Gıybet, insanın şerefini diliyle zedelemektir.
Gıybet diye bilinen bu cirkin huyun Turkce'deki karşılığı, boş, gereksiz soz, arkadan soylemek ve cekiştirmektir.
Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri soylemek, başka bir deyimle, kendimize soylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk dilinde buna dedikodu, cekiştirme de denir.
Gıybet, din kardeşinin işitince uzuleceği bir kusurunu arkasından soylemektir. Yani belli bir muminin ayıbını onu kotulemek icin arkasından soylemek gıybet olur.
Gıybet, bir insanı gıyabında eleştirmek, cekiştirmek ve hoşlanmayacağı sozler soylemektir. Gıybet, insan veya insanla ilgili birtakım şeyler uzerinde olur. Kişinin bedeni, nesebi, ahlÂkı, işi, dini, elbisesi, evi, bineği ve benzeri şeyler gıybet konusu olabilir. Gozun şaşılığı, sacların dokukluğu, uzun veya kısa boylu olması, siyah veya sarı renkte olmak gibi nitelikler hakkında alaylı bir şekilde bahsedilmesi gıybet olur.
Kapalı soylemek, işaret ve hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de soylemek gibi gıybettir.
Bir muslumanın gunahı ve kusuru soylendikce, elhamdulillÂh biz boyle değiliz demeleri, gıybetin en kotusu olur. Falanca kişi cok iyidir, ibadette şu kusuru olmasa daha iyi olurdu, demek de gıybet olur.
İmam Zuhrîden [radıyallÂhu anh] gıybeti tarif etmesi istenince şoyle demiştir:
"Kardeşinin yuzune karşı soylemekten hoşlanmadığın her şey gıybettir." [1] [2]
Gıybet Muminin Avretini Acmak Gibidir
Rivayet edildiğine gore, Hz. Isa b. Meryem [aleyhisselÂm] bir defasında havÂrilerine,
- Şayet uyumakta olan bir arkadaşınızın yanından avret yerlerinin ruzgÂr tarafından acılmış olduğunu gorseniz, ne yapardınız? Orter miydiniz, diye sorar. Havariler,
- Orterdik, diye cevap verdiler. İsa [aleyhisselÂm],
- Hayır, belki geri kalan yerlerini de acardınız, dedi. Bunun uzerine havÂriler şaşkınlık icinde,
- SubhÂnallah! Onun diğer yerlerini nasıl acarız ki, diye sordular. Hz. İsa [aleyhisselÂm] onlara şoyle cevap verdi:
- Sizden birinizin yanında, bir arkadaşınızın kotu halleri anlatılsa ve siz de bunun ustune onun daha kotu hallerini anlatsanız, işte elbisesinin diğer kısımlarını acmış olursunuz. [3]
Gıybet, yanımızda bulunmayan kişileri, gıyaplarında cekiştirmektir. Coğu insan soylenenler doğru olursa, gıybet sayılmayacağını sanıyor. Oysa soylenen doğruysa gıybettir. Eğer soylenen doğru değilse, o zaman cifte gunah işleniyor demektir. Cunku birine yapmadığı bir kotuluk isnat edilirse, bu işin adı iftiradır.
Bazıları kendi kusurlarını gorup duzeltecekleri yerde, başkalarının eksiklerini araştırıp etrafa yaymaya calışırlar. Genelde insanları arkasından cekiştirenler bir savunma olarak soylediklerinin doğru olduğunu, yalan soylemediklerini ifade etseler de bu sonucu değiştirmeyecektir. Soz konusu kişilerin yaptıkları gıybettir. Eğer kişinin arkasından soylenen şeyler doğru değilse, bu iftira olur ki bu durumda bu sozleri soyleyen kişi yalan soyleyerek buyuk bir gunah daha işlemiş olur. Bu kişiler ikaz edildiği zaman genelde şoyle derler:
"Yemin ederim, anlattıklarım tamamen doğrudur. Gozlerimle gordum! Bu anlattıklarım yalan değil ki, ben bunu onun yuzune de soylerim."
İşte gıybet budur. Zaten doğru olan bir şeyi o kişinin haberi olmadan arkasından konuşmaya gıybet denir. Eğer soylenen şey yalan olsaydı, ona gıybet değil, iftira denirdi. Nitekim Ebû Hureyre'nin [radıyallÂhu anh] rivayetine gore Hz. Peygamber [sallallÂhu aleyhi ve sellem],
"Gıybet nedir, bilir misiniz?" diye sordu. Sahabiler,
"Allah ve Resulu daha iyi bilir" dediler. Bunun uzerine Allah Resûlu [sallallÂhu aleyhi ve sellem],
"Gıybet, birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı bir şeyle arkasından anmasıdır" diye buyurdu. Orada bulunan bir adam,
"Ya benim soylediğim onda varsa, (bu da mı gıybettir?)" diye sorunca, Allah Resûlu [sallallÂhu aleyhi ve sellem],
"Eğer soylediğin onda varsa o zaman gıybet yapmış olursun. Şayet soylediğin onda yoksa o zaman iftira etmiş olursun, (o daha buyuk bir gunahtır)" [4] buyurdu.
[1] Şa'rÂnî, Tenbthu'l-Muğterrfn. s. 325.
[2] Siraceddin Onluer, Kalbin Hastalıkları, Sf.13.) Siraceddin Onluer, Kalbin Hastalıkları, Sf.13.)
[3] Ebu’l-Leys Semerkandî, Tenbîhu’l-GÂfilîn, 1.Cilt, Sf.268
[4] Muslim, Birr, 20; Ebû Davud, Edeb, 35 (nr. 4874); Tirmizî, Birr, 23; DÂrimî, RikÂk, 6 (nr. 2717); Ahmed b. Hanbel, el-Musned, 2/230.
__________________
Dilin Âfetlerinden Gıybet
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Dilin Âfetlerinden Gıybet