Toplumu oluşturan bireyler arasındaki ilişkiler, o toplumun niteliğini de belirler. Hoşgoru ve affedicilik gibi ozelliklere sahip olmayan bireylerin oluşturduğu toplumlarda huzur ve guvenlik duygusunun hakim olması duşunulemez. Kişilerin birbirlerine tahammulsuz yaklaşımları insan ilişkilerini, dolayısıyla toplum yapısını bozar.
İnsan ilişkilerini bozan en onemli toplumsal hastalıklardan birisi de “gıybet” tir. Gıybet “bir kişinin arkasından onun hoşuna gitmeyecek şeyleri soylemek” olarak tarif edilebilir. Genelde kişiyi arkasından cekiştirenler bir savunma olarak soylediklerinin doğru olduğunu, yalan soylemediklerini ifade etseler de bu sonucu değiştirmeyecektir. Soz konusu kişilerin yaptıkları gıybettir. Eğer kişinin arkasından soylenen şeyler doğru değilse, bu iftira olur ki, bu durumda bu sozleri soyleyen kişi yalan soyleyerek buyuk bir gunah daha işlemiş olur.
Gıybeti Yuce Allah Kuran’da kardeşinin etini yemeye benzetmiştir. Bir Kuran ayetinde şoyle bildirilmektedir: “Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından cekiştirmesin.) Sizden biriniz, olu kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şuphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, cok esirgeyendir.” (Hucurat Suresi, 12)
Ayette Yuce Allah insanlara bir ornek vermiştir. Şimdi bu orneği gozunuzde canlandırın. Kendi oz kardeşinizin olusunun etini yediğinizi duşunun. Bunu yaptığınızı duşunmek bile tiksindiricidir. İşte Allah Katında birisinin gıybetini yapmak, kardeşinin olu etini yemeğe eşdeğer bir tavırdır. Başka insanları cekiştirenler, bu derece kotu bir davranışta bulunmuş olurlar.
Gıybet, insanlar arasındaki ilişkileri bozar, gereksiz husumetlere sebep olur. Gıybet yapılan ortamda bulunanlar bu konuşmalara şahit oldukları icin, kendisini savunma imkanı olmayan kişi hakkında, bilincsizce olumsuz duşuncelere sahip olurlar. Bir nedeni olmadığı halde gereksiz yere başkaları hakkında olumsuz onyargıları olur. Bu onyargılar sonucta toplumsal bir hastalığa donuşur ve insanlar arasındaki dostluğa zarar verir.
Gıybeti yapılan kişi ise bir vesile ile bu konuşmaları duymuş olsa, o insanlara karşı guveni sarsılır. Toplum icinde karşılıklı guvensizlik ve tedirginlik doğar. Kendisi hakkında yapılan bu hoş olmayan cekiştirmelerden dolayı, onlara karşı duyduğu yakınlık ve dostluğu kaybeder.
Muslumanların birbirleri hakkında gıybet yapması inananları birbirlerinden tumuyle uzaklaştırıp fırkalara boler. Bu da Yuce Rabbimizin; “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın...” (Al-i İmran Suresi, 103) emrine ters bir durum oluşturur.
Her ne yonden bakılırsa bakılsın gıybet insanlara zarar veren, toplumu icten ice kemiren toplumsal bir hastalıktır. Bu hastalığa karşı mucadele, ancak insanların birbirlerine karşı samimi ve yapıcı duşunup davranmalarıyla olur. Yapılması gereken, bir kişide bir hata gorduğunde, arkasından cekiştirmek yerine yapıcı eleştirilerde bulunarak kendince gorduğu hatayı duzeltmeye calışmaktır. Bu tarz olumlu bir yaklaşım insanların karşılıklı guvenini, saygısını ve sevgisini arttıracaktır.
Samimi bir niyetle gıybetin terk edilmesi sadece insan ilişkilerini duzeltmekle kalmaz. Bu, insanın ahiret yaşamı icin de yapabileceği en doğru davranıştır. Humeze Suresi'ndeki bir Kuran ayetinde Allah insanları arkasından cekiştirenleri şoyle uyarmaktadır: “Arkadan cekiştirip duran, kaş goz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline.” (Humeze Suresi, 1)
İnsanlar arasındaki dostlukları bozan, onların birbirlerine duşman olmalarına sebep olan bu cirkin tavrın terk edilmesi sadece daha sağlıklı daha guvenli toplumlar yaratmakla kalmayacak, insanların ahiret yurdunu kazanmalarına vesile olacak hayırlı bir amelde bulunmalarını da sağlayacaktır.
__________________