Nefsinize biraz ağır gelecektir okumayı sevmiyorsanız.
Nicin okumalıyım?
Diye sorarsanız hic bir faidesi olmasa bile Âyet-i Kerîmeler sizi tefekkure sevkeder İnşaallah!
(mutenahi)


Bu gun icimden şoyle bir hasbihal etmek geldi. Son zamanlarda dunyada ve ulkemizde yaşadığımız kotu hadiseler morallerimizi bozdu, sinirlerimizi gerdi.

Kimilerimiz "yaşama sevincini" kaybetti, kimilerimiz "hayattan tad alamaz" oldu. Peki olması gereken bu muydu? Elbette insanız, etten ve kemikteniz.
Bireysel veya toplumsal olarak yaşadığımız her olay bizleri ya sevindiriyor ya da uzuyor. Buna diyecek yok ama hic unutmamamız gereken bazı gercekler var...
Bir kere şunu duşunelim: Musluman olduk diye hayatımız hep iyi ve guzel mi gececek? Bize boyle bir garanti mi verildi? Boyle bir soz mu aldık? Asla!
Tam tersine hayatımızın cetin imtihanlarla gececeği soylendi bize. Hatırlasanıza RABBİMİZ, ustelik yemin ederek şoyle buyurmadı mı?

"Andolsun ki sizi biraz korku ve aclık; mallardan, canlardan ve urunlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri mujdele!"
[Bakara, 155]



Yaşadığımız hadiselerde sevinirken şımarıklığa kacmamak, uzulurken işi umitsizlik ve isyana vardırmamak tek cıkar yolumuz. Yoksa şu Âyeti duymadınız mı?

"Yeryuzunde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan once, bir kitapta yazılmış olmasın. Şuphesiz bu, ALLAH'a gore kolaydır. (ALLAH bunu) elinizden cıkana uzulmeyesiniz ve ALLAH'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye acıklamaktadır. Cunku ALLAH, kendini beğenip boburlenen kimseleri sevmez."
[Hadid, 22-23]



Peki ya ALLAH Resûlu (s.a.v.) ve Sahabeler? Hani şu bizim "asr-ı saadet / mutluluk cağı" dediğimiz zamanda acaba nasıl şartlar icinde yaşadılar?
O doneme "mutluluk cağı" denilmesi, onların cok guzel, iyi şartlarda yaşamaları sebebiyle miydi? Asla!
Onlar değil miydi aclıktan karınlarına taş bağlayan, hurma liflerini yiyen? Onlar değil miydi muşriklerle, munafıklarla, ehl-i kitapla bitip tukenmek bilmeyen bir cihadın izini suren?

Peki onların evlerinde rahat doşekleri, mutfaklarında turlu yemekleri, gezip tozdukları konforlu binekleri mi vardı? Hayır!

Yatak olarak bildikleri yegÂne şey ici hurma lifleriyle doldurulmuş bir deri, yiyecek olarak en cok buldukları şey hurma, bir coğunun yegÂne bineği sıcak kumlarda yanmasın diye caput bağladıkları ayaklarıydı...
Onlar sıcağın kavurduğu gunlerde bir soğuk suya hasrettiler... Ama imanları onları mutlu kılıyor, zorluğa sabrediyor,

"ALLAH bize yeter, O ne guzel vekildir!"

diyorlardı.

İşte o cağı "mutluluk cağı" kılan da buydu. Kasaları ve keseleri tam takırdı ama kalpleri iman ile tıka basa doluydu! Evet zor gunler geciriyoruz ama biz muminleriz. Biz zora talip olmuşuz. Daha once şu Âyetleri defalarca duymuşuzdur:

"Yoksa Allah icinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya cıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?"
[Âl-i İmran, 142]



Dahası, Peygamber ve Ashabının yaşadığı zorluğun zirvesini ifade eden şu Âyeti her daim slogan olarak soylemişizdir:

"(Ey muminler! ) Yoksa siz, sizden once gelip gecenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara oylesine dokunmuş ve oyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki muminler: ALLAH'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki ALLAH'ın yardımı yakındır."
[Bakara, 214]

Evet... Zora talip olanlar zorluktan şikÂyet etmez, yılmazlar. Ulkemizin ve devletimizin gizli-acık pek cok duşmanı var. Ama olsun, biz şu Âyete inanmışız:

"Bir kısım insanlar, muminlere: "Duşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "ALLAH bize yeter. O ne guzel vekîldir!" dediler. Bunun uzerine, kendilerine hicbir fenalık dokunmadan, ALLAH'ın nimet ve keremiyle geri geldiler. Boylece ALLAH'ın rızasına uymuş oldular. ALLAH buyuk kerem sahibidir."
[Âl-i İmran, 173-174]



Evet... Mumin isen kapıp koyvermek yok! Bu diyarı terk etmek yok. Bu deveyi gudeceksin başka yolu yok!

"Uzulmeyin, gevşemeyin. Eğer inanıyorsanız ustun gelecek olan sizlersiniz."
[Âl-i İmran, 139]

Biz moralimizi ve birliğimizi bozmadıkca sıkıntılar ve duşmanlar -ALLAH'ın izniyle- bize hicbir zarar veremez. Rabbim moralimizi ve birliğimizi bozmasın.




@By_Diegones; @Derin Sızı; @Ernesto; @YazGuneşi; @LastDuty; @marifetyolcusu; @Berona; @Bortecine;


__________________