Son yılların en gozde tatil adreslerinden biri Alacatı. Her yıl ozellikle yaz doneminde oluk oluk insanı kendine cekiyor. Biz de gecen hafta bu kervana katıldık ve Alacatı’nın rengarenk sokaklarında keşfe cıkıp hem yerel tatların peşine duştuk hem de deniz-kum-guneş uclusunun tadını cıkardık



Ozellikle son yıllara damga vurmuş, Turkiye'nin en gozde tatil destinasyonlarından biri: Alacatı... İzmir'in Ceşme ilcesine bağlı olan Alacatı benim de uzun zamandır "Bir gidip gorelim yahu şurayı da" listemde yer alan bir yerdi. Eh bu trene gec yetiştik belki ama kısmet gecen haftayaymış... Radisson Otelleri'nin davetlisi olarak gittiğimiz Alacatı'ya bir cumartesi sabahı ayak basıyoruz. Doğrusu, Alacatı'yı gezmeye başlamak icin en ideal gun cumartesi olsa gerek. Neden mi? Cunku haftada bir gun, her cumartesi, cok geniş bir alanda kurulan, unu tum ulkeye yayılmış Alacatı Pazarı'na denk geliyoruz. Pazarda yok yok... Doğrusu ben pek alışveriş meraklısı biri değilimdir ama buna karşın pazarda benim bile gozumun kaydığı cokca stant oldu.

AHALİ HEM KEYİFLİ HEM TEDİRGİN
Alışveriş demişken, Hacımemiş Mahallesi'ni de unutmamak gerek... Alacatı Pazarı'na yurume mesafesiyle 10-15 dakika uzaklıkta bulunan bu mahalle, antikacılarıyla, yerel butikleriyle ve daha bilimum bircok mağazasıyla tam bir alışveriş cazibe merkezi. Ustelik civarındaki şirin ve ozgun kafe ile restoranlarıyla da uygun bir alternatif. Keza, daha once yolu Alacatı'ya duşmuş olanların soylediği uzere tatil merkezinin bir diğer noktası Kemalpaşa Caddesi'ne oranla daha az kalabalık oluşu ve sakinliğiyle de son zamanlarda Hacımemiş daha sık tercih edilen bir bolge olmuş. Hacımemiş Mahallesi'nin devamı begonvillerle, turlu ciceklerle donatılmış rengarenk bir sokak. Adeta bir tiyatro dekorunun, namlı bir ressamın tablosunun icinde yuruyormuş hissi sarıyor icinizi. Son derece sakin, huzurlu ve "Tatile geldim" rahatlamasını iliklerinize kadar hissettiren bir duygu bu... Bu sokaklardan cok var Alacatı'da, bir nevi beldenin alamet-i farikası. Influencer ve influencer aday adayı kardeşlerimin en sevdikleri fotoğraf cekilme noktası olması da cabası... Aslında cok buyuk bir yerleşim alanı değil Alacatı. Son verilere gore kış donemi nufusu 10 bin civarında. Gel gelelim yaz sezonunun acılmasıyla bu sayı katlana katlana cok başka bir hal alıyor. Oyle ki sezonun hafiften acıldığına biz de hem gunduz hem de gece sokaklardaki hareketlenmeleri gorup tanık oluyoruz. Hoş, gecelerin hareketlenmesi daha tam Alacatı standartlarına yaklaşmamış ya neyse... Bir iki esnafla konuştuğumuz zaman ise Alacatılıların keyifli ama biraz da tedirgin olduğunu oğreniyoruz. Oyle ya, Ramazan ayından sonra bayram tatiliyle başlayacak surecte yine yoğun bir turist akını bekleniyor ilceye ve Alacatılılar bu insanlara nasıl yetişecekleri, hangi alanlarda soluklanıp nefes alacakları konusunda kararsızlar. Ne diyelim, bu dertler de aşılır diyoruz. Eklemeden gecmeyelim, deniz sezonu an itibariyle Alacatı'da hayli keyifli yaşanıyor. Biz mayıs ayının son haftalarında gittiğimizde bir tutam tereddutluyduk, "Deniz nasıl olur acaba" diye... Fakat umduğumuzun da otesinde bir deniz vardı; kafi derecede serin, tertemiz ve masmavi... Bugunden itibaren gideceklerin kumsallarda daha guzel bir tabloyla karşılaşmaları da kuvvetle muhtemel.

EGE MUTFAĞININ HAKKI VERİLİYOR
Alacatı'ya hatta İzmir'e gelmişken bir İzmir kumrusu yemeden donmek olmaz. İzmir'in bu nevi şahsına munhasır yiyeceği Alacatı'da da hakkıyla yapılıyor. Keza midye dolma da oyle... Her bir koşede midye dolma satıcılarına rastlamak mumkun ve doğrusu benim tadabildiğim kadarıyla hepsi ortalama ustu bir lezzeti tutturmuş durumdalar. Ote yandan şaşılmayacağı uzere burada da baskın olan bir Ege mutfağı soz konusu. Zeytinyağlılar, envai ceşit otlar, mezeler ve deniz urunleri. Hepsinden gani gani var. Biz bolgenin iddialı restoranlarından biri olan Eflatun'da buluşuyoruz Alacatı sofrasıyla ve fazlasıyla tatmin oluyoruz. Ne diyelim, yolunuz duşerse tavsiye edilir...


Kaynak

__________________