

Nitekim din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanların isyancı kişiliklere burundukleri, anarşist eylemlerde bulundukları, devlete karşı cephe aldıkları bilinen bir gercektir. Ozellikle de milli ve manevi değerlerin korunması gerektiği durumlarda, Allah korkusu olmayan insanların umursuzca davranacakları kesindir. Milli ve manevi cıkarlarla kendi cıkarları arasında bir kıyas yapmaları gerektiğinde, din ahlakından uzak insanların nefsani arzularını tatmin etme yoluna gidecekleri acıktır.
Oysa din ahlakını yaşayan insanlar icin devlet ve millet kavramları cok buyuk değere sahiptir. Gerektiğinde devleti icin kişi canını tehlikeye atar, devletinin, milletinin cıkarlarını şahsi menfaatlerinden ustun gorur. Milli ve manevi değerlerini canla başla korur.
Din ahlakının yaşandığı bir ortamda oğrenciler de devlete, millete karşı saygı ve sevgi dolu olurlar. Değil bu mukaddes kurumlara karşı mucadele vermek, tam tersine destek olurlar. Devleti koruyan, savunan askere, polise karşı son derece hurmetkar ve yardımcı bir tavır sergilerler. Toplum genelinde devlete, orduya ve polise karşı tam bir guven ve sahip cıkma duygusu gelişir. Oğrenci olayları, kardeş kavgaları, sağ-sol catışmaları gibi problemler ortadan kalkar. Cunku kimsenin anlaşamadığı, cekiştiği, savaştığı bir husus kalmaz. Herkes Allah'a iman eder, Kuran’da bildirilen guzel ahlak anlayışını benimser ve sonucta da kimse birbiriyle ters duşmez. Sorunların cozumunde herkes kendisini karşısındakinin yerine koyar, merhamet eder, hoşgoruyle yaklaşır. Boylece her problem kısa surede guzellikle cozulur.
Devlet boyle bir ortamda cok rahat yonetilir. Ulke cok daha guvenli ve mureffeh bir hale gelir. Herşey sukunetle, guzellikle, adaletle halledilir. İdareciler de insanlara karşı cok adil, merhametli olurlar, her turlu adaletsizlik ortadan kalkar. Dolayısıyla kendileri de cok saygı gorurler. Boyle devletler de cok guclu ve sarsılmaz bir temele sahip olurlar.
__________________