Kuzey’in Venedik’i: Amsterdam
13. yuzyılda kucuk bir balıkcı kasabası olarak kurulan, kanallarıyla unlu Hollanda’nın “bohem” başkenti Amsterdam, hicbir zaman onceden tahmin edilemeyen havasına rağmen, bu mevsimde yapraklarının rengi yeşilden sarı, turuncu ve kahverengiye coktan donmuş oluyor. Tum bunlar Amsterdam’ın muhteşem atmosferi ile birleşince ortaya bakmaya doyamayacağınız bir renk cumbuşu cıkıyor. Bu guzellikler eşliğinde Dam Meydanı, yel değirmeni, Leidseplein, Rembrantplein, Kraliyet Sarayı ve Kırmızı Fener Sokağı’nı mutlaka gezip gormelisiniz.
Kasım’da “Paris” Başkadır
Bazı şehirler vardır, ne zaman giderseniz gidin, her zaman harika bir atmosfer ile karşılaşırsınız. Romantizmle ozdeşleşmiş, sonbaharın belki de en guzel dokunduğu şehirlerden olan Paris, her mevsim başka bir guzel aslında. Biraz kahve, biraz alışveriş, biraz sanat... Eiffel Kulesi, unlu alışveriş caddesi Rivoli, Champs Elysees, Louvre Muzesi, Zafer Meydanı ve Takı, Napolyon’un mezarı ve daha onlarca mekanı bir de sonbaharda gormek lazım. UNESCO Dunya Mirasları Listesi'nde 4 adet yer barındıran Paris’te, şehrin ışıklarına kapılıp bambaşka bir dunyaya adım atıyorsunuz. Bu sofistike, romantik ve buyuleyici ortamda sevdiklerinizle kurumuş yapraklara basarak yurumenin, serin ruzgarlar eşliğinde şehri keşfetmenin keyfini cıkarmalısınız.
Avrupa’nın Populer Yuzu Barcelona
Her daim yumuşak bir iklime sahip olan Akdeniz’in en guzel şehirlerinden Barcelona, mimarisi, tarihi, yeme-icme ve eğlence alternatifleri ile tatil icin istenilen her şeyi bir arada sunuyor. Her zaman hareketin hakim olduğu bu kent, ortacağdan kalma havası, geniş caddeleri, denizle ic ice yapısı, Gaudi’si ve pek cok gezi noktası ile kesinlikle şans vermeye değer bir şehir. Şehrin en onemli simgelerinden olan Sagrada Familia, Plaza De Catalunya Meydanı, Kristof Kolomb Heykeli ve Mont Juic Tepesi ziyaretleriniz sırasında şehrin ruhunu ozumseyeceksiniz.
__________________