Medine de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak calışan Allah
dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz isin son gunu sabah
mesaisinde kendisine verilen teknik gorevi tamamlayıp ayrılmak uzere
iken Resulullahın Ravzasında elektrik carpması sonucu vefat etti ve
Cennetul Bakiye defnedildi. Tabii ailesi mecburi istikamet Turkiye’ye
dondu. O zaman 7 yaşında olan oğlu bugun ortaokul oğrencisi.
Kompozisyon dersi odevi olarak bir makale yazmış ve birincilik
almış. İşte o peygamber aşkını en derinden yaşayan bir yureğin
yansımaları.. Biliriz ki dil kalpten gecen her şeyi ifade edemez.
Allah bize de bu kardeşimiz gibi Resulullah sevgisi nasip etsin.
Amin.[/I]
Bir seni guneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım
geldiğim yerde Bir ilkbahar gununde guller gibi kokan Medine'de
dunyaya gozlerimi acmıştım. Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen
yanıbaşında olduğu icin, duyduğum ilk koku senin bahcenin gul
kokuları olmuş. Babam gelipte daha kulağıma ezan okumadan,
kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 gunluk
olduğumda ilk ziyaretimide senin Hane-i Saadetine yapmışım.Ilk
adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmış, ve Rabbimle ilk
buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmişim. Hemen hemen
yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını oğrenmeden seni
sevmeyi oğrendim ben. Belki seni cok tanımazdım ama sanki bana cok
cok yakınmışsın gibi severdim seni. Senin evini her ziyarete
gelişimizdde seni gormesek bile senin varlığını hisseder, evinden
her ayrılışımızda huzunlenirdik.
Cocuklar evde sıkılınca babaları parka,eğlence yerlerine gotursun
isterler. Biz Medinede yaşadığımız surece hic babamızdan parka
goturmesini istemedik. Bizim canımız sıkılmazmıydı acaba hic?
Sanırım Medinedeki hicbir cocuğun canı sıkılmazdı.cunku orada hicbir
yerde olmayan gul bahcesi ve bahcenin biricik efendisi vardı. Bizim
vaktimizin coğu o bahcede gecerdi. Senin bahcenin mermerlerine
ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık mermerlerin ustunde.
Kımbilir, korkardık belkide bahcenin gullerine basıvermekten. Yazın
mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi.
Babama sormuştum bir seferinde
- babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye.
Babam da
- evladım Medinede iki tane guneş varda ondan, derdi.
- Nasıl olur babacığım, guneş bir tane değilmi? derdim.
Babam gulerek
- bak yavrum doğru, butun dunyayı ısıtan bir guneş var ama bir de
alemleri ısıtan ve aydınlatan guneş var. O guneş de Medinede olunca
sıcaklık iki kat oluyor.
Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım.Gercektende
ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin guneşinde, sıcaklığında
icimizi ısıtıyordu. Medineden ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız
ısınıyor ama icimiz bir turlu ısınamıyor. Cunku guneşimizin en
buyuğunu orada bırakmıştık. Ben guneşimi kaybetmiştim. Onun evine,
bahcesine gidemiyordum artık. Gerci ışığı ta buralarda bizi
aydınlatıyordu ama icimi ısıtması icin onun Ravzasında yalınayak
koşmam lazımdı.
Evet, bahcende yururken ezanlar okunurdu. Oyle guzel okurki Medine
muezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak
icin Mescide koştururduk, bilir bilmez. Babamın yanında namaz
kılardık. Buyuk sutunların altından gelen soğuk havadan saclarımızı
savurturduk. Zemzem bardaklarından guller yapardık. Namaz kılarken
yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar
Ebu Hureyrenin kedileri' derdi, biz de inanırdık. Senin Mescidine
kediler de girebilirdi. Sen cok iyi bir ev sahibiydin cunku.
Carşamba gunleri hep Uhud'a giderdik. Senin cok sevdiğin amcanı
ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı.Kardeşlerimle Ayneyn tepesine
cıkar oradan Uhundda yatan 70 şehide selam verirdik. Uhud dağına her
baktığımızda sanki orada seni gorur gibi olurduk.Uhudda senin
Ravzanın kokusu gibi gul kokardı. Orasıda ayrı bir gul bahcesi idi
sanki. Işte benim yedi senem ki en değerli en guzel yıllarım senin
koyunde, senin gul bahcende, senin savaştığın yerlerde sanki yanımda
sen varmışsın gibi seninle dopdolu gecti. Seni gormesem de seninle
yaşamaya o kadar alışmıştımki senin yanından ayrılırken sanki bir
yanım, bir canım,bir parcam orada kalmıştı. Buraları bana gurbet
oluverdi.
Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep buyuyunce gidersin
diyorlar. Ben sırf senin yanına gelebilmek icin buyumek istiyorum.
Senin yanına geldiğim zaman buyumuş bile olsam bahcendeki
mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Taki guneşin icimi ısıtana kadar.
Senin hasretinden icim uşuyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de
uşutuyor işte. Cunku benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle
ısınmaya alışkın.
Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana gelemesem
bile sen beni hic bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol.
Sıcaklığınla butun zerrelerimizi ısıtıver. Hani sana Medineyken
komşuydukya, evlerimiz birbirine cok yakındı. Senin varlığın bize
guven verirdi hep. Yine oyle ol, arasıra da olsa evimizi
şereflendiriver.
Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni cok
seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu
ismi de canım babacığım koymuş. Buraya gelirken senin koyunde
bıraktığımız babacığım.
Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız
buyuyorum. Ben cok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi
hissettirmedin. Medineden ayrıldığımızdan beri sanki sen hep
yanıbaşımızdaymışsın gibi hissediyorum. Geceleri korkmadan guvenle
uyuyorum hep. Seni tanıdığım ve seni sevdiğim icin Rabbime binlerce
kez teşekkur ederim.
Babam senin koyunde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gomerken
abimin terlikleri babamın kabrine duştu ve orada kaldı. Ben o
terlikleri cok kıskandım. Cunku abimin terlikleri hep babamla
kalacaktı. Babamı son ziyaret edişimizde bende kimse gormeden
terliğimi babamın kabri ustune gomuverdim. Işte şimdi benim terliğim
de hep babamla kalacaktı.
Evet demiştim ya bir guneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi
bırakmıştım geride. Babam ve terliklerim hep oaradaydı,
gelemezlerdi. Ama guneşim hep yanımızdaydı. Yetimlerin efendisi,
yetimlerini hic ışıksız bırakırmı? Dunyanın bir ucuna gitmiş
olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum.
Gozumuz gonlumuz seninle aydınlanır efendim.
Ruhumuz, icimiz sıcaklığınla ısınır.
Birgun sana gelişim gec bile olsa bana,
Gul bahcesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak nasip et.
Taki aşkınla, sevginle butun bedenim yanıp kavrulsun. Terliklerimi
bıraktığım o guzel mabed son durağım olsun.
Not: Bana mail yoluyla geldi, bende sizinle paylaşmak istedim.
__________________