Yer, o şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı, yer, ağırlıklarını dışa atıp-cıkardığı ve insan:
"Buna ne oluyor?" dediği zaman; o gun (yer), haberlerini anlatacaktır.
(Zilzal Suresi, 1-4)

Arapcada "zilzal" kelimesi deprem, sarsıntı; "eskaleha" kelimesi ise "ağırlıklarını, ağır yuklerini" anlamlarına gelmektedir. Yukarıdaki ayetler ilk anlamlarıyla duşunulduğunde, depremle ilgili onemli bir bilimsel gerceğe dikkat cekildiği gorulmektedir.

Zilzal Suresi'nin 2. ayetinde, depremle ilgili olarak yerin ağırlıklarını atmasından bahsedilmektedir. Nitekim son yuzyıllarda yapılan araştırmalar sonucunda yerin merkezinde ağır metaller olduğu ve bunların yeryuzundeki hareketlenmeler sonucunda ortaya cıktığı anlaşılmıştır. Jeologların tespitlerine gore, Dunya soğudukca, ağır ve yoğun olan maddeler Dunya'nın merkezine doğru cokerken, daha hafif olanlar dış yuzeye doğru yukseldi. Bu nedenle, yer kabuğu en hafif maddelerden (bazalt ve granit kayalardan) oluşurken, cekirdekte ağır metaller (nikel ve demir) bulunur. Sonuc olarak erimiş metallerden oluşan yer altı, yer ustunden cok daha ağır ve yoğun bir malzemeden oluşmuştur.

Deprem zamanlarında ise yer altındaki ağır maddeler yer ustune cıkma imkanı bulur; boylece ayetlerde tarif edildiği gibi yeryuzu ağırlıklarını dışa atmış olur. Ayrıca metal rezervlerinin yoğun olarak bulunduğu yerler, deprem ve volkan hareketlerinin daha cok gercekleştiği bolgelerdir. Yapılan kapsamlı araştırmalar sonucunda, yakın gecmişte ortaya cıkan bu bilimsel bulgular, Allah'ın Kuran'da işaret ettiği bilimsel gerceklerden sadece biridir.
__________________