

Evrenin gorebildiğimiz kısmında 100 milyardan fazla galaksi mevcuttur ve kucuk galaksilerde yaklaşık bir milyar, buyuk galaksilerde ise bir trilyondan fazla yıldız bulunur. Bu yıldızların pek coğunun gezegenleri, bu gezegenlerin de uyduları vardır. Tum bu gok cisimleri cok detaylarla hesaplarla saptanmış yorungelere sahiptir. Ve milyonlarca yıldır her biri kendi yorungesinde diğerleriyle kusursuz bir uyum ve duzen icinde akıp gitmektedir. Bunların dışında pek cok kuyruklu yıldız da kendisi icin tespit edilmiş olan yorungede yuzup gider.
Evrendeki yorungeler sadece bazı gok cisimlerine ait değildir. Guneş Sistemimiz hatta diğer galaksiler, başka merkezler etrafında buyuk bir hareketlilik gosterirler. Dunya ve onunla birlikte Guneş Sistemi her yıl, bir onceki yerinden 500 milyon kilometre uzakta bulunur. Gok cisimlerinin yorungelerinden en ufak bir sapmanın bile sistemi altust edecek kadar onemli sonuclar doğurabileceği hesaplanmıştır. Orneğin Dunya yorungesinde, normalden fazla veya eksik 3 milimetrelik bir sapmanın yol acabilecekleri, Bilim ve Teknik'in Temmuz 1983 sayısında şoyle tarif edilmektedir:
Dunya, Guneş cevresinde donerken oyle bir yorunge cizer ki, her 18 milde doğru bir cizgiden ancak 2,8 milimetre ayrılır. Dunya'nın cizdiği bu yorunge kıl payı şaşmaz; cunku yorungeden 3 milimetrelik bir sapma bile buyuk felaketler doğururdu: Sapma 2,8 yerine 2,5 milimetre olsaydı, yorunge cok geniş olurdu ve hepimiz donardık; sapma 3,1 milimetre olsaydı, hepimiz kavrularak olurduk.
Gok cisimlerinin bir başka ozelliği de, yorungelerinin dışında bir de kendi etraflarında donmeleridir. Kuran'daki "Donuşlu olan goğe andolsun." (Tarık Suresi, 11) ayeti ise tam da bu gerceğe işaret eder. Elbette, Kuran'ın indirildiği donemde insanlık, gunumuzdeki gibi uzayı milyonlarca kilometre uzaklara dek gozlemleyecek teleskoplara, gelişmiş gozlem teknolojilerine, modern fizik ve astronomi bilgilerine sahip değildi. Dolayısıyla uzayın, ayette bildirildiği gibi, "ozen icinde yollar ve yorungelerle donatılmış" (Zariyat Suresi, 7) olduğunu, o donemde bilimsel olarak tespit edebilmek imkansızdı. Ancak o cağda indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'de bu gercek bizlere acıkca haber verilmiştir ve bu, Kuran'ın Allah sozu olduğunun delillerinden yalnızca bir tanesidir.
__________________