Sual: Sunnetin delil olduğuna dair İmam-ı Şafii’nin bir yazısı varmış. Bu yazı nasıldır?
CEVAP
Cok yazısı vardır. Birinin ozeti şoyledir:
Resulullah efendimizin, Kur’an-ı kerimi acıklayan sunnetine onem vermeyen biri, İmam-ı Şafii hazretlerine der ki:
— Kur’anın bir kelimesini inkÂr eden kÂfir olur. Oyleyse neye dayanarak, herhangi bir emir hakkında; Âyet yok iken “Bu farzdır” nasıl denebilir? Şu halde biz bazı hadisleri kabul etmesek ne lazım gelir?
İmam Şafii, Kur’anda gecen Hikmet’in sunnet demek olduğunu ispat ettikten sonra der ki:
— Allahu teÂl buyuruyor ki:
(Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Hayır, Rabbine andolsun ki anlaşmazlıklarda seni hakem kılıp verdiğin hukumden iclerinde hicbir sıkıntı duymadan tam manasıyla kabullenmedikce iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
Demek ki, Allah’ın hukmunu bildiren Kitap’tan ayrı olarak, Resulullahın hukmu de vardır. Allahu teÂl yine buyuruyor ki:
(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasakladıysa ondan da sakının!) [Haşr 7]
Bu Âyet de, Resulullahın emir ve nehyine sarılmanın farz olduğunu bildiriyor.
İmam Şafii hazretleri, Kur’anda bulunan bazı genel hukumlerden sunnet ile ozel hukumlerin cıkarıldığını bildirir:
— Namaz kılmanın genel emrinden hayzlı kadınların haric bırakılması, zekÂta sadece bazı malların tÂbi tutulması, vasiyetin feraiz Âyetleriyle nesh edilmesi, miras Âyetlerinin butun anne, baba ve cocuklara şamil olduğu halde, kÂfir olanlarına miras verilmeyeceği gibi istisnalara sunnet ile acıklık getirilmiştir.
Bu acıklamalardan sonra insaf ehli olan zat, sunnetin de delil olduğunu kabul eder. Ama yine bazı sorular sorar. Der ki:
— Peki, sunnet ile kesin bir haram nasıl mubah kılınabilir?
— Bak şu yanında duran adamın kanına ve malına kimse dokunamaz. İki salih şahit, “Bu kişi falancayı oldurdu ve elindeki malını aldı ve işte yanındaki mal da gasbettiği maldır” dese, bu durumda ne yapılır?
— Kısas olarak oldurulur, malı da asıl sahibinin vÂrislerine dağıtılır.
— Peki, bu şahitlerin yalan soyleme veya yanılma ihtimali var mıdır?
— Elbette vardır.
— Peki, kesinlikle dokunulmaz olan can ve malı nasıl oldu da kesin olmayan iki şahidin sozu ile mubah oldu?
— Cunku şahitliği kabul etmek de dinin emridir.
— Peki, Kur’anda katillikte şahitliğin kabulunu gosteren bir Âyet var mı?
— Hayır, Allah’ın diğer emirlerinden kıyas ederek bunu cıkarıyorum.
— Şahitlerin hakiki hallerine yalnız Allahu teÂl vakıf olduğu halde, zahire gore onları kabul ediyorsun. Biz de muhaddisten zapt, hıfz, adalet, tek kalmama gibi şartları arıyoruz. Yani iki şahitten beklenenden daha fazlasını hadis Âliminden istiyoruz. Ancak bu şartlara haiz hadisler delil oluyor. (El Umm)
Sen iki şahitle, bu şahitlerin yanılma ve yalan soyleme durumları da olabildiği halde, bunlara inandın hukum verdin, bir cana kıydın. Allahu teÂl Kur’an-ı kerimde defalarca (Resulume uyun, getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden kacının, O kendiliğinden konuşmaz, sozleri vahye dayanır, Ona itaat bana itaattir, Sizi sevmemi istiyorsanız Ona tÂbi olun, Onun yolu ile benim yolumu ayıranlar kÂfirdir) buyuruyor. Sunneti delil almak icin, Allahu teÂlÂnın emri ve şahitliği yetmiyor mu?
ehlisunnetbuyukleri
__________________
Sunnet de delildir
Dini Bilgiler0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Sunnet de delildir