Kutlu Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Tevrat ve İncil'de de geleceği bildirilen ummi peygamberdir. Allah Peygamberimiz (sav)'e Kuran'ı vahyettiğinde kendisinin okuma yazması yoktu, yani ummi idi. Peygamberimiz (sav)'in bu ozelliği kendisinin peygamberliğinin en onemli delillerinden biridir.

İman etmeyenler, Peygamber Efendimiz (sav)'in ummiliğini bildikleri halde ona indirilen Kuran'ı kabul etmemişler ve hak kitabı kendisinin yazdığı iftirasını atmışlardır. Oysa iman etmeyenler, Peygamberimiz (sav)'i kendisine elcilik gorevi verilmeden once de tanımakta ve boyle bir ilme sahip olmadığını zaten cok iyi bilmekteydiler. Nitekim, Allah "Boylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, Kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şuphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yoneltip-iletiyorsun." (Şura Suresi, 52) ayetiyle bu gerceği haber vermiştir.

Peygamber Efendimiz (sav) Kuran ayetlerini "Allah'tan aldığı vahiyle" insanlara bildirmiştir. Yaptığı tebliğlerde hep bu gerceği dile getirmiş ve onlara kendisinin peygamberlikten onceki hayatına yıllarca şahitlik ettiklerini hatırlatmıştır:

De ki: "Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan once sizin icinizde bir omur surdum. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (Yunus Suresi, 16)

Peygamberimiz ummi olmasına rağmen en mukemmel şekilde din ahlakını tebliğ etmiş, Tevrat ve İncil'in de ilmine vakıf olmuştur. Yuce Allah'ın Kuran'ı vahyetmesiyle diğer kutsal kitaplardan ve gecmiş toplumların durumlarından da bilgiler vermiştir.

Peygamber Efendimiz (sav) Tevrat ve İncil'i okumadığı halde bu kitaplardaki hukumleri, anlatılanları bilmekteydi. Gecmiş toplulukların tarihine de vakıftı. Elbette bu, Allah'ın vahyi dışında asla mumkun olamayacak bir durumdu. Onu tanıyanların hepsi bunu biliyorlardı. Peygamberimiz (sav) daha once herhangi bir okulda bir eğitim gormediği halde, sahip olduğu ilim, bu mubarek insanın mucizevi yonlerinden sadece bir tanesidir. Allah Ankebut Suresi'nde şoyle buyurmaktadır:

Bundan once sen hic kitap okuyan değildin ve onu sağ elinle de yazmıyordun. Boyle olsaydı, batılda olanlar kuşkuya kapılırlardı. (Ankebut Suresi, 48)

Unlu tefsir ve İslam alimi Celaleyn bu ayeti şoyle tefsir etmektedir:

Sen bundan, yani Kuran'dan once kitap okur değildin. Onu elinle de yazmadın oyle olsaydı, yani okur-yazar olsaydın, batılı savunanlar, hakkında şupheye kapılırlardı, şuphe ederlerdi. Ve, "Tevrat'ta bize anlatılan Peygamber ummi olup okuması ve yazması yoktur" derlerdi. (Celaleyn Tefsiri Tercumesi, Tercume İbrahim Serdar, Yusuf Şensoy, Fatih Enes Yayınevi, İstanbul, 1997, 3. cilt, s. 1432-1433)
__________________