Gun, Allah’ın Emrini Yerine Getirme Gunudur!
Rabbimiz TeÂl kitabında: “Sizden hayra cağıran iyiliği emreden, kotuluğu sakındıran bir topluluk bulunsun…’’1 diye emretmiştir. Emri başımızın uzerinedir. Âlimlerin ittifakıyla eğer insanlığı davet edecek, bu konuda ihtisas yapmış, yeteri sayıda bir davetci topluluğu yok ise bu vazife her muslumanın gorevidir. Kendisi yaş ve imkÂn yonuyle davetci olabilecekse kendisi davetci olmalı, olamayacaksa evladını yetiştirmeli, o da mumkun değilse malı ve desteğiyle bu topluluğun oluşması icin calışmalıdır. Bu davetci topluluğunun oluşması icin calışmak ya da en azından destek olmak koydeki cobanın, evdeki hanımın, yaşlının ve gencin, kadının ve erkeğin herkesin vazifesidir. Kurtuluşumuzun yegÂne cozumu bundadır. Bu yuzden ayet: “İşte onlar kurtuluşa erenlerdir’’ buyurmuştur. Bugune kadar yerine getirmediğimiz her emrin kefaretini odedik, oduyoruz. Artık hem dunya hem ahiret kurtuluşumuz icin davet zamanıdır.
Gun, Yeniden En Hayırlı Ummet Olma Gunudur!
“Siz insanlar icin cıkarılmış en hayırlı ummetsiniz, iyiliği emreder kotulukten sakındırırsınız’’2 ifadesiyle bu vazife ummetin en onemli ozelliği olarak ovulmuştur. Eğer ummet bu vazifeyi yapmıyorsa bil ki artık ummet değildir. Ummet olamayışının nedeni bu vasfı yitirmesidir. Rasulullah’ın seckin talebelerinden Ebu Hureyre (r.a) bu ayet hakkında: “Biz insanların en hayırlısıyız. Cunku durmadan-dinlenmeden fasılasız onları İslam’a sevk ederiz’’3 buyurdu. Ebu Hureyre’nin acık alınla soylediği bu cumleyi şimdi Muslumanlardan kac kişi soyleyebilir acaba? Soyleyebildiğimiz gun ummet olduğumuz, ummet olduğumuz gun bu vazifeyi yerine getirebildiğimiz gun olacaktır. Bu vasıf, aynı zamanda bizi diğer ummetlerden ayıran farktır. “İsrail oğullarından olup da kufredenlere Davud’un da Meryem oğlu İsa’nın da diliyle lÂnet olunmuştur. Onlar işledikleri herhangi bir fenalıktan birbirlerini vazgecirmeye calışmazlardı. Yapmakta oldukları şey ne kotu idi!”4 buyrularak lÂnetin nedenine dikkat cekilmiştir. Efendimiz (s.a.v.) bu ayeti tefsir ederek: “Ben-i İsrail arasında zulum yaygınlaştığı zaman, onlardan biri diğerini gunah irtikÂp ederken gorur ve once nehiyde bulunurdu. Fakat ertesi gunu o adamla oturup kalkabilmek, yiyip icebilmek icin gorduğu munkerden nehyetmezdi. Bunun uzerine Cenab-ı Hak, onları birbirine duşurdu ve haklarında: “Kufredenlere lÂnet olundu’’ der. Hadisin rÂvisi Ebu Ubeyde: “Hz. Peygamber buraya kadar konuşurken bir yere dayanmıştı. Buraya gelince doğruldu ve: “Evet ya zalime engel olursunuz ve onu hakka cekersiniz, ya da bu durum sizin başınıza da gelir’’ diyerek ikazda bulundu”5 buyurmuştur. Bu ummet oncelikle; Allah’ın ve Rasulu’nun lÂnet ettiği ve şu anda olduğu gibi tum yeryuzunu kana boyamakla, doğmamış bebeklerin, yeni doğmuş sabîlerin, annelerin ve yaşlıların gece gunduz lÂnetini ceken o gazaba uğramış topluluğun vasfını uzerinde taşımak istemiyorsa bir an once vazifesini hatırlamalıdır.
Gun, Peygamber’in Mesleğini Surdurme Gunudur!
Davet Peygamber mesleğidir. Bundan daha kıdemli bir makam, daha şerefli bir meslek ve daha değerli bir pÂye yoktur. Allah (c.c) Peygamberini Kur’an da bu vazifeyle zikretmiştir. ‘’Ey Peygamber, biz seni hakikaten bir şahid, bir mujdeci, bir korkutucu hem de Allah’ın izniyle bir davetci ve nur sacan bir kandil olarak gonderdik.’’6 Davetci vasfıyla anılan o Yuce Peygamberin, davet yolunda cekmediği sıkıntı ve eziyet kalmadı. Sana yaptığın davetten dolayı hic deli dendi mi? Peygamberine denildi. Davet uğrunda hic kapılardan kovuldun mu? Peygamberin kovuldu. Davanı daha iyi yayabilmek icin cozumler aradığın, heyecanla kapı kapı gezdiğin bir şehirde ayakkabın kanla doluncaya kadar hem de cocuklar tarafından taşlandığın oldu mu? Peygamberin taşlandı… Şuphesiz ki kimsenin canı Peygamberin canından daha kıymetli değildir. Davetinden dolayı cekemeyenlerin uzerine namaz kılarken bıraktıkları işkembenin uzerine akışı O’nu kim bilir nasıl uzmuştur? O butun bunlara rağmen davetini Rabbine kavuşuncaya kadar surdurdu. Ummetine gelince değil her gun, bir gun hakkıyla davet yaptı mı acaba?
Gun, Nefsi Kurtarma Gunudur!
Buna muhtacsın. “Kurtarmadıkca kurtulamazsın.”7 Eğer vazifeni yapmazsan yaygınlaşan kotuluğun icinde boğulur kalırsın. Kayıtsız kalırsan, mahalleyi saran yangın cok gecmez senin evini de bulur. O halde bunca kotuluğun icinde bir Musluman olarak kor, sağır, dilsiz kalamazsın. Efendimiz (s.a.v.): “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki ya iyiliği emreder, kotulukten sakındırırsınız veya Allah’ın taraf-ı ilahisinden size bir ceza gondermesi pek yakındır. Bu durumda O’na dua edersiniz de kabul etmez’’8 buyurmuştur. Bugun dinden uzaklaşan nesilden, kendini kaybetmiş, cırpınan insanlıktan sen de sorumlusun. Bindiğin gemide sağ salim giderken boğulan ve sana doğru el uzatan insanları gormeli ve elini onlara uzatarak kurtarmalısın. Kac kişi kurtarabilirsen onu kÂr bilmeli, kurtardığın kişi icin cok şey değiştiğini unutmamalısın. Cunku Efendimiz (s.a.v): “Senin elinle insanlığın hidayete ermesi, uzerine guneş doğan her şeyden daha hayırlıdır’’9 buyurmuştur. Nefsini duşunuyorsan, dunya ve ahirette Allah’ın azabına maruz kalmak istemiyorsan davet etmelisin.
Gun, Ummetin Kurtuluşu İcin Calışma Gunudur!
Cunku ummet perişan… Şer guclerin tasallutu altında inim inim inlemekte… Şu an sen belki sıcak evinde bu yazıyı okurken ummetin anaları, bacıları ve kardeşleri nice yerlerde feryat etmekte… Care arayışlarına “sahte baharlarla” yine duşmandan cevap geldi. Dost susarsa duşman konuşur. Fakat duşman hicbir zaman hayır konuşmaz. Duşmanın kanlı ağzı her ne kadar Muslumana gulse de o yine aldatmadır. Bir taraftan tankla tufekle savaş verirken, diğer taraftan kurtuluş savaşında zihniyetinden ve sisteminden kurtulamadığımız duşmanın, psikolojik savaşına etkili yontemlerle cevap vermemiz Musluman olmanın gereğidir. Yoksa dininden uzak, sefil bir neslin acı halini izlemeye devam etmek zorunda kalacağız. Şuphesiz ummeti kurtaracak tek yol vardır. O da İslam nizamıdır. İşte oncelikle ummeti, sonra tum insanlığı davet edeceğin nizam budur.
Gun, Nebevî Metotla Harekete Gecme Gunudur!
İnsanları İslam nizamına cağırdığın gibi, o nizamın doğru metoduna da davet etmelisin. Cunku bu nizamın kuruluşu, doğru metodun takip edilmesine bağlıdır. Kaybedecek zaman yok, başka metotlar yolu uzatır. Sermayemiz az, geri donuşe yetmez. Başka yollarda gucumuzu tuketecek kadar luksumuz de yok. Kısa zamanda, az sermaye ile gucumuzu boşa harcamadan duşmana karşı en iyi tedbirleri alarak hedefe ulaşmak zorundayız. Boyle bir yol bulmaya insanın gucu yetmez. Bunu bilen Rabbimiz bu yolu Muslumanlara kitabı ve peygamberi vasıtasıyla oğretmiştir. Cunku “Doğru yolu gostermek Allah’a aittir.” Oyleyse Muslumanları doğru nizamın, doğru metodunun catısı altında birleşmeye cağırmalısın.
Gun, Doğruyu Yanlıştan Ayırma Gunudur!
Yani Furkan olma gunu… Hak ile bÂtıl birbirine karışmış, değer yargıları değişmiş, kıymetli kıymetsiz, kıymetsiz kıymetli olmuş… Dunya ve nimetleri gozde devleşirken, ahiret hayatı cuceleştirilmiş. Kavramların ici boşaltılmış, kelimeler anlamını yitirmiş, butun dengeler sarsılmış. Duygular bozuk, maneviyat iflas etmiş, kalpler cansızlaşmış. Koklu bir ayırıma hatta yıkıp yeniden yapmaya ihtiyac var. İnsanlığın İslamî değişime ihtiyacı var. İslamî değişim icin;
Gun Davet Gunudur!
__________________
Gun Davet Gunudur!
Dini Bilgiler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Gun Davet Gunudur!