Galatasaray Tarihi
Galatasaray0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- TV, Sinema, Sanat ve Spor
- Spor
- Galatasaray
- Galatasaray Tarihi
-
12-10-2019, 04:18:21Kayıtlı ÜyeGALATASARAY SPOR KULUBU, 1905 Galatasaray Spor Kulubu, Turk Spor Tarihi'ndeki oncu olma ozelliğini hic kuşkusuz icinden doğduğu ve gene oncu bir kurum olan Galatasaray Lisesi'nden (Mektebi Sultani) almıştır. Okul ile kulup arasındaki koparılmaz bağ, yadsınamayacak bir gerceklik ve ovunc kaynağıdır. Devlet adamı yetiştirmek amacıyla II. Beyazıt tarafından 1481'de kurulan mektep, adını kurulduğu bolgeden alır ve "Galata Sarayı" olarak anılmaya başlar. Okul modern konumuna 1 Eylul 1868'de Sultan Abdulaziz doneminde kavuşur. Okul' un yeniden yapılanmasıyla birlikte, Turkiye'de de gercek anlamıyla ilk sportif calışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikci 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur. Bu atılımlar gercekten bir devrim niteliği taşımaktadırlar. Curel, modern aletler eşliğinde calıştırdığı oğrencileri sportif acıdan geliştirirken, onlar icin Kağıthane'de bir idman Bayramı duzenler. Yıl 1870'tir. Bu etkinlikte başarı gosteren sporcular değişik odul ve madalyalar kazanır ve yarışmaların sonunda oğrencilere "kuzulu pilav" verilir. Bu da, sonraki yıllarda bir başka geleneğin başlangıcını oluşturur. Curel'den sonra gorevi devralan yabancı spor hocaları (M. Moiroux, Signor Martinetti, Stangali gibi), jimnastik ve atletizmin yanı sıra, değişik branşlara da eğilerek (yuzme, kurek, aletli jimnastik), bir ilki daha başlatmış olurlar. Bu calışmaların urunu cok gecmeden alınmaya başlanır ve adı Turk Spor Tarihi'ne altın harflerle yazılan Faik Ustunidman'ın yanı sıra, Binbaşı Mazhar Kazancı, Abdurrahman ve Ahmet Robenson kardeşler GSL'nde gorev alıp, izcilik, tenis, hokey gibi spor dallarının oğrenciler arasında yaygınlaşmasını sağlarlar. Ozellikle Ustunidman'ın on ayak olmasıyla, oğrenciler futbolla tanışırlar. Ama oynanan futbol, bir kor dovuşunden farklı olmayan ve kural tanımayan bir koşuşturmayı andırmaktadır. Ama futbol GSL' nin Toren Kapısı'ndan adımını atmış ve tam bir salgına donuşmuştur. 1901 yılında İstanbul'da yaşayan iki İngiliz, James Lafontaine ve Horace Armitage, Rum ve İngiliz oyunculardan oluşan Kadıkoy Futbol Kulubu'nu kurmuşlar ama 1903'te takımdaki İngilizler bir anlaşmazlık sonucu ayrılarak Moda Kulubu'nu oluşturmuşlardır. 1904 yılında ise bu kulupler, Imogen, Elpis, Strugglers takımlarıyla anlaşarak, İstanbul Futbol Birliği'ni hayata gecirmişler ve bugunku Fenerbahce Şukru Saracoğlu Stadı'nın yerinde bulunan "Union Club-İttihat Spor" sahasında duzenli karşılaşmalar yapmaya başlamışlardır. Gorulduğu gibi bu takımlar yabancı ya da azınlık takımlarıdır. Turk olmayan ekiplerin gercekleştirdikleri bu ilk futbol karşılaşmaları, GSL oğrencilerini hem ilgilendirir hem de cok uzer. Artık onların amacı, kendi futbol kuluplerini kurmak, olesiye sevdikleri bu oyunun kurallarını "hatmetmek" ve yabancılarla boy olcuşmektir. Turk olmayan takımları yenmek Galatasaray Spor Kulubu'nun kurucusu Ali Sami Yen, "Ellinci Yıl" kitabında kuruluş oykusunu şoyle anlatır: "1 Teşrin 1905'te mektebin beşinci sınıfında edebiyat muallimimiz merhum Mehmet Ata beyin dersi esnasında birkac arkadaş baş başa vererek Galatasaray'da bir futbol kulubu kurmaya karar verdik. İlk muteşebbisler oyuna ve mucadeleye meyyal arkadaşlardan Asım Tevfik Sonumut, Reşat Şirvani, Cevdet Kalpakcıoğlu, Abidin Daver, Kamil...gibi genclerdi. Mektepde tahsilde bulunan Bulgar ve Sırp talebesinden cevik ve kuvvetli olanlar da bize iltihak etmişlerdi. Asım'ı muhasebeciliğe, Cevdet'i ikinci reisliğe secmiş, kendim de Reis olmuştum. Asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakda mahir olduğu icin kendisini muhasebeci yapmıştık. Ben Reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım. Topumuza evladım gibi bakardım. Zaten varımız yoğumuz da toptu. Mektebe gelirken, domuz sokağından gecer, domuz yağı alırdım. Topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim. Bunu goren arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi. Yani o zaman Reisliğe ve diğer vazifelere payeyi, en cok calışan kazanırdı. Cevdet de ikinci Reisliği formaları yıkadığı icin almıştı. "Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Turk olmayan takımları yenmek." Kulubun adının Gloria (Zafer) ya da Audace (Cesaret) konulması yolunda goruşler ortaya atılmışsa da, sonucta Galatasaray olmasında anlaşmaya varılmıştır. Araştırmacı Cem Atabeyoğlu, Galatasaray adının, bu takımın yaptığı ilk macta Rum ekibini 2-0 yenerken, seyircilerin onlardan "Galata Sarayı efendileri"diye soz etmelerinden doğduğunu yazar. Bunun uzerine kurucular da ismi benimserler ve "Adımız Galata Sarayı olsun" derler. Kurucu Listeler 1905'ten 1919'a kadar Galatasaray Spor Kulubu'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı oğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi elyazısıyla tuttuğu Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulubu ıhsaiyet Defteri'nin (Sayım-İstatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 uyeyi şoyle sıralar: 1-Ali Sami Yen 2-Asım Sonumut 3-Emin Bulend Serdaroğlu 4-Celal İbrahim 5-B. Nikolof 6-Milo Bakiş 7-Pol Bakiş 8-Bekir Sıtkı Bircan 9-Tahsin Nahit 10-Reşat Şirvanizade 11-Huseyin Husnu 12-Refik Cevdet Kalpakcıoğlu 13-Abidin Daver 1905'te Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulubu yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu cıkarıldıktan sonra, kulup yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kuluplerin tuzukleriyle birlikte, kurucu uyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ulkelerine donen uyeler ilk listeden cıkarılmış ve 1 Eylul 1913'te kurucu liste yeniden duzenlenmiştir. Kurucu uyelerin yeni sıralaması şoyle gercekleşmiştir: 1-Ali Sami Yen 2-Asım Sonumut 3-Emin Bulend Serdaroğlu 4-Celal İbrahim 5-Bekir Sıtkı Bircan 6-Reşat Şirvanizade 7-Refik Cevdet Kalpakcıoğlu 8-Abidin Daver. Renklerin oykusu Galatasaray Spor Kulubu'nun ilk renkleri kırmızı-beyaz'dır. Bayrağımızın renklerinden esinlenerek secilen bu renkler, donemin baskıcı ve paranoyak yonetimi tarafından kuşkuyla karşılanmış ve futbolcular sıkı bir takibe alınmışlardır. Bu nedenle, sarı-lacivert renkler gundeme gelmiş ama bunlar da kalıcı olmamış ve Galatasaray bugunku renklerine kavuşmuştur. Bu renklerin oykusunu Ali Sami Yen'den dinleyelim: "Bircok yerleri dolaştıktan sonra, nihayet Bahcekapı'daki Şişman Yanko'nun dukkanına gidilerek orada zarif iki yunlu kumaşa tesaduf ettik. Biri, vişneye calan koyuca tatlı bir kırmızı, oteki de, icinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı. Tezgahtar, mahirane bir el hareketi ile kumaşların dalgalarını birleştirdi. Bir saka kuşunun başı ile kanadının yarattığı renk guzelliğine benzer bir parlaklık hasıl oldu. Ateşin icindeki renk oyunlarını gorur gibi olmuştuk. Sarı-Kırmızı alevinin takımımız ustunde parıldamasını tasavvur ediyor ve bizi derhal galibiyetten galibiyete gotureceğini tahayyul ediyorduk. Nitekim de oyle oldu." Buna karşılık kuruculardan Bekir Sıtkı, soz konusu renklerin Gul Baba'nın II.Beyazıt'a verdiği sarı ve kırmızı gullerden esinlendiğini ileri surer. Kaynak: Galatasaray resmi internet sitesi gelsin repler __________________