Bağışlayın bir haftadır yazmıyorum. Uc sebebi var; 1-Florya'da Başkan Polat, Kalli, Skibbe ile konuştuktan sonra ne dediysem şu ana kadar cıktı. Daha fazla yazmaya gerek duymadım. Sporx ve Yeni Şafak okuyanlar haberlerin doğrusunu gunler onceden oğrendi. 2-25-26 Aralık'ta Uluslararsı Kıbrıs Universitesi'nde konuşmacıydım… Genclere teşekkur borcluyum, harika sorular sordular, koca salona sığmadılar dışarda kalanlar oldu… Soz yine gideceğim… 3-29-30 Aralık'ta da Kayseri'deydim… Kanal 38'in 5. yılında Umit Aktan ve Altan Tanrıkulu'yla beraber oradaydık. Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Ozhaseki ile cağ atlamış… Bunların hepsini anlatacağım… Uluslararası Kıbrıs Universitesi'ni de Kayseri seyahatimi ve Kanal 38'i de Fotoğraflarıyla anlatacağım… * * * Bayılıyorum Sporx'te sizlerle beraber olamaya… Dunyalar kadar mail atıyorsunuz, dunyalar kadar mutlu oluyorum. Cevap veremiyorum diye gonul bırakmayın. Devam… Maillerinizi okuyorum, cevabı sutunlarda veriyorum.. Genel sorunuzu cevaplayayım; Ocak ayında transfer ya-pa-maz-lar… Bunu bu gune kadar elli kere soyledim. Ocak ayı transfer ayı değildir! 1-İyi futbolcuları kulupleri bırakmaz. Bırakırlarsa dolar bazında anasının nikahını isterler. Bizim hic bir kulubumuz bu paraları veremez. 2-Transfer yapacak futbolcular cıkma-cakma futbolculardır, ya hocasıyla kavgalıdır, ya kulubuyle sorunları vardır. Yani; kaliteleri tartışılır, hayretmezler. 3-Bu mevsimde yapılan transfer takımı bozar. Hele maliyetli fazlaysa takımda dengeler bozulur, ikilik başlar. 4-Futbolcusunu satmak isteyen takım para darlığı cekiyor demektir. Yoksa kimse şampiyonluktan vaz gecip iyi oyuncusunu satmaz. Alıcılar da yuksek rakam verip oyuncu almaz zira hepsi maddi zorluk icindeler. (Ornek Sivassporlu Mehmet Yıldız. Galatasaray para verip Mehmet'i a-la-maz!) 5-Ocak'ta daha cok takas yoluyla oyuncu alış-verişi olur. O da ihtiyaca cevap vermez. Bir oyuncu alıp, uc oyuncu ve uzerine para vermek de akılcı bir iş değildir. 6-Yurt icinden transfer cok pahalıdır. Yurt dışından transfer de mumkun değildir. Gelen varsa o da hayretmez! 7-Ocakta ancak bir iki takım, bir iki oyuncu transfer edebilir. O da dertlere care olmaz. Adnan Başkan; Polat Otel'de ne dedi? Bir kere şunları rahatlıkla soyleyebilirim ki; 1-Bu kadar katılımı yuksek başka bir başkan toplantısı gormedim. En az 200 kişi. Medya mudurleri, koşe yazarları, muhabirler, foto muhabirleri… 2-Galatasaray Başkanı Polat mukemmel konuşuyor. Soylemek istediği mesajı net veriyor. Spor aleminde onun gibi konuşan başka soylev sahibi yok. 3-Sorulan butun sorulara tafsilatlı cevap veren bir başkan ve o başkan asla medyayı suclamıyor. 'Bu soruyu soramazsınız' demiyor. Karşı tarafı yaralamıyor, hakaretamiz cumleler kullanmıyor. Tebrikler Başkan Polat. Galatasaray farkını ortaya koydu. Galatasaray demek; gecmişini inkar etmeyen, diyalogları cağdaş, hedefleri dunya capında bir kulup demek. Galatasaraylı bunlardan gurur duymalı. Başkan Adnan Polat son yıllarda Galatasaray'da yaşanan kırgınlıkları da ortadan kaldırarak camiayı kucakladı. Sevgi ve saygıyı tekrar harekete gecirerek butunluğu sağladı. İşte soyledikleri; Başkanın soylediklerini zaten onceki gunlerde yazdım… Bugun; ana başlıkları ve satıraralarını yazacağım. Ana başlıklar; -Taraftarı en cok olan takım; Galatasaray (Cunku Turkiye'nin en başarılı takımı Galatasaray, tesaduf dahi olsa UEFA Kupası var…) -Emre Belozoğlu ya baskı altında ya kompleksli (Baskı Fener yonetiminden geliyor, Emre de Galatasaray'a karşı bir eziklik yaşıyor demek) -Herkes hatayı biraz da kendinde arasın. (Bu hepsinden muthiş bir laf; kimse hakemi suclamasın, donup yaptığı transferlere ve de gonderdiği hocalara baksın!) -Skibbe kendini kabul ettirdi. (Medya cok eleştirse de biz Skibbe'de sabrettik.) Şimdi de satır araları; -Florya'nın beş kapısı var. Gitmek isteyeni tutmayız. (Galatasaray'da yonetim otoritesi vardır, ancak bizim futbolcumuza da saygımız var, gitmek isterse uzlaşırız, zira bir takımın futbolcusundan kazanması gereken para da vardır. -Kaptanlık pazarlığı yapılamaz (Kaptanı yonetim belirler rahatsız olan ikaz edilir, tekrar hata ederse kadro harici kalır.) Galatasaray transfer yapmaz! Skibbe ve Burak Hoca transfer istemiyorlar. Sadece defansın sağına bir oyuncu olabilir. Galatasaray'da zaten şu an her mevkide 2 oyuncu var. Yeter ki; Allah sakatlık vermesin. Mehmet Yıldız'ı, Sıvasspor iki senedir satmak icin uğraşıyor. Cunku paraya ihtiyacı var. Ancak bundan iki ay once temmuzda Mehmet Yıldız'a alıcı cıkmadı. Demek takımların Mehmet Yıldız'a ihtiyacları yok ama Sıvasspor'un paraya ihtiyacı hala devam ediyor. Sıvas Mehmet Yıldız'ı takasa vermez! Mutlaka parayla satar. Haklıdır. Ote yandan Başkan Polat; futbolcularımıza uc aydır maaş odemiyoruz para bulursak Mehmet'i almak yerine once onların paralarını oderiz' diyor. Bin kere haklı. Koyun can derdinde kasap et Galatasaray ancak Servet ve Umit Karan'ı satarsa belki Mehmet Yıldız'ı alır. O da şundan; Galatasaray'ın forvetinde rakiple dişe diş mucadele edecek bir oyuncu tipi yok! Mehmet Yıldız bunun icin alınsın denebilir. Ama o zaman da iki soru cevap arar; 1-Galatasaray akıl ve yetenekle rakibi zaten aşıyor. Mehmet gelirse kim makas yer? 2-Bu kadar becerili bir takıma Mehmet Yıldız gibi daha cok fizik gucu yuksek bir oyuncu ne kadar uyum sağlar? Mehmet Yıldız'ın takıma girmesi zayıf ihtimaldir. Galatasaray'ın futbolunda hızlı duşunce ve cabuk oyun on plandadır. Mehmet Yıldız gelirse takımın ahengi bozulur. Ayrıca; Galatasaray yonetimi geleceği duşunerek bu transferi yapmak istiyorsa o zaman da ortaya iki sorun cıkar; 1-Seneye Baros, Arda, Lincoln, Kewell gider diye duşunuluyorsa Mehmet Yıldız bunların hic birinin alternatifi değil! 2-Mehmet Yıldız icin Galatasaray'ın geleceği diye duşunulen Aydın Yılmaz'la, Mehmet Guven veriliyorsa cok yanlış. Sıvas bu cocukları tapularıyla istiyor ve bir de uste para!... Siz olsanız verir misiniz? Galatasaray boyle bir hatayı asla yapmaz! Servet ve Umit Karan gitmeli mi? Turkiye'de Galatasaray'a gelmiş bir futbolcunun başka bir Anadolu takımına gitmeyi istemesi duşunulemez. Galatasaray'dan aldığı parayı hic bir yerde alamaz. (Gec de olsa…) İtibarı hic bulamaz. Onun icin de kimse Galatasaray'dan gitmez. Servet ve Umit Karan farklı. Servet Avrupa'da oynamak istiyor. Bu gidiş Galatasaray'ın da işine geliyor. Kulubun kasasına iyi bir para girerse Servet gidebilir. Yerine Semih Kaya var. Umit Karan da 32'sinde… Kovsan Sıvas'a gitmez ama cok paraya Dubai'ye gidebilir. Bu transferden Umit de karlı cıkar Galatasaray Kulubu de… Onun icin de Adnan Polat uzlaşmadan yana… Adnan Polat aynı zamanda UEFA'yı da duşunduğu icin şimdilik kulağının ustune yatıyor. Giderlerse kasaya para girer, her gidenin de yeri mutlaka doldurulur, Gitmezlerse git diyen de olmaz, Galatasaray yine careyi bulur. BİR ONERİ Bugun tum dunyada aranan oyuncu tipi "hem ofansif hem defansif futbolu aynı kalitede oynayanlardır " Bu kalitede oyuncu sayısı dunyada cok az. Bizdeki Kayserili Mehmet Topuz bu azlardan biri. Galatasaray alacaksa Mehmet Topuz'u alsın. Topuz iki yonlu oyuncu. O oynarsa iki kişilik de gorev yapıyor. Terim Topuz'u vitrine cıkarmadı, neden? Cunku buyuk takımda oynamıyordu, cunku Kayseri'nin Milli Takım kontenjanı yoktu. Mesela Trabzonlu kaleci Tolga sırf Trabzon kontenjanından Milli Takıma dahil edildi. Topuz makasa geldi. Oysa Topuz kalite. Ver 10 milyon EURO al Topuz'u, al UEFA'yı, oynat iki sene, sat 30 milyona Avrupa'ya. Aralıkta Galatasaray'da moral tavan yapmış. Rota; UEFA Galatasaray’da herkes UEFA’ya kilitlenmiş… Bordeaux macı sabırsızlıkla bekleniyor. Skibbe ve Burak Hoca şoyle diyor; Ligin ikinci yarısında ilk beş hafta cok onemli, arayı acarsak bizi kimse tutamaz! UEFA? diyorum… Bordeaux’yu gecersek herkes Hamburg diyor ama biz aynı fikirde değiliz. Adı sanı bilinmeyen rakipler daha zor, diyorlar. Bkz; Metalist… Emre-Baros ve ben Kafalar UEFA’da ya tam o sırada Emre Aşık’la goz goze geldik… En deneyimli o ya… Nasıl gidiyor dememe kalmadı, yerinden fırladı koluma girdi, Baros'u da kaptı duvarda asılı UEFA SUPER CUP WINNER 2000'in onunde resim cektirdik. Emre bu sene de alırız demek istiyordu… Aklıma da yattı. Emre defansta gol yemez, Baroş yine hat-trick yapar Galatasaray da UEFA’yı kapar. Bu sene bana gore zor ama, neden olmasın. Ne de olsa tesaduf! Ne de olsa alışkanlık !... Emre’ye Bordeaux’yu sordum; 'Bordeaux ile gecen yıldan hesabımız var' dedi… Baros'a sordum? 'Lyon'dan tanıyorum, iyi takım bizi yenmişlerdi, ama bu kez şansları hic yok' dedi… Ben de havayı buldum işareti verdim; Rota Saracoğlu... İlk hedef Bordeaux! Adı bende gizli biri de diyor ki; Galatasaray UEFA’da başarılı olsun, O gun gelsin Aziz Bey, UEFA’ya on milyon dolar ceza odemeyi goze alır, Saracoğlu'na traktor sokar, toprağı tarla gibi surer, o macı da orada oynatmaz!... Lincoln'den bir anı Florya'da şartlar değişince, Kalli'nin golgesi tesislere duşunce Cassio Lincoln telaşla soruyor; 'Eyvah!... Kalli geri mi dondu?' Yok yok.... Kalli alt yapının başında denince Lincoln başlıyor koşmaya... Takım kendiliğinden rayına giriyor. Şu gercek de su yuzune cıkıyor; Kalli ve Burak Hoca geldikten sonra Florya'ya da renk geliyor. Kalli'nin golgesi bile takıma kamcı oluyor! Galatasaray’ın ilk yarı ortalaması; 6 Skibbe ilk 6 hafta Florya’da yalnız ve medya Skibbe’nin uzerine fuzeler yolluyor… Kalli ve Burak Hoca da ilk 6 hafta yoklar. Galatasaray’ı 2008-2009 sezonunun ilk yarısı icin ikiye boluyorum. 1-İlk 6 haftanın değerlendirmesinde takımın puanı;10 uzerinden 4 2- 6. haftadan sonraki puanı; 10 uzerinden 8 Demek Galatasaray'ın ilk yarı puanı; 10 uzerinden 6 Bunda moral değerlerin onemi olduğu kadar sakatlıkların da gecmiş olması en buyuk etken. Galatasaray'ın yedek kulubesi iyi olursa bu oyununa da yansıyor, zira rekabet hızlanıyor. Hocalar durumu şoyle ozetliyor; Galatasaray gole koşan bir takım, butun hatlarıyla savunması bile gol arıyor. Son haftalarda hep basamakları cıktık, hic geri gitmedik, boyle giderse ikinci yarı Galatasaray tutulmaz! Harry Kewell da Galatasaray’ın oyunu ve biraz da Servet icin şoyle diyormuş; Oyle bir takımda oynuyorum ki defans oyuncularımız ayağında topla ondeki bizleri geciyor!... (Cok guldum…) İki ozel oyuncu Arda ve Kewell Arda ve Kewell Skibbe ve Burak Hoca’yı cok meşgul etmiş. İkisi de sol ayaklı ya… İkisi de kenarda oturacak adam da değil. Mecburen ikisini de oynatmak durumunda kalmışlar, ama randıman duşmuş... Arda solda olmayınca %50 kaybediyor. Kewell solda hic oynayamıyor, ama takımın ikisine de ihtiyacı var. Donuşumlu oynatmışlar… Hem de caktırmadan… Sonuc ; bol gol ve tırmanış ! Baros sonradan acıldı... Baros ısınana kadar huzursuzdu, sonrasında Lincoln'le beraber coştu. Takımda doğal uyum sağlandı, kalite oyuncular aynı frekansta buluştu, diyor hocalar; Ben de diyorum ki; Florya'da idmanları seyretseniz zevkten olursunuz. Mahşerin 4 atlısı' idmanlarda kendini buldu. Adeta coştular... Kamera cekse, CD'leri satış rekorları kırardı... Baros’a soruyorum ; Kac gol atarsın daha? Onu Kewell, Arda ve Lincoln’e soracaksın, diyor. Golu Baros atıyor ama arkadaşlarının emeğini de inkar etmiyor. İşte takım ruhu bu… Sakatlıklar puan caldı: Barış dondu rakipler pres yedi. Barış mevsim başında sakatlanınca planlar bozuldu. Linderoth zaten muzmin sakat, Uğur Ucar umuda yolculuk... Hasan Şaş da elveda deyince Galatasaray'ın sağ kanadı olduğu gibi Sabri'ye kaldı. O da sakatlanınca takım sallandı, sistem bozuldu... Barış, Galatasaray'ın olmazsa olmazıydı. Barış gitti huzur bitti! Barış geldi takım şaha kalktı. Mehmet Topal'la birlikte bir takımı sırtlayacak gucteler. Onlara ilave Ayhan... İşte size şaha kalkan bir takım. Barış'a takıldım, kesintisiz guc kaynağı gibisin, nasıl başarıyorsun? -Ben kendimi biliyorum, her takımın koşana ihtiyacı var, actım kilometreyi, bastım gaza... Başka care mi var. Bende itiraz yok! Hocam ne gorev veririse yaparım. Oyle FORMAMI PAZARLIK KONUSU ETMEM!' Taş attı galiba… Bayılıyorum bu cocuğa… Barış her sistemin değişmez adamı... Onu beğenmeyen akılsızdır. Mehmet Topal ve Barış yokken 4-3-2-1'den mecburen 3-5-2'ye donulmuş Meira orta sahaya cekilmiş, takımın civisi cıkmış... Bu bocalama devresinde Skibbe cok tenkit almış. Ne zaman ki sakatlar duzelmiş, Galatasaray seyredene zevk vermeye başlamış. Florya'da şunu gordum. Puanları sakatlık calmış, Galatasaray her gecen gun sabırla calışıp takım olmuş. Ben inanıyorum; Bundan sonrası şampiyonluktur... __________________