Kur’an; hayat kitabımız. Kainatın ozeti, yaşamın şifresi, insanlığın şifa recetesi, hurriyet manzumesi… Onu en fazla benimseyenler, uğrunda cile cekenler yine Sahabe-i Kiram. Onlardan ucu ile goruşeceğiz bu hafta. Bakalım Kur’an’a nasıl sevdalanmışlar, Kur’an Aşkını nasıl yaşamışlar?!..

BEN OKURUM YA RASÛLALLÂH: Ashabın coğu gibi o da fakir, mutevazı bir hayat yaşıyor. Deve cobanlığı yaparak geciniyor. Dunyalık namına hicbir şeyi yok.Ama engin bir yureği var. İşkence yapılacağını bile bile kabul etmiş İslam’ı. Mekke doneminin başları. Henuz acık tebliğe izin cıkmamış. Muminler Erkam’ın Evinde toplanıyorlar. Rasulullah sahabesine yeni inen Rahman SURESİ'ni okuyor.

Sure; AllÂh’ın nimetlerini sayıyor ve her ayet, FEBİEYYİ ÂLÂİ RABBİKUM TUKEZZİBÂN (Rabbinizin hangi nimetlerini inkar edebilirsiniz?) meydan okuması ile bitiyor. Rasulullah:

-Bu sureyi gidip KÂbe onunde muşriklere okuyana cennet vardır. Kim ister,diye soruyor.

Herkesten once O atılıyor one:

-Ben isterim Ya RasululAllÂh!..N’olur ben okuyayım!..

Celimsiz,zayıf,kısacık Abdullah bu…Abdullah Bin Mesud…O gitse cok hırpalanır diye susuyor Rasul.

İstiyor ki,guclu bir sahabe cıksın. Bir daha soruyor:

-Bu sureyi gidip Kabe onunde muşriklere kim okur?

Abdullah yine atılıyor.Rasul,tekrar bakınıyor.Son kez soruyor:

-Bu sureyi gidip Kabe onunde muşriklere kim okur?

Bu defa da Abdullah iştiyakla one atılınca:

-Peki o zaman,haydi git oku!...

Abdullah bir ikindi vakti yola cıkıyor Kabe’ye doğru.Ebu Cehil başta olmak uzere Mekke muşrikleri Kabe’nin golge duşen tarafında pinekliyorlar.Abdullah,boyundan buyuk bir cesaretle,vakur adımlarla Kabe kapısına cıkan merdivenlere yoneliyor.Kapı onunde durup başlıyor davudi sesi ile haykırmaya:


-BismillahirRahmanirrahim…ERRahmanU ALLEMEL KUR’AN..Rahman Kur’an’ı oğretti.İnsanı yarattı.Ona acıklamayı oğretti.Guneş ve Ay bir olcuye gore hareket etmektedir.Bitkiler ve ağaclar secde ederler……AllÂh insanı pişmiş camura benzer bir balcıktan yarattı….O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?!...


Ebu Cehil: ”Deve cobanına da bak seeeen!...Susturun şunu!..” diye bağırınca Abdullah’ın uzerine cullanıyor muşrik surusu. Abdullah okumaya devam ediyor. Taşlar atılıyor, yumruklanıyor, elbiseleri yırtılıyor. Onlar saldırdıkca mırıldana mırıldana sureye devam ediyor Abdullah. Yuzu gozu kanlar icinde kalıyor. Rasulullah’ın yanına o halde donuyor. Neredeyse duşup bayılacak… Nefes nefese konuşuyor:

-Gorev tamam Ya RasulAllÂh!.. VAllÂhi yılmadım, halime bakmayın, surenin hepsini bitirdim Ya RasulAllÂh!..

Rasulullah Abdullah’ın bir haline,bir de icinde kaynayan iman aşkına, heyecanına bakarak konuşuyor:

-Kulağına ne oldu Abdullah?

Abdullah:

-Kulağımı Ebu Cehil kopardı Ya RasulAllÂh!... Ama gam değil,sureyi okudum onlara!..Abdullah’ın yırtılan kulağından kanlar sızıyor.Rasulullah mujdeyi veriyor:

-Sen cennetliksin Ya Abdullah!..VAllÂhi, kulağını kesen adamı oldurmek sana nasip olacak!..

Medine’ye hicret ediliyor. Bedir Savaşı muminlerin ilk zorlu sınavı. Ebu Cehil bir okla yere yuvarlanıyor. Yerde kıvranan Cehaletin Babasına Abdullah koşuyor. Rasulullah’ın haberi gercekleşiyor ve Abdullah olduruyor Ebu Cehil’i…

Kur’an okumayı başaranlar,Kur’an’ı sevenler oldururler cehaleti. Kur’ana yonelmişseniz,icinizden cahilce isteklerle sizi meşgul eden, onunuzu kesen nefsinizi oldurmek size nasip olacaktır.

HURMA AĞACLARI DA SALLANIYOR: Yer: Medine…Mescid-i Nebevi’de oğle namazı kılınmış.Rasulullah Abdullah b.Mesud’dan rica ediyor: “Bize Kur’an oku Ya Abdullah!..”

Abdullah:

-Ya RasulAllÂh, Kur’an size indi, siz buyurunuz.

Rasulullah:

-Biz senden dinlemeyi seviyoruz Abdullah. Haydi Oku!..

Abdullah cemaate donerek okuyor. Rasul başta olmak uzere cemaat kendinden gecerek dinliyor Kur’an’ı.Mescidi boydan boya ulvi bir haz dalgası kaplıyor. Cunku Abdullah Kur’an okuyor. Gerisini Muminlerin Annesi Hz.Aişe-i Humeyra’dan dinleyelim:

Mihrapta Abdullah Kur’an okuyor. O guzelim sesi ile inletiyor mescidin sutunlarını.Okurken sallanıyor Abdullah.Rasul’e baktım O da sallanıyor. Sahabeye baktım, onlar da kendilerinden gecmiş sallanıyorlar.
Bu hal nedir Ya Rab,dedim ve obur pencereye koştum.Obur taraftan gorulen hurma ağaclarına baktım,vAllÂhi onlar da sallanıyorlar!...

“Muminler o kimselerdir ki AllÂh anılınca kalpleri titrer,gonulleri urperir” buyurdu Rabbimiz.Okuyan titriyor,dinleyen titriyor, ağaclar titriyor, top yekun kainat titriyor..Cunku Kur’an okunuyor.

Mahlukatla, kainatla butunleşmek isteyen Kur’an okumalı…Hayvanların, bitkilerin, taşların zikir korosuna katılmak isteyen yine Kur’an okumalı…

KUR’AN UZERİNE CAN VERMEK: Sahabenin onde gelen hafızlarından birisi O.. Meleklerin bile haya ettiği Halife Hz.Osman…Kur’an’ı Mushaf halinde coğalttırıp civar kabilelere, ulkelere yollayan Kur’an hizmetkÂrı… Her fırsatta Kur’an okuyor…

Hilafet donemi ic karışıklıklara sahne oluyor. Fitnenin ayaklandığı,kargaşanın anarşiye donuştuğu gunler. Evinde yine Kur’an başında Osman. İsyancılardan bir grup kapıyı kırarak giriyor iceri ve uzerine yuruyorlar. Yaklaşık 15 kişilik grup icinde Ebubekir’in oğlu Abdullah da var. Osman Ona donuyor:

-İyi ki baban bu sahneyi gormedi Abdullah…İyi ki gormedi..Acık duran Kur’an sayfasına birkac damla kan akıyor. Osman Hakka kanatlanıyor.



Hayatı Kur’an, olumu Kur’an olanların ahirette şefaatcisi de Kur’an olacaktır,diye haber veriliyor hadislerde. Osman o kutlu mujdeye mazhar oluyor. (Uzerine can verdiği Kur’an’ı Topkapı Mukaddes Emanetler Bolumundedir.)

BEN YURUYEN KUR’AN’IM: Hz.Osman’dan sonra Hz.Ali hilafeti devralmış. Kargaşa, fikir ve ilim dunyasına da yansıyor.Şimdiden yalan hadis rivayet edenler, ummetin Kur’an-Sunnet konusunda aklını karıştırmak isteyenler ortalıkta kol geziyor. Sahabe icinde ihtilaf baş gosteriyor.İhtilaflar Kur’an ayetlerine kadar uzanınca Ali dayanamıyor ve mescidin ortasına dikilip bir konuşma yapıyor:

-Ey Rasulun Ashabı!.. Kur’an hakkında farklı goruşler cıkmaya başladı. Ayetler ve sureler hakkında kim neyi merak ediyorsa ben buradayım. VAllÂhi,hangi ayetin hangi olay uzerine, nerede, nasıl indiğini benden daha iyi bilen aranızda yoktur. Ben yuruyen Kur’an’ım...Yuruyen Kur’an olmak!... Ne kadar iddialı değil mi? Ali bu!.. İlmin kapısı,Rasul damadı,

Nubuvvet bahcesinde acan bir cicek,o bahcede buyuyen bir filiz, Risalet ağacından Fatıma aşısı ile Hasan-Huseyin meyveleri veren Ali!.. Bir guzel insan; Ali….”AllÂh var idi, Onunla birlikte hicbir şey yok idi” hadisi sorulduğunda: ”El’an, şimdi de oyledir” diyebilecek kadar hakikat bilgisine, vahdet yaşamına sahip Ali!..

Onlar boyle okudular, boyle savundular, boyle bağlandılar, boyle yaşadılar ve yine o hal uzerine oylece Hakka Yuruduler. Amac; Camalullah, Yol;Sırat-ı Mustakıym ise biricik projektor Kur’an’dır.

Kur’an okumak; kendini tanımak; Kur’an okumak kainata acılmaktır.


(Alıntı)


__________________