Bu soru son iki gundur spor kamuoyunda en cok tartışılan konuların başında geliyor. Ligde dolu dizgin yoluna devam eden, yalnızca aldığı sonuclar ile değil oynadığı futbol ile de beğeni toplayan Galatasaray’da, Beşiktaş macı oncesinde yaşananların takımın dengesini bozup bozmayacağı merak konusu. Beşiktaş karşısında alınan galibiyet ile bu sorunlar şimdilik cok yuksek sesle gundeme getirilmiyor ancak onundeki UEFA macında yaşanacak bir felaket ya da ligde duşuşe gecildiği takdirde bu konular sarı-kırmızılı takımda sorumlularının canını fena halde yakabilir. Alman disiplinidir, Feldkamp’ın bir bildiği vardır diyerek bu konu geciştirilemez. Futbolcuların bir sorumsuzluğu ya da disiplinsizliği varsa cezaları elbette verilir ancak boyle onemli bir mactan once oyuncuları takımdan soğuturcasına bir karar asla sukunetle karşılanamaz hele bir de kadro dışı kalmalarının nedeni; Hakan’ın kampa kızını getirmesi ve Lincoln’un akrabalarıyla gece 01:30’a kadar sohbet etmesi ise. Boyle bir ceza ile Kalli, ne futbol tarihimizde kırılmadık rekor bırakmayan, uluslararası arenada sarı-kırmızılı forma ile sayısız başarılara imza atmış Hakan Şukur’u ne de Lincoln gibi bir yıldızı disipline edebilir ancak takımda problemler cıkmasına neden olur. Feldkamp’ın şunu unutmaması lazım Hakan Şukur duygusal bir oyuncu, gecenin bir yarısında kızı telefonda ağlayarak: “Alex, kızıyla birlikte, baba seni cok ozledim” diyorsa Hakan da kızının yanında olmasını ister, bundan daha doğal birşey yok. Asıl, Hakan o gece kızını gormeden bir gun sonra oynayacağı maca cıkarsa, kafası rahat olmadığı icin istediği performansı sahaya yansıtamaz. Feldkamp, insanların makina olmadığını hatırlamalı ve Galatasaray’ın kaptanı ile superstarı Lincoln’u boyle sudan sebeplerden oturu cezalandırmamalı, yoksa bundan en cok sarı-kırmızılı camia zarar gorur. Bir takımda disiplin elbette olmazsa olmaz bir kuraldır ancak, sınırları iyi cizildiği takdirde... __________________