Bildiğiniz gibi insanoğlunu mikro evrende incelersek sistemlerden, onları oluşturan organlardan, onları oluşturan dokulardan, onları da oluşturan yaklaşık 4 trilyon kadar hucreden oluştuğunu goruruz. Bu hucrelerin her birinin enerji ureten, depolayan, sindiren, atık boşaltan, ureyen, ic ve dışişleri yoneten birimleri vardır ve bunların her biri enzim, protein, aminoasit, ve sayısız diyebileceğimiz kadar cok atom ve molekulden oluşur. Bu atomların her birinde + yuksuz ama kutle sahibi notron ile beraber yuklu proton ve onun cevresinde ışık hızıyla donerek Allah’ı zikreden elektronlar vardır.

Yine bildiğin gibi, makro dunyaya bakarsak gezegenimiz dunya, diğer 7 gezegenle ve cok sayıda gokcismi ile beraber guneş denen yıldızın etrafında donerek secde etmektedir. Guneş de kendi etrafında donerek secde etmekte ve kendisine bağlı gokcisimleri ve gezegenlere beraber icinde bulunduğu Orion takımyıldızının etrafında donerek secde etmekte, Orion takımyıldızı ise, bağlı bulunduğu Samanyolu Galaksisi etrafındaki yorungesinde donmektedir. Samanyolu Galaksisi de diğer galaksilerin arasında donerek secde etmektedir. Bugunku ilmimizle, her biri icerisinde milyarlarca yıldız bulunan galaksilerin toplam sayısını bile oğrenebilmiş değiliz.

Gokyuzunde gorduğumuz yıldızların pek coğu milyonlarca, milyarlarca yıl once sonmuştur ama sonmeden once yola cıkmış olan ışıkları halen bize ulaşmaya devam etmektedir. Aynı şekilde milyarlarca yıl once doğup ışık vermeye başlamış olan sayısız yıldızın ışığı halen yoldadır ve bize ulaşmamıştır.

Sonsuz diyebileceğimiz kadar buyuk olan ve her an genişlemeye devam eden Kainatı keşfetmek icin birgun gelip de ışık hızında yol alabilen uzay gemileri uretebilsek bile bu hızla ve hic durmadan en azından onlarca milyar ışık yılı uzağa gitmemiz gerekmektedir ve belli ki bu asla mumkun olamayacaktır.

O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hicbir şeyi tam olarak bilemezler. (Ayet-el Kursi – Bakara 255)

Bilim dunyası bugun bir hucreyi oluşturmaktan acizken nankor bilimadamları herşeyi tesaduflerle acıklamak ve icin, havası tamamen alınmış ortama suni elektrik vererek atomlardan aminoasit ve onlardan da işe yarar protein sentezlemek gayreti icindedir. Bu hesaba gore onlarca aminoasit tesadufen biraraya gelerek proteini oluşturacak, sonraki adımda proteinlerden enzim onlardan hucre parcaları, onlardan hucre, hucrelerden doku, dokulardan sistemler ve sistemlerden basit bir canlıyı sentezleyerek tum canlıların atası olduklarını varsaydıkları ilk basit canlıyı oluşturacaklardı.

Milyonlarca denemeye rağmen henuz aminoasitler henuz kendi kendilerine biraraya gelip bir protein oluşturamadı. Kaldı ki en basit canlı, diyelim ki bir Terliksi Hayvan bile icerisinde pek cok ceşit protein muhteva eder. Fakat kafalarına terlik atılası hayvanlar bu gercekten kacmakta ve gercekleri insanoğlundan saklamaktadır.

Bugun kanser, fıtık, AIDS gibi hastalıklardan muzdarip milyonlarca insan olup duruken bilimadamları, kendi kendine oluşmuş olduğunu varsaydığı ilk canlının (sahip olduğu son teknoloji ve sınırsız kaynağa rağmen uretemediği halde ilk canlının kendi kendini oluştuğunu varsayan bilim dunyası kendisini de pozitif bilim olarak adlandırıyor), cabuk urediği ve cok dol verdiği icin bu deneyde kobay olarak kullanılan meyvesineklerini radyasyon altında ureterek faydalı mutasyon ile evrimin olabileceğini ispatlamaya calışıyor ancak onbinlerce denemeye rağmen halen bir tane bile faydalı mutasyon tespit edilebilmiş değil.

34. O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan cok zalim, cok nankordur!
(İbrahim Suresi 34)


Velhasılıkelam mikro ve makro dunyada hayal gucumuzun sınırlarının bile cok otesinde sanatlar ureten cok ustun bir Yaratıcı’nın varlığı inkar edilemez şekilde acıktır. Bir Tanrı olduğuna gore mutlaka kendisinin varlığını bildiren ve kendisini tanıtan bir kitabı indirmiş olmak zorundadır. Cunku yaratılanların Yaratıcıyı tanımaması, yaradılışın amacına terstir. Yani Yaratan, yarattığı akıllı varlıkları kendisine kulluk ve secde ettirmek icin yaratır.

Peki Yaratan’ın indirdiği kitabın Kur’an-ı Kerim olduğu, başka bir anlatımla Kuran’ı Allah’ın indirdiği ne malumdur?

Allah’ın indirdiği kitabın kusursuz bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Tıpkı atomun, hucrenin, insanın kusursuzluğu, elementlerin periyodik cetvelde dizilişi, dunyanın guneş etrafındaki yorungesi, guneşe uzaklığı ve kendi eksenindeki –ekinoks denen- eğimdeki kusursuzluk, dunyaya carpmak uzere dunyaya yaklaşan goktaşlarının atmosfere girerken yanıp kul olarak dağılması ve dunyaya zarar vermemesindeki kusursuzluk, elektronun, dunyanın guneşin, takımyıldızların ve galaksilerin donerek secde edişindeki kusursuzluk ve sayacak olsak da sayamayacağımız kadar cok nimetin kusursuz bir şekilde etrafımıza dizilmesindeki kusursuzluk gibi Allah’ın gonderdiği kitap da kusursuz olmak zorundadır.

Kur’an-ı Kerim tıpkı ondan oncekiler gibi ilk gonderildiği kavimlerin diliyle indirilmiştir, bu yuzden Arapcadır. Arap dilinde kelimeler kısadır, en fazla beş harften oluşur. Kur’an-ı Kerim 4 cuz, 114 sure ve bu sureleri oluşturan 6236 ayetten oluşur. Mucizelerden birisi buradadır, cunku bu ayetlerin hemen hemen hepsi 19 ve katları kadar harften oluşur. Sadece bir surede bu diziliş aksar, Kunutta ise tamamlanır ve tum ayetler 19 ve katları şeklinde tamamlanmış olur. Kuran’ı Kerim 23 yılda tamamlandığını ve coğunlukla meydan gelen bir olayın veya soru soran bir sahabenin akabinde, o anda inmiş olduğunu da unutmadan ekleyelim.

19 mucizesinin insan işi olup olamayacağını inceleyen ABD’li bilimadamları, bu ihtimalin septrilyonda bir (trilyon kere trilyon) ihtimal olduğunu tespit etmiş ve yardımcılarıyla beraber Musluman olmuşlardır. Bu aynı zamanda Kur’an-ı kerim’in değiştirilmemiş olduğunun da ispatıdır.

Konuyla ilgili aşağıdaki linke tıklayınız;
http://www.kuranmucizeleri.com/matematik03.html

"Onun uzerinde ondokuz vardır."
Muddessir Suresi, 30

Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.
Hicr Suresi, 9

Engin
__________________