun kala her iki yonetimden de tarihe itirazlar gelmesine, programı aylar oncesinden belli olan şampiyonlar ligi eleme maclarının tarihine bakmayı akıl edip, super kupanın tarihine itiraz etmek yerine, dunyanın hemen tum şehirlerinde bitiremedikleri transferlerin peşinden koşmak, onların cok hoşuna gidiyormuş gibi gozukuyordu. Macın gunu olabildiğince sacma olsa da, her iki kulup de ezeli rakipleri yenip, kupayı almak istediği icin mac Turkiye standartlarına gore cok yuksek bir tempoda oynandı. Macın sonlarına doğru, mac berabere giderken, macın bir otuz dakika daha oynanacağı duşuncesi aklıma gelince, herhangi bir takımın gol atması icin dua etmeye bile başlamışken Fenerbahce’nin golu geldi. Her iki takımında alabileceği macı, son dakikalarda kazandığı gol ile Fenerbahce kazandı ve Super Kupa’yı muzesine goturdu. Sezona kupa ile başlayan Fenerbahce’yi tebrik ederken, surekli merak edilen ve rakip takımlar tarafından bir turlu anlaşılamayan Beşiktaş’lı anlamak icin macın sonundaki odul torenine bakmak yeter. Gecen sene Turkiye Kupası’nı kaybettikleri macta, odul torenine katılmadan sahaya terk eden Fenerbahce’li futbolcular, macın sonlarına doğru ciddi şekilde gerilen bu mactan sonra bile torene katılan Beşiktaş’lı oyuncuları izlerken belki biraz olsun utanmışlardır. Beşiktaş’ın bu geceki oyunu yine bizlere gelecek icin umut verdi. Karşısındaki rakip guclu ve tempolu olunca Beşiktaş bu tempoya ayak uydurmasını biliyor. Beşiktaş’ın eksiği ise rakip gucsuz ve tempoyu duşurmeye istekli bir takım olduğu zamanlarda, tempoyu bu geceki macta olduğu gibi yuksek tutamamak oluyor. Ertuğrul Hoca sanırım bu soruna da en kısa zamanda bir cozum bulur. Koray ve Cisse ile kurulan iki onliberolu orta saha kanatlar gerektiği kadar iş yapamasa da bizde olumlu bir izlenim uyandırdı. Her zaman soylediğimiz gibi Koray bu takımda her zaman olmalıdır. Delgado hayal kırıklığı yaratmaya devam etse de, ben artık onun bu hallerine şaşırmıyorum, ama şuna artık eminim ki, her kim ki Ricardinho ve Delgado kıyası yapıyor ve Ricardinho icin Delgado varken gereksiz diyorsa, şuna emin olun ki bunu diyenler Beşiktaş’ın başarısını istemiyordur. Genc İbrahim Kaş gecen macta da beni rahatsız etmiş, bir iki basit hata yapmıştı ama bugun ikinci goldeki inanılmaz kademe ve yanlış zamanlaması gosterdi ki, Kaş maalesef şuan icin Beşiktaş’ın oyuncu olmaya hazır olmaktan cok uzak. Bir sozumuz de kaptan İbrahim Uzulmez’e; onun gibi tecrubeli bir oyuncuya, bu davranış hic yakışmadı. Şunu unutmasın ki, uzerindeki forma ve kolundaki o bant ile yaptığı hareketler tum camiayı bağlar. Ciddi bir hazırlık macı olarak gorduğum Beşiktaş’ı bu macta da beğendim. İlerisi icin umut veremeye devam ediyorlar, ama gecen yazımda da dediğim gibi futbolun şans melekleri Beşiktaş’ın – en azından ilk etaplarda - yanında olmalı. Eğer bu geceki gibi iyi futbol oynadığı bir iki macı bu şekilde kaybederse, ortada ne Beşiktaş kalır ne de Ertuğrul Sağlam… Not: Beşiktaş’ın yeni idari menajeri Sinan Engin oldu. Kendisine yeni gorevinde başarılar diliyorum. Bir de şunu eklemek istiyorum, gozlemlediğim kadarı ile şampiyonluk yarışında Beşiktaş’ı Fenerbahce ve Galatasaray’ın arkasında gorenler, Sinan Engin’in gelmesi ile birlikte bir şekilde rahatsız oldular. Yine aynı belli kişiler tarafından emin olun ki, Sinan Engin’i ve Beliktaş’ı durdurmak adına bir karalama kampanyası başlatılacaktır. Lutfen Beşiktaş’lı olarak bu oyunlara gelmeyin ve bu tip soylemlere kulak asmayın. __________________