
İslam dini insanları her yonden arındırmayı hedeflemektedir. Dinimizin temel şartlarından olan zekat ve Ramazan ayında vermemiz gereken fitre, malî birer ibadet olarak Allah’ın rızasını kazanma, malımızı yoksulların hakkından temizleme ve gunahlardan arınma vesilesidir. Bu gerceği Kur’an-ı Kerim,"Onların mallarından zekat al. (Boylece) zekatla onları (gunahlardan) temizlersin ve arıtıp yuceltirsin…”[1] ayetiyle dile getirirken, sevgili peygamberimiz de “…Suyun ateşi sondurmesi gibi sadaka da gunahları giderir…”[2] buyurmaktadır.
Zekat ve fitre, varlıklı kimselerden, yoksullara uzanan bir yardım eli olarak, muhtacları sevindirir. Mu’min, bu şekilde, alın teriyle kazandığı malının bir kısmını, ibadet niyetiyle din kardeşine verir. Bu bilincle eda edilen zekat ibadeti, insanlar arasında sevgi, kardeşlik ve samimiyet bağlarının guclenmesine vesile olur. Zekat, cimrilik ve kıskanclık hislerinin yok olup, comertlik duygusunun gelişmesine ve iyilik ehli insanların coğalmasına yardımcı olur.
Zekat, sadaka ve diğer her turlu yardımın yerine getirilmesinde dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Mali bir ibadet olan zekatın, muhatabı incitmeden, insan onuruna yakışır şekilde verilmesi gerekir. Gosteriş amacıyla, fakirin onurunu zedeleyecek şekilde yapılan yardımlardan sevap elde edilemeyeceği, hatta bunun buyuk bir vebal olacağı iyi bilinmelidir.
Ne yazık ki bazı yardım dağıtma kampanyalarında son derece uzucu ve yapılan yardımın sevabını yok edici manzaralar gormekteyiz. Mu’minler zekat ve fitre ibadetini yerine getirirken bu hususa son derece titizlik gostermelidirler. Zekat veren kişi, zekatı alanın kendisinin din kardeşi olduğunu unutmamalıdır. Bu gorev ibadet ruhuna yaraşır bir şekilde eda edilmeli, izdihama ve kotu manzaraların oluşmasına meydan veren, onur kırıcı ve kamu vicdanını rahatsız edici uygulamalara son verilmelidir.
Nitekim Cenab-ı Hak Bakara suresinin 262 ve 263. ayetlerinde zekatın verilmesinde uyulması gereken hususlara dikkatlerimizi şoyle cekmektedir: “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gonul incitmeyenlerin, Rableri katında mukafatları vardır. Onlar icin korku yoktur. Onlar uzulmeyeceklerdir. Guzel bir soz ve bağışlama, peşinden gonul kırmanın geldiği bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir”[3]
Yuce Allah’ın bizlere emanet olarak lutfettiği malın ve mulkun sorumluluğunu bilelim. Bizim icin bir arınma ve yucelme vesilesi olduğu bilinciyle zekat ibadetini en guzel şekilde yerine getirelim.Yuce Rabbimizin rızasını gozeterek vereceğimiz zekatın, fitrenin ve yapacağımız diğer guzel amellerimizin sevaplarımızı coğaltacağının ve malımıza bereket, hayatımıza huzur getireceğinin bilincinde olalım. Zekat vermemenin de buyuk bir vebal olduğunu unutmayalım.
Bir ayet mealinde deniyorki..
“…Altın ve gumuşu biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla mujdele. O gun bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, boğurleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve "İşte bu, kendiniz icin biriktirip-sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı" ! denilecek.”[4]
[1]Tevbe, 9/103.
[2]Tirmizî, İman 8
[3]Bakara, 2/262-263
[4]Tevbe Suresi, 34-35
DİYANETTEN ALINTIDIR
__________________