Bu dunya yalandır


Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Olmek uzere olan bir mumin ne isterse, şimdi onu istemek gerekir. Ağrıları, sıkıntısı olan insan, ne ister? Ona mal mulk deseniz donup bakmaz, hatta kalbi kırılır. Mevki makam deseniz uzulur, yine kalbi kırılır. İstediği sadece duadır, rahmet-i ilahidir, imanla olmektir. Gun bu gundur, yarın belli değildir. Tevbe ve istiğfarı geciktirmemek gerekir. Peygamber Efendimiz, (Helekel musevvifûn) yani (Sonra yaparım diyenler helak oldu, tevbeyi geciktirenler aldandı) buyuruyor. Onun icin, tevbeyi geciktirmek uygun değildir. Cok gunah icinde yuzenin de, belki sozumde duramam diyenin de, yine tevbeye devam etmesi gerekir; cunku tevbe etmemek veya tevbeyi geciktirmek, o gunaha girmekten, o gunaha devam etmekten daha buyuk gunahtır. Tevbe etmek iman alametidir; sucunu, gunahını kabul etmek, yaptığına pişman olmak demektir.

Yine Peygamber Efendimiz, (Kıyamette herkes, şu dort suale cevap vermedikce hesaptan kurtulamaz: Omrunu nasıl gecirdi, ilmiyle nasıl amel etti, malını nereden, nasıl kazandı ve nerelere harcadı, bedenini nerede yordu, hırpaladı?) buyuruyor. Her mumin, ahirette sorulacak bu dort suale hazırlanmalı. Muslumanın, imandan sonra en kıymetli varlığı vaktidir; cunku vakit gidince, bir daha geri gelmez. (Vaktini nerede harcadın, neyle gecirdin?) sorusuna cok iyi hazırlanmak gerekir.

Bir mubarek zat sohbeti bitirince en son, talebelerine der ki:

— Şimdi size bir yalan soyleyeceğim.

Talebeler şimdiye kadar hocalarından boyle bir şey duymadıkları icin sormuşlar:

— Efendim af edersiniz, anlayamadık.

— Şimdi size bir yalan soyleyeceğim. Eğer yalanım sonradan meydana cıksaydı gunaha girerdim; ama ben yalan olduğunu onceden soyluyorum.

Talebeler dikkatle dinlerler. Hocaları, (Filan yerin en meşhur zatı, filanca efendi, şu anda dergÂhın bahcesine geldi, az sonra kapıdan iceri girecek) buyurunca, talebelerin hepsi birden pencereye koşar. Bakarlar ki, gelen giden yok. (Efendim, kimse yok) derler. O mubarek zat der ki:

— Evet, kimse yok. Ben size yalan soyleyeceğim dedim, siz yine de pencereye koştunuz. Soyleye soyleye dilimizde tuy bitti. Butun kitaplar yazıyor, bu dunya yalandır diye. Siz hÂl dunyanın peşinde koşuyorsunuz. Yalanın peşinde koşuyorsunuz. İşte insanın nefsi budur. İşte şeytanın aldatması budur. Adamı ruya peşinde, hayal peşinde koşturur. Bir bakar ki, omru bitmiş...


ehlisunnetbuyukleri


__________________