B i s m i l l  h i r r a h m a n i r r a h i m
EsselÂmu aleykum..

Konu : Kuran’ı Kerim “Mubindir”

Kuran’ı Kerimde CenÂbı Allah bal arısına, dişilere hitap edilen şekilde hitap ederek, ustelik tekil takısını kullanarak, onun ne yapması gerektiğini bildirmiştir. Cunku Arapca’da dişiye ayrı, erkeğe ayrı gramer kullanarak hitap edilmektedir.

Bu konu ile ilgili Kuran’ı kerimde ;
“Rabbin bal arısına vahyetti; dağlardan, ağaclardan ve insanların yaptıkları cardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına git. Onların karınlarından renkleri ceşitli bir şerbet (bal) cıkar. Onda insanlar icin bir şifa vardır. Elbette bunda duşunen bir kavim icin buyuk bir ibret vardır.” (Nahl sûresi 68. ve 69. Âyetler)

Neden dişi? Yuzlerce yıl sonra oğreniyoruz ki. Bal arıları, aralarında az olan erkekleri yok ediyorlar. Dişi kralice arı tek kalıyor ve koloninin yonetimine de tek başına hakim oluyor. Cok miktarda larvalar ureterek, omurleri 6 hafta olan işci ve diğer arıların yerini dolduruyor. İşci ve diğer arıların ise cinsiyeti yoktur. Kısırdır, eşleşemezler.

Bu ve diğer gercekler bizi daha cok duşunmeye iten olaylardır. Mucizeden de otedir. Butun bunları yaratanından daha iyi bileni olamaz. Yaklaşık on beş asır once colde, bitki, sebze ve meyve olmayan bir yerde, CenÂbı Allah bize ruzgarları aşılayıcı ve dollendirici olarak gonderdiğini bildirmektedir.

Gunumuzdeki bilim, ruzgarın aşılayıcı ozelliği olduğunu, bitkilerin uzerinden eserken erkek tohumlarla dişi tohumları dollendirdiğini, yağmurun yağmasında da buyuk rol oynadığını daha yeni ispat etmiştir.

“Biz ruzgarları aşılamayı sağlayan vasıtalar olarak gonderdik. Ve gokten bir su indirdikte onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (biz bunları yapmasaydık) Siz o suyu saklayamazdınız.” (Hicir sûresi 22.Âyet)

Bu Âyette ayrıca; yağmur sularının yine yuce Allah’ın yarattığı yer katmanlarında stok edildiğini ve buralardan insanların ihtiyacının temin edildiği ifade edilmektedir.

“O size korku ve umit icinde şimşeği gosteren ve ağır bulutları meydana getirendir.” (Rad sûresi 12. Âyet)

“Gok gurultusu Allah’a hamd eder. Meleklerde onun korkusundan tespih ederler.” (Rad sûresi 13. Âyet)

“Ruzgarları rahmetinin onunde mujdeci olarak gonderen odur. Sonunda onlar (ruzgarlar) ağır bulutları yuklenince, onu olu bir memlekete sevk ederiz. Oraya su indirir ve onunla turlu turlu meyveler cıkarırız. İşte oluleri de boyle cıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.” (Araf sûresi 57.Âyet)

Bu Âyeti kerimelerden anlaşılacağı gibi yuce Allah, oluleri nasıl dirilteceğini kullarına bildirmektedir. Ancak “ağır bulutları” buyruklarının da uzerinde durmak gerekiyor.

Cenabı Allah’ın gucunu, kudretini her yerde gorduğumuz gibi burada da gorebiliriz. Hava ruzgarlı ve bulutlu olduğunda, zaman zaman o bolgedeki bulutların ağırlığının 300 bin tona yakın bir ağırlık olduğunu, yaklaşık 15 asır sonra bilim tespit etmiştir.

Yer cekimine karşılık, bu devasa ağırlığı havada durduran Allah’tan başka kimse değildir. Boylece su baskınlarının ve sellerin getirdiği felÂketlerin kaynağı daha iyi anlaşılmaktadır.

CenÂbı Allah, bizi kıyamet gunu toprağın icinden dışarı atacağını, Âdeta fışkırtacağını, yer altındaki milyarlarca gomulu insanın nasıl dirileceğini, mezarlarından nasıl kalkacaklarını, Kuran’ı Kerimdeki cekirgelerle ilgili ayeti kerimede şoyle buyurmaktadır ;

“Sanki etrafa yayılmış cekirge surusu gibi davetciye koşarak kabirlerinden cıkarlar, O esnÂda kÂfirler ise utangac, gozleri donmuş bir durumda bu cok cetin, şiddetli ve zorlu gundur, diyecekler.” (Kamer sûresi 7.8 . Âyetler)

Kuran’ı Kerim neden cekirgeyi misal vermiştir? Cekirgelerin hayatını incelediğimizde karşımıza ilginc bir olay cıkar. Cekirgeler yumurtalarını toprağa tohum gibi yerleştirirler. Larvalar uzun bir sure toprağın altında kaldıktan sonra milyarlarca cekirge yeryuzune cıkar.

Cekirge suruleri, kilometrelerce uzunlukta ve genişliktedir. Kapkara bir yağmur bulutu gibi. Bazı surulerin 35 km. genişliğinde ve metrelerce derinlikte olduğu tespit edilmiştir. Ben şahsen bu olaylara 1950 ile 1990 yılları arasında defalarca şahit olmuşumdur.

Guneşi bile kapayarak yeşil alanlara inerler ve yeşillikleri kuruturlar. Milyarlarca cekirgenin, toprak altından aynı zamanda toplu halde yeryuzune cıkmalarında bizim icin cok buyuk ibretler vardır. Mezardan kalkmamızın en buyuk kanıtıdır. Ama kalpleri muhurlu olanlar yine de anlamazlar.

İşte cekirgeleri boylece yeryuzune cıkaran yuce Allah, insanları da kabirlerinde boyle diriltecektir.

“Oluden diriyi, diriden de oluyu O cıkarıyor. İşte sizide (kabirlerinizden) boyle cıkarılacaksınız.” (Rum sûresi 19. Âyet)

Yukarıdaki Âyeti kerimede buyurduğu gibi, oldukten sonra dirilmenin hic de oyle akıl almaz bir şey olmadığını yeryuzunde, ilk ve son baharda surekli olme ve dirilme olayları bize bu gerceği ozlu bir şekilde anlatmaktadır. Gercekten, kupkuru topraktan ve ağaclardan, yemyeşil bitkiler ve yapraklar, rengarenk cicekler ve meyveler cıkaran ilahi kudret icin, yoktan var ettiği insanı tekrar diriltmesinin zor olacağı duşunulemez.

Cok akıllı super zekaya sahip 10 kişiyi gun ışığı almayan, takvim, saat, haberleşme cihazları ve diğer zaman gostergelerinin olmadığı bir yere kapasak. Yalnız yeme icmelerini temin etsek ve onlara, 20 gun sonra buradan hep birlikte cıkacaksınız desek? İnanıyorum ki her biri ayrı cıkış zamanı verecektir. Veya hicbir yorum yapamayacaklardır. Ustelik bunlar akıllı insanlardır.

Peki milyarlarca cekirge, uzun bir sure sonra hep birlikte bulundukları karanlık yarıklardan aynı gunde yeryuzune cıkmalarına ne denir? Allahu Ekber (Allah buyuktur) demekten başka caremiz yoktur.

Yaklaşık aradan on beş asır gecmiş olmasına rağmen Kura’nı Kerimde ki buyruklardan hic biri bugunku yaşantımıza ters duşmemektedir. O, insanlar icin bir ışıktır. Tersini bekleyenlerin elleri hep boş kalmıştır. Yani insanoğlunun şimdi ve ileride ulaşacağı medeniyetler Kuranı Kerimi hic aşamayacaktır.

Cenabı Allah muminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dunyanın ve ahiretin guzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşcakalın… Mekkavi…
__________________