Ramazan Ayı
Ramazan ayı ayların en faziletlisidir. Kur’an-ı Kerim’in bir butun olarak Levh-i Mahfuz’dan dunya semasına inmesi Ramazan ayında bulunan Kadir gecesinde gercekleşmiştir. Dunya semasındaki katip meleklere o gecede bir butun olarak indirilen Kur’an, Cebrail (Aleyhisselam) vasıtasıyla, Resulullah Aleyhissalatu Vesselam’a 23 yıllık vahy hayatı boyunca parca parca indirilmiştir. Kadir Suresi’nde “Biz, onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh, Rablerinin izniyle her bir iş icin, iner de iner. O gece tan yeri ağarıncaya kadar bir selamdır." denilmek suretiyle Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu ifade edilmiştir. Yine Duhan Suresi’nde “Ha-mim, (helal ile haram ve sair hukumleri) acıkca bildiren bu Kitab’a yemin olsun ki, biz O’nu mubarek bir gecede indirdik. Biz (O’nunla kafirlerin uğrayacakları azabı) haber vericileriz. Her hikmetli iş, nezdimizden cıkan bir emir ile, o gecede ayrılır…” denilmektedir. Ramazan ayı rahmet ve mağfiret ayıdır. Duaların cokca kabul edildiği bir aydır. Ramazan ayı oruc tutmanın farz kılındığı aydır. Oruc tutmak, İslam Dini’nin ve onceden gelmiş tum semavi dinlerin en temel ibadetlerinden biridir.
K.Kerim’de Bakara Suresi’nin 183-185 ayetlerinde Ramazan ayı ve orucla ilgili olarak Allah Teala iman edenlere şoyle buyurmaktadır: “ Ey iman edenler! Oruc sizden once gelip gecmiş ummetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Sayılı gunlerde olmak uzere (oruc size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı gunler kadar) diğer gunlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruc tutmaya gucleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gonullu olarak hayır yaparsa, bu kendisi icin daha iyidir. Eğer bilirseniz (gucluğune rağmen) oruc tutmanız sizin icin daha hayırlıdır. Ramazan ayı, insanlara yol gosterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın acık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Oyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruc tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı gunler sayısınca) başka gunlerde kaza etsin. Allah sizin icin kolaylık ister, zorluk istemez. Butun bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu gostermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şukretmeniz icindir.”
Ebu Hureyre (RA)’nin naklettiği bir hadiste Resulullah (SAV) orucla ilgili olarak şoyle buyurmaktadır: “Ademoğlunun butun amellerine karşılık verilecek sevap on mislinden yedi yuz misline kadar katlanır. Allah Teala buyurdu ki: “ Oruc mustesna! Oruc benim icindir, onun karşılığını ancak ben vereceğim. Oruclu kişi, nefsani arzularını, yemesini benim icin terkeder. Oruclu kişi icin iki turlu ferahlık vardır: Biri iftar anındaki ferahlık, diğeri Rabbine kavuştuğu zamanki ferahlıktır. Oruclunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.”
Azhab Suresi’nin 35. Ayeti’nde Allahu Teala mağfiret edeceği kimseleri şoyle tanımlamaktadır: “Musluman erkekler ve musluman kadınlar, mu’min erkekler ve mu’min kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mutevazi erkekler ve mutevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruc tutan erkekler ve oruc tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah’ı cok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar icin bir mağfiret ve buyuk bir mukafat hazırlamıştır.”
Resulullah aleyhissalatu Vesselam’dan Ramazan ayı ve orucla ilgili olarak nakledilen rivayetlerden bir kısmı şoyledir:
Ebu Hureyre (RA) anlatıyor: “Resulullah Aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki: “ Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları acılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.”
Selman (RA)’dan rivayet edildiğine gore: “Resulullah Aleyhissalatu Vesselam Şaban ayının son gununde bize bir konuşma yaptı ve şoyle buyurdu: “ Ey insanlar! Buyuk ve mubarek bir ay sizi golgesi altına almıştır. Bu oyle bir aydır ki, bu ayda bin geceden daha hayırlı bir gece bulunmaktadır. Oyle bir aydır ki, Allah bu ayda oruc tutmayı farz kıldı, gecelerinde kalkıp ibadet etmeyi nafile kıldı. Bu ayda her kim hayır hasletlerinden biri ile Allah’a yaklaşırsa Ramazan ayı dışında farz ibadet yapmış gibi sevap kazanır. Bu ayda her kim farz bir ibadeti yerine getirirse Ramazan ayı dışında yetmiş farz yerine getirmiş gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın da sevabı Cennettir. Ramazan ayı Allah’ın kullarını gozetme ayıdır, mu’minin rızkının arttırıldığı aydır. Bu ayda her kim bir orucluya iftar verirse gunahları mağfiret olur, kendisi de cehennem ateşinden azad olur, oruclu kişinin sevabından hic bir şey eksilmediği halde onun tuttuğu orucun sevabı kadar sevap da kendisine yazılır.” Sahabe dediler ki: “Ya Resulallah! Bizim her birimiz orucluya iftar yemeği verecek gucte değildir.” Hz. Peygamber Aleyhissalatu Vesselam şoyle buyurdu: “Allah bu sevabı bir hurma ile yahut bir yudum su yahut bir miktar sut ile iftar verenlere de verecektir. Ramazan ayı, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden azad olma ayıdır. Bu ayda her kim kolesine kolaylık gosterirse Allah Teala da onu mağfiret ve cehennem ateşinden azad eder. Bu ayda dort şeyi cok yapın: İkisi ile Rabbinizi razı edersiniz, ikisine ise sizin ihtiyacınız vardır. Rabbinizi razı kılacağınız iki şey şunlardır: Allah’tan başka bir ilah bulunmadığına şehadet etmek. Allah’a karşı istiğfarda bulunmak. İhtiyacınız olan iki şey de şunlardır: Allah’tan cenneti ister, cehennemden ona sığınırsınız. Her kim orucluya su verirse Allah Teala ona benim havuzumdan su icirecektir ki, cennete girinceye kadar bir daha susamayacaktir.”
Bir başka hadiste Resulullah Aleyhissalatu Vesselam: “Eğer kullar Ramazan ayındaki ustunlukleri bilselerdi, butun senenin Ramazan olmasını isterlerdi.”
Bir diğerinde “ Beş vakit namazla Cuma, diğer Cuma’ya kadar, Ramazan ayı diğer Ramazan’a kadar buyuk gunahlardan kacınıldığı muddetce kucuk gunahları orterler.”, bir diğerinde de “Her kim Ramazan gecelerinde, Allah’a inanarak ve ecrini Allah’tan bekleyerek ibadet icin kalkarsa, daha onceki gunahları affolur.” buyurmaktadır Resulullah Aleyhissalatu Vesselam.
Ramazan orucunun ve ayının faziletinin buyukluğunde şuphe yoktur. Ramazan ayına yetişen her mu’minin yapması gereken şey, bir sonraki Ramazan’da hayatta olmayacağı ihtimalini duşunerek, icinde bulunduğu Ramazan’ı en iyi şekilde değerlendirmektir.
Ramazan ayı uc yonden onemli bir aydır: Birincisi, Ramazan’ın ibadet yonudur. Ramazan ayında yapılan ibadetler, hadis-i şerifte de buyrulduğu uzere, diğer zamanlarda yapılan ibadetlere gore cok daha makbuldur. Ayrıca, sadece Ramazan ayına takdir edilen farz orucu tutmakla, mu’minlerin “onun (orucun) karşılığını ancak ben veririm” diyen Allah’ın engin mağfiretine kavuşma şansları vardır. Kişi isterse, oruc sebebiyle, onceki gunahlarından ve hakkettiği Allah’ın gazabından kendini uzaklaştırabilir (Allah da dilerse elbet!). Oruc, bir yıldan obur yıla kadar işlenen kucuk gunahlara da kefarettir. Oruclu kimse, nefsani arzularına daha az yenik duşmekle, diğer ibadetlere daha fazla vakit ayırma şansı yakalar. Oruc, nefse karşı bir savaştır. Nefsani arzulara karşı buyuk bir mukavemet gosterisidir. Allah Teala Bakara Suresi’nin 187. Ayetinde “Ey iman edenler! Takva uzere olasınız diye, sizden oncekilere farz kılındığı gibi, size de oruc tutmak farz kılınmıştır.” buyurmaktadır.
Ramazan’ın ve orucun ikinci yonu, toplumsal yardımlaşmanın zirveye cıktığı ay olmasıdır. Aslında İslamiyet, yardımlaşmayı belirli bir ayla ya da sureyle sınırlamış bir din değildir. Ancak oruc tutmakla insanlar, senenin tum aylarında oruc tutar gibi aclık ceken insanların durumunun farkına varırlar. Rahmeti ve mağfireti sonsuz olan Allah, oruca gucu yetmeyenlere (yaşlıya, surekli hastaya, cocuğa…vs) oruc tutmama ruhsatını vermişken, ote yanda, toplumsal ve iktisadi gerceklerden dolayı, oruca gucu yetmeyecek kadar zayıf olan kimselerin de icinde bulunduğu pekcok insan, senenin oniki ayında orucluymuş gibi aclık cekmektedir. Oruc, oruc tutan kişideki merhamet ve kardeşlik duygularını geliştirmekte ve muslumanları birbirine kenetlemektedir. Bu şekilde zengin kimseler, ihtiyac sahiplerine sadece Ramazan ayıyla sınırlı olmamak uzere yardıma koşarlar. Fitre ve zekat yoluyla, bu kenetlenmenin etkileri senenin butun aylarına, refah paylaşımı şeklinde yansımaktadır. Ramazan ayı hem zengine hem de fakire Rabblerinin bir lutfudur. Zengin, Rabbini hoşnut etme fırsatı yakalarken, fakir Allah’ın nimetlerinden daha fazla yararlanma bahtiyarlığına erişir ve ona olan şukrunu ifade yoluna gider.
Ramazan orucunun ucuncu yonuyse, bedeni ve sıhhi yonden insanlara yaptığı katkıdır. Onbir ay boyunca, her turlu yiyecek ve icecekle mucadele etmek zorunda bırakılan vucut, Ramazan sayesinde dinlenme hakkı elde eder. Orucun pek cok sıhhi faydası olsa da, aslında ihlas (yapılan ibadetlerde Allah rızasının aranması) acısından bakıldığında, bunlar uzerinde durmak gereksizdir. Cunku musluman, bedeni faydalarından medet umarak oruc tutmaz. Sırf bu amacla tutulan oruc, oruc yerine de gecmez zaten. Musluman, ancak Allah emrettiği icin oruc tutar. Allah emrettiği icin, ve Allah rızası icin tutulan oruc, bunun yanında bedeni faydalar da getiriyorsa bundan dolayı Cenab-ı Hakk’a ayrıca şukretmek lazım gelir. Belki Allah’a teşekkur babında, bu faydalardan sozetmek daha doğru olacaktır.
Allah Teala tum muslumanları, Ramazan ayının hakkını gereği gibi veren, Ramazan ruhunu diğer aylara taşıyan, “onlar Rablerinden razı, Rableri onlardan razı” sıfatına mazhar olmuş, salih kullar sınıfına dahil etsin…Amin….
alıntıdır.
__________________
12 Ayın En Faziletlisi, Ramazan Ayı.
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- 12 Ayın En Faziletlisi, Ramazan Ayı.