Tulun hikayesi Cok değişti cok Kendisini G.Saray'ın etik değerlerine onem veren, ornek bir ağabeyimiz olarak bilirdik ama gecmişteki Tulun ile şimdiki arasında buyuk fark var. G.Saray'ın sportif direktorluğu gorevini yuruten Bulent Tulun aslında bizden biri. İki yıl oncesine kadar Fotomac'ta yazan Tulun'u, G.Saray'ın etik değerlerine onem veren, tavrı ve tarzı ile ornek bir ağabeyimiz olarak bilirdik. Ama o gunku Bulent Tulun ile bugunku maalesef bir değil. Havalandı mı, yoksa sorumluluk mu ağır geldi bilemiyorum ve beni bu yazıyı yazmaya zorlayan nedenlere gecmek istiyorum. Tulun ilk şoku Ribery'den yemişti. Şartları yerine getirememelerine rağmen, Ribery ile ilgili Fransa'da cıkan haberlere de inanmamış gazetecileri 'G.Saray'ı karıştırmakla' suclamıştı. Ama haberler doğru cıktı ve Ribery, bedelsiz ayrıldı. Tulun'a da caresiz susmak kaldı. Tarih 8 Aralık 2005. SABAH ve FOTOMAC'ın manşeti, 'Tomas, Beşiktaş'la masaya oturuyor" şeklindeydi. Bu ciddi bir kaynaktan alınmış bir haberdi. Sıradan bir roportaj icin arayıp bulamadığımız Tulun o gun "sabah ezanında" gazeteyi telefon yağmuruna tutmuş... Hemen aradım tabii. Soze şoyle başladı: "Sen nasıl G.Saraylısın, bu haberi yaparken vicdanın sızlamadı mı? Yazdın da burnun mu buyudu?" Benim, "Galatasaraylıyım ama once gazeteciyim" yanıtımdan tatmin olmadı, 'Yazıklar olsun' sozcuğunu de araya sıkıştırıp telefonu kapadı. Ne dediyse tersi cıktı Tarih 3 Ocak 2006. Manşetler bu kez İlic ve Tomas'la yaşanan para krizini anlatıyor. Bizler ise bilgi almak icin muhatap peşindeyiz ama nafile. Tarih 5 Ocak 2006. G.Saray, Antalya kampı icin yola cıkacak. Gazeteciler kamp kadrosunda iki futbolcunun olup olmadığını ısrarla soruyor Tulun'a, işte yanıtı: "Kampa herkes katılıyor. Pireyi deve yapmaktan vazgecin." Ardından kafile Antalya'ya ucuyor ama bir farkla; İlic ve Tomas'sız. Tulun son duruma da uygun bir kılıf bulmayı da beceriyor: Cenazeye katılmak icin İstanbul'da kaldılar. Gercekten İlic ve Tomas cenazeye katılıyor ama gercek bu değil. Başkanın ısrarıyla, zoraki bir uzlaşma sağlanıyor. Tulun ise celişkili acıklamaları ile karizmayı cizdiriyor, bir gazeteye 'Bu işte şaklaban durumuna' duştuğunu bile acıklıyor. Dostlarının guvenini yitiriyor ve G.Saray'a da kendisine de yazık ediyor. __________________