Eşlerin gonlune sevgiyi, ilgiyi ve yakınlığı bahşederek, dunya hayatının sıkıntılarına birlikte dayanmalarını lûtfeden, biribirleri icin huzur kaynağı olmalarını sağlayan şanı yuce Allah Teala’ya hamd u senalar, son peygamber olarak gonderilen ve hayatının her halinde “en guzel ornek” olduğu gibi, eşleri icin eşsiz bir hayat arkadaşı olarak bizlere bu konuda da rehberlik eden Hz. Muhammed (sav)’e binlerce salat ve gullerce selam olsun…



“Modern hayat” denilen keşmekeşlerle dolu yaşantımızda, asırların eskitemediği guzellikteki hayat tarzıyla Hz. Peygamber (sav) yine en buyuk oğretmenimiz olarak elimizden tutuyor. Yeter ki, biz O’nun sunnetini tutmak icin bir el uzatmış olalım!...

Bu yazımızda, Kutlu Doğumuyla bir kez daha gonullerimize konuk olan olan Hz. Peygamber’in (sav) eşleriyle olan ikili ilişkilerini, onu bize bir eş ve hayat arkadaşı olarak anlatan bilgiler cercevesinde ele almaya calışacağız.

Allah TeÂl tarafından “mu’minlerin anneleri” olarak nitelendirilen ve buyuk bir şeref bahşedilen Peygamberimizin eşleri, o muhterem hanımefendiler sayesinde bizler, Yuce Resul (sav) hakkında pek cok bilgiye sahibiz. Denilebilir ki, hayatı hakkında en detaylı bilgilere sahip olunan tek kişi Hz. Muhammed (sav)’dir. Cunku O, bakan her gozun kapasitesi olcusunde kaydettiği nice guzelliklerin sahibiydi. O’na hayat arkadaşı olarak yakın olan eşlerinin ise bu hususta ayrı bir ruchaniyetinden daha tabii ne olabilirdi? Şimdi, bu mustesna insanların, verdiği bilgiler cercevesinde, muhtelif başlıklar altında konuyu incelemeye calışalım.

Eşlerine Karşı İlgisi

Sevgili Peygamberimiz (sav) genellikle sabah ve ikindi namazlarından sonra mutlaka eşlerini ziyaret eder, hal ve hatırlarını sorar, dertlerini, şikayetlerini dinler, gonullerini alıcı ifadelerde bulunurdu. Kısaca, onlara değer verdiğini hissettirirdi. Zaman zaman bu ziyaretlerinde eşlerine ev işlerinde bizzat kendi elleriyle yardımcı olurdu. Onu bize anlatan Hz. Aişe (ra): “Resulullah, hanımlarıyla baş başa kaldığında insanların en nezaketlisi ve guleryuzlusuydu…” Eve girişinde mutlaka hanımına selam veren peygamberimiz, geceleyin geldiği takdirde, uyuyanı uyandırmayacak, fakat uyanık olan bir kimsenin duyabileceği bir sesle yine selam vererek iceri girerdi.


hz. Enes, sevgili peygamberimizin, eşi Hz. Safiye (ra) rahatca binsin diye dizlerine bastırarak deveye bindirdiğini aktarmaktadır bizlere… Bu bilgiler, gunumuz muslumanı olan bizler icin acaba ne kadar yon veriyor hayatımıza?... Muhasebesini okuyucunun takdirine bırakırken, tam burada soylenmesi gereken birtakım şeylerin de olduğuna inanıyoruz.


Gunumuzde bir musluman, evinde eşine karşı nazik ve mutebessim olmayı başarabiliyorsa eğer, ve yine herhangi bir vasıtaya binerken yardımcı oluyor ve kapıyı acma nezaketinde bulunabiliyorsa, denilebilir ki, bu tavırlarının ve davranışlarının hepsi ona bir sunnet-i seniyye sevabıyla geri donmektedir. Eşi tarafından boylesi bir ilgiye mahzar olan Musluman bir hanımefendinin mutluluğunu tarife ise bilmem gerek var mı?…


Babasının boylesi bir davranışta bulunduğunu goren erkek cocuklar icin de bunun ne denli eğitici olacağını varın siz duşunun…

Bir başka hadisinde, “Eşinin ellerini avuclarına alarak yuzune bakmasını ve o esnada biribiriyle bakışmalarını Allah’ın kendilerine rahmet nazarıyla bakmasına bir vesile” olarak goren ve bu davranışları sonucunda karı-kocanın “parmaklarının arasından gunahlarının dokulerek” affedileceğine dair mujde veren Yuce Resul, (sav) kanaatimizce eşler arasındaki muhabbetin fiziksel temasla da hissettirilmesini istemekteydi. Cunku biliyoruz ki, eller ve parmaklar, sevginin aktarılmasında onemli bir rol oynarlar.


Netice olarak, diyebiliriz ki, eşlerin, ellerinden tutarak birbirlerine sevgiyle bakmaları bile bir sunnet-i seniyye olarak onlara sevap kazandıran bir davranış hukmune donuşur.

Eşleriyle Birlikte Zaman Gecirmesi

Sevgili Peygamberimiz (sav), eşleriyle birlikte gecireceği zaman dilimlerine sahipti. O, aile fertlerinin eğlenme ve dinlenme gibi ihtiyaclarını karşılar, meşru eğlencelerden onları da yararlandırmaya calışırdı. Ramazan ve Kurban bayramı merasimlerine kızlarını ve eşlerini de gotururdu. Bir bayram gunu mescidde Habeşlilerin sergiledikleri gosterileri seyretmek isteyen Hz. Aişe’ye bu hususta bizzat yardımcı olmuştu.


Hatta zaman zaman yine Hz. Aişe validemizle koşu musabakası yapmıştı. Ceşitli vesilelerle yaptığı şakalarla, eşleri icin hayat sevinci olan sevgili peygamberimiz, bu konuda da ummetine en buyuk ornek olmuştur. Denilebilir ki, yoğun gundemlerle her gunu dolu dolu gecen gunumuz muslumanı, ailesine ve ozellikle de eşine zaman ayırma hususunda gereken hassasiyeti gostermemekte ve bu konuda surekli olarak ailesinden fedakarlık beklemektedir.

Peygamberlik gibi buyuk bir vazifeyi, devlet başkanlığını, oğretmenliği, ordu kumandanlığını ustlenmiş bir şahsiyet olarak karşımızda duran Hz. Resul (sav) ise adeta bizlere seslenerek şoyle demektedir: Ne kadar meşgul olursanız olun, şu tavsiyemi unutmayın: “Nefsinizin, ailenizin ve her hak sahibinin, uzerinizde hakkı vardır. O halde her hak sahibine hakkını verin!”

Bu bağlamda diyebiliriz ki, Musluman erkek, eşine ve cocuklarına has kıldığı zaman dilimleri oluşturmalı, birlikte ibadet, seyahat ve ziyaret ortamlarına sahip olmalıdır. Boylesi zaman dilimlerinin, bir eğitim-oğretim ortamı olması da sağlanabilir. Zira sevgili peygamberimiz ozel vakit ayırarak eğittiği eşlerinin birer oğretmen haline gelmelerini sağlamıştı. Hz. Aişe’nin ashabın fakihlerinden bir olmasında ve 2210 hadis aktarmasında, onun icin ayrılan vakitlerin onemli bir rolu olsa gerektir.

Ev İşlerinde Eşlerine Yardım Etmesi

“Alemlere rahmet olarak gonderilen” Yuce Resûl (sav) eşleri icin de bir rahmet vesilesiydi… Hz. Aişe (ra) validemiz, O’nu bize anlatırken, “evinde elbisesini diken, ayakkabısını yamayan, kecileri sağan, kendi işlerini kendisi goren” bir peygamberden soz etmektedir. Bircok kimsenin yapmaktan kacındığı veya kendisi icin uygun gormediği bu davranışları yaparken O, cağlar otesinden bize bir mesaj vermek istiyordu adeta… Kanaatimizce, gunumuzde bir Musluman erkek, isterse şayet, ibadetlerini yerine getirme konusunda yardımcı olduğu eşinin her ibadetine ortak olabilir.


Eşinin ev işlerinde ona hayatı kolaylaştıracak birtakım cihazları ve ev aletlerini almak icin harcadığı her kuruşun, kendisi icin bir sevap kaynağı olmasını sağlayabilir. Cunku sevgili peygamberimiz: “Kişinin Allah yolunda harcadığı paraların en hayırlısı, ailesi icin harcadıklarıdır.” buyurmaktadır. Unutmamak gerekir ki, hanımına dunya işlerinde kendisine yardım etmeyen kişinin, ahiret işlerindeki teşviki etkili olmaz!...

Geceleri kalkarak namaz kılan ve eşlerini de buna teşvik eden, Ramazan’ın son on gecesinde hanımlarının da ibadetle uyanık kalmalarını isteyen peygamberimizin bu tavsiyelerinin etkili olmasında, gunluk hayatlarında onlara sağladığı kolaylıkların da bir payı vardır duşuncesindeyiz.

Konuyu bir hadis-i şerifle bağlamak istiyoruz: “İcinizdeki en hayırlı kimseler hanımlarına karşı en iyi davrananlardır.”




Yazar: Prof. Dr. M. Emin AY
__________________