İSLAMDA COCUK İSİMLERİNİN ONEMİ VE COCUK İSİMLERİ

Yeni doğan cocuğa kısa bir sure icinde guzel bir isim koymak anne ve babaların en onemli gorevlerindendir. Cocuğa konulan isim hem bu dunyada hem de ahirette gecerlidir. Rasulullah (sav) sadece cocukların değil, buyuk insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kotu bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken guzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri cocuklara isimler vermiştir.

Rasulullah (sav) guzel isim koymanın onemini şoyle acıklıyor: “Sizler kıyamet gunu isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle cağrılacaksınız. Oyleyse isimlerinizi guzel yapın.” (1)

Bu cağırma işlemini Allah'ın gorevlendirdiği bir melek Allahın izniyle yapacaktır. Hic kimse kıyamet gunu Allah (c.c.)’ın hoşlanmayacağı isimle O’nun karşısına cıkmak istemez. Oyleyse kotu olan isimlerin cocuklara verilmemesi gerekir.

Rasulullah (sav)’ın isim konusundaki hassasiyetini daha iyi anlamak icin şu hadis-i şerifi de gormek lazım. Yahya bin Said (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) bol sutlu bir deve hakkında: “Bunu kim sağacak?” diye sordu. Bir adam ayağa kalkmıştı ki, Rasulullah (sav) adama: “İsmin ne?” diye sordu. Adam: “Murre (acı)” diyince ona “Otur” dedi. Hz. Peygamber (sav) tekrar: “Bunu kim sağacak?” diye sordu. Bir başkası ayağa kalktı, ben sağacağım diyecekti. Hz. Peygamber (sav) ona da: “İsmin ne?” diye sordu. Adam: “Harb” diyince, ona da: “Otur” dedi. Rasulullah (sav): Bu deveyi bize kim sağacak?” diye sormaya devam etti. Bir adam daha kalktı. Ona da ismini sordu. O da “Ya’iş” (yaşıyor) cevabını alınca ona “Sen sağ” dedi.(2)

Allahu Azimusşan’ın has isimleri kullara isim olarak verilmez. Ancak sıfatları isim olarak verilebilir. Mesela; Kerim, Halim, Kadir, gibi kelimeleri insanlara isim olarak vermek caizdir. Ancak bu isimlerin başına bir (Abd) kelimesi ilave ederek soylemek ise pek guzel bir dikkattir. Zira (Abd) kelimesini ilave ederek soylediğiniz takdirde Kerim’i Abdulkerim olarak soylersiniz. Bu takdirde Kerim’in kulu demiş olacağınızdan mana pek guzel bir şekil alır.

Nitekim Aziz isminin başına da bir (Abd) kelimesi ilave ederek soylediğinizde azizin kulu manasına Abdulaziz demiş olursunuz. Mecburi olmasa da guzel bir hassasiyet olur.

Rasulullah(sav)’ın acıklamalarına gore en guzel isim olarak adlandırılanlardan bazıları şunlardır: Erkek ismi olarak, Abdullah, Abdurrahman, Muhammed, Peygamberlerin isimleri, Hasan, Huseyin ve diğer İslam buyuklerinin isimleri tavsiye edilen isimlerdir. Kız isimleri olarak da, Aişe (Ayşe), Fatıma, Zeyneb, Hatice, Cemile, Zehra… gibi isimler guzeldir.

Mahşerde her cocuk, konan ismiyle cağrılacaktır. Şayet cocuğun ismi kotu manaya gelen gayrimuslim ismi ise, mahşer halkı onunde isminden dolayı utanan cocuk,

'Allah beni doğuştan Musluman olarak dunyaya gonderdi, sen neden bana kotu manaya gelen ismi koydun?' diye isim koyandan davacı olacaktır. İsmin manasının boylesine ehemmiyetinden dolayıdır ki, Peygamber'imiz kotu manaya gelen yabancı isimleri iyi manaya gelen Musluman isimleriyle değiştirme ornekleri vermiştir. Mesela (Uzza putun kulu) manasına gelen (abdu'l-uzza)'yı, Allah'ın kulu manasına gelen (Abdullah) ile değiştirmiştir. Ateş parcası manasına gelen (cemre)'yi de guzel kız manasına gelen (cemileyle) ile, Harp ismini de Hasan'la duzeltmiştir. Demek ki, Musluman isminden maksat, mananın kotu olmamasıdır.

Bununla beraber bazen isimlerde mana acık da olmayabiliyor. (Aleyna) gibi. Son zamanlarda cok rastladığımız bu (Aleyna)'nın ne manaya geldiğini pek bilemiyoruz. Cunku, Kur'an'da gecen (aleyna) isim değildir. Sadece yer aldığı cumlenin icinde (uzerimize) manasına gelmektedir:

- (Vema aleyna) bizim uzerimize, (illel'belağ) tebliğden başka bir gorev yoktur, manasına gelebilen (bizim uzerimize)'yi, cumle icindeki yerinden cekip birine isim olarak verdiğinizde, ne manaya geldiğini anlamak zorlaşmaktadır. Belki de Yasin'deki bu (aleyna)'yı isim olarak secenler, (bu cocuk bizim uzerimize Allah'ın bir ihsanıdır) demek istemekteler.

Bir de kızlarımıza verilen Kezban ismi vardır ki, zannederim yanlış anlaşılan isimlerden biri de budur. Kezban'ı hep yalancı manasına anlayanlar, Kur'an'daki (tukezziban) ile karıştırmışlardır. Coğu kimseler Farscadaki (ev hanımı) manasına gelen (Kedban)'dan alınma Kezban'ı, Arapcadaki 'yalanlayan' manasına gelen tukezziban'dan alınma sanarak bu isimden hep urkmuşlerdir.

Bununla baraber iyi bir anlamı olmasına rağmen yanlış anlaşılacak isimler koymamaya dikkat etmenin faydalı olacağını duşunuyoruz. Bu nedenle kız cocukları icin, Buşra, Beyza, Selma, Esma, Ahsen, Rabia, Saliha, Salime, Adile.. gibi kolay seslendirilen, yanlış yazma ve yanlış soyleme ihtimali olmayan tek isimler tercih edilebilir.

Cocuğun isminin guzel olması bir fazilet olsa da ahirette ozel muameleye tabi tutulacağı soylenemez. Cunku ahirette insanın goreceği muamele onun ameline gore olacaktır.

Sozun ozu: Ebeveynler yavrularına karşı ilk gorevlerini yerine getirirken, gayrimuslim kimliğini cağrıştıran yabancı isim koymaktan kacınmalı ki, mahşerde koydukları isimlerle cağrılan cocuklarının şikayetine muhatap olmasınlar. Bu konuda elbette bizim gibi duşunmeyenler de olabilir: "Tercih size aittir, kim neye layıksa onu bulur." demekten başka sozumuz olamaz onlara da. Muddessir Sûresi'ndeki ayetin ikazı hepimiz icin gecerlidir:

-Herkes kendi tercihinin sorumlusudur!

1- Ebu Davud, Edeb 69
2- Muvatta, İsti’zan

İsmin başına "Abdul" getirmeden cocuklarınızı Allah'ın isimleri ile isimlendirmeyiniz.


Once cocuklara İslami isim koymak gerekir. Bu her anne-babanın cocuğuna karşı olan gorevlerinden biridir. Ancak cocuğa İslami olmayan cirkin bir isim konmuş ise bu sonradan değiştirilebilir. İslam'a uygun olmayan isimleri Allah Resulu değiştirmiştir. Bu, sunnettir. Ancak, Peygamber Efendimiz Musluman olanların eski adlarını değiştirmelerini, Musluman olan Arap olmayan insanların da Arapca adlar almalarını emretmemişler verilecek adların manalarının guzel olmasını emir buyurmuşlardır. Bazı adları manaları kotu olduğu icin, bazı cok guzel manaları olan adları da kullanırken olumsuz kullanıldığında kotu manaya geleceği veya sahibi uzerinde kotu tesir bırakacağı icin değiştirmişlerdir.

Hz.Aişe (r.a) validemiz diyorki: "Allah Resulu İslam'a uygun olmayan, cirkin manalı isimleri muhakkak değiştirirdi."

Musluman, cocuğuna anlamsız taş, kaya, toprak gibi isimler veya gayr-i muslimlerin isimlerini vermemelidir. Eğer verdi ise mutlaka değiştirmeli, İslami bir isim koymalı ve bunu cevreye yaymalıdır. Cevresi kendisini o isimle cağırmalıdır.
Peygamberimizin (s.a.v) Değiştirdiği Bazı İsimler

Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir. Biri Cuveyriye, diğeri Zeynep binti Cahş annemizdir. Her ikisinin ilk isimleri "Berre" idi. ayrıca uvey kızının adı da "Berre" iken onu "Zeynep" olarak değiştirmiştir. Berre manası temizleyicidir. Ancak " O kendi nefsini temizler" diyerek kibir ve gurura sebep olmaması icin değiştirmiştir. Zeynep, mucehverler değerli taşlar anlamındadır.
Hazn" (huzunlu, kederli) ismini, "Sehl" (kolaylık, iyilik) ile.
Hz.Omer'in kızının adı da isyancı anlamında "Âsiye" idi, Allah Resulu onu (asi isyan eden sad ile yazıldığında. Ancak sin ile yazılırsa hastabakıcı olur) "Cemile" ile,
Corak arazi olduğu icin, Afira" (otsuz, corak) ismini, ,"Hadıra" (yeşillik, cimen) ile,
Peygamber Efendimiz, Yesar (kolaylık, bolluk), Rebah (menfaat, fayda), Eflah (kurtuluş, kurtuluşa eren), Necih (dileğine kavuşan) adlarının verilmesinide yasaklamıştır. Bu yasak bu isimlerin kotu hitaplara maruz kalmaması icindir.
Şihab'ı (Şahap, alev, ateş parcası) Hişam ile,
Asram, Âsi, Aziz, Atele (şiddet, sertlik), Şeytan, Hakem, GurÂb (karga) HabbÂb, isimlerini değiştirdi.
Harb'i (savaş) Silm (barış) ile,
Muzdaci'ı (yatan) Munbais (kalkan) ile,
Peygamberimiz, bir yılan ismi olduğu icin "Hubab" ismini, ateşten bir yalının ismi olduğu icin, "Şihab" ismini, Allah'a mahsus olduğu icin "Aziz" ismini değiştirmiştir.
Allah Resulu (s.a.v) Buyuruyor
Siz kıyamet gunu isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle cağrılacaksınız, oyle ise isimlerinizi guzel koyunuz.
Peygamberlerin isimleriyle isimlenin. Allah'ın cok sevdiği isimler Abdullah, AbdurrÂhman'dır. İsimlerin guzeli de HÂris ve HemmÂm isimleridir. En cirkinleri de Harb ve Murre isimleridir.
Kıyamet gunu, Allah'ın en ziyade kızacağı en kotu kimse, adı Meliku'l-emlÂk (ŞehinşÃ‚h) olan kimsedir. Allah'tan başka MÂlik yoktur.
İsmimi isim olarak koyun, fakat kunyemi kendinize kunye yapmayın!
Kim benim ismimi almışsa, kunyem ile kunyelenmesin. Kim de kunyem ile kunyelenmişse, ismimle isimlenmesin.
Kaynak:
1) Buyuk Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN
2) Ansiklopedik Cocuk İsimleri ve Hastalıkları, Ahmet Eğilmez, İpek Yayın
3) Kutub-i Sitte



İSLAMİ COCUK İSİMLERİ ve ANLAMLARI


KIZ COCUK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
A

ACANGUL: Acılan gul ciceği

ACELYA: Fundagillerden cok renkli cicekler acan bitki

AFET: Ortalığı birbirine katacak kadar guzel kadın

AFİFE : Namuslu, namusuna cok duşkun olan

AFİTAP : 1.Guneş. 2. Cok guzel, parlak yuzlu kadın

AHENK: Uyum

AHSEN: Cok guzel, olağanustu guzel

AHU: Ceylan, karaca 2.Cok guzel,ince,zarif kadın.

AHUCAN: Cok guzel dost.

AHUEDA:Nazlı guzel.

AHUELA:Cok guzel gozlu.

AHUGUL: Cok guzel.

AHUNAZ: Nazlı guzel,nazenin.

AHUNİSA:Cok guzel kadın.

AHUNUR:Goz kamaştıran guzelliğe sahip olan.

AJDA:Filiz,surgun. Cok genc.

AJLAN: Hızlı, cabuk, telaşlı

AKASYA: Guzel kokulu bir sus bitkisi

AKEL: Eli uğurlu anlamında

AKGUN: Parlak gun, uğurlu gun, ışıklı gun

AKSEV:Aydınlığı sev,ışık sac

AKSU: Anadolu'da değişik boylarda bir cok akarsuyun adı

AKŞIN: Beyaz tenli kadın

AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan

ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş

ALAGUL:Cok renkli gul.

ALCİCEK:Kırmızı cicek.

ALCİN: Kızıl renkli kucuk bir kuş

ALEDA: Nazlı, kaprisli

ALEV: Yanan cisimlerin goruntusunu tarif etmek icin kullanılan bir kelime

ALEYNA: Bizim uzerimize olsun

ALGIN: Birine gonul vermiş, vurgun, tutkun

ALGUL:Kırmızı gul. Gul kırmızısı

ALIM: Gozu gonlu ceken nitelik, cekicilik, gonul celen guzellik, albeni

ALTIN: Yuksek değerli bir maden

AMİNE:Yureğinde korku olmayan.

ANDAC: Anılar, hatıralar

ANIL: Başkaları tarafından sozun edilsin

ANKA: Kaf Dağı'nda bulunduğu soylenen masal kuşu

ARIN: Arı, katışıksız, temiz, kirden uzak

ARKIN: Yavaş, ağır, sakin

ARMAĞAN: Hediye, odul

ARMİNA: Emine, korkusuz, yurekli

ARNİSA: Cok namuslu kadın

ARSU: Su kadar berrak

ARYA: Operada sanatcının orkestra eşliğinde soylediği uzun şarkı

ARZU: Herhangi bir şey icin duyulan aşırı istek

ARZUCAN:Candan isteyen.

ARZUGUL:İstenilen,beğenilen gul.

ARZUM:İsteğim,dileğim,hevesim.

ARZUNAZ:Naz yapan,nazenin.

ASENA: Dişi kurt, guzel kız

ASLI:Temelli,koklu. Bir şeyin benzeri.

ASLICAN:Ozu can gibi sevgili

ASLIHAN:Han soyundan gelen.

ASLINAZ:Nazlı olması gecmişinden gelen.

ASLINUR:Nur sacan bir gecmişi olan.

ASU: Azgın, huysuz,isyan eden. Afacan.

ASUDE: Rahat, huzur icinde olan

ASUELA: Ela gozlu yaramaz

ASUMAN: Gokyuzu

ASYA: Dunyanın en buyuk kıtası

AŞINA:Bildik,tanıdık.

AŞKIM:Sevdiğim,sevgilim.

AŞKIN: Aşmış, ileri

AYBEN: Ben ayım anlamında

AYBENİZ:Ay gibi parlak tenli,ay benizli.

AYBİKE: Ay gibi guzel kız

AYBİRGEN: Ay veren

AYCAN:Ay gibi sevilen,aydınlık can.

AYCA: Yay bicimindeki ay,Hilal.

AYCAĞ:Ay gibi parlak cağ.

AYCAN:Ay gibi aydınlık kişi.

AYCİCEK: Gun cicek

AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki

AYDAN: Guzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve guzel

AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz

AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında

AYEVİ: Ay cevresinde oluşan ışık cemberi

AYGEN: Gonul arkadaşı

AYGONUL:Guzel gonullu.

AYGUN: Hem ay, hem gun

AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal

AYKIZ: Ay+Kız

AYKUT: Kutlu ay, uğurlu ay

AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık cemberi

AYLAN:Ay gibi guzel değerlere sahip olan.

AYLİN: AYLA ile aynı anlamdadır

AYNUR:Ay ışığı

AYPERİ:Ay ve peri gibi cok guzel.

AYSAR: Ayın evrelerine gore huyu değişen kimse

AYSEL:Ay gibi olan guzelliğiyle nam salmış olan

AYSEMA:Ay gibi parıldayan yuz.

AYSEREN:Guzelliğini gozler onune seren.

AYSIN: Sen aysın, ay kadar guzelsin

AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.

AYSUN:Ay gibi ışıltılı ve guzel.

AYŞE: Rahat ve huzur icinde yaşayan

AYŞEGUL:Guller icinde mutlu yaşayan.

AYŞEN:Neşeli,gulen,aydınlık.

AYŞENUR: Ayşe+Nur

AYŞIL: Ay ışığı

AYŞİM,AYŞİN:Parlak ışık sacan.

AYTEN:Guzel bir tene sahip olan.

AYTU:Aya benzeyen tuğlu.

AZİZE:Saygın,sevgili,kutsal.

AZRA: Ustunde hic yurunmemiş kum; Yeni yetme kız


B

BADE: Aşk, kutsal sevgi

BAHA: Değerli, kıymeti cok

BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Guzellik,genclik cağı.

BAHARGUL:Bahar gulu.

BALA: Yavru cocuk

BALCA: Bal gibi, bala benzer

BALIN: Yar, sevgili

BALKIN: Pırıldayan, parlak

BALKIZ: Bal kadar tatlı kız

BANU: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.

BANUHAN:Hatun hukumdar.

BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı

BEDİZ: Resim, tasvir, sus, bezek

BEGUM: Hanım; Kadın hukumdar.

BEHİN: İyinin iyisi

BEHİYE:Guzel.

BELDE: Memleket, şehir, kasaba

BELEMİR: Peygamber ciceği olarak biliniyor. Actığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli cicek anlamında

BELEN: Bel, gecit; İki dağ arasından gecen yol

BELFU: Kar tanesi

BELGİ: İşaret

BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen

BELGUN:Aydınlık gun.

BELİN:Korku ile şaşkın şakın bakmak.

BELİZ: İşaret, iz; alamet

BELKIS:Efsaneye gore Hz. Suleyman zamanındaki Saba melikesinin adı.

BELMA:Uysal,sakin.

BELUR:Billur,billurdan olan.

BENAN: Parmak ucları

BENAY: Ben ayım, ay gibiyim

BENEK: Namuslu kadın

BENGİ,BENGU: Olumsuz, sonsuz

BENGİSU: Olumsuzluk suyu

BENGUL:Gul gibi.

BENİZ: Yuz

BENNUR:Işık sacan.

BERGUZAR: Anılmak icin verilen şey, andac

BERİA: Olgunluk ve guzelliğiyle ustun olan sevgili

BERİL: Zumrut

BERİN,BERRİN: En yuksek, en ulu anlamında

BERKE: Zerdali, kayısı. Kamcı, değnek

BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genc, korpe, delikanlı

BERRAK: Duru

BERRAN: Keskin, kesici

BESİME:Sevimli,guler yuzlu.

BESİSU: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su

BESTE: Bir muzik parcasını oluşturan ezgilerin tumu

BESTEGUL:Gul kadar guzel ve duygulu.

BESTENİGAR: Turk muziğinde bileşik bir makam

BETUL,BETİL: Erkeklerden cekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri

BEYZA: Cok beyaz, lekesiz

BİGE:Evlenmemiş,cocuk doğurmamış olan. Sultan.

BİHTER: Daha iyi, en iyi

BİKE: Evlenmemiş, cocuğu olmamış kadın

BİLCAN:Bilgili dost.

BİLGE: Cok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi

BİLGET: Havadis, malumat

BİLGUN: Bil+Gun

BİLHAN: Cok bilgili

BİLLUR: Pek duru, puruzsuz

BİLNAZ:Cok naz eden.

BİLNUR:Bilge kişi.

BİNAY:Oylesine guzel ki bin ay eder.

BİNGUL: Gulu bol; Gul bahcesi

BİNNAZ: Cok nazlı,cilveli,kaprisli.

BİNNUR:Cok ışıklı, ışığı gur

BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz

BİRBET: Yuzu benzersiz

BİRGEN: Yalnız, yalnızlığa alışkın

BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz

BİRGUL: Tek ve guzel bir gul.

BİRSEN: Yalnız sen

BİRSU:"Bir icim su" denilebilecek kadar guzel olan.

BUKET: Cicek demeti

BURCU: Guzel koku, ıtır

BURCAK: Bir bitki

BURCİN: Dişi geyik

BUSE: Opucuk

BUGE:Bent,su benti.

BUKUM: Bukme eylemi

BUŞRA: Mujde, sevincli haber


C

CAHİDE:Calışıp cabalayan.

CANAN: Gonulden sevilmiş, yar.

CANAY:Ay gibi temiz.

CANDAN: İcten, gonulden

CANDAŞ: Candan, değerli dost

CANEDA: İcten, sevimli kişi

CANEL:İcten,candan uzatılan dostluk eli.

CANFEZA: Muzikte bileşik bir makam

CANKIZ: Sevilen, sevimli, şirin kız

CANKUT: Sevimli, cana yakın

CANSEL:Hayat veren su.

CANSIN:İcten,gonuldensin.

CANSU: Can suyu. Hayat veren su.

CAVİDAN:Surekli,kalıcı olan,sonsuz.

CELİLE:Buyuk,ulu.

CEMİLE:Hatır hoşluğu icin yapılan hareket.

CEMRE: Ateş parcası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yukselişi

CENNET:Cok guzel yer. İyilik yapanların,gunahsızların oldukten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer.

CEREN: Cok hızlı koşan, gozlerinin guzelliğiyle unlu, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan

CEVHER:Bir şeyin ozu. Guc,enerji.

CEVZA: İkizler burcunun eski adı

CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve guzel

CEYLAN: Suzgun ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gozlerinin guzelliğiyle unlu zarif,ince bacaklı memeli.

CİHANBANU: Dunya hukumdarı.

CİHANNUR:Alemi aydınlatan nurlu ışık.



C

CAĞ: Belirli bir ozellik goz onunde bulundurularak ele alınan zaman dilimi

CAĞLA Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali

CAĞRI: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli goz.

CIĞLIK: İnce ve keskin bağırış.

CİCEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bolumu

CİĞDEM: Akdeniz cevresinde yetişen cok renkli kır bitkisi

CİLEN:Hafif yağan yağmur,cisenti.

CİLER: Şarkılar soyleyen, şakıyan

CİSİL: İnce ince yağan yağmur



D

DAMLA:Cok kucuk miktarda su. Cok az.

DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının cok kucuk yuvarlak bicimli parcası

DEFNE: Yaprakları guzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki

DEMET: Cicek bağlamı, deste

DEMRE: Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer

DENİZ: Yeryuzunun coğunu orten engin su

DEREN: Toplayan, duzenleyen, pekiştiren

DERİN: Sığ olmayan

DERYA: Buyuk deniz anlamında

DERYANUR:Bilgisiyle ışık sacan.

DESEN: Cicek, cizgi gibi sus şekilleri

DESTE:Bağlam,demet.

DESTEGUL: Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek. Bağlanmış gul demeti.

DEVİN: Hareket, kımıldanış

DEVİNSU:Suyun ritmik hareketleri. Akarsu.

DEVRİM: Yerleşik toplumsal duzenini , koklu, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme.

DEVRİN:Bir kişi veya olayın gundemde olduğu tarih donemi.

DİCLE: Bir nehir adı. Ulu ırmak.

DİDAR:Guzel yuz. Gorme.

DİDE: Goz, goz bebeği

DİDEM: Gozum gibi sevdiğim, sevgilim

DİLA:Gonlumu calan.

DİLAN:Gonullerce olan,yurekler dolusu.

DİLARA: Gonul alan, gonul okşayan.

DİLAY: Gonle ışık sacan, ay kadar guzel

DİLBER:Gonlu yakan guzel. Alımlı guzel kadın.

DİLDAR: Gonlu baskı altında tutan sevgili

DİLDE: Unu her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse

DİLEK: İstek, rica,arzu.

DİLEM: Gonul ilacı

DİLER: Dilemek eyleminden

DİLHAN: İcten ve yurekten konuşan

DİLNİŞİN: Gonulde yer tutan,hoş,guzel

DİLRUBA: Gonlu şen,dertsiz

DİLSEREN:Hatiplik yeteneğini gozler onune seren.

DİLSU: Dil+Su

DİLŞAH: Gonul şahı,sevgili,sultan.

DOĞA: Yaradılış ve yapı ozelliklerinin tumu; Tabiat

DOĞANGUN: Doğmakta olan gun

DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali

DOĞU: Guneşin doğduğu ana yon

DOLUNAY:Ayın tam yuvarlak olduğu an

DORA: Doruk, zirve

DURUGUL:Gul gibi temiz olan.

DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin ic dunyasında uyandırdığı izlenim

DUYGUN: Duygulu,hassas,hisli kişi.

DUYGUNİSA: Duygulu,hassas kadın.

DUŞUM: Hayalimdeki, duşlediğim, istediğim anlamında


E

EBRU:1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı

ECE: Kralice. Guzel kız,kadın.

ECEGUN: Cok guzel bir gunde doğan

ECEM: Kralicem, sevgili kralice anlamında

ECENAZ:Nazlı guzel.

ECESU:Su gibi berrak ve guzel.

ECMEL: Cok guzel

EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,odeme. (Namaz icin)kılma,yerine getirme. Uslup.

EFİL:Ruzgar,dalgalanma.

EFSUN: Buyu, sihir

EGE: Turkiye'nin batısında yer alan deniz

ELANAZ:Ela gozlu,nazlı guzel.

ELANUR:Ela gozleriyle nur sacan.

ELCİN: Deste, tutam

ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.

ELİFE:Tutku,istek,alışılan şey.

ELİZ:El izi.

ELVAN: Renkler,ceşitler.

EMEL:Arzu,ozlem.

EMET: Bereket, bolluk

EMİNE: İnanılır,guvenilir.

ENER: Dağ eteği

EREM: Cennet

ERENDİZ: Jupiter gezegeninin adı

ERCİL: Doğru,inanılır,guvenilir kişi.

ERDA: Beyaz karınca.

ERKE: Enerji, iş başarma gucu; Nazlı

ERNA: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili.

ESEN: Sağlıklı, salim

ESENGUL: Ruzgar gibi esen,Gul gibi guzel kokan.

ESER: Emek sonucu ortaya cıkan urun, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parca

ESİM: Ruzgar gibi olan.

ESİN: Sabah ruzgarı

ESMA: İsimler,adlar. Cok yuksek olan.

ESMACAN: Adı can olan.

ESMAGUL: Adı gul.

ESMANUR: Adı nur.

ESNA: Yuksek, yuce. Bir işin yapıldığı an.

ESRA: En cabuk, cok cabuk

EŞAY: Ayin guzelliğiyle eşdeğer guzelliğe sahip olan.

EŞLEM: Selametli, guvenilir

EVA: Havva. Yaratılan ilk kadın.

EVİN: Bir şeyin icindeki oz; Buğday tanesinin olgunlaşmış ici, ozu

EYLUL: Sonbaharda bir ay adı

EZGİ: Melodi, şarkı, turku

EZGİN: Sesi duzenli gelen. Paraca durumu bozuk olan. Cok sıkıntı cekmiş.


F

FATMA: Cocuğunu sutten kesen kadın.

FATMAGUL: Gul gibi guzel yeni anne olmuş kadın .

FAZİLET: Erdemli, iyi ahlaklı

FERAH: Aydınlık, ic acıcı

FERAHGUL: Guzelliğiyle neşe sacan.

FERAHNUR: İnsanın gonlunu ışık sacarak aydınlatan

FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı sacması.

FERCAN: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir ictenliğe sahip olan

FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet

FERDACAN: İctenliğini hic kaybetmeyecek olan.

FERHAN: Sevincli, gonlu hoş

FERİ: Koke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.

FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Cok değerli inci.

FERİS: Şık,zarif.

FERİSU: Temizliği ve berraklığıyla ışık sacan.

FERNUR: Aydınlık,ışık.

FERSUDE: Eskimiş,yıpranmış,orselenmiş.

FERZİN: Kralice

FEYZA: Bolluk, cokluk, bereket. Taşkın.

FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay

FİDAN: Yeni yetişen ağac

FİGEN: Yaralayan, kıran

FİLİZ: Tohumdan cıkan surgun. İnce ve guzel vucutlu.

FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahceleri.

FİRUZE: Acık mavi renkte, değerli bir sus taşı

FULYA: Nergisgillerden guzel kokulu sarı bir cicek

FUNDA: Calı ormanı, calılık; Puskul, tepelik

FURUZAN: Parlayan, parlak

FUSUN: Buyu


G

GAMZE: Goz kırpma, gozle işaret; Nazlı bakma; Gulerken bazı kişilerde yanaklarda beliren cukur

GAYE: Amac, erek

GAZAL: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Guzel soz (mecazi)

GAZEL: Konusu daha cok sevgi ve icki olan, manzume; Tek kişinin ozel ahenkte okuduğu muzik parcası; Sonbahar vaktinde duşen yapraklar

GECE: Gun batımından ağarmasına kadar gecen sure

GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir cicek

GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal bicimindeki ay

GERCEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan

GİZEM: Sır; Aklın erişemediği cozulemeyen şey

GONCA: Tam acılmamış cicek

GONCAGUL: Gul goncası.

GOK: Yerin goz ile gorulebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin ici gibi gozuken sonsuz boşluk; Mavi renk

GOKAY: Hem gok, hem ay; Guzel ay

GOKBEN: Ben gokyuzu anlamında

GOKCE: Gok mavisi, mavi gozlu guzel

GOKCENAZ: Nazlı mavi.

GOKSU: Turkiye'nin ceşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı

GOKYEL: Kuzeydoğudan esen ruzgar, poyraz

GONEN: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması

GONUL: İstek, arzu, sevgi.

GONULGUL: Gul gibi zarif bir gonlu olan.

GORKE: Heybetli

GORKEM: Goz alıcı ve gosterişli olma durumu,ihtişam.

GOZDE: Cok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Cok guzel.

GOZDEM: Beğendiğim,sevdiğim,saydığım,bitanem.

GOZDENAZ: Nazlı guzel.

GOZDENUR: İnsanlara vermiş olduğu ic huzurla herkesin beğenisini kazanan.

GOZEN: İlgi cekici, samimi; Sulak yer; Pınar

GUHER: Cevher

GUL: Gulgillerin orneği olan bitki ve bunun ciceğine verilen ad; Gulmek eyleminden gul

GULAL: Gulun kırmızısı gibi guzel.

GULAY: Gul gibi guzel, ay gibi aydınlık olan.

GULBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi

GULBEN: Gul yuzlu,gul gibi beni olan.

GULBİN: Gul fidanı, gul yetişen yer.

GULCAN: Gul gibi guzel kişi.

GULCE: Gul gibi.

GULCİCEK: Her yonuyle guzel olan.

GULCİN: Gul toplayan, gul seven.

GULDEN: Gule ilişkin, gulden yapılmış. Gul soluklu.

GULEDA: Gul gibi guzel ve nazlı.

GULEN: Gulec yuzlu, mutlu anlamında

GULENAY: Gulec ay, gulumseyen ay; Ay gibi gulumseyen guzel

GULFEM: Ağzı gul gibi olan

GULFER: Zarifliği ve guzelliğiyle goz kamaştıran.

GULGEN: Guler yuzlu

GULGUN: Gul renkli; Gulen, gulumseyen

GULHAN: Gul kadar cok sevilen, han, hakan

GULİN: Guzel,zarif.

GULİNAZ: Nazlı,guzel.

GULİSTAN: Gul bahcesi

GULİZ: Gul yetiştiren

GULİZAR: Al yanaklı, gul yanaklı; Alaturka muzikte bir bileşik bir makam

GULNİHAL: Gul fidanı.

GULNİSA: Gul gibi kadınlar anlamında

GULNUR: Işık sacan guzellik.

GULPERİ: Gizemli gul, saklı gul.

GULRİZ: Gul sacan

GULRU: Gul yuzlu, gul yanaklı

GULSANEM: Cok guzel kadın.

GULSELİ(N): Coşkulu bir guzelliğe sahip olan.

GULSU: Gul ve su gibi guzel

GULSUN: Yaşam boyu yuzu gulsun anlamında

GULŞAH: Gul dalı; Guzelliğiyle un salmış olan

GULŞEN: Gul bahcesi

GULTEN: Gul tenli, vucudu gul gibi

GULUM: Bana ait olan gul. Canım.

GULUMSE: Tebessum et

GUN: 24 saatlik zaman dilimi; Guneşin yeryuzune gonderdiği ışık; Guneş, yaşam

GUNAL: Işık al, ışıklı ol

GUNAY: Hem gun, hem ay

GUNCİCEK: Ay cicek

GUNDUZ: Gunun aydınlık bolumu

GUNEŞ: Cevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren buyuk gok cismi

GUNEY: Her zaman guneş goren, guneşli yer; Bir yon

GUNHAN: Oğuzhan'ın altı oğlundan biri

GUNNAZ: Nazlı kişi.

GUNNUR: Guneş gibi ışık sacan.

GURAY: Bol ışıklı ay, guclu ay

GURDAL: Guclu dal, sık dal

GUVEN: Guvenmekten, yurekli ol anlamında

GUZ: Sonbahar

GUZAY: Guneş olmayan yer; Kuzey; Guz ve ay

GUZEL: Hoşa giden,hayranlık uyandıran

GUZİN: Secilmiş, seckin. Beğenilen.

GUZUN: Guz mevsiminde olan



H

HABİBE: Sevgili,seven dost.

HALE: Ayın cevresindeki ışık halkası.

HALENUR: Kutsal ışık

HANDAN: Gulec, sevincli,şen şakrak.

HANDE: Guluş,gulme. Acılma. Eğlenme.

HANİFE: Allah'ın birliğine inanan; Hz. Muhammed zamanından once tek tanrıya inanan

HARİKA: Sıradanlığın ustundeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

HASİBE: Değerli,soyca temiz,soylu.

HASLET: Doğuştan gelen guzel huy

HAVVA: Yaratılan ilk kadın.

HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, goruntu

HAYAT: Omur, yaşam

HAZAL: Kuruyup dokulen ağac yapraklarının guzelliği

HAZAN: Sonbahar

HAZAR: Barış

HENNA: Kına ağacı.

HERA: Mitolojide analığın yuceliğini temsil eden tanrıca

HESNA: Guzel,hanımefendi kadın.

HEVES: Bir şeye duyulan istek

HEVİN: Aşk, sevda

HELİN: Yuva

HİCRAN: Ayrılık,bir yerden ayrılmak. Ayrılığın sebep olduğu dayanılmaz acı.

HİLÂL: Ayın yay bicimindeki gorunuşu,yeni ay,ayca.

HİLDE: Kurtulmak, yukselmek, ilerlemek

HOŞSEDA: Hoşa giden ses

HULYA: İnsanın kurduğu tatlı duş; Sevda

HUMA: Efsanelerde gecen, yere konmayıp surekli gokte kaldığına inanılan cennet kuşu

HUMEYRA: Kızıllık, pembelik

HUNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık

HURREM: Sevincli, guler yuzlu

HUSNA: Pek cok guzel

HUSUN: Guzellik


I

IĞIL: Cok yavaş akan su

ILGAZ: Atın dort nala koşması. Hucum,akın.

ILGIM: Serap

ILGIN: Beyaz ya da pembe, cicekli, cok hafif yapraklı bir ağaccık (genellikle kucuk akarsu kıyılarında bulunur)

ILGIT: Esinti ve akış icin kullanılan yavaş yavaş anlamında

ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık

IRMAK: Akarsuların en buyuğu

IŞIK: Cisimleri gormeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur.

IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık

IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay

IŞILTI: Parıltı,titrek ışık.

IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık cizgisi

IŞINBIKE: Aydınlık sacan kadın.

ITIR: Guzel koku; El ve yuze surulen cicek ozu, esans


İ


İCLAL: Ağırlama,ikram. Buyukluk,ululuk.

İDİL: Kır yaşamı icinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Turkler'in verdiği ad

İDİLSU: Su icin yazılmış şarkı.

İLAYDA: Su perisi

İLBUKE: İlbey hanımı, seckin hanım

İLCAN: Ulkenin canı,sevdiği.

İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim

İLGİN: Yabancı,gurbette yaşayan.

İLGUN: Ulke guneşi. Başkaları,yabancılar.

İLKAY: Ayın ilk hali.

İLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi

İLKCAN: İlk doğan cocuklara verilen ad.

İLKE: Temel alınan duşunce, kural

İLKGUZ: Eylul ayı

İLKİM: İlk cocuğum anlamında

İLKİN: İlk cocuklar icin kullanılan adlardan. Once,oncelikle.

İLKNUR: İlk ışık

İLKYAZ: İlkbahar

İLMA: Parlatma. Belirleme,işaret etme.

İLSEL: İlle ilişkili, yurtla ilişkili

İLSU: Ulkenin suyu,bereketi.

İLTER: Yurdu koruyan, yurtsever.

İMER: Zengin,varlıklı.

İMGE: Duş, hayal, goruntu, tasarım

İMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında

İMREN: İmrenmek fiilinden, gorunen şeyi edinme isteği.

İNANC: İnanılan şey

İNCİ: Suslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde

İNCİLAY: Parlama,ışıldama

İNCİNUR: İnci gibi ışıklı,parlak.

İPAR: Yuksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen cicek

İPEK: İpekboceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar,zarif.

İREM: Bahceleriyle unlu masal kenti

İREN: Ozgur, serbest

İRİS: Mitolojide Tanrıların elcisi

İSMİHAN: Hukumdar ismi

İYEM: Guzellik,iyilik.

İZEL: El izi anlamında

İZEM: Buyukluk, ululuk

İZGİ: Guzel, adaletli, zeki

İZLEM: İzlemek eylemi

İZİM: Onceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında


J

JALE: Ciğ, kırağı. Sabahları otların uzerinde olan su damlaları

JALENUR: Parlayan,ışıldayan ciğ.

JANSET : Guneşin Doğuşu (Cerkez ismi)

JANSELİ : Guneşin Doğduğu Yer (Cerkez İsmi)

JASMİN: Yasemin

JEYAN: Kızan, kukreyen

JİNSAL: Cağ, yaş, donem

JULİDE: Dağınık,karmakarışık.


K

KADER: Alınyazısı,yazgı. Talih.

KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar

KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz cicekler acan bir sus bitkisi.

KAMER: 1. ay; Mecazi parlak ve guzel anlamında

KAMİLE: Tam,eksiksiz. Kemale ermiş. Bilgin,bilgili.

KAMURAN: İstediğine ulaşmış,mutlu.

KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bolgelerinde yaşayan kısa ve catallı boynuzlu bir memeli hayvan

KARANFİL: Kokulu bir cicek.

KARDELEN: Kar kalkmadan cicek acan sus bitkisi

KARMEN: Parlak kırmızı.

KAYRA: Yuksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lutuf

KERİME: Comert. Ulu,buyuk. Kız cocuk.

KEVSER: Cennette bulunduğuna inanılan su.

KIVANC: Sevinc

KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıcrayan kucuk ateş parcası

KIZILTAN: Kızıl renk almış tan

KOSEM: Surunun onunden giden,yol gosteren koc. Cildi temiz,puruzsuz.

KUĞU: Beyaz tuylu bir su kuşu

KUMRU: Sevgilisine duşkunluğuyle bilinen guvercin benzeri bir kuş

KUMSAL: Kumla ortulu deniz kıyısı

KUTAY: Kutlu,uğurlu ay

KUTSAL: Guclu bir dinsel saygı uyandıran kimse

KUZEY: Bir yon

KUBRA: Buyuk, ulu; Buyuk onerme


L

LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan

LALE: Can biciminde bir cicek

LALEHAN: Lalelerin sultanı.

LALEZAR: Lale yetiştirilen yer,lale bahcesi.

LAMİA: Parlayan, parlak.

LATİFE: Yumuşak,hoş,guzel,nazik. Gulduren guzel soz,şaka.

LEMA: Parıltı,parlayış.

LEMAN: Parlama,parıltı.

LEMİS: Dokunma,elleme.

LERZAN: Titreyen,titrek

LEYAN: Parlayan,parlayıcı. Konfor. Luks hayat.

LEYLA: Sacları gece gibi simsiyah olan kadın; Cok karanlık gecede gorulen ışık.

LEYLİFER: Gece ışığı

LİLA: Acık eflatun

LİNET: Surgun.


M

MAHİRE: Hunerli,becerikli.

MAHPERİ: Guzeller guzeli.

MAİDE: Uzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet

MANOLYA: Bir sus bitkisi

MARAL: Dişi geyik

MAVİSU: Deniz

MAYIS: Bir bahar ayı

MEBRUKE: Kutlu kadın ("mubarek kelimesinin dişisi")

MEDİHA: Ovulen,beğenilen,sevilen kadın.

MEHİR: Ay parcası

MEHPARE: Ay parcası gibi guzel.

MEHTAP: Ay ışığı,dolunay.

MEHVEŞ: Ay gibi guzel kadın

MELDA: İnce ve taze bedenli

MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek guzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)

MELİHA: Guzel,şirin,sevimli.

MELİKE: Kadın hukumdar,padişah eşi.

MELİS: Bal, bal arısı

MELİSA: Oğul otu

MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel

MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir cicek

MERAL: Dişi geyik,ceylan.

MERCAN: deniz dibine ağac gibi kok salarak buyuyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı turu

MERİC: Bulgaristan'dan cıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Turk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dokulen ırmak

MERİH: Mars gezegeni

MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı

MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı

MERZE: Mercan.

MEYYAL: Meyleden,aşırı istekli. Fazlaca eğilen. Eğik.

MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler.

MİHRİBAN: Dost,sevgili,yarendeş. İyi yurekli,guler yuzlu.

MİHRİCAN: Dost,sevgili. Sonbahar.

MİHRİGUL: Guler yuzlu,dost,sevecen,guzel.

MİHRİNAZ: Cok nazlı.

MİHRİNUR: Gulduğunde ışıklar sacan.

MİMOZA: Bir sus bitkisi

MİNA: Mine. Liman. Şişe,cam,billur. Şarap şişesi.

MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler uzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırca

MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan

MİRCAN: Guneş gibi aydınlık.

MUGE: İnci ciceği

MUJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış

MUJGAN: Kirpikler.





N

NADİDE: Az bulunur,gorulmemiş. Cok değerli,eşsiz.

NADİRE: Az bulunan.

NAĞME: Guzel uyumlu ses, ezgi; Birinin yalandan ve nazlanarak soylediği soz

NAHİDE: Venus gezegeni. Ergenlik cağında genc kız.

NARİN: İnce, ince yapılı, kibar

NAŞİDE: Şair,şiir okuyan ve yazan.

NAZ: İsteksiz gibi gorunen, cekingen davranış

NAZAN: Cilve yapan,nazlanan,nazenin.

NAZER: Nazar

NAZGUL: Gul kadar guzel olan,nazlı.

NAZLI(M): Naz yapan; İşveli(m), edalı(m)

NAZLIHAN: Naz yapan han anlamında

NECLA: Evlat,cocuk. Soylu.

NEFİSE: Cok guzel,değerli.

NEHAR: Gunduz anlamındadır

NEHİR: Akarsu, ırmak

NEHİRE: Gereğinden fazla.

NERGİS: Bir sus bitkisi

NERMİN: Yumuşak,narin,ince.

NESLİ: Soylu.

NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hukmeden.

NESLİŞAH: Şah soyundan

NESRİN: Yaban gulu

NEŞE(M): Gonul acıklığı(m), sevinc(im)

NEŞVE: Keyif,neşe.

NEVA: Ses, ahenk; Guc, zenginlik, servet; Nasip; Turk muziğinde bir makam

NEVAL: Talih,kader,kısmet.

NEVADE: Torun anlamında

NEVBAHAR: İlkbahar, ilkyaz

NEVESER: Turk Muziğinde Dede Efendi'nin bulduğu bileşik bir makam

NEVGECE: Yeni yeni oluşan gece

NEVGUL: Yeni acmış gul

NEVİD: Yeni, yepyeni

NEVRA: Beyaz cicek. Işıklı olma,parlaklık.

NEVRES: Yeni yetişen.

NEYİR: Işıklı, aydınlık, parlak

NİGAR: Resim kadar guzel sevgili; Nakış; Resim

NİHAL: İnce ve duzgun vucutlu sevgili. Fidan,taze surgun.

NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır

NİL: Civit. Mısır'da bir nehir

NİLAY: Işıklı mavi,ışıklı lacivert.

NİLGUN: Lacivert renkli, civit renginde

NİLUFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun omurlu su bitkisi

NİRAN: Nurlar,aydınlıklar,ışıklar. Ateşler. Cehennem.

NİSA: Kadın,kadınlar.

NİSAN: Gelin ciceği; İlkbaharın ilk ayı

NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık

NURAN: Nurlu,ışıklı.

NURAY: Işık sacan.

NURCAN: Aydınlık insan.

NURFER: Işık veren,aydınlatan,ferahlatan.

NURGUL: Nur+Gul

NURGUN: Nur+Gun

NURPERİ: Bir peri kadar goz kamaştırıcı guzelliğe sahip olan.

NURSAL: Işıksal ışıkla ilgili

NURSAY: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında

NURSELİ: Işık seli (yağmuru) anlamında

NURSEZA: Nura layık, ışığa, aydınlığa layık anlamında

NURTEN: Işık gibi duru tenli anlamında

NUTİYE:Gokyuzundeki en parlak yıldız

NUKET: Nukte, zarif, guzel sozler

NUKHET: Guzel koku

NUKTE: İnce anlamlı, duşundurucu şaka soz




O


OKSAL: Ok at; Oka ilişkin

OKŞAN: Sevil,şefkat gor.

OLCA: Ganimet,bolluk.

OLCAY: Mutlu, ongun; Rastlantıları duzenlediği ve boylece de insanlara iyi ya da kotu durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih

OLGAC: Bilgi ve gorgude olgunlaşan

OMAY: Gozde,sevilen,beğenilen.

ONGU: Sağlık,mutluluk.

ONGUL: On ayak olmak; İlk gul

ORKİDE: Salepgillerden guzel cicekli birtakım bitki turlerinin ortak adı

OYA: Bir nesneye oyularak yapılan sus; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel

OYLUM: Hacim, dirim; İci oyulmuş, cukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, uc boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı


O

ODUL: Armağan

OĞUN: Kendini yucelt. Zaman. Kez,defa.

OĞUT: Tavsiye.

OMUR: Yaşama suresi,hayat.

ONAY: Yeni cıkmış ay

ONGUL: Direnen,inatcı. Kılavuz. Oncu,teşvik eden.

ORGUN: Turlu ve duzenli parcalardan oluşan

OVGU: Ovme, ovmek icin soylenen soz

OVGUN: Ovulmuş, ovulen kişi

OVUNC: Ovunmeye yol acan ya da hak kazandıran şey, kıvanc, sevinc, ovunc,

OYKU: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay

OZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gercek ben anlamında

OZDE: Kişinin kendi icinde, ozunde, canda olan

OZDEN: Ozle, oz varlıkla, gercekle ilgili

OZEN: Buyuk hassasiyet gostermek

OZGE: Yabancı. İyi,guzel. Cana yakın,şakacı. Yurekli,gozu pek

OZGEN: Başına buyruk. Rahat. Ozu geniş. Kuzu kulağı otunun filizi

OZGUL: Gercek gul, benim gulum anlamında

OZGUR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hur

OZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi gorme, kavuşma isteği; Hasret

OZLEN: Gorme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni ozlesinler

OZNİL: Nil gibi verimli.

OZNUR: Ozu ışıklı,aydınlık.

OZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su

OZUN: Şiir. Hak edilmiş un.

OZTEN: Guzel tenli.





P

PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla

PAPATYA: Baharda cicek acan bir kır bitkisi

PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık sac; Başarılı ol, unun sanın artsın; Guzel ol, guzel gorunuşlu ol

PELİN: Acı ve guzel kokulu bir bitki

PELİNSU: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında

PERCEM: Kahkul

PERİ: Cisimleri cok latif ve gorunmez olan hoş yaratık; Guzel insan, guzel kimse

PERRAN: Ucan, ucucu

PERVİN: Ulker yıldızı

PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları

PEYDA: Belli, acık, ortaya cıkmak, oluşmak

PINAR: Buyuk su kaynağı

PIRILTI: Pırıldayan şeyin cıkardığı ışık




R

RABİA: Dorduncu.

RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı.

RANA: İyi, guzel, yumuşak, hoş

RAVZA: Sulu, su yatağı yer; Bahce

REBİA: Bahar.

RENAN: Cok ses cıkaran, cınlayan

RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve guzel

REVAN: Yuruyen, giden; akan, akıp giden. Ruh,can.

REYHAN: Yaprakları guzel kokan bir sus bitkisi, fesleğen

REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu

RİMA: Dişi ceylan yavrusu

ROSA: Gul rengi,pembe kırmızı arası bir renk.

RUHAN: Guzel kokulu

RUHSAR: Yanak, yuz, guzel yuz

RUHŞEN: Neşeli,canlı.

RUHUGUL: Gul kadar temiz bir ruha sahip olan.

RUKİYE: Buyu,sihir.

RUCHAN: Ustunluk

RUYA: Duş; Gercekleşmesi imkansız durum, hayal; Gercekleşmesi beklenen şey, umut





S

SABA: Gundoğusundan esen hafif ve tatlı ruzgar. Turk muziğinde bir makam

SABAH: Gunun ağarmasıyla başlayan ilk saatler

SAHRA: Kır,ova,col

SALİHA: Yararlı,iyi,elverişli.

SANAL: Sanlı ol, unlen

SANEM: Cok guzel kadın; Put

SARA: Halis, saf, katkısız

SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyac, susuzluk

SARGIN: Albenili, cekici, buyuleyici,yıldızı şirin, hoşa giden, sevimli, guzel

SAYE: Golge; Koruma, yardım, sahip cıkma

SAYGIN: Sayılan, sevilen

SAYIL: Her zaman saygı gor

SEBLA: Uzun kirpikli goz

SECİL: Beğeni, sevgi, ustunluk gosterilen

SECKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle goze carpan, elit

SEDA: Ses; Doğa veya bir engele carpıp geri donen ses, yankı

SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile suslenmiş

SEDEN: Uyanık, tetikte; Gozu acık olmak

SEGAH: Doğu muziğinin makamlarından

SEHER: Tan ağartısı

SEL: Taşkın su

SELDA: Bir soğut cinsi

SELEN: Haber, mujde

SELİN: Gur akan su

SELİNTİ: Ufak sel

SELİS: Akıcı soz

SELMA: Barış icinde,huzur,erinc.

SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan

SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi ekvator bolgesinde buyuk suların gectiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.

SELVİ: İnce uzun ağac

SEMA: Gokyuzu; Goc

SEMANUR: Nurlu gokyuzu

SEMEN: Yasemin ciceği. Semizlik.

SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik

SEMİRAMİS: Babil'in Asma Bahceleri'ni kurduran Asur kralicesi

SEMRA: Esmer kadın.

SENA: Ovmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yucelik, yukseklik; Aydınlık; Bir ot adi

SENAHAN: Metheden, alkışlayan, oven

SENAR: Yar, aşık, seven insan

SENAY: Ay gibi guzelsin.

SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapca'da put; Arapca'da kendine tapılacak kadar guzel olan kadın, sevgili, guzel

SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı soyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağac

SERAP: Corak yerlerde, colde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi gorunmesi olayı

SERAY: Ay gibi guzel

SEREN: Gemi direği

SERMA: Kış soğuğu

SERPİL: Gelişmek,buyumek.

SERPİN: Yağmur

SERRA: Rahatlık,kolaylık

SERTAP (SERTAB): İnatcı anlamında

SEVAL: Severek al anlamında

SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek

SEVDEM: Sevginin en son demi

SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan

SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık gostermeye yonelten duygu

SEVGUL: Gul gibi sevilen.

SEVİL: Her zaman sevilen biri ol

SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren ozellik

SEVİNC: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku

SEVTAP: Tapılacak kadar cok sevilen.

SEYLAN: Sel, akma, akış

SEYYAL: Akıcı, akışkan

SEZEN: Hisseden, sezgili

SEZER: Acık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar

SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği

SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu,anlayışlı.

SILA: Bir sure ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup buyuduğu ve ozlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ

SİBEL: Henuz yere duşmemiş yağmur damlası (Fransızca "si belle": oylesine guzel anlamında)

SİM: Gumuş gibi parlak ve beyaz

SİMA: Yuz, cehre

SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler

SİMİRNA: İzmir'in eski adı. Aynı zamanda Amazon savaşcılarının kralicesinin adı.

SİNEM: Yureğim, cok sevdiğim

SİTARE: Yıldız

SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen

SONGUZ: Kasım ayının halk arasındaki adı

SONYAZ: Sonbahar

SU: Canlıların yaşaması icin en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı

SUMRU: Bir şeyin yuksek yeri, tepesi

SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ordeği.

SURPERİ: Peri guzeli.

SUZAN: Yakan,yakıcı.

SUHEYLA: Yumuşak ve iyi huylu,mutevazı kadın.

SUNDUS: Ham ipek,ipekli.

SUSEN: Nisan-Haziran donemlerinde acan guzel kokulu bir cicek


T

TACNUR : Mutluluk

TAHİRE : Gundoğusundan esen ruzgar

TAİBE : Tovbe eden, pişmanlık duyan

TALHA : Guzellik

TALİA : Guzel, şirin

TALİHA : Rastlantıları duzenlediğine ve insanlara iyi veya kotu durumlar hazırladığına inanılan doğa ustu guc, şans, felek

TAMAY : Dolunay, ayın on dorduncu

TANAY : Secde eden

TANSELİ : Şafak vakti gelen sel

TANSU : Goğusle ilgili

TANYEL : Katıksız, arı - Secilmiş

TANYELİ : Tan vakti esen ruzgar

TARA : Sahur zamanı doğan kız cocuğuna verilen ad

TAYYİBE : 1.İyi davranış. 2.Yatıştırıcı, hoşa giden soz

TENAY : Uygun, yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden

TENDU : Oz, asıl

TENNUR : Yuksek, ulu

TİJEN : Tac, taclar

TİLBE : Put - Guzel kadın

TUBA : 1.Cennette bulunduğun inanılan buyuk ağac. 2.Guzellik, iyilik. 3.Rahat

TUĞCE : Kucuk tuğ

TULU : Doğuş, doğma (guneş icin) anlamında

TULAY : Ayın ince ışığı

TULİN : Ayın cevresinde gorulen ışık halkası

TUNAY : Gece ve ay

TURKAN : 1.Kralice. 2.Guzel kız

TURKU : Yankı, ses

TURKAN : 1.Kralice. 2.Guzel kız



U

UBEYDE : Tanrının kolesi

UĞURGUL : Uğurlu gul

UHDE : Birinin yapmakla yukumlu olduğu iş, gorev.

ULYA : En yuce, en ulu, yuksek

UMAY : Devlet kuşu

UMUR : Gorgu, deneyim

UZEL : Usta, becerikli


U

ULKU : Amac, ideal

UMRAN : 1.Bayındırlık. 2.Uygarlık, medeniyet. 3.İlerleme, mutluluk, refah

UNZİLE : Gonderilmiş

UZGU : Yersiz ve gereksiz olarak cektirilen uzuntu, eziyet.


V

VAHİBE : Hibe eden, bağışlayan.

VAHİDE : Tek yalnızca bir tane.

VARİDE : Gelen, erişen - Soylenti

VEDİA : Korunması icin bırakılan emanet

VERDA : Gul.

VİLDAN : Yeni doğmuş cocuklar

VİRA : Durmadan, aralıksız, surekli.


Y

YAĞMUR : Bulutlardan yeryuzune duşen su damlacıkları.

YAPRAK : Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve turlu bicimlerdeki ince bolum

YAREN : Dost, arkadaş

YASEMİN : Ceşitli renklerde kokulu cicekleri olan bir bitki

YAŞAM : Hayat

YELDA : 1.Uzun. 2.Yılın en uzun gecesi

YELİZ : Ferah yer, aydınlık, havadar

YEŞİM : Acık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş

YILDIZ : Gokyuzundeki ışıklı cisimlerin her biri.

YONCA : Cicekleri kırmızı veya mor renkli cayır bitkilerinin genel adı

YUDUM : Bir icimlik sıvı

YUKSEL : Başarı kazan, yucel

YUDUM : Bir icimlik sıvı


Z

ZEHRA : Cok beyaz, parlak yuzlu

ZEHRE : Cicek.

ZELİHA : Zuleyha, su perisi

ZENNAN : Kadınlar

ZENNUR : Zinnur, nurlu, ışıklı

ZEREN : Anlayışlı, kavrayışlı.

ZERİN : Altından ya da altına benzer olan.

ZERRİN : Altından yapılmış.

ZEYNEP : Sus, bezek.

ZİNNUR : Nurlu, ışıklı

ZİŞAN : Şanlı, şerefli - Bir tur lale

ZUHAL : Saturn gezegeninin adı.

ZULAL : Hafif, guzel, soğuk su.

ZUBEYDE : Oz, asıl

ZUHRE : Coban yıldızı, venus.

ZULAL : Saf, temiz, hafif tatlı su.

ZULEYHA : Su perisi - Hz.Yusuf'un karısı

ZUMRA : Akıllı, cabuk kavrayan kadın.

ZUMRUT : Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir sus taşı.








ERKEK COCUK İSİMLERİ VE ANLAMLARI




A


ACAR : Becerikli,atılgan

ACUN : Dunya,varlık

AKAY : Beyaz ay, dolunay

AKEL : Durust, guvenilir

AKGUN : Mutlu,sevincli gun

AKIN : 1.Arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olmak. 2.Baskın.

AKTAC : Beyaz tac,gelin tacı

AKTAN : Aydınlık gece

ALİ : Yuce,ulu

ALİCAN : Candan,cana yakın

ALİŞAN : Şanı şerefi en yuksek olan

ALKAN : Kızıl kan

ALKIN : Sevdalı,aşık

ALP : Kahraman,cesur,savaşcı

ALPAR :Yiğit,cesur

ALPASLAN : Aslan gibi cesur,savaşcı beyi

ALPTUĞ : Yiğitlik simgesi.

ALPER : Yiğit insan, yiğit erkek.

ALPEREN : Yiğit ve ermiş kişi.

ALPHAN : Yiğit,hukumdar

ALPTEKİN : Tek yiğit,prens

ALTAN : Sabah guneş doğarkenki zaman

ALTAY : Orta Asya'da Tanrı dağı,bir Turk boyu

ALTUĞ : Kızıl tuğ, al renkli.

ANIL : Amac, erek, hatırlanmak.

ANDAC : Armağan,hediye

ARAL : Takımada,sıradağlar.

ARCAN : Saf,temiz

AREL : Temiz,durust

ARDA : 1.İşaret olarak yere dikilen cubuk. 2.Ardıl.

ARGUN : Zayıf,gucsuz,dermansız

ARGUN : Temiz,aydınlık gun

ARIKAN : Temiz soy

ARIN : Temiz,saf - Alın

ARİF : Anlayışlı,tanınmış,meşhur,bilgi sahibi

ARKAN : Temiz kandan gelen - Ustun,galip

ARKUT : Temiz ve kutlu.

ARMAN : Hasret,ozlem - Sıkıntı

ARSLAN : Yırtıcı,guclu,yiğit

ARTUN : Kendine guvenen, onurlu.

ATABERK : Şehzade eğitmeni - Devlet yetkilisi

ATACAN : Hoşgorulu,babacan

ATAK : Canlı,girişken-Comert-Nişancı

ATAKAN : Duşunmeden cesurca işe girişen

ATALAY : Unlu,şohretli

ATAMAN : Ata kişi,onder

ATASOY : Ataların soyundan gelen

ATİLLA : Savaşcı,fatih - Buyuk,unlu

AYBERK : Ay gibi guzel ve sağlam.

AYDIN : Işıklı-Aylı gece-Acık,belli-Uğurlu

AYHAN : Ay hakimi

AYKUT : Ay gibi uğurlu.

AYTAC : Ay biciminde tac

AYTEK : Ay gibi

AYTEKİN : Ay şehzadesi, prensi

AYTUNC : Ay gibi guzel,tunc kadar sağlam

AZİZ : Sevgili - Az bulunur- Muhterem

AZMİ : Kararlılık - Guclu,kuvvetli





B

BAHA : Kıymet, değer, para.

BAHADIR: Kahraman

BAHİR : Deniz-Belli, acık-Işıklı,parlak

BALER : Tatlı dilli, cana yakın

BALKI : Şimşek, ışık, parlayış.

BARAN : Direnci kıran guc, ulu, yuksek.

BARAY : Sonsuzluk.

BARBAROS : Kızıl sakal

BARIN : Guc ve kuvvet.

BARIŞ : Sulh.

BARKIN : Gezmek, gormek, gezgin.

BARKAN : Colde oluşan kucuk kum kitlesi

BARLAS : Kahraman

BARS : Kaplan benzeri yırtıcı hayvan

BARTU : En eski Turk hanlarından biri.

BAŞER : Başta gelen

BATI : Guneşin battığı yon

BATIHAN : Batı'nın hukumdarı, hanı

BATURALP : Yiğitler yiğidi

BATIRAY : Ay gibi yiğit

BATUĞ : Ustun olan, yiğit. Az.

BATUHAN : Yiğit hukumdar.

BATUR : Yiğit, yurekli, bahadır.

BAYAR : Ulu, yuce

BAYBARS : Eski Turklerin beslediği kaplan

BAYBORA : Fırtına

BAYCAN : Zengin

BAYHAN : Zengin ve guclu

BAYKAL : Yaban kısrağı - Sibirya'da bir gol

BAYSAL : Soylu, unlu

BAYULKEN : Goğun 16.katında oturan barış tanrısı

BEDİR : Dolunay.

BEDİRHAN : İleri goruşlu lider

BERK : 1.Sert, sağlam, katı. 2.Yıldırım.

BERKAY : Guclu ve ay gibi.

BERKE : Kamcı, kırbac.

BERKAN : Parlama - Kıvırcık kuzu postu

BERKANT : Bozulmaz yemin

BERKAY : Ay gibi guclu

BERKE : Kamcı

BİLGEHAN : Gokturk hakanı

BİLGİN : Alim, bilgili kişi

BİRANT : Tek yemin. Ozelliği olan yemin

BOĞAC : Bir Dedekorkut kahramanı

BORA : Şiddetli ruzgar

BORAN : Ruzgar şimşek ve gok gurultusu ile ortaya cıkan sağanak yağışlı hava olayı.

BUĞRA : Erkek deve

BURAK : Hz.Muhammed'in Mirac gecesi bindiği efsanevi at

BURC : Kale, hisar cıkıntısı - Guneş sistemi - sarp yamac

BULENT : Yuce, yuksek



C

CABBAR Kuvvet,kudret sahibi-Becerikli

CAFER:Kucuk akarsu

CAHİT Caba gosteren, calışkan

CAN: İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağladığınave olumle vucuttan ayrıldı&#287