CenÂb-ı Hak buyuruyor:


مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ اَطَاعَ اللّٰهَ
“Kim Allah Rasûluʼne itaat ederse AllÂhʼa itaat etmiş olur…” (en-NisÂ, 80)


Yani kalbin en buyuk sanatı ve saltanatı, Rasûlullah Efendimizʼi yakından tanıyabilmek, Oʼnunla beraberliği temin edebilmek.


İşte ashÂb-ı kirÂm, mÂzisi cÂhiliye insanıyken Efendimizʼi tanıdı. O şahsiyete, o karaktere hayran oldu. Butun dunyevî, butun muhabbetler bitti:


“‒Y RasûlÂllah! Canım-malım, her şeyim Sana fed olsun y RasûlÂllah! Sen ne olursun bana emret (dedi). Yeter ki Senʼin kalbinde benim bir yerim olsun!”


AshÂb-ı kirÂmın derdi buydu. Ki o şekilde Âhirette de Oʼnunla beraber olmak, gÂyesiydi.


CenÂb-ı Hakkʼın lûtfettiği bir rahmet tecellîsi Efendimiz. Kulluğumuzun alÂmeti, kişinin Peygamber Efendimizʼi ornek almasıdır. Oʼnun zirve şahsiyetine yaklaşabilmenin gayreti icinde olmak.


Osman Nuri Topbaş


__________________