DİNİ ve IRKINA BAKILMAKSIZIN
herkese karşı adaletli davranılmalı
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin zamanında ensardan Tume b. Ubeyrik adlı sahÂbî cok ciddî bir yanlış yapıyor. Nasıl bir yanlış? Komşusunun zırhını calıyor, caldığı bu zırhı bir cuval ya da benzeri bir şeyin icine koyuyor. Caldığı zırhı kendi evinde de saklamıyor, komşusu Yahudi'nin evinde saklıyor. Zırhı gizlice Yahudi'nin evine gotururken, zırhı koyduğu cuvaldan yere kucuk kucuk unlar serpiliyor. Buradan anlaşılıyor ki; zırhı koyduğu kap, daha once un kabı olarak kullanılıyordu. Tume'nin, zırhı Yahudi'nin evine gotururken, cuvaldan yere dokulen undan, haberi olmuyor.
Aradan biraz zaman gecer, zırhın sahibi zırhının kaybolduğunu anlar. Her tarafı aramasına rağmen zırhı bir turlu bulamaz. Son bir care olarak komşusu Tume'ye sorar. Tume de haberi olmadığını soyler, haberi olmadığını da yeminle tasdik eder.
Zırhı aramaya devam ederler. Arayanların bir şey dikkatini cekmiştir. Dikkat ceken şey, yere dokulen unlardır. Yere dokulmuş olan unlar, Tume ile Yahudi'nin evi arasındadır. Bu durum zırhı arayanların dikkatini ceker. Bir de Yahudi'nin evini arayalım derler. Arama neticesinde zırhı Yahudi'nin evinde bulurlar. Yahudi'ye bu zırhı nereden aldığını sorarlar. Bu soruya sağlıklı cevap alamazlar. Zırhı calanın Yahudi olduğu kanaatine ulaşırlar. Fakat Yahudi bu suclamaların hicbirini kabul etmez. Zırhın saklandığı cuvala bakan Yahudi, bu cuvalın Tume'nin olduğunu anlar ve dolayısıyla da "Zırhı, Tume caldı." der. Bunu kimseye inandıramaz, birkac Yahudi'yi de şahit gostermesine rağmen Yahudi kendini aklayamaz.
Yahudi'nin ısrarla karşı koyması, Tume'yi sıkıntıya sokar, bu sefer de akrabalarından yardım ister. Akrabalarından bir kişi olan Benî Zafer doğruca Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gider:
"Ya Resûlallah! Bizim Tume'ye Yahudiler iftira etti. Zırhı kendileri caldılar, sucu Tume'ye attılar. Dinimiz icin Tume'yi bu durumdan kurtarın."
Efendimiz Benî Zafer'in bu şahadetine inandı ve Tume'ye yardım etmeye karar verdi. Tam bu esnada Allah Celle Celaluhu Âyet–i kerimeyi inzal buyurdu:
"Allah'ın sana gosterdiği şekilde insanlar arasında hukmedesin diye sana Kitabı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!"(Nisa, 4/105)
Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Tume'nin arkadaşının şahitliğini kabul edip, Yahudi'ye ceza uygulayacaktı ki bu Âyet–i kerime indi.
"Ve Allah'tan mağfiret iste, cunku Allah, cok yarlığayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir." (Nisa, 4/106)
İşte Rabbimizin adaleti. Dini, ırkı, milleti ne olursa olsun, Rabbimiz kimseye haksızlık yapmıyor. Efendimiz guveniyor. Bir hain adam Efendimizin başına bakın neler getiriyor. Rabbimiz Resûl'unu uyarmaya devam ediyor:
"Kendilerine hıyanet edenleri savunma; cunku Allah hainliği meslek edinmiş gunahkÂrları sevmez." (Nisa, 4/107)
Allah Celle CelÂluhu'ndan korkmayıp, insanlardan korkanların durumu cok kotudur. Şimdi aktaracağımız Âyet–i kerime bu durumu haber vermektedir.
"İnsanlardan gizler de Allah'tan gizlemezler. Halbuki geceleyin, O'nun razı olmadığı sozu duzup kurarken O, onlarla beraber idi. Allah yaptıklarını kuşatıcıdır. (O'nun ilminden hicbir şeyi gizleyemezler). (Nisa, 4/108)
Şu Âyet–i kerimelere dikkat edin! Rabbimiz zımnen ne buyuruyor goruyor musunuz? "Ben her yerde sizinle birlikteyim, ister havada olun, ister denizde, ister yerde ister yerin derinliklerinde, nerede olursanız olun, ben sizinle birlikteyim, benden kacış yok. Bir ayıp, bir kusur, bir kabahat işliyorsunuz, bu yaptığınızı insanlardan saklıyorsunuz; ama benim sizi gozetlediğimi duşunup benden utanmıyorsunuz."
Bu insan cok acayip bir yaratıktır. İşte bu acayipliğinden dolayı insanların kotuluk yapmalarının onune polisiye tedbirlerle gecemezsiniz. Her insanın başına bir polis koysanız, o zaman biraz engellersiniz, ama yine de tamamen engelleyemezsiniz. Cunku polisin de gidermek zorunda olduğu zarurî ihtiyacları vardır. Onları giderirken insan yine boş kalır ve yapacağını yapar.
Rabbimiz ilmi ile her şeyi goruyor, biliyor. Zerrelerden kurrelere varıncaya kadar hicbir zerre O'nun ilminin dışında hareket edemez. HÂl boyle olunca, bir an once işlediğimiz hatalardan, gunahlardan tevbe istiğfar edelim.
Fakat burada bir konuya cok dikkat edeceğiz, o da şudur: Kasten, bilincli bir şekilde gunah işleyelim ve diyelim ki "Nasıl olsa sonra tevbe ederiz." Bu olmaz. Bu hic de doğru bir duşunce değildir, haberiniz olsun. Bu durum, Yusuf AleyhisselÂm'ın kardeşlerinin yaptığı kotu bir iştir. Ne yapmışlardı? Kur'an–ı Kerim'de haber verilmektedir ki:
"Yusuf'u oldurun veya onu (uzak) bir yere atın ki, babanızın teveccuhu yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) salih kimseler olursunuz." (Yusuf, 12/9)
Yusuf AleyhisselÂm'ın kardeşleri boyle dedi; ama bu yaptıklarının bedelini cok acı odediler. Başına gelen her dert, musibet ya da haksızlığa sabret; Allah kimsenin hakkını zayi etmez. Rabbimiz uyarı ve ikaza devam ediyor:
"Haydi, siz dunya hayatında onlara taraf cıkıp savundunuz, ya kıyamet gunu Allah'a karşı onları kim savunacak yahut onlara kim vekil olacak." (Nisa, 4/109)
Evet! Yarın Âhirette her şey aşikÂr bir şekilde ortaya cıkacak, o zaman ne yapacağız? Gorunup, bilinmesini istemediğimiz her şey ortaya cıkacak. Nasıl mı? Rabbimizin emri ile, yapılan her şey melekler tarafından kaydedilmektedir. Bu durum Kur'an'da şoyle haber verilmektedir:
"Bu, yuzunuze karşı gerceği soyleyen kitabımızdır. Cunku biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk." (Casiye, 45/29)
Burada kucuk bir farklılık ve ayrıntıdan bahsedeceğiz. İmam RabbÂnî Kuddise Sırruhu Hazretleri haber vermiştir ki, Mevl TeÂlÂ'nın oyle kulları vardır ki, bunların işledikleri gunahları Hak TeÂl yazar. Bu gunahları melekler bilmez. Kimdir bu kullar? Bunlar Rabbimizin dostları olan kullardır, bunlar bilerek, kasten gunah işlemezler, hata ile ayakları kayar, Mevl da onların gunahlarını gizler.
Konumuzda bahsi gecen kişi yalancı şahit tutarak, davayı kazansa da gercekte kazanmamıştır, bilakis kaybedenlerdendir. Fakat bunun farkında değildir, Âhirette bunu cok iyi anlayacak; ama iş işten gecmiş olacak.
Rabbimiz, konumuzda adı gecen Tume ve ona yardım eden arkadaşlarının başına neler geleceğini, ne kadar kotu bir iş yaptıklarını haber verdikten sonra, onları tevbeye cağırıyor. Bu durumu da şoyle haber vermektedir:
"Kim bir kotuluk yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı cok yarlığayıcı ve esirgeyici bulacaktır." (Nisa, 4/110)
"Kim bir gunah kazanırsa, onu ancak kendi aleyhine kazanmış olur. Allah her şeyi bilicidir, buyuk hikmet sahibidir." (Nisa, 4/111)
"Kim kasıtlı veya kasıtsız bir gunah kazanır da sonra onu bir sucsuzun uzerine atarsa, muhakkak ki, buyuk bir iftira ve apacık gunah yuklenmiş olur." (Nisa, 4/112)
"Allah'ın sana lutfu ve esirgemesi olmasaydı, onlardan bir guruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hicbir zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini oğretmiştir. Allah'ın lutfu sana gercekten buyuk olmuştur." (Nisa, 4/113)
Allah Celle CelÂluhu Âyet–i kerimeyi inzal buyurmasa, Cebrail AleyhisselÂm'ı gondermese ve Efendimizi hÂdiseden haberdar etmese, iftiraya uğrayan Yahudi cezalandırılacaktı. Mevl TeÂlÂ'nın, Resûl'unu bu hÂdiseden haberdar etmesi, fazlından, lutfundandır.
Bu Âyet–i kerimeden bize gelen bir mesaj da şudur:
"Yapılan her iş, ister hayır olsun ister şer olsun, hepsi sonunda sahibine doner."
Efendimiz Tume ve arkadaşlarının beyanından, Yahudi'yi haksız cıkarmıştı. Mahkeme etmeden Yahudi haksız cıkınca, Âyet–i kerime yetişmiş ve Yahudi'nin haklılığını ortaya koymuştu. İşte bu İslÂm şeriatıdır. İslÂm şeriatı adalettir, haktır, hukuktur.
Tume'nin ayağı bir defa kaydı. Kendi de toparlanmak icin gayret sarf etmedi, tevbe istiğfar yolunu secmedi. Şeytan onu iyice yoldan cıkardı. Yahudi'nin haklılığı iyice ortaya cıkınca, yaptığı işin karşılığı olan cezayı cekeceğini anladı. Onun bu cezaya tahammulu yoktu ve gizlice Medine'yi terk etti. Varacağı yer Mekke idi. Mekke'ye gitti, İslÂm dininden cıktı, kÂfir olarak omrunu tamamladı ve ruhunu teslim etti.
__________________
DİNİ ve IRKINA BAKILMAKSIZIN herkese karşı adaletli davranılmalı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●13 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- DİNİ ve IRKINA BAKILMAKSIZIN herkese karşı adaletli davranılmalı