2008/09 sezonunu şampiyon kapatan ekibin, bu sezonki başarısızlığının nedenlerini sizler icin mercek altına aldık. Bir onceki sezonu iki kupayla kapatan Beşiktaş'ta gozler sezon başında transfere cevrilmişti. Daha sezon başlamadan Kuruceşme Arena'da yapılan 'Carşı sabaha karşı' organizasyonunda yer alan taraftarlar, Quaresma'yı istediklerini acıkca başkan Demiroren'e iletmişlerdi. Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak takımda mutlaka bir yıldız isim gormek isteyen Beşiktaşlılar'ın beklentisi boşa cıktı. Genoa'dan transfer edilen Matteo Ferrari, Villarreal'den donen Nihat Kahveci, Gaziantepspor'dan alınan İsmail Koybaşı ve Rodrigo Tabata'ya verilen paralar camia icerisinde buyuk tepkiye yol actı. 6 macta 3 gol Delgado'nun sozleşmesinin sakatlığı nedeniyle askıya alınmasıyla Beşiktaş'ın hucum hattında sıkıntı yaşayacağı aşikardı. Ligde oynadığı ilk altı macta sadece bir galibiyet alabilen siyah beyazlılar, rakip ağlara ise sadece uc gol gonderebilmişti. "10.5" numara diyerek 8 milyon avroya alınan Tabata'nın varlığıyla yokluğunun bir olması, Beşiktaş'ı gol yollarında etkisiz bıraktı. Az atıyorsan hic yemeyeceksin 7. haftadan sonra yavaş yavaş oturmaya başlayan Ferrari-Sivok ikilisi rakip ataklara gecit vermemeye başladı. Ust uste 8 macını kazanan Beşiktaş, galibiyetin formulunu bulmuştu: 'Az atıyorsan hic yemeyeceksin!" Bu sekiz haftada kalesinde sadece bir gol goren siyah beyazlı ekip, zirve yarışındaki rakiplerini yakalamıştı. Ancak ilk yarının son uc haftasında işler yine Mustafa Denizli'nin istediği gibi gitmemeye başladı. Diyarbakırspor ve Manisaspor beraberliklerinin uzerine kendi sahasında Bursaspor'a 2-1'den 3-2 kaybeden Beşiktaş, ikinci yarı oncesinde yine zirveden uzaklaştı. Şampiyonluk umutları yeniden yeşeriyor Ligin ikinci yarısına Turkiye Kupası'na ve Şampiyonlar Ligi'ne veda ederek başlayan Beşiktaş, tamamen lige odaklanmıştı. Oynadıkları 8 macta 19 puan toplayan siyah beyazlılar, ust sıralardakilerin puan kayıplarıyla yeniden şampiyonluk potasına girdi. Oyuncular ve taraftarlar gibi teknik direktor Mustafa Denizli'nin guveni yerine gelmiş, bir onceki sene yaptığı kehanetlere yenilerini eklemeye başlamıştı. Tam her şey yolunda giderken Kasımpaşa deplasmanında kaybedilen iki puan moralleri bozdu. Bir sonraki hafta kendi sahalarında Eskişehirspor'u ağırlayan Kara Kartallar, 2-0 geriye duştukleri macı 3-2'ye getirerek umut dağıtmışlardı. Sakatlıklar tam da zamanında geldi! Ancak takımda giderek artan sakatlıklar ve cekilen kadro sıkıntısı, Denizli'nin elini kolunu bağladı. Ankaragucu macına bircok as futbolcusundan yoksun cıkan Beşiktaş, başkent deplasmanında iki puan daha bırakıyordu. Bir sonraki hafta İnonu'de alınan Trabzonspor beraberliği, şampiyonluk umutlarını iyice azalttı. Artık Fenerbahce ile Kadıkoy'de oynayacakları karşılaşma, olum-kalım macları olacaktı. Bu macta da şans melekleri onların yanında olmadı. Daha ilk dakikada gelen Alex'in goluyle butun oyun planı bozulan Beşiktaş, Bobo'nun ikinci yarıda kacırdığı penaltı sonrasında şampiyonluk umutlarını Bilica'nın kazdığı penaltı noktasına gomuyordu. Oyun kurucu sıkıntısı Beşiktaş'da sezon boyunca kendini gosteren en buyuk sıkıntı oyun kurucu mevkisindeydi. Mustafa Denizli, Delgado'nun yokluğunda Tello, Yusuf, Serdar Ozkan, Ernst ve Tabata gibi isimlere bu yuku yuklemesine rağmen hicbirinden istediği verimi alamadı. 33. hafta itibariyle sezonun en az gol yiyen ekibi olmayı başaran siyah beyazlı ekip, hucumdaki sıkıntıları nedeniyle bu sezon Super Lig'de husran yaşadı. Sizce Beşiktaş icin sezonun kırılma anları hangi maclardı? Siyah beyazlı ekibin zirveden uzak kalmasını etkileyen faktorler nelerdi? Denizli'nin elindeki kadro yeterli miydi? Yorumlarınızı bekliyoruz... Kaynak : Goal __________________