Kurban Bayramı geliyor. MÂlum, mahlûkat geliyor, buyukbaşlar, kucukbaşlar. Bize duşen, bu kurban kesenler, kestirenler icin; hem bir kurbanın ne olduğunu duşunebilmek, “kurban nedir”, onun bir idrÂki icinde olabilmek. Diğer taraftan, kurbanlık hayvanlar karşısında bir tefekkure girebilmek.

Allah oyle bir nîmet veriyor ki; bizim icin yaratıyor bunu, etinden, sutunden, gubresinden, her şeyinden istifÂde, derisinden…

Onlara karşı cok şefkatli davranmak. Şefkatli davranmak, bir noktada AllÂh’a teşekkurdur.

Duşunmemiz lÂzım o kurbanı keserken; biz kurban olarak gelebilirdik, o hayvan yerine biz gelebilirdik. Bizi insanlar kesebilirdi.

Merhamet, merhamet, merhamet…

Efendimiz bir kişiyi gordu, onunde bıcağı bileyliyordu hayvanın:

“–Kac sefer bu hayvanı olduruyorsun?!” buyurdu. “Arkada bileylesen olmaz mı?” buyurdu. (HÂkim, IV, 257)

Osman Nuri Topbaş

__________________