ZONGULDAK İLİNİN TARİHİ KRONOLOJİSİ


Antik Donem

Bilindiği gibi Tarih Devri, yazının bulanması ile başlar. Anadolu’ya yazı Hititlerin (MO2000-1200), Asurlularla yaptıkları ticaret (Asur ticaret kolonisi: Kultepe, Kaniş, Kayseri) ile girmiştir. İlkcağ’da (MO 3200-MS 375) bugunku Zonguldak topraklarında Paflagonya (Merkezi Kastamonu) ve Bitinya (Merkezi İzmit) denen bolgeler ve siyasal kuruluşlar vardı. İlkcağ’dan gunumuze (Yakıncağ) değin Zonguldak ve cevresinin tarihcesini, tarihsel kronolojiye uygun olarak acıklayabiliriz

- Frigyalılar (Frigler) Doneminde (MO 1200/750-676) Zonguldak
- Yunanlıların (İyonlar ve Diğerleri) ve Lidyalıların Kolonileri Doneminde (MO 7. yy-6. yy) Zonguldak
- Persler (Eski İranlılar) Doneminde (MO 555-MO 333) Zonguldak
- Hellenizm (Makedonya İmparatorluğu
- Buyuk İskender, Bitinya ve Pontus Krallıkları) Doneminde (MO 4. yy-MO 1. yy) Zonguldak
- Romalılar Doneminde (MS 1. yy-4. yy) Zonguldak
- Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) Doneminde (4. Yuzyıl-13. Yuzyıl) Zonguldak
- Anadolu Selcukluları (1075/77-1308) Doneminde (11.-13.yy) Zonguldak
- Beylikler Doneminde (13. yy-15. yy) Zonguldak
- Osmanlı Doneminde (14. yy-20.yy) Zonguldak


Hisarı yapılırken yıkıma uğradı (1452). Buradaki İlk ve Ortacağ harabelerinin değerli taş malzemeleri buyuk mavnalarla (Gemilere yakın kıyılara yuk taşıyan guvertesiz buyuk tekne) İstanbul’a taşındı. Şehrin (ereğli) eski onemi kalmadı. Kastamonu Eyaleti’nin (Eyalet: Osmanlı Devleti’nde temel yonetim birimidir. Yoneticisi Beylerbeyi’dir.) Bolu Sancağı’na (Sancak: Yoneticisi Sancakbeyi’dir. Guvenlik işlerini Subaşılar, adalet işlerini de Kadılar yuruturdu) bağlı bir kaza merkezi olarak uzun bir sonuk doneme girdi.

Aslında, Ereğli yoresi, Osmanlı yonetimine girdikten sonra, tıpkı Amasra (Bartın İli’nin ilcesi) gibi, bir gerileme donemine girmiştir. Zonguldak ve cevresi icin barış ve huzur ortamı da pek uzun omurlu olmadı.

Zonguldak havalisinde genel olarak 16., 17. ve 18. yuzyıllarda cok onemli olaylar yoktur. Ancak, 18. yuzyılda bolgede Ayanlar’ın ortaya cıktığını goruyoruz. Gercekte Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu’nun bir cok koşesi gibi bu bolgeyi de kaderine terk etmiştir. Osmanlı cağındaki adı ile Bender-i Ereğli, Filyos (Hisaronu) ve Devrek, kucuk birer yonetim merkezi ve salt kendi cevrelerinin Pazar yeri durumunda kalmışlardır.

18. yuzyıldan sonra Ereğli’de yelkenli gemiciliğin onem kazandığı gorulur. Fakat, bugune değin iyi iş yapan yerli armatorler (gemi işletenler), cağın gereklerine (gelişen teknolojiye) uymayı başaramadıkları icin birer ikişer iflasa suruklenmişlerdir. 18. yuzyılın başlarında cevreyi gecen Uluslu İ. Hamdi Efendi, Atlas adlı eserinde Zonguldak ormanlarının olağanustu zenginliğini dile getirir.

18.yuzyılın ikinci yarısında Şile’ den Cide’ ye kadar bir cok iskelenin "hatab ( odun) iskelesi" yukumluluğune bağlandığı bilinmektedir. Odun iskelelerinin başlıcaları;Karasu, Ereğli,Filyos, Bartın cayı, Amasra ve Cide’ dir. Başkent İstanbul’ un yakımlık odun ihtiyacının yanı sıra bu iskelelerden Tersani Amire icin gemi keresteleri, tomruk ve direk sağlanmaktadır. İc kesimlerde yaşayan halk toprağa bağlı,tarım, ormancılık ve hayvancılıkla ilgilenmektedir.

1825’ de Bolu sancağı; Merkez, Cağa, Kıbrıscık, Mengen, Gerede, Viranşehir(EskiPazar), Traklıborlu (Safranbolu), Yenice, Yedidivan, Ulus, Onikidivan (Bartın), Hızırbeyili, Mudurnu, Konuralp ve Ereğli kazalarından oluşmaktadır.

Şimdiki Zonguldak şehir merkezi; Ereğli kazasına bağlı, deniz sahilinde ‘’Tahta İskelesi” olan bir koydur. Tahta İskele cevresinde depolanan kerestelerin, buradan İstanbul’ a Halic Tersanesine gonderildiği bilinmektedir. Cağın gereği olarak, deniz ulaşımında buhar gucu icin gerekli olan "buhar komuru" daha sonraki yıllarda yine bu sahillerden sağlanacaktır.

İdari yapılanmanın yanı sıra, Taşkomuru Havzasında askeri duzenlemeler gorulmektedir.

Taşkomuru’ nun varlığı 1830’ dan itibaren kesin olarak bilinmektedir.1830 - 1848 tarihleri arasında arama ve işletmecilik faaliyetleri hakkında cok ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte; 29 Temmuz 1843 (2 Recep 1259) tarih ve 3874 numaralı Sadaret-Sadrazamlık Tezkeresi’ nde Ereğli ve Amasra’da uretilen "vapur komurunun" İstanbul’ da pazarlanmasından soz ederek gerekli duzenlemelerin yapılmasından sonra Devlet hazinesine sağlayacağı katkı anlatılmaktadır.

1848’ de yapılan inceleme ve duzenlemelerle, "taşkomuru bulunan yerler" saptanarak "havza sınırları" ilk kez tanımlanmıştır. I.Abdulmecid’in fermanıyla; Taşkomuru Havzası “Evkaf-ı Celile-i Mulukane" (Vakıflar İdaresi Mulkleri) topraklarına dahil edilmiş, I.Abdulmecid Vakfı adına tapulanmıştır. İdaresi ve işletilmesi de Hazine- i Hassa’ ya (saray butcesi) verilmiştir.Taşkomuru Havzasından elde edilecek yıllık kira bedeli Evkaf Nezareti ( vakıflarla ilgili işleri yuruten orgut ) denetiminde, dini hayır kurumlarına tahsis edilmiştir.

Taşkomuru havzasında uretimin arttırılması icin işgucu ve taşıma eksikliklerinin giderilmesi zorunluluğu doğmuştur. Padişah I. Abdulaziz’ in (1861-1876) emriyle, havzanın yonetimi 10 Şubat 1865’ de Bahriye Nezaretine devredilerek, Maadin-i Humayun Nazırı ve aynı zamanda Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte Mirliva (Tuğamiral) Dilaver Pata atanmıştır. Havzasının yonetimini elinde bulunduran Bahriye idaresi tarafından 26 Nisan 1867 tarihinde, "Ereğli Maden-i Humayun İdaresinin Nizamnamesi" yapılmıştır.

1864’ de Osmanlı taşra yonetimindeki yapılanma ile eyalet,sancak,kaza ve ağa yerine vilayet (vali), sancak (mutasarrıf), kaza (kaymakam), Nahiye (mudur) ve Koy (muhtar) idari duzeni getirilmiştir. 1867 tarihli tum vilayetleri kapsayan "Vilayet Nizamnamesi" ne gore Kastamonu Vilayetinin Merkez, Sinop, Cankırı ve Bolu olmak uzere 4 sancağı, 21 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır. Bolu Sancağının; Merkez, Goynuk, Duzce, Ereğli, Bartın ve Gerede olmak uzere 6 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır. Bu duzenleme ile Amasra nahiyesi de, 58 koyu bulunan Bartın kazasına bağlanmıştır. Bartın ve Amasra’ nın Dilaver Paşa Nizamnamesi (Teamulname) gereği Ereğli Kaymakamlığı sınırları icinde olması taşkomuru havza sınırları ile ilgilidir.

1865’ de Dilaver Pata, Maadin-i Humayun Nazırı ve aynı zamanda Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte atanmıştır. Ancak, bu tarihlerde Ereğli Kaymakamlığı ve Maden Mudurluğu unvanlarının birbirinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.

TBMM Hukumeti, 20 Nisan 1920’ de Devrek, Ereğli, Mudurnu, Bartın, Goynuk ve Zonguldak’ı Bolu Bağımsız mutasarrıflığından ayırarak, Kastamonu vilayetine bağladı. 14 Mayıs 1920’ de de Zonguldak kazasını mutasarrıflık haline getirilerek, Kaza Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey mutasarrıf vekili olarak gorevlendirilmiştir. TBMM’ nin ilk mutasarrıflık yaptığı ilce olarak tarihdeki yerini alacaktır.

Turkiye Cumhuriyetinin İlk İli Zonguldak; 1 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilat- ı Esasiye Kanunu’ nun 60. maddesine gore sancaklar kaldırılınca, Zonguldak bağımsız mutasarrıflığı, Vilayet yapılmıştır.

Zonguldak Adının Kaynağı ; Zonguldak isminin verilişi ceşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka rivayete gore de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan sonra burası zongalıkmış demesinden, semer otu’na (kemer otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği soylenmektedir.

Kent adını, "Sandraka / Sandrake" adıyla bilinen yerleşim, adını Sandra Cayından alarak Zonguldak‘a donuşmuştur.

Bir başka goruşe gore; Goldağı’ nın nirengi noktası alınması sonucu , Goldağı kesimi ya da bolgesi anlamına gelen “ Zone Ghuel Dagh” ın Turkce okunuşundan almıştır.

Necdet Sakaoğlu’nu tespitine gore de; “Daha cok şimdiki Zonguldak’ın bulunduğu yerde ocaklar acan Fransız girişimciler yorelerinin cok engebeli ve sık ormanlık oluşu sebebiyle buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman anlamında kullandıkları dav - dağ kelimesi de eklenince zamanla Zonguldak bicimini alacak olan "Jungle-Dağ" ismi doğmuştur

__________________