1- Allah'ın varlığını nasıl anlarız?
Cevremize baktığımızda gorduğumuz bitkiler, hayvanlar, denizler, dağlar, insanlar ve hatta goremediğimiz mikro alemdeki canlı cansız herşey kendilerini var eden ustun bir aklın apacık delilleridir. Aynı şekilde tum evrende var olan denge, duzen, kusursuz yaratılış yine kendilerini kusursuzca tasarlayan ustun bir ilim sahibinin varlığını kanıtlar. İşte bu ustun aklın ve ilmin sahibi Allah'tır.
Biz Allah'ın varlığını, yarattığı kusursuz sistemlerden, canlı cansız varlıkların hayranlık uyandırıcı ozelliklerinden anlarız. Bu kusursuzluğa Kuran'da da dikkat cekilmiştir:
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum'(mutabakat) icinde yedi gok yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hicbir 'celişki ve uygunsuzluk' (tefavut) goremezsin. İşte gozu(nu) cevirip-gezdir; herhangi bir catlaklık (bozukluk ve carpıklık) goruyor musun? Sonra gozunu iki kere daha cevirip-gezdir; o goz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana donecektir. (Mulk Suresi, 3-4)
2- Allah'ı nasıl tanırız?
Allah'ın ustun gucunu yine evrendeki kusursuz yaratılış bize gosterir. Ancak asıl olarak Allah bize Kendisini insanlara doğruyu gosteren bir rehber olarak indirdiği Kuran'da tanıtmıştır. Kuran'da Allah'ın tum ustun sıfatları; aklı, ilmi, şefkati, merhameti, adaleti, her yeri sarıp kuşatan olduğu, herşeyi işiten ve goren olduğu, goklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin tek sahibi, tek İlahı olduğu, mulkun tek hakimi olduğu haber verilmiştir.
O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, muşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O'dur. O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selam'dır; Mu'min'dir; Muheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mutekebbir'dir. Allah, (muşriklerin) şirk koştuklarından cok yucedir. O Allah ki, yaratandır, (en guzel bir bicimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En guzel isimler O'nundur. Goklerde ve yerde olanların tumu O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 22-24)
3- Yaratılış amacımız nedir?
Yaratılış amacımızı Allah bizlere Kuran'da şoyle bildirir:
insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)
Bu ayetle bize haber verildiği gibi, insanın yeryuzunde bulunuş amacı yalnızca Allah'a kulluk etmek, O'na ibadet etmek, O'nun rızasını kazanmaktır. İnsan dunyada bulunduğu sure boyunca bu konuda denenir.
4- Nicin deneniyoruz (imtihan oluyoruz)?
Allah dunyada Kendisine iman edenlerle etmeyenleri birbirinden ayırmak ve iman edenlerden de hangisinin daha guzel davranışlarda bulunacağını belirlemek icin insanları dener. Bu yuzden bir insanın "ben iman ettim" demesi yeterli değildir. İnsanın yaşadığı sure boyunca, Allah'a olan imanı ve bağlılığı, dindeki kararlılığı kısaca Allah'a kulluktaki sabrı ozel olarak yaratılan şart ve ortamlarla denenir. Allah bu gerceği bir ayetinde şoyle bildirir:
O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve guzel) olacağını denemek icin olumu ve hayatı yarattı. O, ustun ve guclu olandır, cok bağışlayandır. (Mulk Suresi, 2)
5- Allah'a nasıl kulluk ederiz?
Allah'a kulluk etmek, insanın tum yaşamını Allah'ın hoşnutluğunu, rızasını kazanmak amacıyla surdurmesidir. Yaptığı her işi Allah'ın razı olacağı en guzel şekilde yerine getirmeye calışması, yalnızca Allah'tan korkup sakınması ve tum duşuncelerini, sozlerini, fiillerini bu amac doğrultusunda yapmasıdır. Allah Kuran'da yalnızca Kendisine kulluk etmenin insanın tum yaşantısını kapsadığına şu ayetiyle dikkat cekmiştir:
De ki: "Şuphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve olumum alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam Suresi, 162)
6- Din nicin gereklidir?
Allah'ın varlığına inanan bir insanın ilk yapması gereken, kendisine bir "hicken" can veren, yaşatan, yediren, iciren, sağlık veren Yaratıcımızın emirlerini, hoşnut olacağı şeyleri oğrenmek olmalıdır. Daha sonra da tum hayatını Allah'ın emirlerine uyarak ve Allah'ın hoşnutluğunu arayarak gecirmelidir. Allah'ın razı olacağı ahlakı, davranışları ve yaşam bicimini bize gosteren ise dindir. Allah Kuran'da dine uyan insanların doğru bir yol uzerinde olacaklarını, diğerlerinin ise sapıklık icine duşeceklerini haber vermiştir:
Allah, kimin goğsunu İslam'a acmışsa, artık o, Rabbinden bir nur uzerinedir, (oyle) değil mi? Fakat Allah'ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar, apacık bir sapıklık icindedirler. (Zumer Suresi, 22)
7- Dini yaşamak nasıl olur?
Allah'a inanan ve O'na gonulden itaat eden insanlar, yaşamlarını Allah'ın Kuran'daki tavsiyelerine uygun olarak duzenlerler. Dini yaşayan insan vicdanının gosterdiği doğrulara uyarak yaşamını surdurur ve icindeki negatif ses olan nefsinin kotu olarak emrettiği herşeyi bırakır. Allah insanları dini yaşama fıtratı ile yarattığını Kuran'da şoyle bildirir:
Oyleyse sen yuzunu Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına cevir; ki insanları bunun uzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı icin hicbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların coğu bilmezler. (Rum Suresi, 30)
8- İnsanın kalbinde vicdanının dışında bir ses var mıdır?
İnsanın vicdanının sesinden sonra gelen diğer alternatiflerin hepsi vicdanı bastırmaya calışan "nefsin sesi"dir. Nefis insanı vargucuyle doğru olandan alıkoyup, ona kotu olanı yaptırmaya calışır.
Bunu cok acıkca yapmayabilir. Bir insana makul gelebilecek bazı bahaneler one surebilir, "bundan birşey olmaz" dedirtebilir. Allah bu gerceği Kuran'da şoyle bildirmektedir:
Nefse ve ona 'bir duzen icinde bicim verene', Sonra ona fucurunu (sınır tanımaz gunah ve kotuluğunu) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gercekten felah bulmuştur. (Şems Suresi, 7-9)
Ayette de bildirildiği gibi insana hem kotulukler, hem de bu kotuluklerden sakınmak ilham edilmektedir. İnsan ise bunlardan hangisine uyacağı konusunda denenmektedir.
9- Ahiretin varlığını nereden biliyoruz?
Allah şu anda insanları bir algılar dunyasının icinde yaşatmaktadır. Bir hayal olan bu dunyayı, boylesine kusursuz ve muhteşem bir yaratılışla, derinliği olan, uc boyutlu, rengarenk, ışıl ışıl goruntulerle var eden Allah, kuşkusuz ki bundan cok daha guzelini de yaratmaya guc yetirir.
Allah insanın beyninde şu an nasıl bir dunya goruntusu oluşturuyorsa, olumunun ardından da farklı bir boyuta gecirerek, farklı bir ortamın goruntusunu gosterecektir. İşte insana gosterilen o boyut, ahiret olacaktır.
10- Reenkarnasyon ne demektir?
Reenkarnasyon aslı olmayan bir batıl inanctır. Dini inancı olmayan insanların bilincaltlarındaki "oldukten sonra yok olma endişesi"nin bir sonucu olarak ya da dini inancı zayıf olan kişilerin oldukten sonra ahirete gitme korkularının bir sonucu olarak ortaya cıkmıştır. Her iki sınıf icin de oldukten sonra tekrar dunyaya gelmek cazip bir durumdur.
Oysa Kuran'daki pek cok ayette insanın imtihan edildiği tek bir dunya hayatının olduğu vurgulanır. Ayrıca ayetlerde olumden sonra dunyaya donuş olmadığı da bildirilmektedir. Bir ayette insanın sadece bir kez oleceği şoyle haber verilir:
Orda, ilk olumun dışında başka olum tadmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur. (Duhan Suresi, 56)
11- Olum bir yok oluş mudur?
Olum insanlar icin bir yok oluş değil, ebedi olan, asıl gercek olan ahiret yurduna bir geciştir. Olumle birlikte dunya ortamı ve bu ortamda bulunan bedenle ilişki kesilir. İnsanın bedeni ile ruhunun bağlantısı kesilip de, ruhu ahiretteki goruntulerle muhatap olmaya başlayınca yani insan olunce, gozunun onundeki perde kalkar ve olumun sandığı gibi bir yok oluş olmadığını anlar. Her gun uykudan uyanarak gune başladığı gibi, oldukten sonra da dirilerek ahiret hayatını yaşamaya başlar. "Dirilten ve olduren O'dur. Bir işin olmasına hukmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir." (Mumin Suresi, 68) ayetiyle haber verildiği gibi, insanların ahirete gecişi Allah'ın tek bir "Ol" demesiyle olur.
12- Evren de olumlu mudur?
Allah Kuran'da evrendeki tum yaratılmışların dışında evrenin de bir olumunun olduğunu bildirir. Tum hayvanlar olur, bitkiler olur, insanlar olur. Gezegenler de olur, yıldızlar ve guneşler de olur. Tum maddesel varlıklar kıyametle birlikte olur, yok olur. Evrenin olumu olan kıyamet, insanın daha once hic karşılaşmadığı kadar buyuk bir olaydır. Kuran'da bu olay şoyle bildirilir:
"Kıyamet gunu ne zamanmış" diye sorar. Ama goz 'kamaşıp da kaydığı,' Ay karardığı, Guneş ve ay birleştirildiği zaman; İnsan o gun: "Kacış nereye?" der. Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok. O gun, 'sonunda varılıp karar kılınacak yer (mustakar)' yalnızca Rabbi'nin katıdır. İnsana o gun, onceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. (Kıyamet Suresi, 6-13)
13- Hesap gununde nasıl bir sorgulama olacak?
Hesap gununde herkes tek başına sorgulanacaktır. Hesabın ilk aşamasında insana dunya hayatı boyunca yaptığı herşey, hicbir şey eksik tutulmadan gosterilecektir. "…bir hardal tanesi ağırlığında olsa, (bu) ister bir kaya parcasından ya da goklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir. Şuphesiz Allah, latif olandır, (herşeyden) haberdardır." ayetinde de bildirildiği uzere insanın yaptığı hicbir şey gizli kalmayacaktır. (Lokman Suresi, 16)
Bir insan dunya hayatında yaptıklarını unutabilir ancak Allah hicbirini unutmaz ve hesap gununde insanın onune getirir. Hesap gununde herkesin eline amel defterleri verilir. Aynı zamanda insanların iyiliklerini ve kotuluklerini tartan hassas teraziler de ortaya konmuştur ve bu hesapta zerre ağırlığınca bile kimseye bir haksızlık yapılmaz. Hesap esnasında insanın işitme ve gorme duyuları ve derileri aleyhinde şahitlikte bulunacak, ve dunya hayatında yaptıklarına şahit olanlar da şahit olarak getirileceklerdir. İnkarcılar zorlu bir sorgulamadan sonra cehenneme sevkedileceklerdir. Muminler icinse kolay bir hesap olacaktır ve sorgulamadan sonra sevinc ve kurtuluşun coşkusuyla cennete gireceklerdir.
14- Bir insan ahirette gercekleri gorduğunde, yaptıklarını telafi etmek isterse boyle bir imkanı olabilir mi?
O gun hicbir şey icin telafi imkanı yoktur. Olumden sonra iman etmek hic kimseye kurtuluş sağlamayacaktır. İnkarcılar ayetlerde de bildirildiği uzere hesap gununde kendilerinden her isteneni yapmak icin yalvaracaklar ancak onlardan artık hicbir şey kabul edilmeyecektir. Dunyaya geri donup salih amellerde bulunmayı dileyeceklerdir ancak bu istekleri de reddedilecektir.
Telafi imkanı kalmadığını anladıklarında ise inkarcıları dayanılmaz bir pişmanlık saracaktır. Burada yaşanan caresizlik ve pişmanlık duygusu ise, dunyadaki hicbir şeye benzemez. Cunku inkarcılar sonsuza kadar en ufak bir kurtuluş umitleri olmadan cehennem azabında yaşayacaklarını anlayacaklardır:
Ateşin ustunde durdurulduklarında onları bir gorsen; derler ki: "Keşke (dunyaya bir daha) geri cevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mu'minlerden olsaydık." Hayır, onceden saklı tuttukları kendilerine acıklandı.
Şayet (dunyaya) geri cevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şuphesiz yine doneceklerdir. Cunku onlar, gercekten kafirlerdir. Onlar dediler ki: "Bu dunya hayatımızdan başkası yoktur. Ve bizler diriltilecek değiliz." Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir gorsen: Allah: "Bu, gercek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, Rabbimiz hakkı icin" dediler. Allah: "Oyleyse inkar edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" dedi. (Enam Suresi, 27-30)
__________________
KarŞilaŞabİleceĞİnİz Sorulara Cevaplar!!!
Dini Bilgiler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- KarŞilaŞabİleceĞİnİz Sorulara Cevaplar!!!