Bir menkıbe: Âbid’in biri, ibadet etmek uzere dağa cıkar. Bir gece ruyasında "Falan ayakkabıcıya git! Senin icin dua etsin" denir. Âbid dağdan iner, adamı bulur, ne iş yaptığını sorar. Adam, gunduzleri oruc tutup, ayakkabı işlerinde calıştığını, kazandığı para ile ailesini gecindirdikten sonra fazlasını sadaka verdiğini soyler. Âbid, adamın guzel bir iş yaptığını anlar, fakat kendisinin dağda sırf ibadetle meşgul olmasını daha iyi bulur ve tekrar ibadetine doner. Yine gece ruyasında, (Ayakkabıcıya git ve ona, "Bu yuzundeki sararmanın sebebi ne?" diye sor) denir. Âbid, gidip sorar. Ayakkabıcı, "Kimi gorursem, bu kurtulacak da, ben helak olacağım der ve kendimden korkarım. Yuzumun sararması bundandır" der. İşte o zaman Âbid, ayakkabıcının bu korku ve tevazu ile ustunluk kazandığını anlar.
Tevazu hakkında buyuklerin sozleri
Tevazu, cahilden veya cocuktan da olsa, hakkı işitince boyun bukup hemen kabul etmektir.
Tevazu, karşılaştığı her Muslumanı kendinden aşağı bilmemektir.
Her nimet sahibi haset edilir. Haset edilmeyen tek nimet, tevazudur.
Ehl-i sunnet olan şerefli insan, ibadet edip yukseldikce tevazu gosterir. Bid’at ehli olan Âdi kimse ise, ibadet ettikce buyuklenir, herkese tepeden bakar.
Tevazu gostermek de kibirdendir. Cunku kendinde bir varlık hisseden tevazu gostermeye calışır. Halbuki mutevazı kimse, kendinde bir varlık gormez ki tevazu gostersin.
Alcak gonullu olan kurtulur, kibirli olan yanar.
Tanıdık salih kimseleri ziyaret etmemek kibir, fakirleri ziyaret, tevazu alametidir.
Hastalarla birlikte oturmamak, doğru sozu kabul etmeyip, munakaşa etmek, kusurunu bildirenlere teşekkur etmemek, fakirin davetine gitmemek kibir alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz.
Kibir her iyiliğe engeldir, tevazu, her iyiliğin anahtarıdır. Kibirli değilim diyen, kibirlidir.
Tevazu guzeldir, zenginde tevazu daha guzeldir. Kibir cirkindir, fakirde kibir daha cirkindir.
Mahsul, ovadaki sulu ve yumuşak toprakta yetişir, dağda, sert toprakta yetişmez. Hikmet de, mutevazı olanın kalbinde gelişir, kibirlinin gonlunde gelişmez. Bir kimse, başını yukseğe kaldırırsa, tavana değer ve yaralanır, eğerse tavan ona golgelik eder ve kendini korur. En buyuğunuz, en kucuktur. En kucuğunuz de, en buyuktur. [Yani, kendini buyuk goren kucuktur. Kendini kucuk goren buyuktur.]
Tevazu orneği
Sual: S. Ebediyye’de, Abdulhakîm-i ArvÂsî hazretlerinin bir mektubunun sonunda, (Merkez-i dÂire-i iflÂs ve bî nevÂî, Ser şÃ‚r-ı sahbÂy-ı hodgÂmî ve n ºinÂî. Es-Seyyid Abdulhakîm ArvÂsî

CEVAP
(İflas dairesinin merkezi ve bir şeyi olmayan, egoistlikle dopdolu ve bir şey bilmeyen) demektir. Buyuk zatlar, kendilerinde hicbir varlık gormedikleri, butun iyilikleri, nimetleri Allahu teÂlÂdan bildikleri icin boyle soyluyorlar.
MESUT BEKİR KOPDAĞI
ARAŞTIRMACI
__________________