MUSLUMAN MUSLUMANDAN KAZIK YERSE NE OLUR?
Konumuzla ilgili ayetleri hatırlayalım..
''Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru soz soyleyin ki Allah sizin işlerinizi duzeltsin ve gunahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resulune itaat ederse, muhakkak buyuk bir başarıya ulaşmıştır. ''(Ahzab 70)
''Rabbinin kelimesi (Kur’an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.'' (Enam/15)
''Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar icin yuce bir doğruluk dili var ettik '' (Meryem/50)
“Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” (Şuara/84)
Ve en kritik (hayat verici de diyebiliriz) ayet:
''Oyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tovbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet olculerini aşmayın. Şuphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla gorur.'' (Hud/112)
Bu ayetler medenidir: Hz. Peygamber Medine'de iken inen ayetlerdir. Medeni ayetlerde muamelattan sıkca bahsedilir. Allah (c.c.) bu ayetlerinde ana hatlarıyla sosyal ilişkilerde doğruluğun onemini vurgulamıştır.
''Doğrulukla İlgili Hz. Peygamber'den Yansıyanlar''
Bir sahabi olan Abdullah b. Ebu’l-Hamsa (r.a.) şoyle anlatıyor: ‘Peygamberlikten once Rasulullah (s.a.v.)’den alış-veriş yaptım. İşimizin bir bolumunu halletmiş, bir bolumu kalmıştı. Tekrar geleceğim diye soz verdim. Tesadufen uc gun boyunca verdiğim sozu unutmuş ve bir turlu hatırlayamamıştım. Ucuncu gun hatırlayıp da soz verdiğim yere ulaştığımda Hz. Peygamber (s.a.v.)’i orada bekler buldum. Verdiğim soze aykırı davranmamdan dolayı alnında bir kırışma bile olmadı. Sadece: “Beni yordun. Uc gundur burada seni bekliyorum.” buyurdu. [1] Ebu Davud, 2/317.
Medine’de ‘tuccar’ yerine ‘simsar’ kavramı kullanılmaktaydı. Simsar (tellal), alış verişte ucretle başkasına vekalet eden kimse demektir. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Siz simsar değil, tuccarsınız.” diyerek simsarlıkla ticareti birbirinden ayırmıştır. [2] Tirmizi. Kitab’ul-Buyu', 1208.
“Muhakkak ki, tacirler kıyamet gununde gunahkÂr olarak yargılanırlar. Ancak Allah'tan korkan, iyilik işleyen ve sadaka verenler bunların dışındadır.” [3] Tirmizi, Kitab’ul-Birr ve's-Sıle, 1940.
Değişen dunyada değişmeyen kurallar vardır. Bizim değişmez kurallarımız kavli olarak mushafta ve sahih hadis kaynaklarında yazılır. Fiili olanları da bu iki ana kaynaktan oğreniriz. Gunumuz Muslumanlığında ana problem Allah'ın kardeş kıldığı Muslumanların kendi icerisinde kardeşlik hukukuna uymamasıdır. Bu hukukun ihmal edilmesinde veya uyutulmasında en buyuk pay doğruluğun ne olduğunu hem aklımızdan hem de yaşantımızdan cıkarmamızdır. İş oyle bir boyuta gelmiştir ki umum sohbetlerinde dahi durustluk bahsi acıldığında en yakınımızdan başlamak uzere en uzağımızda olan Muslumanlardan bahsedemeyiz. Cunku guncel yaşanmışlıklar yok denecek kadar azdır. Orneklerimiz bile ağırlıklı olarak gecmişimizdeki evliyalar, peygamberler ve salih ve salihalara aittir.
Bir cok dinin ve din dışı sistemin icerisinde hem kendi icerisinde hem de global diye nitelendirebileceğimiz normlar bulunmaktadır. İş bize donduğunde bu normlar sadece rafta ve sozde kalmaktadır. Bundan dolayı gun gectikce muttaki olmaktan uzaklaşan Musluman, tevhit inancını surdurse de kardeşlik hukukunun gerekliliğine olan inancını kaybeder. Bazıları ise dinin butun gercekliğini ve maneviyatını yaşadığı zorlukların imtihan olduğunu unutması sebebiyle askıya alır. Sonuc olarak toplumu diri tutan bir yapı taşı olmaktan vazgecer, vurdumduymazlık ortaya cıkar. Bunun vebali bircok şeyden ağırdır.
Mevla bu felakete sebep olmaktan bizleri muhafaza etsin.
23.11.2016
Muteli Mutefekkir
__________________
Musluman muslumandan kazık yerse ne olur?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Musluman muslumandan kazık yerse ne olur?