Bu yazıyı okumanızı sağlayan goz hucrelerinizin beslenmek icin glikoza ihtiyacları vardır. Bunun icin kanınızda ne kadar şeker bulunacağını hesaplayan ve şeker miktarını sabit tutan bir sistem kurulmuş ve vucudunuza yerleştirilmiştir. Kalbinizin dakikada kac kez atması gerektiği, kemiklerinizde depolanan kalsiyum oranı, bobreklerinizin dakikada suzduğu kan miktarı ve bunlara benzer binlerce detay buyuk bir planlama ve hucreler arasındaki iletişim ağı sayesinde hesaplanmakta ve organize edilmektedir. 100 trilyon hucrenin birbirleri ile uyum icinde calışmalarını sağlayan bu kimyasal iletişim sistemine ise hormon sistemi adı verilmektedir. Bu sistemin icinde gorev yapan bircok hormon vardır. Bunlardan biri de tiroksin hormonudur.
İnsan vucudunu oluşturan dokular surekli yenilenir. Bunu sağlamak icin vucutta her dakika 200 milyon hucre doğar ve olmuş hucrelerle yer değiştirir. Bu mukemmel olayın denetimi ise, Yuce Allah’ın dilemesiyle, tiroksin adı verilen bu hormona verilmiştir. Tiroksin hormonu bedeni denetler, omrunu tamamlayan hucreleri belirler ve buna gore yeni bir uretim yapılması emrini ilgili birimlere iletir. Yani bedenin yenilenmesi asıl olarak bu hormonun faaliyetine bağlıdır.
www.bilimveteknoloji.org
Tiroksin Hormonunun Mucizevi Ozellikleri
Tiroksin hormonunun onemini anlamak icin aynaya bakmanız yeterlidir. Doğuştan bir hastalığı olmadığı surece her insanın ağzı, burnu, gozleri, kısaca yuzunun ve vucudunun tamamı bir orantıya sahiptir. İşte vucudunuzun bu orana sahip olmasını, Yuce Allah’ın kusursuz bir işlev ile yarattığı tiroksin hormonuna borclusunuz. Eğer bundan yıllar once yani vucudunuz henuz gelişmekte iken, tiroksin molekulleri teker teker hucrelerinize gidip, hangi hızda bolunmeleri gerektiğini bildirmeseydi, vucut organlarınız son derece orantısız gelişirdi. Hatta bu durum zeka geriliğine bile neden olabilirdi.
Nitekim doğumdan hemen sonra tiroksin hormonunun az salgılanması ile ortaya cıkan kretinizm hastalığının sonucu olarak zeka geriliği gorulur. Bu hastalığa yakalanan kişilerin, gelişme cağı sonunda orantısız -genellikle cok kısa bacaklı ve buyuk kafatasına sahip- bir vucutları olur. Ayrıca tiroksin yokluğu cuceliğe de neden olur.
Tiroksin Hormonu Nasıl Salgılanır?
Tiroksinin salgılanma miktarını ve zamanını ayarlamak icin cok ileri teknoloji ve planlamaya sahip bir sistem yaratılmıştır. Tiroksin hormonunun salgılanması bir emir-komuta zinciri sayesinde gercekleşir. Şuursuz hucrelerin bir araya gelmesiyle oluşmuş et parcaları, kendi aralarında son derece disiplinli ve duzenli bir hiyerarşiye sahiptir.
Tiroksin hormonuna ihtiyac duyulduğu anda hormonal sistemin beyni hipotalamus, hormonal sistemin orkestra şefi olan hipofiz bezine bir emir (TRH- Tirotropin Salgılatıcı Hormon) gonderir. Emri alan hipofiz bezi, tiroid bezinin harekete gecmesi gerektiğini anlar. O da hemen tiroid bezine bir emir (TSH- Tiroid Bezini Harekete Gecirici Hormon) gonderir. Emir-komuta zincirinin son halkası olan tiroid bezi de kendisine ulaşan bu emir doğrultusunda hemen tiroksin hormonu uretir ve kan yoluyla bunu butun vucuda dağıtır.
Siz bu yazıyı okurken vucudunuzda milyonlarca işlem yapılmaktadır. Bu işlemlerle bedeninizin hangi bolgesinde hangi hucrelerin neye ihtiyacları olduğu hesaplanmakta, hangi gorevleri yapmaları gerektiği belirlenmekte, hucrelerin ihtiyaclarını karşılayacak onlemler alınmakta ve hucrelere ne yapmaları gerektiği teker teker bildirilmektedir. Vucudunuzdaki 100 trilyon hucre kusursuz bir iletişim sistemi sayesinde tum ihtiyaclarınızı size hissettirmeden karşılamaktadır. Bu kusursuz iletişim ise hormonlarınız sayesinde gercekleşir. Tiroksin hormonu da vucudumuzdaki cok sayıdaki hormondan biridir.
Tiroksin Hormonunun Hassas Uretim Miktarı
Tiroksin hormonunun salgılanma miktarı da Allah’ın cok buyuk bir sanatla yaratmış olduğu ozel bir sistem sayesinde belirlenir. Bu sistem iki ayrı olcum ve geri-besleme mekanizmasından oluşmuştur. Bu mekanizmaların her biri benzersiz birer muhendislik orneğidir.
Kanda bulunan tiroksin miktarı normalin uzerine cıktığı zaman tiroksin hormonu, hipofiz bezi ve bazen de direkt hipotalamus uzerinde cok ilginc bir etki oluşturur: Hipofiz bezinin TRH hormonuna karşı gosterdiği duyarlılığı azaltır. Eğer biraz dikkatlice duşunulecek olursa, ortada gercek bir harika olduğu gorulecektir. Cunku TRH hormonunun gorevi, hipofiz bezini harekete gecirmek ve tiroid bezine bir emir (TSH-Tiroid Bezini Harekete Gecirici Hormon) gondermesini sağlamaktır. Bu emir, tiroksin hormonunun uretilmesi icin kurulmuş bulunan emir-komuta zincirinin ikinci halkasını oluşturur.
Sistem oyle detaylı bir şekilde yaratılmıştır ki, artan tiroksin kendisini ureten kaynağın daha fazla uretim yapmaması icin son derece akılcı bir tedbir almakta ve kendi uretimi icin kurulmuş olan emir-komuta zincirini kesintiye uğratmaktadır. Boylece kanda bulunan tiroksinin normalin uzerine cıkmasıyla beraber tiroksin uretimi otomatik olarak yavaşlayabilmektedir.
Tiroksin hormonunun uretim miktarını belirleyen ikinci bir sistem daha vardır. Artan tiroksin, hipotalamus hucrelerini etkiler. Bu hucreler de TRH uretimini azaltırlar. Dolayısıyla hipofizden salgılanan TSH uretimi de azalır. Boylece tiroksin uretimi yavaşlar.
www.imanisiteler.com
Bedeninizde An An Gercekleşen Mucizevi İşlemlerin Farkında mısınız?
Hormon sistemi, sinir sistemi ile birlikte vucut hucrelerinin koordinasyonunu sağlar. Eğer sinir sistemi internet yoluyla gonderilen mesajlara benzetilirse, hormon sistemi mektup yoluyla gonderilen mesajlara benzer; daha yavaştır, ancak daha uzun sure etkilidir.
İnsan bedenini yoneten bu sistemler incelendiğinde insanların farkında olmadıkları buyuk bir gercek de ortaya cıkar. Bazı insanlar kendi hayatlarına kendilerinin hukmettiği, yaşamlarına kendilerinin yon verdikleri kanaatindedirler. Boyle duşunen bir insana “kendine, kendi bedenine ne kadar hakimsin?” sorusu sorulduğunda cevabı elbette, “tumuyle” olacaktır. Ancak bu cevap bilimsel gerceklerle celişmektedir. Cunku insan, kendi bedeninin cok kısıtlı bir bolumune -o da ancak kısmen- hakimdir. Orneğin bedenini kullanarak yuruyebilir, konuşabilir veya ellerini kullanarak bir iş yapabilir. Ancak bedeninin derinliklerinde binlerce kimyasal ve fiziksel olay, insanın bilgisi ve iradesi dışında gercekleşmektedir. Kendi bedenine ve kendi yaşamına hakim olduğunu zanneden bir insan, bu yuzden buyuk bir yanılgı icindedir. Bir ayette Allah şoyle buyurmaktadır:
“De ki: “Siz, Allah’ın dışında taptığınız ortaklarınızı gordunuz mu? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların goklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apacık bir belge uzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar.” (Fatır Suresi, 40)
Tiroksin ve Buyume Hormonu Gorev Başında
Gelişme donemindeki bir cocukta tiroksin hormonu tek başına değil, buyume hormonu ile ortak hareket eder. Buyume hormonu, gelişme donemindeki cocuğun hucrelerine bolunerek coğalma ve buyume emri veren molekullerdir. Ayrıca bu hormon hucrelerin bolunme sayısını ve miktarını da belirlemektedir. Ancak sayı ve miktar belirlemenin dışında planlanması gereken cok onemli bir ayrıntı daha vardır; hucrelerin bolunme hızı. İşte tiroksin hormonu bu safhada ortaya cıkarak buyume cağındaki kişinin hucrelerinin bolunme hızlarına etki eder. Boylece insanın sağlıklı bir şekilde gelişmesi tamamlanmış olur.
Gunluk yaşamda gorduğunuz insanlar; okul arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız, sokakta yuruyen insanlar, aileniz... Butun bu insanlar vucut şekillerine Yuce Allah’ın mukemmel bir şekilde yarattığı bu iki kucuk molekul -buyume hormonu ve tiroksin hormonu- sayesinde sahip olmuşlardır. Bu hormonlar en doğru zamanda, en doğru miktarda salgılanmış, trilyonlarca hucreye teker teker hukmetmiş, bu hucrelere ne kadar ve hangi hızda coğalmaları gerektiğini bildirmiş ve sonucta ortaya insanın mukemmel yapısı cıkmıştır.
Her insanda bu molekullerin uretim miktarları son derece ozel bir şekilde -ne az, ne fazla- ve her insanın bedenine en uygun şekilde ayarlanmıştır. Bu hormonların uretim miktarlarında insandan insana ciddi değişiklikler olsaydı ne olurdu? O zaman insanların fiziksel gorunuşleri arasında cok ciddi değişiklikler olurdu. Milyarlarca insan 2.5-3 metre uzunluğunda, milyarlarca insan yalnızca 1 metre veya daha az uzunlukta, her biri orantısız vucut ve yuz yapılarında, hemen hemen tamamı zeka geriliğine sahip olarak yaşardı. Milyarlarca insan da henuz ergenlik cağında yaşamını yitirirdi.
Sonuc: “… O’nun Katında her şey bir miktar (olcu) iledir.” (Rad Suresi, 8)
İnsanın sahip olduğu dış gorunuş ve fiziksel ozellikler Allah’ın kusursuz bir şekilde yarattığı- iki kucuk molekul, buyume hormonu ve tiroksin hormonu vesilesiyle oluşmuştur. Eğer tiroksin hormonu, eksilen hucrelerin sayısını hesaplayamasaydı ve ihtiyactan daha fazla veya daha az uretim yapsaydı, bedende oldukca karmaşık bir durum oluşurdu. Hucreler yeterli sayıda yenilenmediği icin dış gorunumde yaşlanma meydana gelirken, organlar işlevini yapamayacak hale gelirdi. Fazla uretim sonucunda ise, kontrolsuz buyuyen organlar ve oluşan tumorler, kısa surede olume sebebiyet verebilirdi. Ancak Yuce Rabbimiz bu mucizevi hormonu yaratarak kullarını kusursuz olarak var etmiştir:
“Gokleri ve yeri hak olmak uzere yarattı ve size duzenli bir bicim (suret) verdi; suretlerinizi de guzel yaptı. Donuş O’nadır.” (Tegabun Suresi, 3)
www.detaysanati.imanisiteler.com
Hucreler ve Hormonlar Arasındaki Mukemmel Eşleşme
Hormonlar genel olarak insan vucudunun ic ortamını duzenlemek uzere programlanmış ve kodlanmış bir sinyal grubu olarak tanımlanır. Bu sinyallerin her biri farklı organ ve dokulardaki hucreleri uyarır. Bir hormon hedefteki hucreye varıncaya kadar gectiği bircok dokuda fark edilmez. Bu noktada akla şoyle bir soru gelmektedir: Hedef hucre kendi hormonunu nasıl tanır?
Hormonların hedeflediği hucrelerin yuzeylerinde bir anten (algılayıcı) bulunmaktadır. Bu anten ile tam olarak birleşen hormon, hedefteki hucrenin bilgisiyle kodlanmıştır. Bu sayede gonderilen hormon hicbir zaman yanlış antene bağlanmaz veya yanlış organ ya da doku uyarılmaz. (Eldra Pearl Solomon, Introduction to Human Anatomy and Physiology, s.132)
Hormon molekulunun hucrenin yuzeyinde bulunan antene kenetlenmesiyle birlikte hucrenin icinde bir dizi zincirleme reaksiyon gercekleşir. Bu reaksiyonlar sonucunda hucre kendisine emredilen gorevi yerine getirir.
Bu olay şoyle gercekleşir: Orneğin gonderilen emir hucreye ozel bir protein uretmesini emrediyorsa, hucrenin icinde bulunan ceşitli enzimler harekete gecer. Bu enzimler hucrenin bilgi bankası olan DNA’ya giderek uretilmesi gereken proteine ait bilgiyi bulur ve kopyalarlar. Boylece gerekli proteinin uretimi başlamış olur.
Sistemin elemanları adeta bir zincirin halkaları gibi calışır. Bu halkalardan herhangi birinin gorevini yapamaması zincirin kopmasına, başka bir deyişle butun sistemin bozulmasına neden olacaktır. Boyle bir aksaklığın sonucları vucut icin cok tehlikelidir; hatta kimi zaman olumle dahi sonuclanabilmektedir.
Tiroid bezi tarafından kana salgılanan tiroksin molekulleri, sırf bu iş icin ozel olarak yaratılmış bir taşıyıcı molekule bağlanır ve kanda bu şekilde dolaşırlar. Ve bu molekule bağlı oldukları surece gorevlerini yapamazlar. Ancak ve ancak 10 bin tiroksin molekulunden sadece 4 tanesi kanda serbest bir şekilde bulunur. Hucrelerin metabolizma hızlarını etkileyen tiroksinler de işte bu her 10.000 tiroksin molekulunden 4 tanesidir. Şuphesiz bu ornek, Allah’ın gozle gorebildiğimiz veya goremediğimiz her aleme hakim olduğunun, herşeyi sarıp kuşattığının ve yeryuzundeki herşeyi sayı olarak tespit ettiğinin bir delilidir:
“... (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tesbit etmiştir.” (Cin Suresi, 28)
“İsimlerin en guzeli Allah’ındır. Oyleyse O’na bunlarla dua edin. O’nun isimlerinde ‘aykırılığa (ve inkara) sapanları’ bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır.” (Araf Suresi, 180)
__________________
Tiroksin Hormonunun Hucre Yenileme Calışması
Dini Bilgiler0 Mesaj
●16 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Tiroksin Hormonunun Hucre Yenileme Calışması