Her insanın yaşam felsefesini oluştururken ilk dersi aldığı yerin ailesi olduğunu vurgulayan Sağlam, “Kendi anlayışımdan, ilkelerimden, prensiplerimden taviz vererek şampiyon olacağıma, ilkelerimle, prensiplerimle ve felsefemle mucadelemi surdururum, gerekirse kume duşerim” dedi. Beşiktaş Teknik Direktoru Ertuğrul Sağlam, hedeflerini gercekleştirebilmek icin, kendi futbol anlayışını, felsefesini ve kulturunu oluşturup, bunu ekol haline getirip, ortaya cıkarmak zorunda olduğunu belirterek, “Başkasının yaptıklarını tekrarlamak beni hicbir yere getirmez. Birisini taklit edersen, onun kadar olursun. Daha fazlası olamazsın” dedi. Beşiktaş Dergisi'nin ağustos ayı sayısında roportajına yer verilen Ertuğrul Sağlam, hedefleri, felsefesi ve futbol anlayışı gibi ceşitli konularda acıklamalar yaptı. “Ben hic kimsenin devamı değilim” diyen Sağlam, siyah-beyazlı ekipte Turk antrenorlerin ulkede soz sahibi olması adına iyi bir başlangıc yapmak istediğini belirterek, şunları kaydetti: “Şunu cok iyi biliyorum ki, ben bu sene burada başarılı olursam, guzel neticeler alırsam, belki bundan sonra diğer kuluplerimiz de rahat bir şekilde takımlarını Turk antrenorlere emanet edebilecek. Bu da Turk antrenorlerinin geleceği acısından cok guzel bir gelişme olacaktır. Yoksa hicbir antrenorun bayrağını devraldığımı duşunmuyorum. Bugun ben bu ulkede soz sahibi bir antrenor olmak istiyorsam, ilerde dunyada ve Avrupa'da sayılı antrenorlerden biri olmak istiyorsam, kendi futbol anlayışımı, felsefemi, kulturumu oluşturup, onu bir şekilde ekol haline getirip, ortaya cıkarmak zorundayım. Bunun gercekleştirirsem zaten bir şeyler yapmış olurum. Yoksa başkasının yaptıklarını tekrarlamak beni hicbir yere getirmez. Birisini taklit edersen, onun kadar olursun. Daha fazlası olamazsın.” “...GEREKİRSE KUME DUŞERİM” Her insanın yaşam felsefesini oluştururken ilk dersi aldığı yerin ailesi olduğunu vurgulayan Sağlam, “Kendi anlayışımdan, ilkelerimden, prensiplerimden taviz vererek şampiyon olacağıma, ilkelerimle, prensiplerimle ve felsefemle mucadelemi surdururum, gerekirse kume duşerim” dedi. İş ve ozel yaşamında ailesini mahcup edecek bir davranış icinde bulunmadığını, bu şekilde yetişmesinin ana sebebinin ailesi olduğunu anlatan siyah-beyazlı ekibin teknik direktoru şoyle devam etti: “Bunun yanında eşim ve cocuklarımla mutlu bir hayat yaşıyorum. Onların da iş hayatımı sağlıklı devam ettirmemde cok etkisi var. Onlara da cok teşekkur ediyorum. Hayata bakış acıma gelince, calışmayı seven, her yaptığı işi en ust seviyede yapmaya calışan, yapılan işte en ustu hep kendine hedef olarak belirlemiş, bunları yaparken de tabii ki durustluğunden, haysiyetinden, şerefinden kesinlikle taviz vermeyen bir anlayışta oldum bugune kadar. Kendi anlayışımdan, ilkelerimden, prensiplerimden taviz vererek şampiyon olacağıma, ilkelerimle, prensiplerimle ve felsefemle mucadelemi surdururum, gerekirse kume duşerim. Benim hayattaki dusturum bu olmuştur. Samsunspor'da da Kayserispor'da da boyle oldu, Beşiktaş'ta da boyle olacak.” “İŞİNİ CİDDİYE ALMAYANI HİC AFFETMEM” Ertuğrul Sağlam, taviz vermeyeceği ve affetmeyeceği şeyin ne olduğu sorusuna şu yanıtı verdi: “Beraber olduğum insanların emeğine saygısızlık edeni kesinlikle affetmem. İşini ciddiye almayanı hic affetmem. Bunun yanında hedef birlikteliği oluşmuş bir yerde başkaları calışırken, birilerinin kaytarmasını kabul edemem. Durustlukten ve iyi niyetten kesinlikle taviz vermem. Bunları yapmayan bir insanın bizimle beraber olması mumkun değildir. Biz onu yok etmesek bile, o kendi kendini imha edecektir zaman icinde” “GUVEN AŞILAMAYI COK İSTERİM” Sağlam, futbolcusunun kendisiyle ilgili bilmesi gereken en temel ozelliğin, guven ve adalet olduğunu vurguladı. Klasik antrenor ve futbolcu ilişkisi yerine ağabey ve kardeş ilişkisi yaşamayı, dost ve arkadaş olmayı tercih ettiğini belirten Beşiktaş Teknik Direktoru, ozetle şunları kaydetti: “Guven aşılamayı cok isterim. Futbolcu şunu bilmeli ki, 'Karşımda cok inanabileceğim, guvenebileceğim ve saygı duyabileceğim bir insan var. Onun aldığı her kararın arkasında adalet yatıyordur'... Kaldı ki futbolcularımla olan iletişimimin temelini bu doğrultuda oluşturmaya calışıyorum. Klasik antrenor ve futbolcu ilişkisinden ziyade bir ağabey ve kardeş ilişkisi yaşamayı, dost ve arkadaş olmayı seciyorum. Bu şekilde sorunları daha kolay aşabiliyoruz. Bunun arkasından tabii ki, benim iyi niyetimin ve yaklaşımımın suistimal edilmemesini istiyorum. Bugune kadar calıştığım her yerde bunu cok iyi bir şekilde başardım. Beşiktaş'ta şimdiye kadarki gorevimde de bu ilişkinin oluşabileceğini gozlemledim. Futbolcu uzerinde ozellikle guven konusunda cok onemli bir saygınlık oluşturmak zorundasınız.” “KAVGA ETMEYİ HİC SEVMEM” Stresi yuksek olan mesleklerden birine sahip olmasına rağmen, sakinliğini ve soğukkanlılığını nasıl koruduğu sorusuna ise Sağlam, şu yanıtı verdi: “Genelde insanlarla ilişkilerimde olumlu bir bakış acısına sahibimdir. Kavga etmeyi hic sevmem. Ama kavga etmeyi sevmezken, kaybetmeyi de hic sevmem. İşimde cok hırslıyım. Her turlu şartta kazanmayı isterim. Kaybetmek hayatımda hic kabul edebildiğim bir şey değildir. Bunun yanında oyle kavgacı bir kimliğim yoktur.” Eleştirilerden ve ozel yaşamındaki olumsuz olaylardan bunaldığı zaman yalnız kalmayı tercih ettiğini anlatan Sağlam, “Tek başıma kalmayı cok seviyorum. Cunku bu yoğunluk icinde insanın kendi kendisiyle konuşması bile cok buyuk sıkıntıları ortadan kaldırabiliyor. Ayrıca ailemle cok sık beraber olamıyorum. Onlarla beraber olmak benim sıkıntılarımı giderebiliyor. Araba kullanmayı da cok seviyorum” diye konuştu. Futbol dışında başka bir iş yapıp yapmadığı sorusuna Sağlam, “Ben kendimi bildim bileli futbol oynarım. Hatta bilenler, annemin karnındayken de futbol oynadığımı soyler” şeklinde esprili bir yanıt verdi. Sağlam, Beşiktaş taraftarına verdiği mesajda ise, “Bu sene cok iyi bir Beşiktaş izleyecekler. İzlerken zevk alacaklar ve tuttukları takımla gurur duyacaklar. Bundan kesinlikle emin olabilirler” dedi. Tam saha http://www.tff.org.tr/default.aspx?p...86&ftxtID=1727 Ertuğrul Sağlam: "Forma sattıran yıldız istemiyorum" Ertuğrul Sağlam, Samsunspor'da başlayıp Kayserispor'da parlayan kariyerini uc sezon icinde Beşiktaş'a taşıdı. Bir donem rekor transfer ucretiyle top koşturduğu siyah-beyazlı takımın başında artık. Uc yıllık teknik adamlık deneyiminin arkasında 7 yıllık da teorik eğitim yatıyor. Futboluyla parmak ısırtan ve yeniden kolej takımı havasını yakalayan bir Beşiktaş sozu verirken, "Koşan, mucadele eden, terinin son damlasına kadar takımı icin her şeyi verebilecek ve takımın menfaatlerini kendi menfaatlerinin uzerinde tutabilecek futbolcular bizi başarıya goturecek. Benim yıldız anlayışım bu. Yıldız sadece ismiyle forma sattıran, imza dağıtan oyuncu değil" diyor. Roportaj: İlker Uğur Kayserispor'u calıştırırken dergimize verdiğiniz roportajlarınızda sizden beklenenin Turkiye'de beşinci şampiyonun Kayserispor olması olduğunu vurgulamıştınız. Bu yolda cok onemli calışmalar yaptınız. Kayseri, Turkiye'nin en korkulan deplasmanı oldu. Takımı bir noktadan alıp belirgin bir iyileşmeyle bambaşka bir noktaya getirdiniz. Şu an Beşiktaş'ın başındasınız. Kayserispor'da bu surekli vurguladığımız misyonu başardınız mı? Beşiktaş'a gelişiniz nasıl oldu? Yapı ve anlayış olarak kendime cok uzun vadeli hedefler koyan bir insan değilim ben. Bulunduğumuz ortamda işimizi en iyi şekilde yerine getirmek ve daha sonra oluşan şartlara gore hareket etmek bizim felsefemizde var. Orneğin Samsunspor'da gorev alırken aklımın ucundan gecmeyecek şekilde kulupten ayrılmak zorunda kaldım. Yine aklımın ucunda yokken Kayserispor'a geldim. Calışmış olduğumuz iki sezonluk donem icerisinde spor kamuoyunun beklentilerinin tam tersi bir performans sergiledik. Herkesin kume duşer dediği bir takımla beşinci olup UEFA Kupası'na katıldık. Bir sezon sonra "Bu başarı sunidir, tekrarlanamaz" denilen ortamda yine aynı başarıyı tekrarladık. Tabii Kayseri'de cok guzel bir ortamımız vardı. Başkanı, yoneticisi, menajeri, teknik direktoru ve futbolcusuyla cok guzel bir ortam oluşturmuştuk. Bu sevgi ortamı bize camianın kırk yıldır gormediği başarıları yaşattı. Bugun ise Beşiktaş'tayım. Bu noktaya gelmek hedeflerimden bir tanesiydi. Ama acıkcası "Kayseri'de 2 sezon calışır sonra Beşiktaş'a giderim" diye bir hedef koymamıştım. Gordum ki şartlar ve oluşan ortam bugun burada olmamı gerektirdi. Oncelikle beni bu goreve lÂyık gorenlere teşekkur ediyorum. Bana katkılarından ve guvenlerinden oturu Samsunspor ve Kayserispor camialarına da cok teşekkur ediyorum. Kayserispor'dan ayrılırken bir sorun yaşadınız mı kuluple? Hayır. Kesinlikle en ufak bir yanlış yapmadım. Vicdanen de cok rahatım. Kayserispor'la bir sezonluk mukavelem vardı. Gectiğimiz sezon mukavelem bitiyordu. Başkanla oturduk konuştuk. Ben bir sezon uzatmayı isterken başkan iki sezonluk bir uzatma istedi. O da haklı olarak aklından antrenor sorununu cıkarmak istiyordu. Fakat kendisine "Buyuk bir takımdan teklif gelirse bu teklif karşısında izninizi istiyorum" dedim. Anlayışla karşıladı ve "Eğer buyuk bir takım seni isterse kendi ellerimle seve seve gotururum. Yeter ki oyle bir şey olsun" dedi. Başkanla boyle bir anlaşma yapmıştık. Eksik olmasın bana cok destek verdi. Kendisiyle hÂl goruşuyoruz. Calıştığım kuluplerdeki başkanlarımla hep bir ağabey-kardeş hatta zaman zaman baba-oğul ilişkisi yaşadım. Beşiktaş'a geldiniz ve hedefler bir anda buyudu. Lig ikinciliğinin başarısızlık olarak değerlendirildiği bir ortama geldiniz. Bu sizin uzerinizde bir baskı yaratıyor mu? Tabii ki yukseklerde ruzgÂr sert esiyor. Buyuk camiaların sorumluluğu kendi ismiyle doğru orantılı olarak daha buyuk oluyor. Ben nereye geldiğimin ve nasıl bir sorumluluk ustlendiğimin farkındayım. Bu sorumluluğun ustunden gelebilmem icin cok calışmam gerektiğini iyi biliyorum. Cok uretmemiz ve cok fedakÂrlık yapmamız da gerekiyor. Bunları zaten yapan insanlarız biz. Teknik kadromuz, menajerimiz Ali Gultiken ve beraber calıştığımız herkesle bu sorumluluğu paylaşıp bu gorevi lÂyıkıyla yerine getireceğimize inanıyorum. Bu camianın beklentilerine kesinlikle cevap vereceğiz. Adım gibi eminim buna. İki sorumluluk yuklendim Beşiktaş son yıllarda tam bir teknik direktor oğutucusu haline geldi. Pek sabredemeyen bir camiaya donuşmuşe benziyor siyah-beyazlılar. Bundan bir endişeniz var mı? Camiaların başarılarında istikrarın onemini hepimiz biliyoruz. Ozellikle teknik kadro konusundaki istikrarın ne kadar onemli olduğunu gecmişte somut bir bicimde yaşamıştık. Beşiktaş yonetimine takımı yeniden kendi icerisinden gelen bir teknik adama emanet ettiği icin teşekkur ediyorum. Bu davranışın tum Turkiye'ye ornek olmasını istiyorum. Burada bize buyuk gorev ve sorumluluk duşuyor. Bir sorumluluk camianın beklentilerine cevap verebilmek. Bize guvenen insanların bu guvenini boşa cıkartmamak. Bunun yanı sıra son donemde ulkemizde ovguyle bahsettiğimiz yerli teknik adamların başarısını buyuk takımda da tekrarlayabileceğini gostermek. Turk teknik direktorlerin geleceği acısından da onemli bir gorev ustlendiğimizi duşunuyorum. İnanıyorum ki yerli teknik direktorlerimiz de bizim burada başarılı olmamızı isteyecek. Daha onceki roportajlarınızda tarihin belli başlı başarıları kazanan insanları yazdığını soylemiş ve Anadolu'dan cıkacak beşinci şampiyonun da boyle onemli bir başarı olacağını vurgulamıştınız. O hedef bir kenara koyuldu şimdi. Evet o hedefi bir kenara koyduk ama hÂl bizi tarihe gecirebilecek bircok kulvar var. Şansımızı bu kulvarlarda deneyeceğiz. Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde oncelikle gruplara kalmanız ve daha sonra da başarılı olmanız bekleniyor. Takımınızın şu anda Şampiyonlar Ligi'nde mucadele edecek kaliteye sahip olduğunu duşunuyor musunuz? Bu soruya cevap verirken şunu belirtmem lazım. Bugun burada Şampiyonlar Ligi'nden bahsedebiliyorsak, gectiğimiz sezon gorev yapan ve bize bu şansı yaratan insanların emeğini kesinlikle zikretmemiz gerekir. Sayın Jean Tigana ve ekibine teşekkur ediyorum. Onlar her turlu olumsuzluğa ve cektikleri sıkıntılara rağmen Turkiye Kupası'nı kazanıp ligi ikinci sırada bitirdiler. Beşiktaş'ın cok iyi ve kaliteli bir kadrosu var. Buraya geldik ve gectiğimiz sezonun sıkıntılarını masaya yatırdık. Ceşitli sebeplerden oturu pek cok futbolcu gercek performansının altında kalmış. Biz bu problemleri analiz ederek cozumlerini bulmaya calışıyoruz. Pek cok futbolcumuz gecen sezonki performanslarının kendi gercek performansları olmadığının da farkında. Bunu bilmek benim icin cok onemli. Buradan hareketle şunu soyleyebilirim; gerek ilişkilerimiz gerek diğer katkılarımızla burada pek cok futbolcunun gectiğimiz sezonki performansının uzerine cıkacağına inanıyorum. Futbolcularla birebir konuşup ilgileniyor musunuz? Tabii ki. Kimi yuzde on, kimi yirmi, kimi elli arttırır ama ortada şoyle bir gercek var ki tum futbolcularım inşallah gectiğimiz sezonki performanslarının ustunde olacak. Kayserispor'da hep takım icin oynayan futbolcuları tercih ediyordunuz. Ligin belli periyotlarında cok ust duzeyde mucadele eden bir Kayserispor takımı vardı. Yine boyle bir takım oluşturmak amacındasınız herhalde. Futbol anlayışımız bunu gerektiriyor. Oncelikle bunu sağlamamız gerekir. Koşan, mucadele eden, terinin son damlasına kadar takımı icin her şeyini verebilecek ve takımın menfaatlerini kendi menfaatlerinin uzerinde tutabilecek futbolcular bizi başarıya goturecek. Bu zihniyetteki oyuncuları kadromuzda tutmaya ve yine bu tip oyuncuları kadromuza katmaya calıştık. Cok zor sınavlar bizi bekliyor. Turkiye Ligi, Turkiye Kupası, Şampiyonlar Ligi ve bir de Super Kupa var. Dort kulvarda insanlar bizden başarı bekliyor. O yuzden cok calışan, cok koşan, cok mucadele eden ve takımı icin her şeyini veren futbolculara kapımız hep acık. Benim futbol anlayışımda yıldız oyuncunun tanımı da bu. Sadece ismiyle değil, forma sattıran, imza dağıtan futbolcu değil, saha icerisinde gerek davranışları gerek vereceği mesajlar ve gerekse performansıyla takımına ust seviyede katkıda bulunacak oyuncu benim icin yıldızdır. Yuruyen oyuncuya yer yok Beşiktaş takımının gecen sezonunu değerlendirirsek takımın generali cok, askeri az gibi bir durum vardı. Gecmişi sorgulamak ve yargılamak istemiyorum. Ama şunu biliyorum ki, hep beraber duşunup hep beraber hareket edersek buyuk başarıları yakalayabiliriz. Takımdaki herkesin bu mucadeleye teriyle, yeteneğiyle ve emeğiyle katkıda bulunması gerektiği bir gercek. Bu nedenle kaleciden forvete kadar herkes hep beraber duşunup hep beraber hareket etmeli. Birisi mucadele ederken diğeri yuruyorsa bu bize başarı kazandırmaz. Bu duşunceyi oyuncularımıza yerleştirmeye calışıyoruz. Takım koşacak ve mucadele edecek. Bunun kacışı yok. Kayserispor'da genellikle cift forvet tercihiniz vardı. Beşiktaş'ta da bu tercihi surdurecek misiniz? Benim futbol anlayışımda oyunun guzelliklerini sahaya yansıtmak var. Kayserispor'da topu kazandığımızda oynamayı seven ve oynamaya calışan, guzellikleri sahaya yansıtan bir takım olmuştuk. Ama donum noktalarında takıldık ve bu noktaları gecemedik. Bunu aşamamamızın nedeni ise futbolun savunma tarafını iyi yapamamamızdı. Oynarken bir de oynatmamak gerekiyor. Top rakibe gectiği zaman da aynı kaliteyi gostermek gerekiyor. Biz Kayserispor'da bunu yapamadık. Ama Beşiktaş'ta yapmak zorundayız. Oynarken oynadığı oyundan zevk alan, izleyenlere zevk veren ve futbolun gerekliliklerini sonuna kadar yerine getiren bir anlayışa sahip olmalıyız. Boyle davranarak buyuk hedefleri yakalayabiliriz. Dunyanın en iyi takımları bile oyunu tek yonlu oynayarak başarılı olamaz. Runje'nin yerine iki Milli Takım kalecisi transfer ettiniz; Ruştu ve Hakan. Bu durum kaleciler adına bir talihsizlik midir? Bu transferlerden dolayı oncelikle başkanımız ve yonetim kurulumuza cok teşekkur ediyorum. Turk Milli Takımı'nın son iki macında oynayan iki kaleci şu anda bizde. Altay'dan da Atilla'yı transfer ettik, o da Umit Milli Takım kalecisi. Murat Şahin sakatlığı nedeniyle uzun sure aramızda olamayacak ama elimizde uc tane Milli Takım kalecisi var. Sezon boyunca yoğun gececek mac trafiğinde bir problem yaşayacağımıza inanmıyorum. Bu uzun maratonda tum kalecilerimizden faydalanacağız. Ruştu transferi takıma ağabeylik etmesi acısından da duşunulen bir transfer miydi? Ben transferleri tek tek değerlendirmeyi veya kişileri cok fazla konuşmayı seven bir teknik adam değilim ama bence Ruştu takımımıza pek cok yonden katkı sağlayacak. Buna inanıyorum. Tello ve Cisse eksikleri kapatacak Tello ve Cisse transferlerini değerlendirebilir misiniz? Dediğim gibi tek tek oyuncu değerlendirmek istemiyorum ama yine de şunu soyleyebilirim; her iki oyuncu da izlenerek alındı ve gecen sezon Beşiktaş takımındaki eksik noktaları kapatacak kalitedeler. İkisinden de cok faydalanacağımıza inanıyorum. Beşiktaş uzun suredir Avrupa'da başarılı olamıyor. En son 2003 sezonunda oynanan bir ceyrek final vardı. Siz Kayserispor'la ilk kez katıldığınız Intertoto Kupası'nı kazanıp UEFA'ya kalmıştınız ve UEFA'da da birinci turda elenmiştiniz. Gecen sezonki Avrupa tecrubeniz Beşiktaş'ın Avrupa tecrubesinden daha fazla. Bu sezon Beşiktaş'la Avrupa'da nerelere ulaşmayı hedefliyorsunuz? Oncelikli hedefimiz elemeyi gecip Şampiyonlar Ligi gruplarına katılabilmek, gruba kalırsak da gruptan cıkabilmek olacak. Cok uzun boylu duşunmeden ilk hedefimiz bu. Sheriff'le ilk eleme turunu oynayacaksınız. Sheriff Moldova'nın takımı. Ancak Moldova futbolu diye kucumsemememiz lazım. Sheriff takımı başkanıyla birlikte son yıllarda buyuk bir atılım yapmış. Kucumsemiyorsunuz hic. Hayır kesinlikle. Yakın gecmişe goz attığımız zaman futbolda rakibi kucumseyip işi ciddiye almayanın ne turlu surprizlerle karşılaştığını goruruz. Oyuncumu gunah kecisi yapmam Futbolcular uzerinden konuşmayı da sevmiyorsunuz. Sevmiyorum; uc-dort gol atan futbolcum da oldu ama hicbir zaman sadece onu one cıkarıp diğer futbolcularımın emeğini heba etmeyi tercih etmedim. Tam tersi durumda da yine genel olarak değerlendirdim olayları. Hatalı gol yiyen kalecimiz, ıska gecip bize gol yediren defans oyuncumuz, bomboş kaleye gol atamayan golcumuz oldu. Ama bunları kamuoyunun onune atıp hicbir zaman gunah kecisi yapmadım. Kazanırken de kaybederken de tum takıma sorumluluk yukleyen bir anlayışım var. O yuzden bundan sonraki donemde de boyle bir şey gormeyeceksiniz. Bu sezon şampiyonluk yarışı gecen sezona gore daha cetin gececeğe benziyor. Evet yapılan transferler bunu gosteriyor. Şampiyonluk yarışı daha cetin gececek. Her takım iyi transferler yaptı. Yine uc buyuk takım ve Trabzonspor'un bu yarışın icerisinde olacağına duşunuyorum. Bu takımların yanı sıra elindeki yıldızları satmayıp iyi takviyeler yapan Kayserispor'un da zirveyi etkileyen maclar oynayacağını duşunuyorum. Teknik direktorluğu merdiven olarak gorursek siz şu an o merdivenin neresindesiniz? Buraya gelmeden once Beşiktaş bu merdivenin hangi noktasıydı? Daha once de soylemiştim, cok uzun vadeli hedefler koymayı sevmiyorum. Bulunduğum yerdeki gorevimi lÂyıkıyla yerine getirmek benim en buyuk hedefim. Antrenorluğe başlarken buyuk bir takımda calışmak, ozellikle Beşiktaş'ta gorev almak, camiama antrenor olarak geri donmek hedeflerimden bir tanesiydi. Antrenorluğe 35 yaşında başladım. Uc sezonda buraya gelmem biraz cabuk bir yukseliş oldu belki ama istediğim yerdeyim. Şu anda bulunduğum yerin kıymetini bilip camianın bu inancı ve guvenini boşa cıkartmamalıyım. Cok gururla goruyorum ki camianın hemen hemen yuzde 99'u bana ve ekibime destek veriyor. İyiniyetle destek veren bu kadar insanın inancını ve guvenini oncelikle percinlemek istiyorum. Camianın bu beklentilerine cevap verebilmek en buyuk hedefim. Uzun yıllar burada kalmayı umit ediyorum. Beşiktaş'ın son donemlerindeki teknik direktor sirkulasyonunun bizimle son bulacağına inanıyorum. Yonetim kurulumuzun desteği arkamda Gazetelerde Beşiktaş yonetiminde sizin teknik direktorluğunuz konusunda ceşitli tartışmalar yaşandığı yazılmıştı bir donem. Gazetelere yansıdığı şekilde bir şey yaşanmadı. Bunlar yanlış aksettirildi. Tartışma elbette olacaktır. 30 kişinin bulunduğu yerde otuzunun da aynı şekilde duşunmesini bekleyemezsiniz. Bu tartışmaları bir kaos ortamı varmışcasına kamuoyuna sunmak cok yanlış. İnsanlar fikirlerini ortaya koyarlar, gerekirse tartışırlar ama tartışma sonucunda bir konu uzerinde anlaşırlar. Surekli beraberiz yonetim kurulu uyelerimizle. Bana desteklerini her ortamda yineliyorlar zaten. Yonetimden ve taraftardan beklentileriniz var mı? İşin teknik kısmıyla alakalı ben dort sene universite okudum. Spor Akademisi mezunuyum. Uc sene de master yaptım. Antrenorluk donemim icin futbol oynadığım donemde buyuk fedakÂrlıklarda bulunarak eğitim hayatıma yedi sene harcadım. Yedi sene insan hayatında onemli bir donem ve ben bu fedakÂrlığı profesyonel futbol oynarken yaptım. Samsun'da okudum, dolmuşla, otobusle okula gittiğimi hatırlıyorum. İşin teorik kısmıyla ilgili yeterliliğimin olduğunu rahatlıkla soyleyebilirim. Tabii ki bu işte oğrenmenin sonu yok. HÂl oğrenmeye devam ediyorum. 20 senelik profesyonel futbol hayatım var. Başarılı bir antrenorluk donemi gecirdim. İnsanlar sadece kendi yaşamlarından tecrube kazanmaz. Başkalarının yaşamlarını iyi analiz ederek de tecrube kazanabilirsiniz. Ben bunu cok iyi yaptığıma inanıyorum. Ben ve ekibim ne yaptığını bilen insanlarız. Başkanımız, yonetimimiz, menajerimiz, teknik ekibimiz ve oyuncuların gorevlerini lÂyıkıyla yaparak buyuk başarılar kazanacağımızı duşunuyorum. Ali Gultiken cok buyuk sorumluluklar aldı. Sabah 7'de antrenman yapıyoruz. Altı bucukta burada oluyor. Sağlıklı bir şekilde calışmamız icin sonuna kadar bize destek veriyor. Taşların oturduğu, herkesin gorevini ve sorumluluğunu bildiği bir yerde gorev karmaşası yaşamadan buyuk başarılar elde edeceğimize inanıyorum. Taraftardan da destek bekliyorsunuz. Elbette. Şunu cok samimiyetle soyluyorum. Beşiktaş taraftarı sadece Turkiye'de değil dunyada sayılı taraftar gruplarından birisidir. Taraftar ne yapacağını zaten cok iyi biliyor. Zaman zaman sıkıntılı donemlerimiz de olacak. Bu donemlerde ozellikle bize destek olmalarını ve katkı sağlamalarını bekliyoruz. İnşallah onlara cok guzel gunler yaşatacağız. Guzel futbol sozu veriyorsunuz yani. Evet, kesinlikle. Taraftarımıza şunun garantisini verebilirim. Cok koşan, cok mucadele eden ve futbolun pozitif tarafını sahaya yansıtırken, top rakibe gecince oyunun gereklerini yerine getiren ve 90 dakika taraftarını coşturan bir futbol oynamaya calışacağız. Saha ici başarısı onemli ama yıllardan beri Beşiktaş takımı dediğiniz zaman akla gelen kolej takımını, davranışları ve topluma verdiği mesajlarla hayata gecireceğiz. Herkesin beğenisini kazanan, ilgisini ceken, parmakla gosterilen bir takım olurken, Beşiktaş taraftarı dışındaki tum diğer futbolseverlerin ikinci takımı olmayı planlıyoruz __________________