Dunya mihnet ve sıkıntı uzerine kurulmuştur. Sıkıntının ise, sabretmekten başka caresi, katlanmaktan başka kurtuluş yolu yoktur. Uc sabır cok kıymetlidir:
1-İbÂdet yapmaya sabır.
2-Gunah işlememeye sabır.
3-Bel ve mihnetlere sabır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sabır uctur: Musîbete sabır, taate, ibÂdet yapmaya sabır ve gunah işlememeye sabır. Musîbete sabredene, Allahu teÂl uc yuz derece ikrÂm eder. Her derece arası yerden goğe kadar mesafedir. Taate sabredene, Allahu teÂlÂ, altı yuz derece ihsÂn eder. Her derece arası, yerin dibinden, Arş’a kadardır. Gunah işlememeye sabredene, Allahu teÂlÂ, dokuz yuz derece verir. Her derece arası, yerin dibinden Arş’ın ustune kadardır.)
EN FAZİLETLİ SABIR!
Cocuğun olmesi, malın elden cıkması, goz, kulak gibi uzuvların gormemesi, işitmemesi gibi insanın isteği ile ilgisi olmayan musîbetlere sabretmekten, daha faziletli sabır yoktur. BelÂlara sabır, sıddîkların derecesidir. Bunun icin Peygamber efendimiz; (Y Rabbî! Bana o kadar yakîn ver ki, musîbetler bana kolay ve hafif gelsin) diye du ederlerdi.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahu teÂl buyurdu ki: Bel gonderdiğim kimseler sabredip, insanlara şikÂyet etmezse, onlara îmanla olmeyi nasip ederim.)
(Herhangi bir mumine bir felÂket geldiği vakit, Allahu teÂlÂnın buyurduğu gibi “Allahtan geldik, Allaha gideceğiz” dedikten sonra, Allahım, bu felÂketten dolayı beni mukÂfatlandır ve bundan hayırlısını bana ver, derse, mutlak sûrette Allahu teÂl dileğini yerine getirir.)
Bir kimse Resûlullah efendimize;
-Ya Resûlallah, malım gitti, param gitti, vucudum hasta oldu, bunun mukÂfatı nedir? diye suÂl edince, cevaben;
-Malı gitmeyen, parası bitmeyen ve hasta olmayan kimsede hayır yoktur. Zîr Allahu teÂl bir kulunu severse, onu belÂya mubtel kılar. Ona bel verdiğinde, ona sabır da ihsÂn eder buyurdu.
Abdullah bin MubÂrek hazretleri buyurdu ki:
“Musîbet birdir. Kişi, feryat eder, ağlar, sızlarsa, iki olur. Biri musîbet, diğeri sevÂbın gitmesi. Bu musîbet oncekinden daha buyuktur. Sabredenlerin karşılığı hesapsızdır, verilen sevÂbın miktarını Allahu teÂlÂdan başkası bilmez.”
Allahu teÂl Zumer sûresi 10. Âyetinde meÂlen buyurdu ki:
(Sabredenlere mukÂfatları hesapsız verilecektir.)
İyi, guzel ameller işlemek icin de sabra ihtiyac vardır. Cunku ibÂdetlerin, namaz gibi bir kısmı tembellikten, zekÂt gibi bÂzısı cimrilikten, hac gibi bÂzısı da her ikisinden dolayı zor gelir ve sabırsız yapılamaz. Her iyi amelin başında, ortasında ve sonunda sabra ihtiyac vardır. Başında olan, niyeti ihlÂsla yapmak, riyÂyı kalbinden cıkarmaktır. Bunlar ise zordur.
Taat, ibÂdet esnasında sabretmek ise, şart ve edeplerini hicbir şeyle karıştırmamaktır. Mesel bir kimse namazda ise, hicbir tarafa bakmamalı, hicbir şey duşunmemelidir.
İbÂdeti yaptıktan sonraki sabır da, yaptığını izhÂr etmekten, başkalarına acıklamaktan, soylemekten kacınmak ve bununla ucubdan sabreylemektir.
GUNAHLARDAN EL CEKMEK!..
Gunahlara gelince, sabretmeksizin gunahlardan el cekmek imkÂnsızdır. Şehvet ne kadar kuvvetli ve gunah işlemek ne kadar kolay olursa, o gunÂhı işlememeye sabretmek de, o kadar zor olur. Bunun icin dil ile işlenen gunahlara sabretmek daha zordur. Cunku dilin hareketi kolaydır. Her konuda cok konuşan bir kimse, bunu Âdet hÂline getirir. Kendini ve yaptıklarını beğenerek, bunlarla ustunluk kurmak icin, soylemek istediği sozler, dilinin ucuna geldiğinde, bu sozleri, kelimeleri soylememek icin sabretmek, zor olmaktan ote, insan icin cok buyuk eziyet olur.
Netice olarak kul, yaşayışının her anında, nefsinin hoşuna giden veya gitmeyen bir işten ayrı değildir. Her iki hÂlde de, sabra muhtactır ve sabretmekten başka da caresi yoktur. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi:
(Allahu teÂl buyurdu ki: Ben kullarımdan herhangi birine, bedeninde, malında veya evlÂdında bir musîbet verdiğim vakit, onu guzel bir sabırla karşılarsa, kıyÂmet gunu onun icin mîzÂn ve hesap kurmaktan hay ederim.)
[Rehber İlmihali , Sabır , Peygamberler Tarihi Ansiklopedisi ]
__________________
Sıkıntıdan kurtulmanın caresi .
Dini Bilgiler0 Mesaj
●15 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Sıkıntıdan kurtulmanın caresi .