Nasıl namaz kılıyoruz?

Namaz, kişinin her turlu kusuru ve ihtiyacını bilerek dergÂh-ı ilÂhîye yonelerek tesbih, tahmid ve tekbirde bulunmasıdır.

Namaz kılmak, huzûr-u ilÂhiye cıkmak demektir. Namazı, Yuce Yaratıcı’nın (cc) huzurunda olduğumuzun şuurunda olarak kıldığımızda bize dunya ve ahiretteki faydası cok daha fazla olacaktır. Namazı ne olduğunu bilerek kılmalıyız.

Huzûr-u ilÂhide diğer Musluman kardeşlerle toplanmak ve cemaat olarak ibadet etmek cok buyuk nimettir. Namaz hep oğretildiği ve tekrar edildiği gibi dinin direğidir. Allahu TeÂlÂ, namazdan sonra kullarına “İsteyin vereyim.” diye nida ediyor. Namaz kişiyi, gunahlardan alıkoyabilmelidir. Huşû icinde kılınan namaz kişiye dunya ve ahiret sukûneti ve emniyeti verir.

“Nice namaz kılan insan vardır ki o namaz, onu sadece Allah’tan uzaklaştırmaya yarar.” nebevi ikazından surekli endişe etmemiz gerekiyor.

Kıldığımız namazlarla buyuk zÂtların kıldığı namazları kıyaslamamalıyız. “Buyuklerin namazı nerede, bizim kıldıklarımız nerede!” gibi bir umitsizliğe duşmemeliyiz. Cunku, “donuk, mukayyed” bir “namaz” yoktur. Kişinin samimiyeti, aczi, tazarrusu, caresizliği ve ihlası kıldığı kusurlu da olsa bir namazı kendi mi’racı haline getirebilir.

Şeytan da mu’mine yardım eder!

Adamın biri bir yere bir miktar mal gommuştu. Fakat sonradan da gomduğu yeri unutmuştu. İmÂm-ı Â’zam Hazretleri’ne geldi ve İmam’dan bir akıl sordu. O da; “Bu fıkha girmez; ama yine de senin icin bir care duşuneyim. Sen git, bu gece sabaha kadar namaz kıl. Ve malı nereye gomduğunu hatırlamaya calış.” buyurdu. Adam, İmÂm-ı Â’zam’ın sozunu tuttu. Yatsıdan sonra, başladı nÂfile namaz kılmaya. Gece yarısına doğru malı nereye gomduğunu hatırladı. Sevincle İmÂm-ı Â’zam’a geldi. İmÂm-ı Â’zam Hazretleri gulerek şu cevabı verdi: “Biliyordum zÂten, şeytan seni butun gece namaz kılmaya bırakmazdı. Keşke Allah’a şukur icin, gecenin kalan kısmını da ibÂdetle gecireydin de, şeytanı iyice kahredeydin!
__________________