Alemlerin Rabbi olan Allah
Bir peygamber gonderecekse eğer,
Yıldızlarla duyurulur bu haber.
Uc yıldız, kainatı bu haberle mujdeler.
Şimdi son kez doğacak yıldızlar
Mujde ustune mujde
Nur ustune nur gibi,
Şimdi son kez mujdeleyecek
O son aziz Peygamberi...
Elli iki gun var...
Hane-i Saadet'te huzun ve sevinc ic ice
Tesellisini bekliyor annelerin annesi,
Eşini kaybetmiş hazin bakışlarıyla
İncisini bekliyor
Belki o minik kalp atışlarını duyuyor.
Belki gozyaşı dokuyor,
Babasız dunyaya geleceğine,
Ama taşıdığı rahmetin farkındadır Hz. Amine...
Tam elli iki gun var.
Ve yıldızlarında otesinde hazırlıklar...
Kuşlar var,
Kuşlar...
Bakışlarıyla mesafeler aşmakta...
Kuşlar;
Dunyadan cok uzakta;
Ama hızla dunyaya yaklaşmakta...
Tam elli iki gun var...
Mekke-i Mukerreme'de bir felaket haberi;
Yemen valisi Ebrehe, Kabe'ye saldıracak!
Abdulmuttalib'in alınan iki yuz devesi...
Mekke reisi, develerini istiyor,
Kabe'nin sahibi Kabeyi koruyor!
Ebrehe ofkeli; 'Onu bana karşı kimse koruyamaz' diyor.
Kureyş'in Ulusu son sozunu soyluyor;
Ben Ona karışmam, işte Sen işte O...
Elli iki gun var...
Mekke halkı tepelere yuruyor, dağ başlarına
Mekke boşaltılır, Harem-i Şerif mahsun, Abdulmuttalib mahsun...
Kureyş'in Ulusu Kabenin halkasına tutunur,
İlahi, dokunulmazlığı tehlikeye duşmuş olanları koru...
Kabe'yi ve Kabe Halkını Koru...
...Ve ardından O'da yurur Dağlara,
Bir tek ortusu kalır Kabe'nin
Yemen alacası bir ortu...
Hane-i Saadet yalnız, makam-i İbrahim yalnız...
Hicri İsmail, Hacer-ul Esvet,
Ve Kabe-i Muazzama yapayalnız...
Ve Kuşlar;
Ayak yapılarından belli ki, sadece ucmak icin yaratılmışlar,
Bir yere kesinlikle konmayacaklar...
Kuşlar... hızla dunya semasına yaklaşmakta.
Elli iki gun var...
Muassaf vadisinde Ebrehe'nin ordusu,
En onde devasa bir fil, ardında altmış bin sefil,
Kabe'yi yıkmak icin harekete geciyor.
Daha adımını atmadan fil, Ebrehe'nin yol gostericisi Tufeyl,
Yaklaşıp kulağına bir şeyler fısıldıyor...
'Mamut, sağ ve selametle geldiğin yere don!,
Cunku sen, Allah'ın dokunulmaz kıldığı memlekettesin...'
Ve Tufeyl'de cekilir dağlara...
Ve fil dizlei ustune coker... orduda bir kargaşa.
ne oldu bu file?, yonu başka tarafa cevrilince koşuyor,
Hem de delice bir suratle...
Ama Kabe'ye doğru dondurulunce yuzu, kapanıyor dizlerinin ustune.
Ucu sivri demirler sokuluyor burnuna, Mamut kalksın ve yurusun diye,
Ama nafile...
Tam o esnada gokyuzunde Yemen tarafında bir karartı,
Kapkara bir bulut gibi, deniz uzerinden git gide yaklaşan,
Yaklaştıkca netleşen bir karartı...
Ve dehşetle acılan gozler...
Ve sapsarı kesilen yuzler...
Bir ses:
'Dayana bilecekseniz bakın' diyor. Cunku,
Gokten Ebabiller yağıyor...
Yeryuzunde hic gorulmemiş kuşlar, irili ufaklı, boluk boluk, fırka fırka,
Birbiri ardınca,
Başları vahşi hayvanların başı gibi, gagalarında ve ayaklarında taşlar,
Pişirilmiş camurdan.
Kanatları benek benek karbeyazı,
O ilahi nur'dan, ve alınlarında bir yazı...
EL KAHHAR
Belli ki azap icin yaratılmışlar.
İşte başlıyor azap...
Ebrehe ile altmışbin kişilik ordusu ve sicim gibi yağan taşlar...
Taşlaşmış yurekleri sokup cıkaran taşlar.
Elli iki gun var,
Kabe yalnız değil, Kabe sahipsiz değil.
Ve haykırıyor Kabe;
Hani nerede ordunuz?
Hani gururlanıyordunuz?
Hani kacış yurdunuz?
Hem nereye kacıyorsunuz?...
Takip eden Allah, nereye kacıcaksınız?
Takip eden Allah...
Bu gun fil ordusundan bu azabı tatmayan hic kimse kalmayacak.
Ebrehe malup, galip olan Allah,
Biliniz ki sonunuz alevli bir ahtır.
İntikam alanların en hayırlısı Allah'tır.
Yarabbi;
Bu gun ve bu gunden sonra,
Eğer bir Ebrehe ruhu, toplayıp ordusunu, yururse haremine...
Ne olur Ebabillerini gonderme.
Muhammedi muhabbetle dolu bir tek kalpde duruncaya dek gonderme kuşlarını.
O gun dağlara cekilen halk,
Nasıl korku icinde izlediyse Onları,
Bu gun Ebabiller izlesin bizi,
Ve yeryuzu duysun sesimizi...
Kabe'i Muazzamanın koruyucusu biziz,
Cunku biz Ummeti Muhammediz...
Ebabiller uzaklaşırkan Mekke'den
Kabe'i Muazzama Gonuller Sultanı'nı bekkliyor.
Anneler Anne'si Gul'unu bekliyor...
Tam elli iki gun var...
__________________
Ebrehe
Dini Bilgiler0 Mesaj
●14 Görüntüleme