Yurtdışında yaşayan bir okurun gazeteye gonderdiği mektuptur. Okumanızı rica ederim.
Budist arkadaşlara orucu anlatıyoruz
Bu yıl başka bir hasretle bekledik Ramazan’ı. Tum manevi hislerin gizlenmesi gerektiği bir yerde sanki icten ice buyuk sevincti bu ayı yaşamak.
Her ne kadar etrafınızdaki insanlarla paylaşmasanız da bu duyguları az cok onlara hissettirmek istersiniz. Bulunduğumuz ulkenin yuzde 90’ı Budist. Musluman nufus yuzde 1’e giremeyecek kadar az. Dolayısıyla sizin duygularınız adına yaşanan en ufak bir olay yok. Bu yokluğun yaşandığı (bazen manevi yokluk maddi yokluktan cok cok daha kotu) yerde az da olsa sizin değerlerinizi paylaşmak ulaştırmak istediğiniz insanlara en guzel firsatı Ramazan ayında yakalıyorsunuz.
İlk davetimizi en samimi calışma arkadaşlarımıza yaptığımızda bizi nasıl bir tepkinin beklediğini bilmiyorduk. Budist inanclarına gore ayın belli zamanlarında et ve et urunlerine karşı yapılan oructan dolayı belki inancımızı acıklamakta kolaylık cekeriz diye duşunmuştuk. Ama pek de duşunduğumuz gibi olmadı. Tahminlerinin otesinde bir sabır olduğunu gorduklerinde cok şaşırdılar. Neden arada bir su icmediğimizi ya da ufak da olsa bir şeyler yemediğimizi anlatmakta biraz zorlandık. Cunku onlara gore bu bir nevi işkenceydi. İlginc olan şey; hic bilinmeyen bir şeyin anlatılmasının zorluğu idi. Neden oruc tuttuğumuzu anlatmaya once nefis terbiyesi, sonra sosyal dayanışma ile başladık. Her izahın gelişiyle onların hayret ifadelerinin arttığına şahit olduk. Oyle zamanlar oldu ki sofrada yemek unutuldu, doyasıya bir duygu seli yaşandı. Bu kadar basit bir davetin boyle sonuclanacağını hic tahmin etmemiştik. Aldığımız cesaretle buna devam ettik ve yaklaşık 3 yıldır her gun soframızı bir tanıdığımızla paylaştık. Hatta eski dostlarımızın arayıp bu yıl davet edilip edilmeyeceklerini sordukları zamanları da cok yaşadık. Nerede olursak olalım her gun soframızı ve duygularımızı buna muhtac olan kardeşlerimizle paylaşalım. Ramazan’ın guzelliğini bencilliğimize hapsetmeyelim. O zaman asıl bereketin nasıl geldiğini daha iyi anlamış olacağız.
Eğer ‘Uzaklarda bayram nasıl?' diye sorarsanız sanırım cevabı biraz daha huzunlu olur. Bayramı bayram yapan ziyaretler, bayramlaşmalar bizim icin biraz uzak kaldığından dolayı daha yuzeysel şeylerle bayramı hissetmek zorunda kalıyoruz. Turkiye'ye telefon edebilmek icin saatlerce uğraşır, kısa cumlelerle bayramlaşırız. Arkasından mahallemizde ve calıştığımız yerdeki arkadaşlarımıza cikolata ve şeker ikram ederek onlara bugunun bizim icin ozel bir gun olduğunu anlatırız.
07.10.2005
Nurten Calışkan, Vietnam
Zaman
__________________
Budist arkadaşlara orucu anlatıyoruz
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Budist arkadaşlara orucu anlatıyoruz