Amelinizde RızÂ-yı İlÂhî olmalı. Eğer O rÂzı olsa, butun dunya kusse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, butun halk reddetse te'siri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabûl ettirir, onları da razı eder. Onun icin, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksad yapmak gerektir.

Bu hizmet-i Kur'aniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların ustunde faziletfuruşluk nev'inden gıbta damarını tahrik etmemektir. Cunki, nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez; bir gozu bir gozunu tenkid etmez; dili kulağına itiraz etmez; kalb ruhun ayıbını gormez.. belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu orter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder; yoksa o vucud-u insanın hayatı soner, ruhu kacar, cismi de dağılır. Hem nasılki bir fabrikanın carkları birbiriyle rekabetkÂrane uğraşmaz, birbirinin onune tekaddum edip tahakkum etmez, birbirinin kusurunu gorerek tenkid edip sa'ye şevkini kırıp atalete uğratmaz. Belki butun istidadlariyle, birbirinin hareketini umumî maksada tevcih etmek icin yardım ederler, hakikî bir tesanud bir ittifak ile gaye-i hilkatlerine yururler. Eğer zerre mikdar bir taarruz, bir tahakkum karışsa; o fabrikayı karıştıracak, neticesiz akîm bırakacak. Fabrika sahibi de o fabrikayı butun butun kırıp dağıtacak.

Butun kuvvetinizi ihlÂsta ve hakda bilmelisiniz. Evet kuvvet hakdadır ve ihlÂstadır. Haksızlar dahi, haksızlıkları icinde gosterdikleri ihlÂs ve samimiyet yuzunden kuvvet kazanıyorlar.

Evet sırr-ı ihlÂs ile samimî tesÂnud ve ittihad, hadsiz menfaate medÂr olduğu gibi; korkulara hatta olume karşı en muhim bir siper, bir nokta-i istinaddır. Cunki olum gelse, bir ruhu alır. Sırr-ı uhuvvet-i hakikiye ile rızÂ-yı İlÂhî yolunda, Âhirete muteallik işlerde, kardeşleri adedince ruhları olduğundan biri olse, "Diğer ruhlarım sağlam kalsınlar; zira o ruhlar her vakit sevabları bana kazandırmakla mÂnevî bir hayatı idÂme ettiklerinden ben olmuyorum" diyerek, olumu gulerek karşılar. "Ve o ruhlar vasıtasiyle sevab cihetinde yaşıyorum, yalnız gunah cihetinde oluyorum" der, rahatla yatar.

(Risale-i Nur, 21.Lema)

__________________