Ayvalık'ta gezilecek yerler nereler? Levent Ozcelik bu sorunuzu cevaplıyor.



Biraz Cunda, biraz Ali Bey

Ayvalık’tan Cunda Adası’na gecerken “Turkiye’nin ilk Boğaz Koprusu” tabelasıyla şaşırıyorsunuz. Eğer uzerinden gectiğimiz yapıya kopru denirse haklı olabilirler. Ancak bunun iyi bir reklam fikri olduğuna şuphe yok. Cunda Adası’nın bugunku adı Ali Bey Adası, ancak bu ismi pek kimsenin kullandığı soylenemez. Adanın bir diğer adı da Yunanlılar zamandan kalmış olan Moshonisia (Kokuluada). Eski Yunan’dan Herodot’a uzanan bir gecmişten soz ediyoruz Cunda’dan bahsederken. Ayvalık’ın betonla bezeli merkezinden uzaklaşıp eski Rum yapıları arasından, eski zeytinyağı fabrikalarının onunden gecerek, iki kopruyu ardınızda bırakarak ulaşıyorsunuz adaya. Adayı ikiye ayırmak lazım. Taksiyarhis Kilisesi ve sahildeki restoran ile mağazaların bulunduğu merkez bolum ve Ayışığı Koyu’nun bulunduğu Milli Park.



Patrica Koyu

Yunanca ‘koltuk değneği’ anlamına gelen bolgeye yerli halk Patrica diyerek dilimize uydurmuş. Bu bolgeye biraz bozuk orman yolu icerisinden birkac dakikada ulaşılabiliyor. Cunda’nın en guzel koyları ve plajları Patrica ve Ayışığı Koyu’nda. Yine bolgede Rumların doneminden kalma pek cok kilise ve manastır bulunuyor. Genel olarak sessiz, sakin ve ozlediğimiz tarzda bir yer. Arada bir Ayvalık merkezden gelen ‘eller havaya’ muzikli gezi teknelerini saymazsak tabi. Buraya ozellikle akşam uzeri gelmek en doğrusu. Plaj ziyaretcilerinin kıyıları sessizliğe bırakıp gittiği, sakinliğin yukselip guneşin duşuşe gectiği saatlerde cok keyifli oluyor. Henuz Alacatı ve Bodrum beach’lerinin akıbetine uğramayan koyların dinginliğini yaşama fırsatını kacırmayın.



Taksiyarhis Kilisesi

Aslında Cunda’ya ilk geliş sebebim bu kiliseydi. Rahmi Koc Muzesi’nin restore edip muzeye donuştureceğini yazıyordu gazeteler. Tam o gunlerde bu muzenin mevcut haliyle fotoğraflarını cekmem icin aradılar. İşte o gunlerde gelip bir sure kaldığım kiliseye Âşık olmuştum. Balıkcılar, eski taş evler, kediler ve gunbatımıyla harika bir zamandı. Sonra restorasyon tamamlanınca yeniden cekim yapmak icin gittim. Ve kilisenin restorasyon oncesi ve sonrası cekimleriyle, hikÂyesi kitap olarak yayımlandı. Taksiyarhis Kilisesi, 1873’te inşa edilmiş. Canı, 2. Dunya Savaşı yıllarında yerinden cıkarılarak halka haber vermek icin kullanılmış. Daha sonra bu canın dunyanın en buyuk canı olduğu ortaya cıktı. Şimdilerde ise Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Bergama Muzesi’nde sergileniyor. Kilisenin bir başka ozelliği balık pullarının uzerine cizilmiş ikonları. Kilisenin adı ise Yunanca ‘baş melek’ anlamına geliyor.



Sevim ve Necdet H. Kent Kitaplığı

Cunda’nın en yuksek noktasında yer alan eski adı Agios Yannis olan kilise ve yel değirmeni, yıllarca kendi haline terk edilmiş duruyordu. Yine Rahmi Koc Muzesi buranın restorasyon işine el atıp yeniledi ve kitaplık haline getirdi. Muhtar Kent ise anne ve babasına ait 3 bin kitabı buraya bağışladı. Şimdi bu kitaplık adanın en cok ziyaret edilen yerlerinden biri. Tabii buradan bahsederken olağanustu manzarasını anlatmadan olmaz. Kitaplığın icinde bulunan kafenin terasından Ayvalık, Şeytan Sofrası, Dalyan Boğazı, Tavuk Adası, Hasır Adası ve Edremit Korfezi ile Cunda’yı gormek, fotoğraflamak mumkun.



Klasik hikÂye farklı otel

Kurumsal hayattan kopup Cunda’ya yerleşen Orcun ve Ozlem ciftinin actığı Cunda Mola Otel, rahat ve ferah mekÂn arayanlara sesleniyor.

HThayat

__________________