Kuzey’in masalsı ulkesi Estonya, muhteşem doğal guzellikleri ve tarihi yapılarıyla seyahat severleri buyuluyor. Yaklaşık 1,5 milyon nufusa sahip Estonya’yı yılda 10 milyon turist ziyaret ediyor.



UNESCO’nun Dunya Kultur Mirası listesinde yer alan ve 2011 Avrupa Kultur Başkenti secilen Tallin şehri, Ortacağ atmosferini yaşamak isteyenler icin doğru adres oluyor. Son yıllarda eğitim ve teknoloji alanında adından sıkca soz ettiren Estonya, tarihi dokusunun ve masalsı cekiciliğe sahip doğal guzelliklerinin etkisiyle turizm alanında da Avrupa'nın en cok ilgi ceken ulkelerinden biri oluyor.
2004’te Avrupa Birliği’ne uye olan ulke, yaklaşık 1,5 milyon nufusa sahip olmasına rağmen, son 5 yılda yuzde 40 oranında yaşanan artışla yılda 10 milyon turist tarafından ziyaret ediliyor. Estonya, UNESCO’nun Dunya Kultur Mirası listesinde yer alan ve 2011 Avrupa Kultur Başkenti secilen Tallin şehri ile Ortacağ atmosferi ve modern mimariyi bir arada deneyimlemek isteyenler icin mukemmel bir rota sunuyor.

Ortacağın ve modernizm etkilerini bir arada sunan şehir: Tallin

Modern mimari ve ortacağ gorunumunun ic ice olduğu, Sovyet donemi etkilerini de barındıran başkent Tallin, Barok sarayları, camdan gokdelenleri, sahilleri ve ormanlarıyla tarih ve doğa kokan buyuleyici bir şehir. Rus İmparatorluğu doneminden kalan, Estonya’nın bağımsızlığı sonrası yeniden restore edilen Alexander Nevsky Katedrali ve Kadriorg Sarayı şehrin en gorkemli simgelerini oluşturuyor.
Avrupa’nın en tarihi şehir meydanlarından olan Raekoja Plats festival, yuruyuş, duğun torenleri gibi sosyal aktivitelerin uğrak mekanı olurken, pazar tezgahları, kafe ve restoranlarıyla da Tallin’deki gundelik hayata ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dunya Mirası listesinde yer alan Toompea Kalesi’nden Tallin’in enfes manzarasını seyretmek mumkun oluyor.

Estonya’da huzuru bulmak da maceraya atılmak da mumkun

Estonya, tarihi dokusuyla beraber eşsiz doğal guzellikleri de icinde barındırıyor. Geniş ormanlarla birlikte cok sayıda doğal park ve gollerin bulunduğu Estonya’da, mavi ve yeşilin huzuru insanı icine cekiyor. Vahşi doğası ile macera severler icin de ilgi cekici olan Estonya’da, trekking ve kamp yapmak alternatif aktiviteler arasında yer alıyor.
Estonya’nın en buyuk parkı olmasının yanı sıra Avrupa’nın da en geniş parklarından biri olan Lahamaa Ulusal Parkı, bitki severlere flora acısından zengin bir secenek sunuyor. Haziran-Ağustos ayları arası yaşanan Kuzey ulkelerine ozgu ‘beyaz geceler’ ile gunduzlerin yaklaşık gece 23.00’a kadar uzaması, gezginlere farklı bir deneyim yaşatıyor.

turizmaktuel

__________________