Yazarımız Mehmet Mulayim, bir işe muracat eden br kişinin, kendisini doğru anlatmasının (yaygın deyimle doğru satmasının) işe başlama ve başarıyı yakalama surecinde son derece onemli olduğunu belirtiyor. Mulayim, 'Başarı ve yukselmede kuşkusuz ki, kişilerin beceri ve yeteneklerini karşılarındakilere iyi aktarabilmeleri ile de sağlanıyor. Kimi cok yetenekli kişiler ozelliklerini doğru şekilde anlatamadıklarından hak edebilecekleri başarıyı yakalayamıyorlar' diyor.




İş dunyasında sık sık birilerinin kendisini iyi sattığı ile ilgili yorum yapılır. Acaba o ‘kendisini iyi satan’ kişilerin yaptığı mı yanlış, yoksa kendini bir turlu satamadığını soyleyenler mi bir şeyleri eksik yapıyor?

Ozel sektorde artık gecmişte olduğu gibi torpille işe alım aklı başında hicbir işverenin pirim verdiği bir yontem değil. Kimi zaman referans ile goruşme sağlanabilse bile, tum işverenlerin ortak kaygısı doğru işe doğru kişiyi yerleştirerek maksimum performans elde etmek. Kendini satamayan kimi okuyucularımız ‘iş torpilsiz bulunmaz’ diyecek, ancak bu artık doğru değil.

Konuya sıfırdan başlayalım. Yoneticilerin işe alım surecinde aday ile arasındaki ilk bağları oluşturan CV oldukca onemli. Şekilcilik olarak değerlendirilse de, CV’nin profesyonelce ve ozellikle imla hatasız hazırlanmış olması adayın ciddiyeti, işe isteği, duyduğu heyecan ve kuruma saygısı olarak değerlendirilir. Kariyer sitelerinin hazır pdf formatında kaydedilmiş CV ile iş başvurusu yapmak adayın daha ilk andaki imajını olumsuz etkiler. Kariyer sitelerinden yapılan başvurularda ise; yetersiz bilgi, calışılan şirket ismini saklamak, kendi ismini gizli konumda tutmak, fotoğraf koymamak gibi paranoyak hareketler ise, işverene direkt ‘Beni sakın işe alma’ mesajını en kısa yoldan verir. CV’lerde sıkca bilerek veya yanlışlıkla yapılan tarih, calışılan pozisyon, yanıltıcı gorev tanımı, hic calışmamış yerlerde calışmış gibi gosterme cabaları ve abartıları ise muhakkak işe alım surecinin bir adımında ortaya cıkarak adayın olabilecek şansını da yok eder. İşveren vekilleri kimi zaman referans kontrol surecini doğru yonetmez ve bu yanıltma ve yalanlar işe başlandıktan sonra ortaya cıkarak calışanın tum guvenilirliğini zedeler.

Kendini ‘iyi satan’ profesyoneller her zaman ozenli, doğru formatta, imla hatasız ve yanılmalara imkÂn vermeyecek netlikte CV’leri ile one cıkarlar. Kimi adaylar ise her firmaya hazırladıkları kapak yazıları ile cıtayı bir ust noktaya taşır.

Adayların goruşmeye davet edildikleri şirket ve gorev hakkında onden araştırma yapması beklenir. Goruşmede işverenin karşısına hicbir araştırma yapmadan gelen aday, niyetsiz, isteksiz ve internet gibi zengin bir kaynak varken bunu kullanmaya dahi tenezzul etmemiş aday hissi yaratır. Birde goruşmeye uygunsuz kıyafetler ve kirli sakal gibi sektorumuzde asla kabul gormeyecek gorunumde gelenler vardır, kendilerine şans verilebileceğini duşunmeleri bile hayret vericidir. Bırakın kendilerini satmayı, torpil olsa bile işe giremezler.

Kendini ‘iyi satan’ profesyonel, iş goruşmesine gideceği firmayı onceden detaylı olarak inceler. Kendisinden istenebilecek hizmetleri, firmaya verebileceklerini ve kendisine firmanın kazandırabilecekleri duşunur ve tartar. Goruşme yapacağı kişinin kim olduğu hakkında bilgi edinir. Kendisine sorulabilecek sorular uzerine ve kendisinin sorma ihtiyacı duyacağı konular hakkında calışma yapar. Goruşmeye temiz, abartısız ve profesyonel iş hayatına uygun giysilerle tam zamanında goruşme yapacağı kapıda olacak şekilde gider.

Deneme suresi diye bir kavram her pozisyon icin vardır. Bu donemde işe alınan kişinin bilgisini, deneyimini ve firmaya olabilecek katkılarını o kısacık donemde ortaya koyması gerekir. İşe girenin hızla verimliliğini ortaya koyarak gerek yoneticiler, gerekse calışma arkadaşları nezdinde kabul gormesi şarttır.

Calışan kişi tum profesyonel yaşamı suresince yoneticileri ve takım arkadaşları ile surekli iyi iletişimde bulunmalı, bilgi akışının doğru yapılması icin ozen gostermelidir. Guclu iletişim kurma, yaratıcı olma, şirketin vizyonuna katkı sağlama, işe değer verme gibi unsurlar kişinin calıştığı işletmede değerini arttıracaktır. Bu kişi birde işine ve kendisine olan saygısı ile giyim ve bakımına ozen gosteriyorsa yarım gulumsemelerle iyice ‘kendini iyi satıyor’ diyerek ayağını surte, surte koridorlarda dolaşan ve calışma zamanının buyuk bir bolumunu dedikoduya ayıran diğerleri tarafından ‘ti’ ye alınır.

İşletmede ic iletişimin yanı sıra, kişi sosyal yaşamında, dış dunyada da guclu iletişim kurabiliyor ve calıştığı işletmeyi dış dunyada da en iyi şekilde temsil ediyorsa bu yalnız kendisi icin değil calıştığı işletmenin toplumda kabulu icin olumlu etki sağlayacaktır.

Her birey işyerine kattığı olumlu yenilikleri, değişiklikleri, karlılığı ve sağladığı surdurulebilir hizmet kalitesini ustlerine bildirmeli. Sağladığı faydaları yazılı ve sozlu olarak ortaya koymalıdır. Bu performansın kurumsal olarak veya patronların gozunde değerlendirildiği durumlarda o kişinin değerlendirmesi icinde yer alacaktır. Bu sunum ve duyuruları yapmayarak erişilen başarıların hissedilmesini beklemek patron ve yoneticileri muneccim yerine koymak ile eş değer bir beklenti olacaktır. Kişi calıştığı gorevde sağladığı olumlu gelişmeleri ortaya koyarken biryandan da olabilecek olumsuz noktaları cozum onerileri ile ortaya koymaktan cekinmemelidir. Olumsuzluklar cozum cabaları ile bir araya geldiğinde şuphesiz olumlu cabalar olarak değerlendirmeye alınacaktır.

Her işveren calışanları ile aynı dili konuşmuyor olabilir. Ancak her işveren kuşkusuz işletmesinin olumlu gelişimin gormek ister. Kendisini iyi satan kişi işvereni ile gerektiği durumlarda aynı dili konuşan, işvereninin anlayacağı şekilde gelişimin kapılarını actıran kişidir. Kendisini işvereninin yerine koyabilen, guclu empati yeteneği olan kişiler doğal olarak takımın işveren gozunde kabul goren kişileri olacaktır. Onlar işveren icin tum takımın adeta tercumanıdır. Bu tercumanlar illa yoneticiler değil, kimi zamanda orta kademe ve hatta alt kademe olarak gorulen kişilerdir. Ancak başarıları işveren ile aynı dili konuşabilmeleridir.

Başarı ve yukselmede kuşkusuz ki, kişilerin beceri ve yeteneklerini karşılarındakilere iyi aktarabilmeleri ile de sağlanıyor. Kimi cok yetenekli kişiler ozelliklerini doğru şekilde anlatamadıklarından hak edebilecekleri başarıyı yakalayamıyorlar. Ancak unutmayalım ki aktarabilmek de bir yetenektir. Bu yeteneği kullanan da kapıları daha rahat ve zahmetsiz aralar. Aktaramayan, kendisini anlatamayan ve sağlıklı iletişim kuramayanlar icin uzgunum. İletişim yeteneklerinizi geliştirmediğiniz surece kendinizi hicbir zaman başarı ile satamayacaksınız.

Otel Yoneticisi -
Mehmet Mulayim


KAYNAK

__________________